Güncelleme Tarihi:
Hükümet, Türk Silahlı Kuvvetler Başkomutanı | ||||
|
319 KABUL, 101 RET
Görüşmelerin tamamlanmasının ardından oylamanın usulü belirlendi. Yapılan oylamada, açık oy benimsenirken yöntem olarak da elektorink oylama tercih edildi. Oylamaya 422 milletvekili katıldı. 319 milletvekili kabul, 101'i ret oyu kullanırken 2 milletvekili de çekimser kaldı. Â
YETKÄ° TEZKERESÄ°
Başbakan Bülent Ecevit'in imzasıyla TBMM Başkanlığı'na dün akşam saatlerinde sunulan tezkerede, hükümete Afganistan'a yönelik operasyon çerçevesinde asker gönderme ve topraklarında asker bulundurma konusunda izin verilmesi talep edildi. Tezkerede, izin talebinin çerçevesi şu şekilde belirtildi:
"Anayasa'nın 92'inci ve 117'nci maddeleri uyarınca, gereği, kapsamı, sınırı, zamanı ve süresi Hükümetçe belirlenmek üzere, terörizme karşı başlatılan Sürekli Özgürlük Harekatı ve devamının icrası kapsamında, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) yabancı ülkelere gönderilmesi, yabancı silahlı kuvvetler unsurlarının Türkiye'de bulunması ve hükümetçe verilecek izin ve belirlenecek esaslar çerçevesinde bu kuvvetlerin kullanılması için hükümete izin verilmesinin gereğini arz ederim.''
İÇTÜZÜK'TEKİ DÜZENLEME
TBMM İçtüzüğü'nün ''Silahlı kuvvet gönderilmesi veya kabulü'' başlıklı 130. maddesi şu düzenlemeyi getiriyor:
''Anayasanın 92. maddesinin birinci fıkrası gereğince Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yabancı ülkelere gönderilmesine veya yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunmasına belli bir süre için, Bakanlar Kurulu'nun istemi üzerine TBMM'ce izin verilir. Bu kararı Cumhurbaşkanı uygular.''
KÖRFEZ KRİZİNDEN BU YANA 7. İZİN
Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri, Körfez Krizi'nden bu yana yurt dışına asker göndermek için 7 kez TBMM'den izin aldı.
Irak'ın Kuveyt'i işgaliyle başlayan Körfez Krizi sürecinde, ABD vemüttefiklerinin Irak'a yönelik askeri harekatı aşamasında Türkiye'de çok uluslu bir gücün konuşlandırılması gündeme gelmişti. Hükümet, ''ülkemize bir tecavüz vukuu halinde derhal mukabele edilmesi maksadına münhasır olarak'' Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönd%äDlmesi veya yabancı silahlı kuvvetler mensuplarının Türkiye'de bulunması konularında TBMM'den izin istemiş ve bu izin 12 Ağustos 1990 tarihinde hükümete verilmişti. Önceleri Çekiç Güç olarak adlandırılan, şimdi ise sadece hava gücüyle sınırlı olan Kuzeyden Keşif Harekatı, bu izin kapsamında Türkiye'ye konuşlandırılmıştı.
Hükümet, TBMM'den 1990'da izin isterken, bugünkü tezkerede olduğu gibi Anayasa'nın 92. maddesinin yanı sıra 117. maddesine de atıfta bulunmuştu.
Başbakanlık yetkilileri, son izin tezkeresinde de 117. maddenin dayanak gösterilmesinin, Cumhurbaşkanı'nın başkomutanlık yetkisinin hükümete devredilmesi gibi bir anlam taşımadığını belirttiler. Anayasa'da düzenlenen bir hükmün, hükümet tezkeresiyle değiştirilmesinin düşünülemeyeceğini vurgulayan yetkililer, ''117. maddeye atıfta bulunulması, ikinci fıkradaki (milli güvenliğin sağlanmasından ve silahlı kuvvetlerin yurt savunmasına hazırlanmasından, TBMM'ye karşı Bakanlar Kurulu sorumludur) hükmü nedeniyledir'' diye konuştular.
Öte yandan, hükümetler, 1992'de Somali ve Bosna-Hersek'e, 1994'te Azerbaycan'a, 1997'desrail-Filistin çatışmalarının yaşandığı El Halil'e, 1997'de Arnavutluk'a, 1998'de Kosova'ya asker göndermek için TBMM'den izin aldılar.
Bu arada, Makedonya'daki Arnavut azınlığın elindeki silahlı toplamak için NATO'nun baÅŸlattığı operasyon kapsamında Bosna-Hersek'e görevli Türk kuvvetlerinden bir birlik Makedonya'ya kaydırıldı. Bu kaydırma için TBMM'den izin alınmadı.  Â
ECEVÄ°T: KÄ°MSENÄ°N GERÄ°SÄ°NDE KALMADIKÂ
Başbakan Bülent Ecevit, 11 Eylül saldırısından sonra ABD'nin ne yapacağını açıklamadan Türkiye'nin ortaya çıkıp bir takım tedbirler sıralamasının izah edilemeyeceğini belirterek, ''ABD'nin yanında yer aldığımızı tereddüde yervermeden açıkladık. Bu ABD'ye vefa borcumuzdu'' dedi.
Başbakan Ecevit, yurtdışına asker gönderilmesi için Hükümet'e izinverilmesini öngören Başbakanlık Tezkeresi üzerindeki eleştirileri yanıtladı.
11 Eylül saldırısının tarihi facialardan birisi olduğunu kaydeden Ecevit, şunları söyledi:
''Bu facıya uÄŸrayan devlet de dünyanın en güçlü devleti olan ABD'dir. ABD, hazırlıksız yakalanmıştır bu olaya. Hazırlıklı olması damümkün deÄŸildi. Çünkü, akla hayale sığmayacak bir saldırıya maruz kalmıştır. 2 dünya savaşını da ABD yönetmesine raÄŸmen, kendi topraklarına tek bir yabancı asker bile gelmemiÅŸtir. Ona raÄŸmen 11 Eylül günü ABD'nin iki kentinde bu olay oluyor. Ve 2 dakika içinde koca binalar yıkılıyor. 2-3 dakika içinde 6 binin üstünde insan ölüyor. ABD'nin böyle bir saldırıya hazırlıklı olması mümkün deÄŸildir.Elbette bunun üzerine nasıl bir strateji izleyeceÄŸi, terörizme karşı nasıl bir mücadele edeceÄŸi konusunda bir hazırlık aÅŸamasından geçmesi zorunluydu.Â
Şimdi ABD terör saldırısına uğramış, can kayıpları vermiş, o henüzne yapacağını açıklamadan, bizim onun yerine ortaya çıkıp bir takım kararlar açıklamamız nasıl izah edilebilir? Bunu anlamak çok güç. ABD,madem ki, bir öncülük üstlenmiş bulunuyor terörizme karşı, ilk önce ABD'nin nasıl bir tavır alacağını bilmemiz gerekiyor. ''
Ecevit, Türkiye'nin bu konuda en kararlı davranan ülkelerden birisi olduÄŸunu belirterek, ''O trajik olayın hemen arkasından Türkiye, terörizme karşı vereceÄŸi mücadelede ABD'nin yanında yer alacağını hiçbir tereddüde mahal bırakmayacak açıklıkta belirtmiÅŸtir. Bu bizim herÅŸeyden önce ABD'ye vefa borcumuzdu. Çünkü, birçok Batılı müttefiklerimiz, terörizmle mücadelemizde yanımızda yer almazken ABD bizimle olmuÅŸtur. Onun yanında yer almamız doÄŸaldır'' diye konuÅŸtu.Â
  Â
''FIRSAT YARATTI''Â
  Â
Türkiye'nin ABD'nin yanında yer almasının vefadan da öte terörizm belasından kurtarılması için büyük bir fırsat yarattığını anlatan Ecevit, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''ABD, terörizme karşı savaÅŸ açıyor ve 15-20 yıl terörizmden büyükacılar çekmiÅŸ olan Türkiye de elbette bu mücadelede ABD'nin yanında yer alacaktır. Peki ABD, bizden ne istedi? Åžu ana kadar hiçbir ÅŸey istemedi. ABD ÅŸimdiye kadar havaalanlarının ulaşım için kullanımı dışında, bunun gibi bazı istekler dışında herhangi bir istekle karşımıza gelmedi. Çünkü, süratle karar verilecek bir noktada deÄŸiliz.Fakat ABD ile günü gününe iliÅŸkilerimiz sürüyor. Bugün de 1 generalimizin baÅŸkanlığında üç subaydan oluÅŸan bir heyet irtibat görevi için ABD'nin talebi üzerine bu ülkeye gitmiÅŸ bulunuyor. Â
ABD henüz kararlarını açıklamadan önce, biz kendi önerilerimizi kamuoyuna açıklamaya, ABD'ye iletmeye başladık. Örneğin, Kuzey İttifakı'nı oluşturan güçlere askeri eğitim verebileceğimizi, bunun dışında bir takım malzeme ihtiyaçlarını, araç-gereç ihtiyaçlarını karşılayabileceğimizi ilettik. Ve bu mücadeleyi Afganistan topraklarında, çağdışı rejime karşı verilen mücadelenin sonuna kadar götürmesi gerektiğini, kararlılıkla ve açıklıkla belirttik. Daha ne istiyorsunuz bizden?''
Ecevit, Türk irtibat subaylarının da katıldığı toplantılarda yeni deÄŸerlendirmelerin yapılacağını belirterek, kimlerin nasıl ABD'ye yardımcı olabileceÄŸi, hangi devletlerin ne yapabileceÄŸinin kararlaÅŸtırılacağını söyledi.Â
Türkiye'nin hiç kimsenin gerisinde kalmadığını kaydeden Ecevit, ''Herkesten daha önce kararlılığımızı ifade ettik. Önerilerimizi de dile getirmeye baÅŸladık'' diye konuÅŸtu.Â
  Â
''GENERAL DOSTUM'A HAKARET''
  Â
Başbakan Ecevit, SP milletvekili Oya Akgönenç'in konuşmasının bir çok yerini ''hayretle karşıladığını'' ifade ederek, şöyle konuştu:
''Yıllardan beri Türkiye'ye dostluÄŸunu göstermiÅŸ olan ve Türkiye ile yakından iliÅŸki kuran General Dostum'a burada hakaret edilmiÅŸ olmasını içime sindiremediÄŸimi belirtmek istiyorum.Â
Akgönenç bununla da kalmadı, Afgan halkının çağdışı rejimden kurtulması için önde gelen bir umut durumundaki Kuzey İttifakı'nı da yerle bir etti. Onlara da hakaretlerde bulundu. Bunu da büyük üzüntüyle karşıladım. Bu durumda Vasiyet Partisi'nin... Düzeltiyorum Saadet Partisi... O kadar sık isim değiştiriyorlar ki.. Bu konuşmalar gösteriyor ki Saadet partisi, Taleban rejimine karşı açık bir tavır almayı içine sindiremiyor.''
BaÅŸbakan Ecevit'in sözleri iktidar partileri tarafından alkışlanırken, SP'liler sıra kapaklarına vurarak protesto ettiler.Â
Ecevit, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Pearson'ın dün yaptığı bir konuÅŸmada, bazı konulara açıklık getirdiÄŸini belirterek, Türkiye'den askeri birlikler için herhangi bir resmi istekte bulunmadıkları yolunda açıklama yaptığını hatırlattı.Â
Ecevit, konuşmasına şöyle devam etti:
  Â
''ACELECİ OLMANIN GEREĞİ YOK''
  Â
''ABD Büyükelçisi bunları söylüyor fakat hala Türkiye'de bazı kimseler, (illa ABD bizden asker istesin) havasındalar. He ısrarla söylüyorlar. Bu konuda bu kadar aceleci olmanın gereÄŸi yok.Â
Umarım ki bizim askeri katkımıza ihtiyaç olmadan ama baÅŸka yollardan geniÅŸ katılımımızla bir an önce Afganistan'daki harekattan baÅŸarıyla sonuç alınmasını temenni ederim.Â
Irak ile ilgili olarak Pearson ÅŸunu söyledi: (Türk makamlarıyla Irak konusunda herhangi bir görüşme yapmış deÄŸiliz.) Gerçek de budur. 11 Eylül'den bu yana bazı çevreler Irak konusunu iyi niyetle veya baÅŸka niyetlerle gündeme getiriyorlar. Åžimdiye kadar Irak konusunu gündeme getirmedi ABD. Ama bazı çevreler ısrarla bunu gündeme getirmeye çalışıyorlar. Bunu gündeme getirmekte Türkiye'nin yararı olmaz.Â
Bazı sayın milletvekilleri (gizli oturum yapalım) diyorlar. Türkiye saydamlık içinde olan bir ülkedir. ABD saydamlık içinde bir ülkedir. ABD, Kongresi'nde bir gizli oturuma ihtiyaç duymazken, bizim TBMM'de böyle bir oturama neden ihtiyaç duyulsun anlamak mümkün değil.''
Bu sırada SP Genel BaÅŸkan Yardımcısı Mehmet BekaroÄŸlu, ''ABD'den izin mi alacağız?'' diyerek laf attı. Oturumu yöneten TBMM BaÅŸkanvekili Murat SökmenoÄŸlu da ''Türkiye Cumhuriyeti BaÅŸbakanı kimseden izin almaz'' ÅŸeklinde karşılık verdi. Â
  Â
ÇİLLER'E CEVAP
  Â
Ecevit, Tezkere'nin görüşülmesinden sonra, Genel Kurul gündeminde gensoru önergeleri bulunduÄŸunu hatırlatarak, ''Ben Sayın Çiller'i dinlerken ÅŸu hisse kapıldım: Acaba Sayın Tansu Çiller ÅŸimdiden gensorugörüşmelerini baÅŸlattı mı? Neyse ki Sayın çiller, konuÅŸmasının sonundatoplantının gerçek gündemine 1-2 cümleyle de olsa deÄŸindi'' diye konuÅŸtu.Â
BaÅŸbakan Ecevit'e konuÅŸması sırasında SP ve AK Parti sıralarından sık sık laf atıldı. DSP milletvekilleri de ''dinleyin, saygılı olun'' diye karşılık vererek, Ecevit'i konuÅŸmasının sonunda ayakta alkışladılar.Â