Güncelleme Tarihi:
İHBAR MAİLİYLE BAŞLADI
Askeri Casusluk davası, Emniyet birimlerine gelen bir ihbarla başladı. 28 Nisan 2010 tarihinde mail yoluyla gelen ihbarda, aralarında Türk Silahlı Kuvvetleri'nden üst düzey subayların da bulunduğu bir çetenin fuhuş yoluyla kilit isimleri kandırdığı, kontrolü altına aldığı iddiası yer alıyordu.
İhbarı değerlendiren emniyet birimleri, aralarında iki Tuğamiral'in de bulunduğu (Tuğamiral Şafak Yürekli ve Tuğamiral Fahri Can Yıldırım) bir grubu incelemeye aldı. Soruşturma sonucunda 56 kişi hakkında dava açıldı.
DAVA SÜRECİ
Davaya 68 kişi ya da kurum da müşteki olarak dahil oldu. Savcı Fikret Seçen'in hazırladığı iddianame 10 Şubat 2011 tarihinde tamamlandı. Ardından da 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından oy birliğiyle 23 Şubat 2011'de kabul edildi. Davanın ilk duruşması 20 Nisan 2011'de yapıldı.
TSK TARİHİNDE İLK
Davanın önemi, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarihinde bir ilk olması. İlk kez TSK'da muvazzaf subaylar casusluk iddiasıyla bir sivil mahkeme önüne çıkarıldılar. Daha önce benzer davalara askeri mahkemeler bakıyordu. Nitekim sanık avukatları da dava dosyasının yetkisizlik ve görevsizlik kararı verilerek askerî mahkemeye gönderilmesini talep etti.
Cumhuriyet Savcısı Celal Kara, yetkisizlik ve görevsizlik taleplerinin reddedilmesi mütalaasını verdi. Mahkeme heyeti başkanı Metin Özçelik tarafından askerî şahısların sadece askerî suçlarla ilgili askerî mahkemede yargılanabileceğinin yasada düzenlendiği ve bu sebeple de yetkisizlik ve görevsizlik taleplerinin reddedildiğini bildirdi. Yargılamaya sivil mahkeme tarafından devam edildi.
GÖLCÜK DONANMA ÜSSÜNDE ARAMA
Dava süresinin en çok dikkat çeken gelişmesi Savcı Fikret Seçen başkanlığında Aralık 2010'da Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde arama yapılması oldu. Savcı Seçen başkanlığında İstihbarat Kısım Amirliği'nde yapılan aramada yer döşemesi altında 10 çuval belge ele geçirildi.
BALYOZ DAVASINI DA ETKİLEDİ
Gölcük'te yapılan aramada ele geçen belgeler arasında 43 klasörün de Balyoz Harekat Planı ile ilgili olduğuna karar verildi Bu belgeler Balyoz davasını yürüten İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
DELİLLER
Davanın ana delili, örgütün yöneticisi olarak suçlanan Emekli Albay İbrahim Sezer'in evinde DVD içinde bulunan dokümanlardı.
ÖRGÜT YÖNETİCİSİ EMEKLİ ALBAY İDDİASI
Savcı Seçen, delillere dayanarak örgütün yöneticisi olmakla suçladığı Emekli Albay Sezer hakkında 172 yıla kadar hapis cezası istedi.
İDDİALAR
Suçlamalar, aralarında TÜBİTAK görevlilerinin de bulunduğu sanıkların yabancı kadınlar aracılığıyla kritik görevdeki şahısları kandırdığı, fuhuş yaptırdığı, ardından da bu kişilerden şantajla kritik bilgiler ettiği üzerine kuruldu. Sanıklar, fuhuş ve şantaj yoluyla elde ettikleri kritik bilgileri yabancı ülkelere satmakla da suçlandılar.
İddianamede, sanıkların fuhuş ve şantaj yoluyla elde ettiği bilgiler arasında Türkiye savunma sanayinin kritik projelerinin yer aldığı ifade edildi. İddialar, sanıkların ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda elde edilen Erdek Deniz Üs Komutanlığı'nın kroki ve fotoğraflarını, TSK'ya ait savaş uçaklarının apron bakım atölyeleri ve hangarlardaki görüntülerinin fuhuş yoluyla kandırdıkları kişilerden şantaj yoluyla temin ettiklerini içeriyordu. Sanıkların bunları yabancı servislere satmak üzere temin ettikleri suçlaması da iddianamede yer alıyordu.
ÜÇ YABANCI KADIN
Davaya konu fuhuş olayının ise çete tarafından ayarlanan üç yabancı kadın aracılığıyla gerçekleştirildiği iddiası iddianamede yer aldı. Bu kadınların isimleri ise "Vira, Dilara ve Gül" olarak geçti.
UYUŞTURUCU BAĞLANTISI
Sanıklar hakkındaki bir başka iddia ise işbirliği yaptıkları "Vira, Dilara ve Gül" adlı kadınlar aracılığıyla 18 yaşından küçük kızların da uyuşturucuya alıştırıldıkları, ardından da fuhuşa zorlandıklarıydı. Fuhuşa zorlanan yaşı küçük kızlar aracılığıyla kritik mevkilerdeki kişilerden şantaj yoluyla elde edilen bilgilerin de çete üyeleri tarafından yabancı servislere pazarlandığı iddianamede yer aldı.
5 BİN KİŞİNİN BİLGİLERİNİ ALDILAR İDDİASI
İddianemede sanıkların yaklaşık 5 bin kişinin kişisel bilgi ve verilerini hukuka aykırı olarak kaydettiği suçlaması da yer aldı. Sanıkların, kişiler arasındaki konuşmaları dinledikleri ve kayda aldıkları suçlaması da yapıldı.
TUTUKLU SANIKLAR
Emekli albay İbrahim Sezer, Tamer Zorlubaş, emekli yarbay Mehmet Seyfettin Alevcan ve Deniz Mehmet Irak tutuklu olarak yargılandı.
GENELKURMAY'DAN BİLGİ İSTENDİ
Sanıkların evlerinde ve iş yerlerinde yapılan aramalarda elde edilen askeri fotoğraflar konusunda Genelkurmay'ın da görüşüne başvuruldu. Genelkurmay, özellikle İzmir Hava Radar Komutanlığı konusunda ele geçen belgeler konusunda savcılığa gönderdiği yanıt yazısınıda, "ele geçen bazı fotoğraf ve videolar, radara düzenlenebilecek saldırı ya da sabotajlara yönelik keşif bilgisi sağlayacak niteliktedir" ifadesi yer aldı.
SANIKLARIN DURUŞMADAKİ SON SÖZLERİ
4’ü tutuklu 56 sanığın yargılandığı ve İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın bugünkü duruşmasında sanıklar teker teker son sözlerini söyledi.
TUĞAMİRAL YÜREKLİ: HERHANGİ BİR SUÇ İŞLEMEDİM
Davanın sanıklarından Tuğamiral Şafak Yürekli, "30 yıl önce şanlı bayrağın üzerine elimi koyarak ettiğim yeminin aksine bir şey yapmadım. Yüce milletim sizlerde müsteri olunuz. Herhangi bir suç işlemedim. Son savunmamda da olduğu gibi suçsuz olduğumu haykırıyorum. Beraatimi talep ediyorum" dedi.
EMEKLİ ALBAY SEZER: HAKSIZ YERE TUTUKLUYUM
Davanın bir numaraları sanığı emekli albay İbrahim Sezer ise son sözlerinde suçlamaların doğru olmadığını belirterek, "2 yıla yakından haksız yere tutukluyum. Beraatimi talep ediyorum" diye konuştu.
TÜBİTAK GÖREVLİSİ ÇİPLİ: SOMUT DELİL YOK
Son sözleri sorulan TÜBİTAK görevlisi Yücel Çipli de suçsuz olduğunu belirterek, "Benim hakkımda somut belge, delil ve bulgu yoktur. Suçlamaların hepsini daha önce çürüttüm. İçim ve vicdanım rahat beraatimi talep ediyorum" ifadelerini kullandı.
Davanın sanıklarından Binbaşı Kemalettin Yakar da son sözlerinde, "Ben bu toprağa, bayrağa, Mustafa Kemal’e ve üniformama ihanet etmedim. Suçsuzum, beraatimi talep ediyorum" dedi.
MAHKEME BAŞKANI: BAZI MADDELERDEN HUKUK TARİHİNDE İLK KARARI VERDİK
Karar açıklamadan önce kısa bir açıklama yapan Mahkeme Başkanı Metin Özçelik, “Kapsamı itibari ile zor dosyalardan biriydi. Üye hakimlerimiz de benim kadar çalıştı. Mahkeme Türk milleti adına anayasa ve yasaların verdiği yetki ile yargılama yaptı. Takdir hakkını iyi niyetle kullandık ve bir karar oluşturduk. TCK 326 ve 327 (devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek) gibi maddelerde Türk hukuk tarihinde ilk kez karar verildi. Bu yönde bir istifade edeceğimiz bir karar yoktu. Hepimiz insanız. Bizim de hata yapma ihtimalimiz var. Türkiye’de ilk defa olan uygulamalar yaptık. Bizim hakkımızdaki bazı açık ithamları hiç üstümüze alınmadık" dedi.
VE KARAR: ASKERİ CASUSLUK SUÇUNDAN BERAAT, 4 TUTUKLU SANIĞA TAHLİYE
Tüm sanıklar "fuhuş ve askeri casusluk" suçlamalarından beraat etti. Tutuklu yargılanan emekli albay İbrahim Sezer, Tamer Zorlubaş, emekli yarbay Mehmet Seyfettin Alevcan ve Deniz Mehmet Irak da tahliye edildi.
ÖRGÜTÜN KURUCUSU YOK, ÜYESİ VAR
Örgüt kurmak ve yönetmek suçundan dava açılan emekli Albay İbrahim Sezer’in de arasında bulunduğu 5 kişi hakkında 15 ay süren yargılama sonucunda örgüt üyesi olmak suçundan ceza verildi. Mahkeme bu kararına gerekçe olarak ise sanıkların örgüt kurup yönettiklerine dair yeterli delil elde edilememesini gösterdi.
BİR NUMARALI SANIK SEZER’E CEZA YAĞDI
İddianamenin bir numaralı sanığı emekli Albay İbrahim Sezer, ‘örgütü üyeliği’ suçundan 2 yıl 6 ay, ‘özel hayatın gizliliğini ihlal’ suçundan 1 yıl 6 ay 22 gün, ‘haberleşme gizliliğini ihlal’ suçundan 1 yıl 6 ay 22 gün, ‘kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme’ suçundan 2 yıl 6 ay, ‘devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek’ suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası aldı. Sezer toplamda 15 yıl 7 ay 14 gün hapis ve ‘kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek’ suçundan 3 bin TL adli para cezası ile cezalandırıldı. Sezer ‘askeri casusluk ve fuhuşa teşvik etmek’ suçlarından ise beraat etti.
Örgüt üyeliği, örgüte yardım, devletin gizli belgelerini temin etmek, özel hayatın gizliliğini ihlal etmek, haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek suçlarından 44 sanık hakkında ceza veren mahkeme, cezalarının infazından sonra ise denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verdi. Sanıklardan Fatih Alpoğan’ın dosyası, yazı incelemesine ilişkin Adli Tıp Kurumu raporu gelmediği gerekçesi ile ayrıldı.
TUĞAMİRAL YÜREKLİ’YE 2 YIL 7 AY CEZA
Tutuksuz sanık Tuğamiral Şafak Yürekli ise ‘örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek’ suçundan 1 yıl 4 ay 20 gün ve ‘yasaklanan bilgileri temin etmek’ suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezası aldı. Balyoz davasının da tutuklu sanığı Yürekli, toplamda 2 yıl 7 ay 20 gün hapis cezası aldı.
TÜBİTAK BAŞKANI ÇİPLİ'YE 13 YIL 6 AY
TÜBİTAK Güvenlik Daire Başkanı Yücel Çipli de ‘örgüt üyeliği’ suçundan 2 yıl 6 ay, ‘kişisel verileri hukuka aykırı kaydetme’ 1 yıl 15 gün, ‘devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek ve açıklanması yasak belgeleri temin etmek’ suçundan 7 yıl 6 ay, ‘kişisel verileri hukuka aykırı temin etmek’ suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezası ceza aldı. Çipli’ye toplamda 13 yıl 6 ay 15 gün hapis cezası verildi.
TÜBİTAK GÖREVLİSİ METİN’E 8 YIL 4 AY HAPİS
TÜBİTAK Proje yönetici Merdan Metin, ‘örgüt üyesi olmak ve devletin güvenliğine ilişkin belgeleri kullanmak’ suçlarından 8 yıl 4 ay hapis cezalandırıldı.
KADIN SUBAYLARA DA CEZA VERİLDİ
Davanın iki kadın subayına da ceza verildi. Yüzbaşı Yekdane Ebru Ercüment’e, ‘örgüt üyeliği’, ‘özel hayatın gizliliğini ihlal’, ‘kişisel verileri hukuka aykırı kaydetme ve ele geçirme’ suçlarından 9 yıl 2 ay hapis cezası verildi. Sanık Yüzbaşı Ebru Bozkurt ise ‘örgüt üyeliği’ ve ‘açıklanması yasak belgeleri temin etmek’ suçlarından 5 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı
BİNBAŞI KEMALETTİN YAKAR BERAAT ETTİ
Gölcük Donanma Komutanlığı’nda odasında arama yapılan ve Gölcük Balyoz Belgelerinin bulunduğu sanık Binbaşı Kemalettin Yakar ise tüm suçlardan beraat etti. Yakar halen Gölcük’te bulunan belgelere ilişkin İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada yargılanıyor. Davanın sanığı Tuğamiral Fahri Can Yıldırım, ‘örgüt üyeliği’ suçundan beraat etti.
İLK KEZ HÜKÜM KURULDU
Türk Ceza Kanunu’nun 326’ıncı maddesinde düzenlenen “devletin güvenliğine ilişkin belgeleri… geçici de olsa tahsis oldukları yerden başka yerde kullanmak…hileyle almak ve çalmak” suçu ile TCK’nın 327’inci maddesinde düzenlenen “devletin güvenliğine ilişkin ve niteliği itibariyle gizli kalması gereken belgeleri temin etmek” suçundan Türk hukuk tarihinde ilk kez bu davada karar verildi. Kararda sanıkların subüt bulan eylemleri ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi konumunda bulundukları belirtilerek, en ağırından cezalandırılmaları gerektiği ifade edildi.