Arkadaşım ineğin yolculuğu

Güncelleme Tarihi:

Arkadaşım ineğin yolculuğu
Oluşturulma Tarihi: Ocak 12, 2002 22:52

Et, Türkiye'de son on yılda ciddi bir evrim geçirdi: Üretim teknolojisindeki gelişmeler, paketleme, nakliye ve raflardaki, (yani 'soğuk zincir'deki) ilerlemeler, bölgeselliğin ve mevsimselliğin anlamını yitirmesine neden oldu.

Bin yıllık kasap eti yerini süpermarket raflarındaki 'uzun ömürlü' etlere bırakmaya başladı. Bu yazıda, daha doğmadan sağlık ve hijyen açısından kontrol altına alınan hayvandan, son teknolojiyle donatılmış kesim ve üretim tesislerine kadar, kırmızı etin öyküsünü okuyacaksınız.

Koç-Ata Besi Çiftliği oldukça kalabalık. Şu anda süt bölümünde 1.694, besi bölümünde ise 4 bin sığır var. Süt verenler, yani dişilerle (inek), eti için beslenen yani kesilecek olan erkek sığırlar farklı mekanlarda ikamet ediyorlar. Doğrusu birbirlerini pek göremedikleri ve döllenme de suni yollarla yapıldığı için, aşklar genellikle platonik düzeyde!

İnekler için mesai, her sabah saat 08.00 civarında başlıyor. Arkadaşlarımız 50'şerlik gruplar halinde yola koyuluyorlar. Ama dikkat; sırayla ve sırayı hiç bozmadan (Bundan böyle bekleme kuyruklarına yandan giren insanlara inek diye hakaret etmeden önce düşünün)! Yollarının üzerindeki ilk durak, banyo. Duş bölümünde basınçlı su ile yıkanıyorlar. Sonra güçlü bir hava akımından geçerek kurulanıyorlar. Ardından, bilgisayar denetiminde, modern aletlerle sağılacakları döner karusel üzerindeki yerlerini alıyorlar, yine sırayla.

KİMLİĞİNİZ LÜTFEN

Ama yerlerini almadan önce bileklerindeki kimlik ve padometre çipi ile kendilerini bilgisayara tanıtıyorlar. İneğin hangi soydan geldiği, ismi, rengi, cinsi, doğum tarihi, ülkesi, annesinin süt verimi, sütünün içindeki kuru madde oranı gibi tüm bilgiler bu çipte yeralıyor. Bu kimlik kartındaki en önemli şey, babanın cinsi. Baba, kalite, asalet ve yüksek süt veriminin kanıtı demek. İsimler yalnızca kızlara veriliyor, annenin isminin baş harfiyle başlıyor, mesela Federica'nın kızları Fadile, Fatma, Fehime vs. oluyor. Bu sigorta ve genel kontrol işlemleri için önemli.

Padometre, ineklerin iki sağım arasında attıkları adım sayısını bilgisayara bildiriyor, bilgi on-line olarak anında ana sisteme ulaşıyor. Eğer inekte ortalamanın üzerinde bir hareketlenme sözkonusuysa bu bazı anlamlara geliyor ve veteriner devreye gidiyor.

Karuselde makinelerin yardımıyla sütleri alınıyor. Sağımı bitenler, arka ayaklarının yardımıyla makineden -kendi başına- kurtuluyor ve çıkış için bekliyor. Dönmeden önce bir işlem daha var: Tartılıyorlar. Yine ayaklarındaki padometre sayesinde günlük süt verimleri bilgisayara on-line olarak geçiyor. Sağım işlemi günde üç kez yapılıyor. Gebelik süreleri 9 ay olan inekler doğumdan sonra 305 gün boyunca süt veriyorlar.

HER GÜN PEDİKÜR

Sağım dışındaki zamanlarda arkadaşlarımızın yaptığı, dinlenmek, yemek yemek ve geviş getirmekten ibaret sanmayın; rutin veteriner kontrollerinin yanı sıra her gün meme ve ayak bakımları yapılıyor; sıcak su, krem ve sprey eşliğinde! Bu arada sağılma dışındaki sürelerini geçirdikleri padokları temizleniyor. Orada izleniyorlar, gruplar halinde sağlık kontrolünden geçiyorlar, ilaçlanıp aşılanıyorlar ve gerekirse tedavi görüyorlar.

AŞK İSTİYORUZ İŞARETİ

Eğer padometre, ineğin iki sağım arasında attığı adımların ortalama üzerinde olduğunu kaydederse, ineğin 'döllenme periyodu'na girdiği anlaşılıyor. Uzmanlar buna 'boğaya gelmek' diyorlar. Ama hiçbir şekilde doğal yollardan döllenme şansları yok. Veterinerler tarafından suni bir şekilde dölleniyorlar. Çünkü çiftleştikleri erkeğin, dünyaca ünlü bir boğa olması gerekiyor. Doğumu yaklaşanlar, ayrı bir padokta izleniyor. Besi bölümünde Türkiye'nin genellikle Kuzey yörelerinden toplanmış danalar var. Beslenmek üzere, 4-12 aylık 200 - 300 kg ağırlığındaki danalar seçiliyor. 6-12 ay sonra 500-600 kg. ağırlığa ulaşıyorlar. Çünkü onlar da mühendislerin hazırladığı reçeteli yemleri yiyorlar. Besi çiftliğine alınmadan önce aylık bir karantina sürecine giriyorlar. Tüm aşıları yapılıyor ve hem kendileri bağışıklık kazanıyor, hem de etrafa yaymayacak şekilde hastalık ve parazitten arınmış oluyorlar. Tabii onlar da girişten itibaren bilgisayar ortamında izleniyorlar. Onlar da her hafta basınçlı spreylerle ilaçlanıp, tartılıyor ve veteriner kontrolünden geçiyorlar.

Ondan sonra ne oluyorlar? Kesilmek üzere uzun bir yol kat edip, İstanbul'a Maret'e geliyorlar. Maret, İstanbul Tuzla'da, 200 dönüm araziye kurulu; büyük ve küçük baş hayvan kesimi, et parçalama, işleme, et ürünleri üretim, sakatat ve yan ürün değerlendirme işlemlerinin yapıldığı entegre bir tesis. Yılda yaklaşık 300 bin küçükbaş ve 75 bin büyükbaş hayvanı, AB standartlarında işleme kapasitesine sahip.

GÜLE GÜLE DOSTUM

Çiftlikten gelen sığırların burada da ilk karşılaştıkları şey sağlık muayenesi. Kesilen etler de çeşitli iş istasyonlarından geçerek tartılıyor ve soğuk depolarda muhafaza ediliyor. Soğuk depolarda dinlendirilmiş karkaslar, parçalama bölümünde veteriner ve gıda mühendisleri kontrolünde, kemiklerinden sıyrılarak cinslerine göre parçalara ayrılıyor. Son teknolojiyle çalışan sistemde en çok önem verilen unsur hijyen.

Modern çiftlikler için çiftçiye destek verecekler

Koç Topluluğu'nun Urfa'da Ata İnşaat ile ortaklaşa kurduğu ve 2000 yılının ekim ayında faaliyete başlayan Koç-Ata Besi ve Tarım Ürünleri Çiftliği, Türkiye'deki 'Et Sanayii'nin, AB ve dünya standartlarına uygun az sayıdaki işletmesinden biri. Burada elde edilen süt Sek'in, et de Maret'in modern tesislerine gönderiliyor ve evine en yakın markete giden tüketici, her aşamada kontrolden geçmiş, taze, sağlıklı ve temiz bir ürüne elini uzatıyor. Slogan da burada ortaya çıkıyor: 'Çiftlikten sofraya.' Koç-Ata, süt ineği ve besi danası sürüleri, modern barınaklar, süt sağım tesisi, besi takip ve yönetimi için bilgisayar destekli bir sistem ve yem hazırlama merkezinden oluşuyor. Şanlıurfa-Mardin karayolunun 35. kilometresindeki Çamlıdere mevkiinde 500 dönüm arazi üzerine kurulu çiftlikte elde edilen sütü işlemek üzere günde 30 ton kapasiteli bir de mandıra var. Ayrıca, besi için gerekli yem bitkisinin yetiştirilmesine başlanmış.

Koç Topluluğu'nun 27 milyon dolarlık bu yatırımı güneydoğu’ya yapmasının nedeni, GAP'ın devreye girmesiyle bölgede büyük bir tarımsal sanayi potansiyelinin oluşması. Bir amacı da yüksek teknolojiye sahip çiftliklerin daha ufak modellerini, seçilecek köylerde çiftçiyi özendirerek kurmak. 2002'de uygulamaya alınacak bu projede Koç-Ata, ahır yapımını üstlenecek, damızlık süt ineklerini kredilendirerek çiftçilere satacak, süt sağım tesisleri kuracak ve yem desteği verecek. Elde edilen ürün, verimi oranında fiyatlandırılıp satın alınacak. Ayrıca, üniversite işbirliğiyle, yöre çiftçisine uygulamalı eğitim seminerleri verilecek. Avrupa'da tek model olan bu tesisin benzerleri, Denizli Acıpayam ve Kars Göle'de de kurulacak.

Besicilikle ilgili teknoloji, İsrailli danışman ve uzmanlar tarafından sağlanıyor. Ama çiftlik, yöre insanına istihdam sağlıyor. Üçü veteriner, altısı ziraat mühendisi 130 kişi çalışıyor. Şu anda besi bölümünde 4 bin besi sığırı, süt bölümünde ise bin 694 süt sığırı bulunuyor, toplam sayı 5 bin 694.

Salam bir genç kız sucuk hafif bıyıklı

Bundan 20 yıl önce Balıkesirliler'e sosis deyince pek bir şey anlamazlardı, diyor Maret Genel Müdürü Ali Güler. Şimdi Türkiye'nin tüm yöreleri salamı, sosisi tanıyor, tadıyor.

Bir benzetme yapması gerekirse sucuğu 'hafif bıyıklı', sosisi çocuk, salamı 17-18 yaşında birileri, hatta kız çocuk, diye tanımlıyor.

Doğal olarak bıyıklılar, hafif bıyıklı sucuğu tüketiyor daha çok. Bu ürün, 5-60 yaş arası herkese hitap ediyor. Özellikle 'nötr' sucukların çıkışıyla gençlere ve çocuklara inmeye başlamış.

Sosis ise genç yiyeceği. Türkiye için yeni bir ürün hala. Biraz da çocuklara hitaben çıkarılmış.

Pastırmayı çocuklar yemiyor, çemenden nefret ediyorlar. Bu yüzden çemensiz pastırma da yapıldı ama o da pastırmaya pek benzemiyor!

SİZ DE KARIŞTIRIR MISINIZ?

Sığır Dişi ve erkek büyükbaş hayvanların ortak cins ismi.

Buzağı 0-6 ay arası erkek ve dişi.

Dana 6-14 aylık erkek sığır

Düve Doğum yapmamış dişi sığır.

İnek Doğum yapmış dişi sığır.

Boğa Ergenlik çağındaki erkek sığır.

Öküz Kısırlaştırılmış erkek sığır.

YETERLİ PROTEİN ALAMIYORUZ

Türkiye'de kişi başına kırmızı et tüketimi yılda 12 kilogram. AB'de 23, Brezilya'da 35, Avustralya'da 57, Güney Kore'de 11, Yeni Zelanda'da 63, ABD'de 44 kg. olan bu oran, protein ihtiyacımızı karşılamaktan çok uzak. Bir insanın yılda tüketmesi gereken kırmızı et miktarı, 36 kg.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!