Güncelleme Tarihi:
İÇİŞLERİ Bakanlığı'nın Cem Uzan'ın vatandaşlığını kaybettirmesine ilişkin kararnameyi hazırlamasına, Dışişleri Bakanlığı'nın Amman Büyükelçiliği'mizden gelen resmi rapor ve belgelere dayanarak gönderdiği bir dizi yazının yol açtığı ortaya çıktı. Dışişleri Bakanlığı Konsolosluk İşleri Dairesi tarafından 1, 3 ve 8 Temmuz tarihlerinde İçişleri Bakanlığı'na gönderilen resmi yazılar, Ürdün hükümetinin Amman Büyükelçiliğimize ‘‘Uzan kardeşlerin bu ülkenin vatandaşlığına geçmediklerini’’ belirtirken, Türk devletine açıkça ‘‘yalan söylediğini’’ de kanıtlarıyla gün ışığına çıkartıyor. Bu durum, Uzanlar'ın 'arkadaşım' dedikleri Ürdün Kralı Abdullah'ı da zor durumda bıraktı. Bu konudaki gelişmelerin başlangıcı, Hakan Uzan'ın New York'ta dolandırıcılık iddiasıyla yargılandığı Motorola davasında hakim Jed Rakoff'un sorusu üzerine yaptığı ifşaata uzanıyor.
Hakan Uzan'ın Amerikalı hakimin sorusu üzerine ‘‘Ürdün pasaportu taşıdığını’’ itiraf etmesi ve ayrıca ağabeyi Cem Uzan'ın Ürdün pasaportunun fotokopisinin de mahkemeye sunulan belgeler arasında yer alması üzerine, İçişleri Bakanlığı konuyla ilgili bir inceleme başlatmıştı.
Türk Vatandaşlık Yasası'na göre, bir başka ülke tabiyetine geçen vatandaşlar, İçişleri Bakanlığı'na durumu bildirdikleri takdirde Türk vatandaşlıklarını koruyabiliyorlar. Bu bilgilendirmenin yapılmaması ilgili kişinin Türk vatandaşlığının kaybettirilmesine neden oluşturuyor.
İçişleri Bakanlığı, incelemesinde Uzan kardeşlerin bu yönde herhangi bir bildirimde bulunmadığını saptayınca, 26 Haziran 2002 tarihinde Ürdün vatandaşı olup olmadıklarını öğrenmek üzere Dışişleri Bakanlığı'na bir yazı gönderdi. Dışişleri Bakanlığı, bu yazıyı Amman Büyükelçiliğimize havale etti. Dışişleri Bakanlığı tarafından 5 Temmuz'da İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'ne gönderilen yazı, Amman Büyükelçiliğimizin bu konuda yürüttüğü faaliyetler konusunda şu çarpıcı gerçekleri gün ışığına çıkardı:
Amman Büyükelçiliği diplomatları, ilk iş olarak Ürdün emniyet makamları nezdinde ‘‘özel kanallardan’’ bir araştırma yürüttü. Bu özel araştırma sonucunda, Ürdün Emniyet makamları ‘‘Hakan Uzan'ın 1999 yılında Ürdün vatandalığı kazandığını’’ teyit etti. Amman Büyükelçiliğimiz, bu durumu hemen merkeze iletince, Dışişleri Bakanlığı da 1 Temmuz 2002 tarihinde İçişleri Bakanlığı'na gönderdiği bir yazı ile Hakan Uzan'ın ‘‘Ürdün vatandaşlığı kazandığını’’ resmen duyurdu.
Amman Büyükelçiliğimiz, Ürdün Dışişleri Bakanlığı nezdinde de bir girişimde bulundu. Bu girişim üzerine Ürdün Dışişleri Bakanı'nın Özel Kalem Müdürü Büyükelçi Muhammed Shehankery, Büyükelçiliğimizi arayarak ‘‘Cem ve Hakan Uzan kardeşlere hiçbir zaman ve hiçbir şekilde Ürdün pasaportu ve/veya Ürdün vatandaşlığı verilmediğini’’ bildirdi.
Ürdünlü diplomatın bu bildirimi Amman Büyükelçiliğini tatmin etmedi. Büyükelçilik, Shehankery ile yeniden temas ederek, ‘‘Hakan Uzan'ın ABD'deki bir davada Ürdün vatandaşı olduğunu zaten itiraf ettiğini’’ hatırlatarak, verilen yanıtın inandırıcı bulunmadığını hissettirdi. Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı'na gönderdiği 3 Temmuz tarihli yazının sonunda şöyle dedi: ‘‘Ürdün emniyet makamları nezdinde özel olarak yapılan araştırmada Hakan Uzan'ın 1999 yılında Ürdün vatandaşlığı kazanmış olduğunun öğrenildiği belirtilmiş olmasına rağmen, Büyükelçi Shehankery'nin ifade ettiği hususların dikkat çekici olduğu düşünülmektedir.’’
Dışişleri'nin bu cümlesi, Ürdünlü diplomat Shehankery'nin ‘‘doğruyu söylemediğinin’’ diplomatik bir dildeki bir ifadesini yansıtıyor.