Seyit ERÇİÇEK/İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Kasım 06, 2010 00:00
Taksim’de çevik kuvvet bekleme noktasına saldıran canlı bomba Vedat Acar’ın, PKK’nın Ölümsüzler Taburu’nda tim komutanı olduğu iddialarını örgüte yakın internet sitesi yalanladı. Örgüte yakın bir internet sitesi, 2008 yılında yayınladığı haberde Derviş Şino lakaplı Acar’ı, “Odun toplar, ateş yakar, yemek yapar. Fırsat bulduğunda suyun başına giderek balık tutar” diye anlatmış.
Canlı bomba Vedat Acar’ın, bağlılığı nedeniyle 2006’dan itibaren örgütün ‘Ölümsüzler Taburu’ adı verilen 200 kişilik canlı bomba grubunda tim sorumlusu olduğu iddia edilmişti. Diğer PKK’lılardan ayrı bir alanda eğitim yapan grup iddialara göre birbirlerini sadece kod isimleriyle tanıyordu. Ayrıca eylemlere giderken peruk kullanıyor, top sakal bırakıyor ya da saçlarını uzatıyordu. Böylece dikkat çekmiyorlardı. Ancak örgüte yakın bir internet sitesinde 31 Ekim 2008’de Derviş Şino lakaplı Vedat Acar’ı konu alan bir
haber tüm senaryoları çürüttü. Haberde canlı bombadan şöyle bahsediliyor:
“Behçet hastalığına rağmen dağlarda gerillacılık yapıyor. Bu dağların en renkli gerillalarından. Odun toplar, ateş yakar,
yemek yapar. Eline oltayı alıp
balık tutmaya başladığında Şino’nun sabrına diyecek yok. Henüz yaşamının baharında ve iyi bir gerilla. Aktif bir militan olmak için dağlara gelmiş. Sürekli ilaç kullanıyor. Fazla yorulmaması gerekiyor. Birlikte geldiği arkadaşlarının çoğunun aktif olduğunu ve hastalığından dolayı ön cephede yer alamadığını anlatıyor.”
Bu arada Acar’ın cenazesi, bugün uçakla memleketi Van’a götürülecek. Vedat Acar’ın ağabeyi Abdullah Acar, kardeşinin cenazesini almak için dün 11.00’de avukatıyla birlikte Adli Tıp’a geldi. Tabutun kargoya teslimi sırasında Acar’ın yakınları uzun süre gözyaşı döktü. Cenaze bugün 09.00’da THY ile Van’a götürülecek. Adli Tıp önünde gazetecilere, çocuğuna kimlik çıkaramadığından yakınan Abdullah Acar, “Yeter artık. Niye çocuğumun kimliğini vermiyorlar? Niye dilini konuşmuyor? 15 gün sonra çocuğum doğacak. Adını ‘Vedat’ koyacağım, ‘Derviş’ koyacağım. Ama keşke ‘Barış’ koyabilsem. Artık barış dilini konuşun yeter” diye bağırdı.