Oluşturulma Tarihi: Ocak 25, 2003 00:00
Gazetelerin dünya sayfalarında Afrika haberlerine hiç rastlamıyorsunuz değil mi?Örneğin biz yer sıkıntısı yüzünden Kongo'dan gelen şu korkunç yamyamlık hikayelerini aktaramadık. Malavi'deki kara giysili eli şırıngalı hayal ürünü adamların saçtığı vampir paranoyasını, Zimbabweli erkeklerin AIDS'i iyileştirsin diye albino kadınlara tecavüz ettiğini, yolsuzluk suçundan aranan Zambialı bakanın, üzerine taktığı muskalardan ötürü görünmez olduğunu sanırken nasıl yakayı ele verdiğini de yazamadık. İşte size Afrika öyküleri. Hepsinin de temelinde, yoksulluk, açlık, cehalet ve AIDS var.Bir zamanlar, Uganda Devlet Başkanı İdi Amin'in bir bakanını yediği söylenirdi. Aslı var mıydı, yok muydu, hiç ortaya çıkmadı. Sonraları, rakiplerinin kesilmiş başlarını dondurucuda sakladığı ve zaman zaman karşısına alıp seyrettiği ileri sürüldü. Yesin yemesin, 300 bin kişiyi öldürttüğü iddiasıyla 23 yıl önce sürgüne gönderildi. Şimdi Suudi Arabistan'da yaşıyor ve günlerini Kuran okuyarak geçirdiği söyleniyor.Sadece İdi Amin'inki değil, Afrika'dan başka yamyam mitosları da yayıldı. Özellikle Batılı ülkelerde, Afrika'da yamyamlık olduğu inancı hep yaygındı, ancak hiçbir zaman bunu kanıtlayan bir olaya rastlanmadı. Ama şimdi, mitoslar gerçek oldu. Kongo'da, 2 milyon insanın öldüğü iç savaş sırasında kitlesel bir şekilde yamyamlık suçu işlendiği ortaya çıktı. Kongo'daki BM misyonunun geçenlerde açıkladığı rapora göre, Uganda tarafından desteklenen Kongo Kurtuluş Hareketi ile müttefiki Kongo Ulusal Demokrasi Örgütü'nün gerillaları, ormanlarda Pigmeleri öldürüyor ve yiyorlardı. Yakınları katledilen görgü tanıklarının ifadelerine göre asiler kurbanların etlerini, o kişilerin ailelerine yediriyordu.Amzati Njogi adlı tanık, bir tepenin üzerinden gördüğü sahneyi anlatırken, asilerin, annesi, erkek kardeşi ve kız kardeşiyle onun iki küçük çocuğunu öldürdüğünü, sonra da kurbanları üzerlerine tuz dökerek kazanlarda kaynatıp yediklerini söylüyor. Bir kadının da kocasını pişirip yemeye zorlandığı anlatılıyor.Başka tanıklar da 1998 yılında başlayan iç savaşta, Pigmelerin büyük acılar çektiğini, 12-14 yaşındaki kızlara tecavüz edildiğini, binlerce insanın çaresiz ormanların iç kesimlerine kaçtığını anlatıyor.Yamyamlıkla suçlanan hareketin lideri Roger Lumbala ise insan eti yediklerini kesinlikle yalanlıyor ve rakip örgütlerin şöhretlerine leke sürmek için iftira ettiklerini söylüyor. Bununla birlikte şunu da itiraf ediyor: ‘‘Lendu ve Hema kabileleri kurbanlarının yüreklerini çıkarıp yer ama, benim askerlerim o kabilelere mensup değildir.’’Yaklaşık 40 bin Pigmenin yaşadığı İturi bölgesindeki korkunç eylemleri soruşturan BM yetkilileri, yamyamlığın beslenme amaçlı olmadığı, tamamen ritüel nedenlere dayandığı görüşündeler. İnsan eti yiyenler, tılsımlı bir güç kazandıklarına ve böylelikle yenilmezliğe kavuştuklarına inanıyorlar. BM'ye göre eski sömürge ülkelerindeki az gelişmişlik ve yoksulluk devam ettiği sürece yamyamlık da devam edecek. Çünkü o insanlar kendilerini, çevrelerindeki hayvanlardan daha yüksek varlıklar olarak görmedikleri sürece benzer davranışlar sergilemeleri normal olacak.MALAVİLİ VAMPİRLERMalavi'de herşey şu haberle başladı: ‘‘Hükümet, adı belirtilmeyen uluslararası bir yardım kuruluşuyla işbirliği içinde, halktan kan toplayarak karşılığında yiyecek dağıtacak.’’ Bu
haber bir anda ülke sathına ‘‘vampirler kanımızı emmeye geliyor’’ paranoyası şeklinde yayıldı. Böyle bir hikaye yüzünden 1970 yılında da büyük bir kitlesel histeri patlak vermişti. Dönemin diktatörü Kamuzu Banda'nın, insanları öldürterek bunların kanlarını Güney Afrika'daki apartheid rejimine gönderdiği söylentisi korkunç bir paniğe yol açmıştı.İşte 30 yılı aşkın süre sonra Malavi yine benzer bir panikle karşı karşıya. Hükümetin aldığı bütün önlemlere rağmen panik dinmek bilmiyor. Köylüler yaygın bir şekilde, vampirlerin geceleri insanların kanını emip kuruttuğuna inanıyor. Köy erkekleri geceleri dağlarda tepelerde vampir devriyesine çıkıyor. Vampirlikle suçlanan iki kişi bu yüzden linç ediliyor. Evinde vampirleri gizlemekle suçlanan bir vali, 200 kişinin taşlı saldırısından son anda kurtuluyor. Vampir söylentileri yayan 40 kişi tutuklanıyor. Vampir saldırısına uğradığını iddia eden biriyle röportaj yapan Maganizo Mazeze adlı radyocu da tutuklanıyor. Çünkü hükümet vampir haberlerine yasak getirmişti. Sonunda radyocu serbest bırakılıyor.Devlet Başkanı Bakili Muluzi, söylentilerin muhalefet tarafından çıkarıldığını iddia ederken, halk ‘‘Politikacılar hep yalan söyler, demek ki vampirlerin olmadığı da yalan’’ diye düşünüyor. İnsanları böyle çılgınca bir paranoyaya iten gerçek neden büyük ihtimalle açlık. Yaklaşık 3 milyon insanın acil gıdaya ihtiyacı var ve açlık yüzünden hayaller görmeye başladıkları söyleniyor. Ayrıca çok yaygın olan AIDS bir utanç kaynağı olarak görüldüğü için, halkın hastalık ve ölümlerden vampirleri sorumlu tuttuğu da bir başka görüş.ALBİNO AIDS'E İYİ GELİRBir başka acıklı AIDS ve batıl inanç hikayesi de Zimbabwe'den. BBC'de yayınlanan habere göre bu ülkede 15 bin siyah albino yaşıyor. Kalıtımsal olarak deri, saç ve gözlerinde renk pigmentleri olmayan bu insanlar bir yandam cüzzamlı muamelesi görürken, diğer yandan başka bir tehlikeyle karşı karşıya bulunuyorlar. Bir mitosa göre HIV virüsü taşıyan erkekler albino kadınlarla yattığı takdirde, AIDS hastalığından kurtuluyor. İşte bu yüzden AIDS'teki tırmanışla birlikte albino kadınlara yönelik tecavüzler de artıyor. 13 milyon nüfuslu Zimbabwe'de, cinsel açıdan aktif her dört kişiden biri HIV taşıyor.Rüşvetçi bakan muskalarla görünmez olduğunu sandıZambia'nın eski maliye ve dışişleri bakanı Katele Kalumba 53 milyar Kwacha rüşvet almakla suçlanıyor. Bu paranın Türk Lirası cinsinden ne kadar tuttuğunu bilemiyorum. Çünkü haber Afrika basınından ve paranın dolar karşılığı belirtilmemiş. Her neyse rüşvet rüşvettir, miktar önemli değil. Kalumba adlı bu eski bakan ayrıca, otomobil, motosiklet ve tekne çalan eski istihbarat şefine yardımcı olmakla da suçlanıyor. Yargı karşısına çıkmamak için de kayıplara karışıyor. Polis tam üç hafta boyunca Kalumba'nın izini sürüyor ve sonunda Kongo sınırı yakınlarındaki bir köyde bulunuyor.Ama nasıl bulunuyor! Bir fundalıkta gizlenen Kalumba karşısında polisleri gördüğü halde hiç kıpırdamıyor. Çünkü tepeden tırnağa orasına burasına bağladığı muska ve tılsımlar sayesinde görünmez olduğunu zannediyor. Bu arada Kalumba'nın elektriği olmayan köyde, peşindeki polisleri ekrandan izlemek üzere, sözde tılsımlı bir boncuğu laptopuna bağladığı da görülüyor.Tabii derhal tutuklanıyor ve başkent Lusaka'ya götürülüp mahkeme önüne çıkarılıyor. Görünmezlik fiyaskosunu bozuntuya vermeyen eski bakan mahkemede şöyle diyor:‘‘Muska taktığım doğru değil. Polis, şerefime leke sürmek için yalan söylüyor.’’
button