Asistanı, spermci profesörü suçladı

Doğan Haber Ajansı muhabirine ürperten açıklamalarda bulunan Başasistan Dr. M.Ş, ‘‘Hocamız İ.K, bu konuda diğer asistanlar ve personel gibi beni de kullanmak istedi. Ancak yasal olmadığı için karşı çıkınca 'Senin ayağını bu bölümden keserim' diyerek tehdit etti’’ iddiasında bulundu.

Açıklamalarında Prof. İ.K'nın muayenehanesinden gönderdiği özel hastaların ve onlara yapılan işlemlerin hiçbirinin kayıt altına alınmadığını ifade eden M.Ş, sperm kaynağı olarak daha çok tıp öğrencilerinin ve hastane personelinin kullanıldığını da doğruladı. Geçen yıllarda onlarca asistanın da aşılama yönteminde isteyerek ya da istemeyerek Prof. Dr. İ.K'ya yardımcı olduğunu iddia eden M.Ş, kendisinin ve asistan arkadaşı Ü.A'nın istenilenleri yapmadığı için Prof. Dr. İ.K.'nın olumsuz davranışlarına hedef olduklarını söyledi. Tıp etiğine ve yasalara aykırı bulduğu için başkalarının sperminin kadınlara transferine karşı çıktığını, bunu da bölümdeki diğer hocalara anlattığını ifade eden M.Ş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

TERÖRİST MUAMELESİ

‘‘Hoca bu tür özel işlerini benim de yapmamı isteyince karşı çıktım ve ‘Yasal olmayan bir konuda beni kullanmanızı kabul edemem' dedim. Ardından bu tür uygun olmayan işlerin asistanlara yaptırıldığını 8-10 sayfalık bir mektup yazarak hocalara verdim. O günden sonra klinikte bana terörist gibi davrandılar. Ama karşı çıkanlar çoğaldıkça İ.K'nın isteğiyle yapılan bu olay da azaldı.’’

GÖREVDEN ALIRLAR

Başasistan, Çukurova Üniversitesi Rektörlüğü tarafından oluşturulan 5 kişilik komisyon tarafından yapılan soruşturmanın Prof. Dr. İ.K’nın görevden el çektirilmesiyle sonuçlanacağını, ancak başka kimseye bir şey olmayacağına inandığını söyledi. Asistan M.Ş, bu olayın Tıp Fakültesi Hastanesi'ne ya da kadın doğum kliniğinde görev yapan tüm personele mal edilmemesi gerektiğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:

ŞİKAYETÇİ OLMAZLAR

‘‘Ben ve arkadaşım Ü.A, Prof. İ.K. ile hiçbir zaman işbirliği yapmadık ve menfaat ilişkisi içinde olmadık. Biz ahlaka aykırı, yasal olmayan bu sisteme karşı çıktık. Bu sistemin içinde biz yokuz. Bu söylediklerimi Rektörlüğe ve dekanlığa yeminli ifade şeklinde söyledim. İstenirse savcılığa da bu şekilde anlatırım. Ancak bunu yaptıran hasta kaydını tutturmadığı gibi, yapan da kaydetmediği için yapılanları belgeli olarak ispatlamak mümkün olmuyor. Çünkü bunu yaptıran adam, toplumdaki onurunu kurtarmak için susacaktır.’’

Başka sperm transferinden eşlerin haberleri vardı

Başasistan M.Ş, aşkalarına ait spermlerin kısır kadınlara transfer edildiğinden hem kadının, hem de kocasının haberi olduğunu söyledi. Başasistan, yalnızca kocanın haberinin olduğu durumlar da bulunduğunu söyleyerek bu yüzden hiç kimsenin İ.K'yı şikayet edemeyeceğini belirtti. M.Ş, sperm transferinin şu şekilde gerçekleştirildiğini anlattı:

‘‘Hocamız İ.K'nın muayenehanesinden gönderdiği eşi kısır özel kadın hastasına ‘Yarın sabah eşinizle gelin. Eşiniz sperm versin, bize getirin, aşılama yapılacak' deniliyor. Ertesi gün gelen kadın, poliklinikteki sperm odasında alınan spermi, o an görevli asistana getiriyor. Asistan da spermi alıp, gerekli işlemleri yapıyor. Ancak sperm alımı sırasında kadının ve erkeğin yanında başka kimse olmadığı için, sperm verme odasına kim, giriyor, kim çıkıyor, sperm kocadan mı, yoksa başka birinden mi alınıyor bilinmiyor...’’

EVİMDEN GETİREYİM Mİ

Başasistan M.Ş, sperm transferi konusundaki şu akıl almaz örnekleri de verdi: ‘‘Kadın bazen ‘Evim çok yakın, evimden getirebilir miyim?' diyor ve gidip bir süre sonra tüpe konulmuş spermle geliyor. Spermi nereden getirdiği, kimden alındığı nasıl bilinebilir ki? Bu soruşturma sırasında bir veya bir kaç hastanın çıkıp şikayetçi olduğunu düşünelim. Spermin başka bir yolla edinilmediğini nasıl bileceksiniz? Kim ispatlayacak bunu? Ayrıca bana göre aşılama yoluyla bebek sahibi olan ailelerden hem kadın, hem de kocası spermin başkasına ait olduğunu biliyor. İkisi bilmiyorsa da en azından biri biliyordur.’’