Güncelleme Tarihi:
Türk Pediatri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, aşı kullanımının önemine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen basın toplantısında, insanoğlunun yerleşik yaşama geçmesiyle bulaşıcı hastalıkların tarihinin aynı olduğunu vurguladı.
Bazı bulaşıcı hastalıkların medeniyetlerin yıkımına, toplu ölümlere neden olduğunu, hatta savaşların kaderini belirlediğini dile getiren Prof. Dr. Çokuğraş, buna 13, 14 ve 15. yüzyılların hastalığı olan vebayı örnek olarak gösterdi.
Prof. Dr. Çokuğraş, insanoğlunun mikroplarla mücadelesinin bugün de devam ettiğini, bu mücadelede en büyük kazanımın aşılar olduğunu belirtti.
“Aşılama dünyada her yıl 3 milyon kişinin ölümünün önüne geçerken 750 milyon çocuğun sakat kalmasını engelliyor” diyen Prof. Dr. Çokuğraş, Türkiye'de rutin olarak difteri, boğmaca, tetanos, çocuk felci, kızamık, hebatit B, kabakulak, hemafilus B, konjüge pnömokok ve BCG aşılarının yapıldığını anlattı.
Son vakanın 1977'de görüldüğü çiçek hastalığında aşılamaya 1980'de son verildiğini söyleyen Prof. Dr. Çokuğraş, çocuk felcinde ise 1988'de dünya genelinde 350 bin vakanın görüldüğünü, 2001'de ise aşılama faaliyetlerinin artmasıyla bunun 2 bine indiğini aktardı.
Kızamık hastalığında da son yıllarda Türkiye'de vaka sayısının çok azaldığına dikkat çeken Prof. Dr. Çokuğraş, Sağlık Bakanlığının verilerine göre 2003 yılında aşılanma oranının yüzde 68, 2008'de ise yüzde 96 olduğunu kaydetti.
Günümüzde 26 hastalığın aşıyla önlenebildiğini vurgulayan Prof. Dr. Çokuğraş, Türkiye'de sürdürülen aşılama çalışmalarının son yıllarda önemli bir düzeye ulaştığını bildirdi.
Prof. Dr. Çokuğraş, “Türkiye'de aşılamaya ayrılan para 7 yılda 14 milyon TL'den 300 milyon TL'ye çıktı. Bugün aşılamada geldiğimiz nokta son derece olumlu olmakla birlikte, yeterli değildir. Aşısı bulunmuş olan bir hastalığa karşı aşılanabilmek her çocuğun hakkıdır” dedi.
Aşı hakkındaki araştırma
Türkiye'de aşılama bilincinin ne düzeyde olduğunu öğrenmek amacıyla Nielsen Araştırma Şirketi tarafından bu yıl Mayıs-Haziran aylarında yapılan araştırmanın sonuçlarına da konuşmasında yer veren Prof. Dr. Çokoğlu, araştırmanın 12 kentte 20-64 yaş aralığındaki 1033 kişi arasında yapıldığını söyledi.
Prof. Dr. Çokoğlu, araştırmaya göre, Türk halkının bebeklikten yetişkinliğe kadar “aşılamanın bağışıklama demek olduğunu ve önemini bildiğini” dile getirerek, aşının amaçlarına yönelik sorulara katılımcıların yüzde 79'unun “hastalıklardan korunma” cevabı verdiğini anlattı.
Katılımcıların yüzde 13'ünün kendi istekleriyle aşı yaptırmak için doktora başvurduğunun ortaya çıktığını kaydeden Prof. Dr. Çokoğlu, katılımcıların ortalama olarak 5,5 yıl önce aşı yaptırdıklarının, ancak yüzde 50'sine yakınının en son 10 yıl önce aşı yaptırdıklarının belirlendiğini dile getirdi.
Hastalıkların bulaşma yollarına ilişkin soruya katılımcıların yüzde 48'inin “solunum yolu” cevabını verdiğini söyleyen Prof. Dr. Çokuğraş, aşıların koruyucu olduğunu düşünenlerinin oranının yüzde 98'e ulaştığını anlattı.
Rotavirüs aşıları hakkında klinik çalışmaları yapan Tampere Üniversitesi Tıp Fakültesi Viroloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Timo Vesikari de aşılamanın ölümleri engellediğini ifade ederek, aşılamayla çok ciddi hastalıkların bile önüne geçilebildiğini söyledi.
Prof. Dr. Vesikari Türkiye'nin kızamık hastalığı konusunda çok önemli yerlere geldiğini, vaka sayısının önemli ölçüde azaldığını belirterek, “Hatta Türkiye, birçok kıta Avrupası ülkesinden bile daha iyi konumda” dedi.