Güncelleme Tarihi:
Erciyes Üniversitesi Seyrani Ziraat Fakültesince düzenlenen 1. Uluslararası Bal ve Bal Arısı Ürünleri Çalıştay, Fuar ve Kongresi'ne katılan 18 ülkeden 200'e yakın bilimadamı, bal ve bal ürünlerinin farklı kültürlerde insan hayatındaki önemini anlattı.
Kongrede sunulan bildirilerden derlediği bilgilere göre, sadece bal değil polen (arıların topladığı bitki özü), arı sütü (genç işçi arıların kraliçe arıyı beslemek için salgıladıkları süt), propolis (birçok bitkinin gövde, yaprak, tomurcuk ve ağaç kabuğundan bal arıları tarafından toplanan reçinemsi madde) ve balmumu (arıların petek yapımında kullandıkları madde) gibi ürünler büyük önem taşıyor.
Kongrede Iğdır Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Bayram Yurt'un sunduğu “Balın besin değeri” başlıklı bildiriye göre, bal hem besin değeri hem de insan sağlığına katıkları bakımından doğal gıdalar arasında çok önemli bir yere sahip.Bal, vitaminler, enzimler, mineraller, aminoasitler ve vücut için gerekli birçok maddeyi barındırıyor. Bu özelliğiyle şekerli ürünlerden ayrılan baldan 1 gram üretmek için arılar 4 binden fazla çiçekten nektar topluyor. Bu nedenle bal, binlerce çiçeğin besleyici değerini ve şifasını taşıyor.
İran Tarımsal ve Doğal Kaynaklar Araştırma Merkezinden kongreye katılan Sayed Mazaher Sayedi'nin bildirisine göre, balın insanlardaki zihinsel ve
davranışsal etkileriyle ilgili araştırmalar ilginç sonuçlar ortaya koyuyor.
Bu araştırmalar, ahlak dışı davranışlar sergileyen, sabıkalı veya suçlu bireylerin hayatları boyunca az miktarda bal tükettiğini gösteriyor. Balı fazla tüketenlerin mütevazı, iyi huylu ve nazik olduğu görülüyor.
İnsanlardaki stres kaynaklı hastalıkların çoğu aşırı kortizol salgılanmasından kaynaklanıyor. Kortizolun vücuttaki glikoz metabolizmasını olumsuz etkilemesi sonucunda vücut, hücrelerin hayatını devam ettirebilmesi için hayati önemdeki proteinleri kullanmaya başlıyor. Bu tüketimden kaynaklanan stres, farklı dokularda farklı hastalıklar olarak ortaya çıkıyor. Bal, kortizol salgısını kontrol altına alarak stresi engelliyor.
Uludağ Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Dilek Dülger'in bildirisine göre, antioksidan özelliğiyle dikkati çeken bal ve diğer arı ürünlerinin kanserden korunma, yara kapama, doku tamiri, sindirim sistemi, deri enfeksiyonları, antienflamatuvar (ödem azaltma), anestezi, diş sağlığı, kalp-damar ve bağışıklık sisteminde etkili olduğu birçok bilimsel çalışmayla ortaya konuluyor.
Balın içeriğinde yüksek oranda bulunan flavonoidler (bitkilerde bulunan bir madde) vücudu strese ve dış etkenlere karşı koruyor. Bu madde, antibakteriyel ve antibiyotik özelliğiyle vücudu hastalıklara karşı güçlendiriyor.
Bangladeş Turizm Vakfında görevli Mokhlesur'un “Apiterapi: En iyi doğal tıp” başlıklı bildirisine göre de bal ve arı ürünlerinin insanları hastalıktan korumak ve iyileştirmek amacıyla kullanılmasına “apiterapi” adı veriliyor.
Bal, yüzyıllardır kireçlenme, romatizma ve doku sertleşmesi tedavisinde kullanılıyor. Arı sütü, romatizma, dermatit, iştahsızlık, depresyon ve egzamanın tedavisinde, polen mantara karşı ve ödem çözmede, balmumu ise kozmetik alanında destek tedavi yöntemi olarak kullanılıyor.
Malezya Cyberjaya Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Syed Mohammed Naveed Ul Huda'nın bildirisine göre, arı zehri gerek modern tıpta gerekse geleneksel tedavide diz eklem rahatsızlığı tedavisinde kullanılıyor. Bazı depresyon vakalarında iyileşme duygusunun gelişmesi için de arı sokma yöntemi tercih ediliyor.