Güncelleme Tarihi:
Diyarbakır İHD İl binasında basın toplantısı düzenleyen Reyhan Yalçındağ, bir coğrafyada, bir ülkede bütün hak ve özgürlüklerin koruma altına alınabilmesi için barış ortamı bulunması gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“Bir yerde yaşam hakkı ihlali varsa, hiçbir hak ve özgürlük koruma altında olamaz. Kaldı ki kanın aktığı bir yerde. 1999- 2004 yılları arasında 5 yıllık bir çatışmasızlık hali yaşandı. Biz defalarca o yıllarda yayınladığımız raporlara bakılsın dedik, bakılsınki görülsün. Hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasıyla ilgili çatışmasızlık döneminde ciddi düşmeler yaşandı. Biz bunu çok önemsedik. Tekrar çatışmalı sürece başlamanın sinyallerinin verildiği 3 yıl önce biz tabiri caizse canhıraş bir şekilde bağırdık. İHD olarak barış yürüyüşleri, barış kampanyaları düzenledik. Aydınlarla görüşmeler yapıldı, çift taraflı ateşkes isteği dile getirildi, bu girişimlere yurttaş girişimi denildi. Ama bugün akıl tutulması olarak tanımlayabileceğimiz bir sürece yeniden geri dönüyoruz. Oysa ki, gerçekten yasal anlamda yapılacak birkaç düzenlemeyle çağcıl demokratik ölçüleri kendi anayasamıza uyarlamayla çözebileceğimiz bir sorundur. Kürt sorununun demokratik yöntemlerle barışçıl yöntemlerle çözülmesi için ciddi bir siyasi adım atılmadı. İş her zaman orduya havale edildi. Dolasıyla ordunun işin içine girdiği bir yerde Şemdinli vakasında olduğu gibi, yargı kararlarına müdahale gibi birçok şey gündeme gelir.”
Yalçındağ, “Son derece büyük bir üzüntü içindeyim. Ulus’taki patlamayı da en üst düzeyde kınadık, olay yerinde açıklamalar yapıldı. Bunun akabinde bölgede yaşanan çatışmalarda yaşamını yitiren askerler, polisler, gerillalar. Bütün bunlardan dolayı son derece üzüntü içindeyim. Gerçekten süreç böyle işlemeye devam ederse, Türkiye’deki halklar acı çekmeye devam edecek” diye konuştu.