Güncelleme Tarihi:
KISITLAMALARI KADEMELİ AZALTACAĞIZ
Aldığımız tedbirler sayesinde salgının artış hızını gerilettik. Salgının sağlık sistemimiz üzerindeki yükü de önemli şekilde hafifledi. Salgın tedbirlerinin faaliyetlerine ara verilen esnaflarımız, öğrencilerimiz başta olmak üzere vatandaşlarımız üzerinde açtıkları sıkıntıları yakinen biliyoruz. Salgına bir çözüm bulunana kadar tedbirlerle kendimizi savunmaya mecburuz.
Vaka sayısının belirli bir sayının altına inmesiyle kısıtlamaları kademeli olarak azaltacağız. Gelinen aşamada önemli bir hususta aşı çalışmalarıdır. Türkiye faaliyetleri yakinen takip etmektedir. Hali hazırda Çin aşısını ülkemize getirmeye başladık. İlk etapta 3 milyon doz aşı ülkemize geldi. Alman aşısıyla da anlaşmamızı yaptık. Görüşmeler devam ediyor. (Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya bakarak) Sayın Bakan herhalde bu hafta sonuna kadar buna başlayacağız değil mi? ‘Perşembe veya cuma olur’ diyor. Böylece belirlenen sıraya göre bu tarihte aşılar başlayacak. Aşılar öncelik sıralamasıyla uygulamaya geçecek, perşembe ya da cuma gününe kadar buna başlayacağız.
‘SÖZDE CUMHURBAŞKANI’ ELEŞTİRİSİ
Türkiye uğradığı tüm saldırılara ve küresel sorunların yol açtığı sıkıntılara rağmen kararlılıkla yolunda devam ettikçe, önümüze yeni tuzaklar kurulmaya çalışıldığını görüyoruz. Bunlardan biri de, bir süredir hiçbir rasyonel temeli olmadan başlatılan siyasisi ve soysal kaos çıkarma denemeleridir. Türkiye’nin huzurunu kaçırmak isteyenlerin aslında neye cevap verdiklerini gayet iyi biliyoruz. Bu gayretler vesayetin etkisinin kırılıp, milli iradenin güçlenmesi konusunda kat ettiğimiz mesafeye verilen cevaptır. Türkiye bu ülkede kimin Cumhurbaşkanı seçileceği konusunda milletin temsilcileri yerine vesayetin dayatmasının belirleyici olduğu günleri geride bırakmıştır. Böylesine büyük bir devrimi hala içlerine sindiremeyenler sancılarını farklı görüntüler ve bahaneler altında dışa vuruyor. Bizzat kendisi bir kaset komplosuyla iş başına gelen, partisi içindeki taciz, tecavüz, hırsızlık hadiselerini görmezden gelerek orada kalmayı başaran bir siyasi partinin sözde genel başkanının sancısının sebebi de budur. Bunların derdi milletledir, milli iradeyledir, milletin tercihleriyledir.
OY VERMEYENLER SÖZDEDİR
Bunlara oy vermeyen öğretmen sözde öğretmen, çiftçi sözde çiftçi, hakim sözde hakimdir. Teröriste terörist demekten aciz bu genel başkanı öncelikle CHP seçmenine havale ediyoruz. Terör örgütlerinin ülkemiz içinde yaptığı eylemleri gizli veya açık şekilde destekleyenler Büyük Türkiye’nin inşasını engellemek için çırpınıyorlar. Varlık sebepleri olan sivil toplum örgütlerinin maskeleri birer birer düşenler, paniğe kapılmışlardır.
HEDEFLERİMİZE DOĞRU KARARLILIKLA YÜRÜYORUZ
İNSANLIK olarak 2020 yılını iyi hatıralarla kapatmadık. Geçtiğimiz yılı büyük bedeller ödeyerek geride bıraktık. Geçtiğimiz 18 yılda kurduğumuz alt yapının üstünde hedeflerimize doğru kararlılıkla yürüyorduk. Koronavirüs salgınının ülkemize de sıçramasıyla birlikte kendimizi hızla bu yeni döneme hazırladık. Salgın tedbirlerinden etkilenen tüm kesimlere nakdi hibe ve destek programları başlattık. Yılın 2. çeyreğinde ülkemizde derinden hissedildi. Bu dönemde dünyada daha ağır geçerken, Türkiye %9,9 oranında daraldı. Salgının etkilerini azaltmak için önlem ve teşvikler sayesinde ekonomimizin direncini korumayı başardık. 3. çeyrekte 1. önceki çeyreğe göre sanayi üretimimiz %30 oranında arttı. Otomobil ve konut piyasalarında haziran ayıyla birlikte ciddi hareketlilik gerçekleşti.
NE KADAR ÇIRPINIRLARSA ÇIRPINSINLAR
NE kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar Türkiye’nin demokraside ve kalkınmada 2023 hedeflerine ulaşmasını engellemeyecekler. Ne kadar çırpınırlarsa çırpınsınlar İstiklal Marşı’nda en güzel ifadeleriyle dile getirilen milletimizin o yüreğindeki hürriyet ateşinin yeniden yükselmesinin önüne geçemeyeceklerdir. Ne kadar azgınlaşırlarsa azgınlaşsınlar ülkemizin yeniden yapılanan küresel siyasi ve ekonomik düzende hak ettiği yeri almasına mani olamayacaklar. Büyük ve güçlü Türkiye’nin silueti belirgin hale geldikçe bu tür hazımsızlıkların, bu tür kaos çıkarma denemelerinin bu tür tuzakların artacağını biliyoruz, hepsine de hazırlıklıyız. Sadece son 7 yılda sokakları karıştırmaktan, terörü azdırmaktan sınırları tacize kadar nice saldırıyı göğüsleyen milletimiz bunları da tepeleyecek iradeye sahiptir.
KURAKLIĞA KARŞI HEPİMİZİN TEDBİR ALMASI GEREKİYOR
DÜNYAMIZ bir taraftan küresel ısınmanın yol açtığı sel baskınlarıyla diğer tarafta kuraklığın sebep olduğu su kıtlığıyla boğuşuyor. Hepimiz aynı gemide olduğumuz için Türkiye de bu tabiat olaylarından etkileniyor. Bu yıl mevsim normallerinin çok altına düşmüş olan yağışlar ülkemizi ciddi kuraklık tehdidiyle yüz yüze bırakmıştır. Hali hazırda barajlarımızın bir kısmının neredeyse tamamen boşaldığı, diğerlerinde de su seviyesinin çok düştüğü bir dönemden geçiyoruz. Ancak 100 yılda bir görülecek böylesine büyük bir kuraklık tehdidi karşısında hep birlikte tedbir almamız gerekiyor. Günlük kullanımdan tarımsal sulamaya kadar tasarrufu esas alan bir anlayışla hareket etmek mecburiyetindeyiz. Mevcut kaynakları en iyi kullanmanın asıl yolu tasarruftan geçiyor. Açık sistemlerden kapalı sistemlere ve vahşi sulamadan basınçlı sulama sistemlerini öncelik vererek su kayıplarını da azaltacağız. İçme suyunda da önemli bir tasarruf potansiyelinin olduğunu görüyoruz. Doğru yöntemler ve bilinçli tüketimle sulamada yüzde 50’ye yakın tasarruf edebileceğimize inanıyoruz. Geçtiğimiz yıl altın üretimimiz 42 ton ile Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine çıktı. Bu üretimin ekonomimize katkısı 2,4 milyar dolar. Hedefimiz önümüzdeki 5 yıl içinde en fazla katma değere sahip ürünlerin başında gelen altın üretimini 100 tona yükseltmektir.