Artık geriye dönülmez ÅŸekilde deÄŸiÅŸiyoruz

Merkez Bankası BaÅŸkanı Süreyya Serdengeçti, ‘GeçmiÅŸte fiyat istikrarı bilinmeyen kavramdı, sürdürülebilir büyüme de bilinmeyen bir kavram. Fiyat istikrarını, öğrendik, sürdürülebilirliÄŸi de yeni öğreniyoruz. Türkiye ekonoisinin dinamikleri geriye dönüşü olmayacak ÅŸekilde deÄŸiÅŸiyor’ dedi. MERKEZ Bankası BaÅŸkanı Süreyya Serdengeçti, ihracatçılar ve bankacıların buluÅŸtuÄŸu toplantıda ‘sürdürülebilir büyümenin’ önemini vurgularken, ‘Fiyat istikrarını bilmiyorduk, öğrendik. SürdürülebilirliÄŸi de yeni öğreniyoruz’ dedi. Merkez Bankası’nın bunun için yapısal reformlara önem verdiÄŸini ve bankacılık reformunu da bunun en tepesine koyduÄŸunu söyleyen Serdengeçti, ‘akÅŸam sabaha bir deÄŸiÅŸim beklenemeyeceÄŸini’ ancak deÄŸiÅŸim sürecinin sürdüğünü anlattı.BANKACILARIN KABAHATÄ° YOK: Türkiye Ä°hracatçılar BirliÄŸi (TÄ°M) koordinasyonunda düzenlenen ‘Emek YoÄŸun Sektörlerin Ä°hracat Finansmanı, Sorunlar ve Çözüm Önerileri’ konulu toplantıda yaptığı konuÅŸmada, Türkiye’de ‘deÄŸiÅŸim sürecinin devam ettiÄŸini’ söyleyen Serdergeçti, bu sürecin belli bir uyumu gerektirdiÄŸini vurguladı. GeçmiÅŸte yaÅŸanan ahlaki çöküntü ortamında bankacıların kamu tarafından ‘dışardan borçlanın, gelin içeride Hazine bonolarına, devlet tahvillerine yatırım yapın’ diye teÅŸvik edildiÄŸini söyleyen Serdengeçti, ‘Bankaların bu süreçte en ufak bir kabahati yoktur. Uygulanan politikaların biçtiÄŸi rol budur. Bu rolü sürdürmeye çalışmak zorunda kaldılar’ dedi.UYUM SÃœRECÄ° SÃœRÃœYOR: ‘Kamunun artık giderek ‘sürdürülebilir büyüme için ne yapabiliriz’ konusuna konsantre olması gerekiyor’ diyen Serdengeçti, kamunun yeni rolünü ‘alışmaya çalıştığını’, özel sektörün ise ‘artık büyümenin lokomotif olarak’ rolüne büyük ölçüde uyum saÄŸladığını kaydetti. ‘Türkiye ekonomisinin dinamikleri bana göre geriye dönüşü olmayacak ÅŸekilde deÄŸiÅŸmektedir’ diyen ve uyum sürecinin devam ettiÄŸini belirten Serdengeçti, ‘Türkiye’de geçmiÅŸte fiyat istikrarı bilinmeyen bir kavramdı. Hiç şüpheniz olmasın sürdürülebilir büyüme de bilinmeyen bir kavram. Fiyat istikrarını bilmiyorduk, öğrendik, sürdürülebilirliÄŸi de yeni öğreniyoruz’ diye konuÅŸtu. Merkez Bankası’nın ‘ısrarla sürdürülebilir büyüme için yapısal reformların öneminden’ söz ettiÄŸine dikkat çeken Serdengeçti, bu reformların en tepesine de bankacılık reformunu koyduÄŸunu vurguladı. Serdengeçti, bankacılık reformunda büyük mesafeler alındığını ama sürecin devam ettiÄŸini ifade ederek, ‘Neticede bankalarımız reel sektöre büyük katkıda bulunur hale gelecek. Bu bir süreçtir’ diye konuÅŸtu. Reel sektörün geçmiÅŸten bu yana süren finansman sorununun nedenlerinden bahsederken, reel faizlerin ‘hálá yüksek’ olduÄŸunu söyleyen Serdengeçti, program kararlılıkla uygulandıkça faizlerin de düşeceÄŸini kaydetti. Kayıtdışılık yüzde 16-50 arasında deÄŸiÅŸiyorSÃœREYYA Serdengeçti, halen ‘slogan’ düzeyinde devam eden ‘kayıtdışı ekonomi ile mücadele’nin de çok önemli olduÄŸunu vurgulayarak, muhtelif çalışmalarına göre Türkiye’de kayıtdışı ekonominin yüzde 16 ile yüzde 50 arasında deÄŸiÅŸtiÄŸini söyledi. Yüzde 16’lık oran kabul edilse bile bunun ne kadar önemli olduÄŸunu vurgulayan Serdengeçti, ‘Demek ki kamu bir ÅŸeyler yapıyor, fakat daha da yapması gereken epey iÅŸ var’ dedi. Satıcı: Aramızda gizli bir psikolojik sorun varTÃœRKÄ°YE Ä°hracatçılar Meclisi (TÄ°M) BaÅŸkanı OÄŸuz Satıcı, reel sektör ile bankacılık sektörü arasında ‘gizli bir psikolojik sorun’ olduÄŸunu savundu. Ä°hracatçıların deÄŸiÅŸimin merkezine kendilerini koyduÄŸunu, bunun için bankacılık sektörünün de desteÄŸine ihtiyaç olduÄŸunu dile getiren Satıcı, bankacılara şöyle seslendi: ‘Sorunlarımızın hiçbiri aslında ekonomik ya da teknik deÄŸil, sorunlarımız tamamen kültürel ve psikolojik. Reel sektörle bankacılık kesimi arasında ciddi bir psikolojik sorun var. 3 yıl boyunca hiç ödün vermeden programa olan desteÄŸimizi sürdürdük. Bunun bedelini ödemek de bize düştü. Çok sıkıntılar, acılar yaÅŸandı ama biz hem ülkemizin hem sektörümüzün geleceÄŸi adına katlandık. Artık inanıyoruz ki Türkiye’nin dünyaya karşı da bir baÅŸarı hikayesi diye ortaya koyabileceÄŸi güçlü bir bankacılık sektörü var. Reel sektör, bankacılık sektörünün oyuncuları el ele verip büyük baÅŸarılara imza atabiliriz.’ Satıcı’nın aktardığı bilgiye göre, toplantının basına kapalı bölümünde ‘borcunu ödediÄŸi halde kara listede bulunan firmaların sicillerinin kara listeden çıkarılmasının hızlandırılması’ istendi. Bu teklife sıcak bakan Serdengeçti Satıcı’ya ‘Siz deÄŸerli TL ile ilgili konuÅŸma hakkına sahipsiniz ama piyasadaki gürültü sizden deÄŸil, sizin arkanıza kayıtdışılar, bankalara döviz bindirmiÅŸ, bu iÅŸten, sistemden beslenen adamlar sığınıyor’ dedi.Hortumcu gözüyle bakarak sorun çözülmezTÃœRKÄ°YE Bankalar BirliÄŸi (TBB) BaÅŸkanı Ersin Özince, ÅŸunları söyledi:‘Bankacılık sektöründen psikolojik sorunları olan o kadar çok birey var ki ülkemizde. Artık bunu da yenmenin zamanı geldi. Bankacıya hortumcu gözüyle bakmakla bu psikolojiyi yenemeyiz. Halen ülkemizde her 2 bankadan biri hortumcu ÅŸeklinde deÄŸerlendirmeler yapılabiliyorsa, bu özel sektörün serbest piyasa ekonomisine inananların sorunudur, yanlızca bankacıların sorunu deÄŸildir. Reel sektör kuruluÅŸlarının uluslarararı piyasalardan doÄŸrudan borçlanmasından, memnuniyetsiziz. Çünkü iÅŸimizi dışarıya kaybediyoruz. Bir miktar kayıt dışı kaynakların kullanılmasıyla ilgili olarak yurtdışından çok ciddi Türkiye’ye kaynak kullandırıldığını görüyoruz. Finans sisteminin büyümesi için bankacılık sisteminin ciddi ölçüde sermayeye ihtiyaç duyacağı açık. O nedenle bankacılığın kár etmesinden hepimiz memnun olmalıyız.’Sorunlu bilançoya kredi veren karşısında bizi bulurBANKACILIK Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) BaÅŸkanı Tevfik Bilgin firmaların kayıt düzenini en azından bazı genel muhasebe ilke ve standartlarına uyumlaÅŸtırması, kayıtdışılığın azaltılması ve bilançoların ÅŸekillenmesinin daha ihtimamlı yapılması gerektiÄŸini vurgularken, şöyle konuÅŸtu: ‘Sorunlu bilançosu olan, ancak çok çok iyi bir firmaya kredi vermeyen banka veya bankacı da suçlanmamalıdır. Çünkü, bu banka kredi verdiÄŸi zaman karşısında BDDK’yı bulacaktır.’ Â