Güncelleme Tarihi:
Türkiye’de kültürel mirasının en büyük düşmanlarından biri, kaçak yapılan definecilik. Yasal sınırlar içinde definecilik çok sıkı şartlara bağlı. Geçen ay kurulan ‘Anadolu Defineciler Eğitim ve Araştırma Derneği’ de arkeologların tepkisini çekti. Dernek sitesinde amacını; “Anadolu’da definecilikle ilgilenen insanları eğitmek, bilinçlendirmek ve bir çatı altında toplamak” olarak açıklıyor. Dernek yasal olarak definecilik yapan veya defineciliğe merak saran kişilere definecilik hakkında danışmanlık desteği vereceğini öne sürüyor. Ancak arkeologlara göre amaç farklı. Arkeologların görüşü özetle şöyle:
‘AMACI DEDEKTÖR SATMAK’
Arkeologlar Derneği Genel Başkanı Dr. Soner Ateşoğulları: Anadolu’nun kültür mirasını kaçak kazılarla tahrip etmek için dernek kurulması ve buna devletin onay verilmesini garipsiyoruz. Böyle bir derneğe izin verilmemesi lazım. Amacı dedektör satmak olan bir dernek ne derece kültür varlıklarını korumaya yönelik bir yaklaşım sergileyebilir ki. Dedektör, Anadolu’nun kültürel mirasını tahrip etmek için kullanılan bir araç. Devletin dedektör kullanımını ya çok sınırlandırması ya da tamamen yasaklaması lazım.
Patara Kazıları Başkanı ve Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Havva İşkan Işık: Böyle bir derneğin kurulması kaçak defineciliğe özendirir. Bu derneğin kurulmasına izin verilmemeliydi. Kaçak kazılar ülkemizin kültürel mirasını tehdit eden en büyük tehlikedir. Dedektörlerin Türkiye’ye girişi ve satışı derhal yasaklanmalıdır. Kaçak kazıcılara ve işbirlikçilerine verilecek cezaların çok yüksek ve caydırıcı olması lazım.”
100 METREKAREYİ GEÇEMEZ
TÜRKİYE’de yasal definecilik ‘define arama yönetmeliği’ çerçevesinde yapılıyor. Yönetmeliğe göre define için kazı yapılacağı bölge 100 metrekareyi geçemez. Arama yapılmak istenilen bölgenin sit alanı veya mezarlıklar içinde olup olmadığı Müze Müdürlüğü’nce tespit edildikten sonra müzenin uygun görülmesi üzerine defineciye define arama ruhsatı veriliyor. Bir yıl geçerli olan arama ruhsatıyla en çok bir ay kazı yapılabiliyor. Kazı müzenin görevlendirdiği personelin denetiminde yapılıyor. Kazıda kültür ve tabiat varlığı bulunduğu takdirde kazı hemen durdurulup ilgili kurumlara haber veriliyor. Define, hazinenin arazisinde bulunmuşsa değerinin yüzde 50’si aracıyla, özel bir mülkte bulunmuşsa değerinin yüzde 40’ı arayıcıya yüzde 10’u ise mülk sahibine veriliyor.
BİZ ALTIN AVCISIYIZ
Derneğin yönetim kurulu başkanı Uğur Kulaç ise definecilikte kullanılan dedektör üreten ve satan bir elektronik firmanın sahibi. Dedektör satmak için dernek kurduğu yönündeki iddiaları reddeden Kulaç, şunları söylüyor: “Ben 19 yıldır bu cihazları satıyorum. Benim bu cihazları satmam için böyle bir dernek kurmaya ihtiyacım yok. Kaçak kazılarla defineciliği birbirine karıştırmamak lazım. Biz defineciyiz. Altın avcısıyız. Türkiye’de kaçak kazı yapılıyor. Ben bu kaçak kazıların sebebiyle ilgili bu derneği kurdum. Kaçak kazıların sebebi bize göre kanunlardaki açıklar veya eksikler. Mesela defince gidiyor ruhsatlı kazı izni alıyor, kazıya başlıyor. 2-3 metre sonra bir yapı çıkıyor. Hemen kazı iptal ediliyor. Neden? Burası kültür varlığı, yani ‘eski bir döneme ait bir yapı çıktı’ diyorlar. ‘Buradan çıkan malzemenin parasını size veremeyiz’ deniliyor. Şimdi durum böyle olunca defineciler de izin almadan kaçak kazı yapıyor. Sıkıntı bu. Devlet ruhsatlı kazıdan çıkan malzemenin bedelini, kültür varlığı bile olsa, az da olsa ödese hiçbir defineci sağı solu boşuna kazmaz.”
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR