Güncelleme Tarihi:
Belediye imar yönetmeliğine göre, bir bina gereken şartlara sahip değilse yıkılarak düzeltilmesi gerekiyor. Ama bu çoğu zaman çeşitli nedenlerle gerçekleşmiyor. Çeşitli belediyelerde başkan teknik yardımcısı olarak görev yapan inşaat mühendisi Suphi Özşeker ‘‘Kanuna göre, inşaatlar alınan ruhsat ve eklerine uygun yapılmak zorunda. İnşaat tamamlandıktan sonra belediye görevlilerinin binayı denetlemesi ve uygun değilse yapı kullanma izni (iskan izni) vermemesi gerekir. Bu durumda ne elektrik, ne su, ne de kanalizasyon bağlanabilir’’ diyor.
13 kişinin ölümüyle sonuçlanan Mavi Çarşı yangını, olayın siyasi yönü bir yana Türkiye'nin hemen hemen her yerinde yaşanan bir sorunu yeniden gündeme getirdi: İmar Yasası'ndaki eksiklikler ve uygulamadan kaynaklanan sorunlar. Gerçi 1985'den bu yana uygulanan 3194 sayılı İmar Yasası ve buna bağlı yönetmeliklerde konut ya da iş yeri olarak yapılan bir binanın taşıması gereken özellikler ayrıntılarıyla anlatılıyor. Ancak sorun, kaçak olarak yapılan binalara ruhsat ve yapı kullanım izninin (iskan izni) verilmesi aşamasında kördüğüme dönüşüyor. Uygulamaya göre, belediyeden ruhsat almadan başladığınız bir binayı yıktırmadan tamamlamayı başardığınızda belediyeye başvurup ruhsat alma şansınız var. Gerekli cezaları ödediğinizde, binanız da gerekli şartlara uyuyorsa sorun yok. (İnşaat sorunsuzsa neden önce ruhsat alınmadığı da şüpheli ama, neyse). Yine belediye imar yönetmeliğine göre, binanız gereken şartlara sahip değilse yıkılarak düzeltilmesi gerekiyor. Ama asıl sorun da bu aşamada başlıyor.
1969-1988 yılları arasında İstanbul'da çeşitli belediyelerde başkan teknik yardımcısı olarak görev yapan inşaat mühendisi Suphi Özşeker deneyimlerinden yola çıkarak şunları anlatıyor: ‘‘Yıkıma gideceksin ama ne ne araç, ne de personel bulabiliyorsun. Vatandaş yıkılacak binanın içine yerleşiyor ve çıkartamıyorsunuz. 6785 sayılı yasada, 'binadan ve eşyadan tahliye' diye bir madde vardı. Yani binaya yerleşilmiş bile olsa, savcılığa yazı yazıyordunuz, savcılık kolluk kuvvetini gönderiyor ve binadan eşyaları ve insanları çıkarıyordu. Bu yasayı değiştiren 3194 sayılı yasada bu madde ya unutulmuş ya da kasten konmamış. O zaman kim tahliye edecek bunu? Kapıyı kırdığınız zaman meskene tecavüz oluyor, içinde insan ya da eşya varken yıkılması da mümkün değil. O zaman da kaçak yapıyı yapan oturuyor.’’
Yetkililerin de kabul ettiği gibi İstanbul'daki binaların yüzde 60'dan fazlası kaçak yapı niteliğinde. Özşeker'in dikkat çektiği bir konu ise işyeri olarak kulanılan binaların çok büyük bir bölümünün ruhsat aşamasında konut olarak gözükmesi. İşyeri için ödenen harçların konuta göre çok yüksek olması nedeniyle tercih edilen bu yol, inşaat bitip yapı kullanım izninin de alınmasından sonra mal sahibinin belediyeye başvurarak izin istemesiyle çözümleniyor. Görev yaptığı sırada yaklaşık 10 bin civarında kaçak yapı yıkan Özşeker'e göre kaçak bina sahiplerinin gerekli cezaları ödemesi ve belediyeye bağış yapmasıyla bu aşama kolayca halledilebiliyor. Ancak üzerinde durulması gereken konu, uygulamada böyle olsa da, yasalar açısından bu tür ceza ödemelerinin yasalara aykırılığı ortadan kaldırmaması. Yani cezasını ödeseniz bile aksaklığı düzeltmek, düzeltilemeyecek durumdaysa da yıkmak zorundasınız. Özşeker Mavi Çarşı olayı için, ‘‘Yangın merdivenlerinin ve kagir bodrum kat eksiğinin dışında, havalandırma bacaları yönetmeliklere uygun olarak, 1.20x1.20 m. ölçülerinde yapılmış olsaydı, yangın, merdivenlerden üst katlara yükselmek yerine bacalara yönelecek ve belki de bu kadar vahim bir tablo çıkmayacaktı,’’ diyor.
Özşeker'e göre bir binanın ruhsat almasından yıkılmasına kadar her türlü aşamasını denetlemekle yükümlü olan belediyeler son yıllarda yoğunlaşan bu tür olaylarda birinci derecede sorumlu: ‘‘Kanun diyor ki, inşaatı, alacağınız ruhsat ve eklerine uygun yapmak zorundasınız. Ama diyelim ki yapmadınız. Binanızı bitirdikten sonra yapı kullanma izni (iskan izni) almak zorundasınız. Bu aşamada belediye görevlileri gelecek ve binanın projesini fenni yönden denetleyecek. Saydığımız bütün noktalarda bina incelenecek ve eğer uygun değilse o binaya ne elektrik, ne su, ne de kanalizasyon bağlanabilir. Buraya kadar binanın sahibi olarak siz sorumlusunuz. Ama belediye ruhsat ve oturum izni vermekle sorumluluğu da üzerine almış olur.’’
BELEDİYE İMAR YÖNETMELİĞİNE GÖRE
YANGIN MERDİVENİ
Konutlarda: Bir blokta 20 konut varsa asansör şarttır. 10 katı aşan konutlarda iki asansör ve yangın merdiveni yapmak zorunludur.
İş yerlerinde: İnşaat kat alanı 600 metrekare ve daha üzerinde olan binalarda yangın merdiveni şarttır.
l Kullanış maksatları ve içinde yaşayan insan sayısı çokluğu nedeniyle özellik arz eden umumi binalarda; oteller, iş hanları, çok katlı mağazalar, sanayi çarşıları, düğün salonları, pasajlar, matbaalar, hamam ve saunalar, sergi yerleri, müze ve kütüphaneler, fazla kapasiteli otopark ve kapalı garaj gibi binalarda kat sınırlamalarına bağlı kalmaksızın, birden fazla kat varsa yangın merdiveni yapılması zorunludur.
l Otel, işhanı, pasaj ve benzeri umumi binalarda, ev ve bağımsız binaların ortak merdivenleri ahşap olamaz. Merdiven ve sahan genişlikleri 1 metreden az olamaz.
BASAMAK GENİŞLİĞİ
En az 70 cm. olmak zorunda. İnşaat toplam alanı 1000 metrekareden fazla olan binalarda ise her 500 metrekare için merdiven genişlikleri 10 cm artırılır ve 120 cm.'ye kadar genişletilir.
Bu merdivenlerin ve merdiven kapılarının ısıya dayanıklı ve tecritli olması zorunludur. Yangın merdiveni mutlaka zemin katla irtibatlandırılmalıdır.
BODRUM
Her türlü binaların temel ve bodrum katları kagir (taş) olmak zorundadır. Bu bölüm sığınak görevi gördüğü için yangın ve benzeri durumlarda kesinlikle koruyuculuğa sahiptir.
HAVALANDIRMA BACASI
Konutlarda 0.45x0.45 m.'lik havalandırma bacası zorunludur. İşyerlerinde bu ölçü 1.20x1.20 m.'dir. Mavi Çarşı'da baca olsa idi yangın, merdivenlerden üst katlar yerine havalandırma bacasına yönelecekti.