Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nda (CSO) uzun yıllar solo flütçü olarak yer alan Zahit Özsezen, 110’uncu doğum yıldönümü nedeniyle gerçekleştirilen programla, özel bir konserle anılıyor. Müzikolog Ersin Antep’in araştırmaları sonucu ortaya çıkan, Cebeci Müzik Öğretmen Okulu Salonu’nda gerçekleşen 3 Mayıs 1936 tarihli konser birebir, aynı enstrüman grubu ve repertuar ile tekrarlanacak. Müzikologların ‘Müziğin Ronaldo’su olarak tanımladığı konser, 88 yıl önce başkentte yoğun ilgi ile karşılanmıştı.
BEŞİNCİ KUŞAK BAYER ÇALACAK
Antep’in konserin tarihi anlamının ve içeriğinin sunumunu da yapacağı etkinlikte, birinci keman partilerini flütle seslendiren Özsezen’in yerini ise CSO Müdürü ve beşinci kuşak flüt sanatçısı Sibel Ayhan Bayer alacak. Konserde geçmiş konserinde ilk seslendirilişleri yapılan, Dvorak, Mozart ve Schubert’in eserleri sunulacak. Orkestranın günümüz sanatçıları Melodi Eylül Kayış (keman), Murat Cangal (viyola), Onur Şenler (viyolonsel), Hacer Özlü (kontrabas) ile Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Öğretim Üyesi Tayfun İlhan (piyano), aynı programı 88 yıl sonra yeniden Ankara dinleyicisine bugün CSO Ada Ankara’da sunacak. Özsezen’in 88 yıl önce kullandığı flüt ise geçen günlerde Amerika’da bulunarak Türkiye’ye ulaştı. CSO Müzesi’nde sergilenmek üzere bir süreliğine emanet edildi.
Konser öncesinde flütün Türkiye’ye gelmesini sağlayan Zahit Özsezen’in torunu Caz Piyanisti Ülkem Özsezen, CSO Müdürü ve flüt sanatçısı Bayer ve konserin ortaya çıkmasını sağlayan Müzikolog Antep sorularımızı yanıtladı...
TORUNU BULDU
- Ülkem Özsezen (Zahit Özsezen‘in torunu): Zahit dedemin ağabeyi, 1914 doğumlu ve dedemden on yaş büyük olan çellist Edip Özsezen’dir. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün çello öğretmenliğini de üstlenmiş idi. Dedemin eğitimi üzerinde de katkıları oldu. Edip Özsezen’in torunu Jenifer ise Amerika California’da yaşamaktadır. Bir süre önce, Jenifer beni arayarak, aile yadigârları arasında muhafaza edilen, dedem Zahit Özsezen’e ait bir ahşap flüt bulunduğunu, bunu bizlere ileteceğini bildirdi. Jenifer, dedeme ait bir abanoz flütü Türkiye’ye, bizlere gönderdiğini ilettiyse de birtakım ulaşım aksamalarından ötürü, ‘flüt’ bizlere ulaşamadan, birkaç kez Türkiye’ye geldi, geri gitti. Jenifer ve bizlerin ısrarlı çabaları nihayetinde, ‘flüt’ ailemize ulaştı. Non-Boehm denilen flüt ailesine ait, benzeri flütler Nach-Meyer olarak anılıyor.
‘MÜZİĞİN RONALDOSU’
- Müzikolog Ersin Antep (1936’daki konseri ortaya çıkardı, etkinliğin anlatıcısı): Yirmi yılı aşkın süredir ülkemizin çoksesli teknikle yazılan müziğinin Cumhuriyet ve öncesi dönemine ait tarihsel araştırmalar yapıyorum. CSO sanatçıları hakkında ne yazık ki bir döneme ait bilgi ve belgelere çeşitli sebeplerle ulaşılamıyor. Özsezen’in torunu Ülkem Özsezen’in flüte ulaşma yönündeki büyük gayreti ve başarısı konser için inanın güç verdi. 88 yıl önce gerçekleşen konsere ‘Müziğin Ronaldo’su da diyebiliriz.
‘YOKTAN VAR ETTİK’
- Sibel Ayhan Bayer (CSO Müdürü ve Flüt Sanatçısı): Benden 5 kuşak önce orkestrada çalışmış bir üstadımızın 1936 yılında gerçekleştirdiği bir konseri tekrarlıyor olmaktan onur duyduğumu ve heyecanla konseri beklediğimi belirtmek isterim. Notalara erişimin ve teminin zor olduğu, kayıtların kısıtlı olduğu ve ulaşım güçlüğü gibi sınırlı imkânların olduğu bir dönemde böyle bir repertuvar ile konser programının oluşturulmuş olmasının kelimelerle ifadesi ‘Yoktan konser var etmek’tir.