Güncelleme Tarihi:
SAVAŞ OLURSA MESİH GELİR
Prof. Dr. İsmail Taşpınar (Dinler tarihi uzmanı): “Neredeyse bütün dinlerde ahir zamanda bir kurtarıcı geleceğine dair inanç var. Bu inanç milattan önce 6. yüzyılda Yahudilikte de görülmeye başlanmıştır. Bunların hepsinde genellikle ‘ahir zaman’da (son dönem) yaşanacak bozulmalar neticesi gelecek bir kurtarıcıdan bahsedilir. Ahlaki bozulma kaynaklı toplumsal bozulmalardan sonra bütün kötülükleri ortadan kaldıracak bir kurtarıcı inancıdır bu. Hıristiyanlık ise Yahudilikteki Mesih inancını miras aldığı için onlar da ahir zamanda Mesih’i beklemektedir.
Evanjelikler ise 19-20. Yüzyıl’da ortaya çıkan, Hıristiyanlığın ahir zaman vurgusunu özellikle benimseyen hem Yahudi kutsal kitabı Eski Ahit’i hem Hıristiyan kutsal kitabı olan Yeni Ahit’i bu perspektiften okuyan dini akımdır. Bunların en önemli ortak özellikleri Mesih’in gelişiyle birlikte Ortadoğu’da yaşanacak olan kıyamet sahnesi ve birçok ulusun birbiriyle çarpışacağı savaş beklentisidir. Önemli olan bu savaşın mutlaka ortaya çıkması ve Mesih’in gelişini hızlandırmaktır. Bu nedenle Ortadoğu’da barış, Mesih’in gelişini geciktirecek bir girişim olarak kabul edilir. Dolayısıyla Evanjelikler barışa değil savaşa inanırlar. Savaşı teşvik etmek de onların inanç esaslarındandır. Kuran-ı Kerim’de Mesih ve Mehdi’nin geleceğine dair bir bilgi yer almamaktadır. İslam’ın önemli dini kültürünün kaynağını teşkil eden hadis kitaplarında Mesih ve Mehdi’nin geleceğine dair bilgiler yer almaktadır. İslam inancında bunun için bir savaş veya kasıtlı bir bozulma teşvik edilmez, kabul edilmez. Sadece doğal süreçte gerçekleşen bozulma ve yozlaşmanın bir neticesi olarak görülür.”
ABD Başkanı Donald Trump’ı destekleyen Evanjelistlerin dua ettikleri 3 Ocak tarihli tören objektiflere böyle yansımıştı.
KURTARICI BEKLİYORLAR
Prof. Dr. Ömer Faruk Harman (Dinler tarihi uzmanı): “Mesih inancı aslında Yahudilikte var. Yahudiler hâlâ bir kurtarıcı beklemektedir. Bu gelecek olan kurtarıcı Kudüs başkent olmak üzere bütün Yahudileri ‘vaat edilmiş topraklar’ üzerinde toplayacak ve hâkimiyetleri bütün dünyaya yayılacak. Böylece Hz. Davut ve Hz. Süleyman dönemindeki gibi Yahudilik itibarlı, şanlı olacak. Yahudi inançlarına göre yeryüzünde savaşların, karmaşanın, kargaşanın bol olduğu, huzurun olmadığı dönemde gelecek. Buna inanmak onların iman şartlarından biridir.
‘Tanrıyı kıyamete zorlayıp’ yeryüzünde karmaşa çıkararak Mesih’in gelişini hızlandırmaya inanlar var. Bu hem Yahudilerde hem de Hıristiyan Evanjelikler’de var. Hıristiyanlarla Yahudilerin bekledikleri Mesih arasında bir fark var. Hıristiyanlar Mesih olarak Hz. İsa’yı bekler, Yahudiler ise kim olduğu henüz bilinmeyen Mesih’i beklerler. İslam’da Mehdi inancı var.”
Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz (Dinler tarihi uzmanı): “Mehdi konusu tartışmalı bir inanç konusudur. Kuran-ı Kerim’de doğrudan bir bilgi yok. Mehdi’nin, İslamiyet’in bozulduğu, ahlakın yozlaştığı, huzurun kalmadığı bir dönemde geleceği beklenir. Yahudilikte ve Hıristiyanlıkta bu zaten vardı. Daha sonra İslamiyet’e de geçti. İlk geçişi de aşırı Şiiler vasıtasıyla oldu. Bunlar insanı tanrılaştırma eğilimi olan gruplardı. O aşırı Şiilerden mutedil Şiilere, onlardan Sünnilere geçmiş. Peygamberimize atfedilen bazı hadis rivayetlerinde de vardır. Sünnilik de bu inancı bu rivayetler yoluyla benimsemiştir. Bugün de Şiiler ve gelenekçi Sünnilerde bu inanç devam eder. Şiilerde çok daha kuvvetlidir. Her asırda da bir Mehdi olma iddiası ortaya atılmıştır.”
İran’ın dini lideri Hamaney, Twitter’dan Hz. Hüseyin’in cennette Süleymani’yi kucakladığı bir tasviri paylaştı. Sosyal medyada bunun ardından Hz. İsa’yı ABD Başkanı Trump’a sarılırken gösteren resim yayıldı.
KURAN’DA GEÇMİYOR
Prof. Dr. Mehmet Hayri Kırbaşoğlu (Dinler tarihi uzmanı): Olağanüstü güçlerde bir kurtarıcı gelmesi inancı tüm dinlerde var. Yahudiler de, Hıristiyanlar da, Müslümanlar da insan üstü güçlerle mücehhes bir kurtarıcının geleceğine inanır. Ancak Kur’an-ı Kerim Mehdi inancına hiçbir şekilde yer vermiyor, tam tersi tüm peygamberlerin normal, ölümlü insanlar olduğu vurgulanıyor. İslam kültürünün Mehdi inancı konusunda Ortadoğu’daki diğer din ve kültürlerden etkilendiği kesin. Hadis kitaplarında mehdinin geleceğine dair pek çok rivayet var. Ancak bu rivayetler güvenilirlik bakımından zayıf, içeriği bakımından çelişkili. Nitekim bu rivayetleri ilk kez sistematik olarak inceleyen kişi İbn-i Haldun. İbn-i Haldun, “Mukaddime” isimli eserinde bunların delil olarak kabul edilemeyeceğini söylemiştir. Mehdilik inancı Zerdüştlük ve Yahudilik’te var. Kurtarıcının gelmesi için bir kaos gerekiyor. İslam dünyasında Mehdi bekleyenler ile Evanjelistler arasında hiçbir fark yok. İslam dünyasında bunları ciddiye alarak kaos çabasında olan kişiler var.”