Güncelleme Tarihi:
Başar, bir çocuğa hiç kimsenin bir annenin verdiği şefkati veremeyeceğini ve ilgiyi gösteremeyeceğini belirterek, “Annenin talebi çocuğuna daha iyi bakabilmeyi amaçlıyor. Aile, çocuğun iyileşme şansı olmadığından dolayı ve anne şefkatini sürdürmeyi amaçladığı için bu tedaviyi çare olarak görüyor” diye konuştu.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Türkiye'de 8 milyon engellinin yaşadığını ve bu engelli vatandaşların 3 milyonunun doğuştan değil sonradan engelli olduğunu anlatan Başar, “Umut Mert'in durumu bir örnek oluşturması ve bu konuda toplumda bir bilinç yaratılması açısından büyük önem taşıyor” dedi.
Umut Mert'in annesi Füsun Evren, gün geçtikçe çocuğunu taşıyamaz hale geldiğini belirterek, “Mert, 19 kilo ama vücudunu kontrol edemediği için kucağıma aldığımda 40 kilo etkisi yapıyor” dedi. Tekin Başar, bunun üzerine, yıllardır engelli ailelerine destek verdiklerini ve onların sorunlarını bildiklerini dile getirerek, bu durumdaki aile bireylerinin genel sağlık sorunlarının boyun ve bel fıtığı olduğunu kaydetti.
Tekin Başar, Türkiye'de engellilere destek verilmesi amacıyla Avrupa ülkelerindeki gibi bakım merkezleri kurulması, ailelerin bakım ve tedavi sürecinde zorlandıkları için destek hizmetleri alması gerektiğini belirterek, ”Çocuk büyüdükçe, şiddet eğilimi artıyor. Bazı engelli çocuklar ailelerine fiziksel şiddet uygulayabiliyor” dedi.
ETİK KURUL KARARINI BEKLİYORLAR
Umut Mert'in babası Göksel Evren, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Saim Yeprem'in “Sadece İslam dini değil, buna onay verecek hiçbir din yok” görüşü konusunda, “Biz Allah'ın işine karışamayız, bunu bir tedavi süreci olarak gördük” dedi.
Evren, Umut Mert'in ameliyatı konusunda “Etik Kurul” kararını beklediklerini kaydederek, bilimsel bir karar verildiğinde hiçbir yorum yapmayacaklarını, karara saygı duyacaklarını belirtti. Baba Evren, eşinin Umut Mert'in tedavisi ve bakımına çok özen gösterdiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
“Eşim benden çok emek veriyor. 24 saat ilgileniyor. Benim mesaim ise 18.00'den sonra başlıyor. İyileşme şansı olsa bu tedaviyi zaten talep etmezdik. Ben onun babasıyım. Gücümün yettiği yere kadar Mert'i taşıyacağım ama 40 yaşını geçmiş bir adamım. 20 yıl sonra Mert'i nasıl taşıyacağım?”
“MERT'İ YİNE TATİLE GÖTÜRMEK İSTİYORUZ”
Füsun Evren, Psikolog Başar'a Umut Mert ile tatilde gittikleri dönemde çektirilen bir fotoğrafı göstererek, şunları söyledi:
“Umut Mert'i geçen yıla kadar tatile götürüyorduk. Annemin durumu ve ardından da kendisini kaybedince gidemedik. Ancak Mert büyüdükçe tatile gidemeyeceğiz. Biz Mert'i yine tatile götürmek istiyoruz.”
İnternette kendisi hakkında “vicdansız anne” şeklinde yorumlara yer verildiğini ve bu tedavi şeklinin “ötanazi” ile eş tutulduğunu ifade eden anne Evren, “Çocuğum, yatmaktan vücudunda yaralar açıldığında, eve hapsolduğunda vicdan nerede kalacak? Bana bunun cevabını versinler” diye konuştu.