Güncelleme Tarihi:
TEDİRGİN BEKLEYİŞ
Vardiya bizde platformunun haftalardır düzenlediği 'Sessiz Çığlık' eyleminin sonuncusunun yapıldığı Cumartesi günü, aynı saatlerde Beşiktaş sahilinde bir cafede İstanbul Askeri Casusluk davasının 1 numaralı sanığı emekli Albay İbrahim Sezer ve Deniz Yarbay Kubilay Şükrü Özdemir ile birlikteyiz. Her ikisi hakkında da 'Yakalama kararı' var... Bir polis kontrolüne tabi tutulduklarında cezaevinin yolunu tutmaları an meselesi. İkisinin de cümleleri ortak, 'Kendimizi kumpas davaların göbeğinde sanık olarak bulduk. İşimizi, hayatlarımızı, aile düzenlerimizi kaybetmekle karşı karşıya kaldık. Kumpasın son halkası, İstanbul ve İzmir Askeri Casusluk davalarıdır. Bizi unutmayın'
BİR ASTSUBAY VE ALBAY CEZAEVİ'NDE
Haklarında yakalama kararı bulunan biri muvazzaf diğeri emekli iki subay Beşiktaş'ta bir cafede yaşananları konuştuğumuz sırada, benzer durumda bulunan astsubay Adnan Yılmaz ve Albay Necmi Yıldırım geçtiğimiz Şubat ayından beri 'yakalama kararına' istinaden tutukluydu. Mamak Askeri Cezaevi'nde tutuklu olarak bulunan Albay Necmi Yıldırım, Balyoz sanıklarının da tahliye olması ile birlikte cezaevinde artık tek başınaydı. Hakkında 'yakalama kararı' bulunan 41 sanık ise tedirgin bir bekleyiş içinde, yaptıkları başvuruya istinaden Anayasa Mahkemesi'nin 'yeniden yargılama ve hak ihlalleri' konusunda bir an önce karar vermesi için tedirgin bir bekleyiş içinde..
Davalar sırasında bebeğini kaybeden, Yüzbaşı Yekdane Ebru Ercüment 7 aylık bebeği ile bu tedirgin bekleyişi tüm zorlukları ile yurtdışında yaşayan sanıklardan biri. Pilot binbaşı Özcan Erdemir, Nilhan Bozkurt, Burak Çetin'de aynı durumdaki diğer subaylar... Bir de unutmadan hatırlatılması gereken bir sanık daha var; Seyfettin Alevcan... Havelsan çalışanı Seyfettin Alevcan, aynı zamanda Balyoz davasının da sanığıydı. Cezaevindeydi. Balyoz sanıkları tahliye olurken O cezaevinde kaldı. Çünkü İstanbul Askeri Casusluk davasından hükümlüydü... Şu anda bu davada Necmi Yıldırım, Adnan Yılmaz iler birlikte cezaevindeki yatmakta olan 3 kişiden biri...
GÖZLER 5. AĞIR CEZA MAHKEMESİ'NDE KULAKLAR AYM'DE
10 Şubat'ta 43 sanık hakkında yakalama kararının çıktığı davada, Yargıtay'ın karar bozduğu 14 kişi hakkında yeniden yargılama İstanbul Anadolu 5 Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılacak. Diğer 43 sanık da 'Yeniden yargılama' için mahkemeye dilekçe ile başvurmuş durumda. Bir taraftan da kulakları geçen Ocak ayında 'Hak ihlali ve yeniden yargılanmaya yönelik' olarak AYM'ye yaptıkları başvuruda...
VİKA HER YERDE AMA HİÇ BİR YERDE
İstanbul Askeri Casusluk davasını doğru anlamak için kulak vermemiz gerekenlerden biri de avukat Mahir Işıkay... Işıkay unutulan bu davanın oluşmasına neden olan bugüne kadar ulaşılmamış bir isme dikkat çekiyor. O isim polis dosyası ve fezlekesinde adı 'Vika' olarak geçen bir Rus hayat kadını...
56 kişinin sanık olmasına neden olan ve bugüne kadar bir türlü ulaşılamayan Vika'yı olayını şöyle anlatıyor avukat Işıkay, “Bu soruşturma nedeniyle 3 Ağustos 2010'da gözaltına alındı. 6 Ağustos'ta tutuklandı. Bakırköy Kadın Çocuk Cezaevi'ne kapatıldı. 14 Eylül'de görevsizlikle ayrılarak sözde casusluk davasından uzaklaştırıldı. Dosya Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi. Dosya burda da durmadı. Dosya burda da durmadı 28 Eylül 2010'da Karamürsel Cumhuriyet Başsavcılığı'na gitti.Karamürsel Asliye Ceza Mahkemesi 3 Ocak 2011'de görevsizlik kararı vererek dosyayı Kocaeli Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Bu kararla birlikte Vika, diğer sanıklarla birlikte serbest bırakıldı. Sorgulaması bile yapılmadı. İtiraz üzerine Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi dosyayı tekrar Karamürsel Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Anlayacağınız kimse dosyaya bakmak istemiyordu. Vika'nın yaklaşık 3 yıldır Karamürsel Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılaması devam ediyor. Vika hiç mahkemeye gelmedi. Sorgu ve savunması yapılmadığı için hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Tam 4 yıldır Vika bulunmak istenmedi. Tam 4 yıldır, neden hiç kimse Vika'ya dokun(a)madı, bul(a) madı, yakal(a) madı...Bu kritik tanık hala yok... Vika her yerde ama hiçbir yerde... Bu davada Vlka çok önemli bir tanık olmasına rağmen hiç bir zaman dinlenmedi. Bir ayrıntı da şu, İstanbul Askeri Casusluk davası sözde dijital delillere rağmen, hiçbir bilirkişinin dinlenmediği tek dava. Bunlar oluşan hak ihlalleri konusunda önemli ayrıntılar.”