Güncelleme Tarihi:
Arınç, AK Parti Bursa İl Başkanlığının yeni binasının açılış töreninin ardından yaptığı konuşmada, anayasada devlete verilen görevin, gençleri çapulcu yapmak olmadığını, kötü alışkanlıklardan korumak, yarın endişesinden kurtarmak ve Türkiye'nin geleceğini iyi yetişmiş nitelikli eğitim almış gençlerin milli ve manevi değerlerle yetişmesini sağlamak olduğunu söyledi.
Çapulcu bir toplum değil, iyi, doğru ve güzeli talep eden güzel bir toplum beklediklerini ifade eden Arınç, şöyle konuştu:
"Şimdi bakınız bu sapkınlık öyle bir kötü noktaya geldi ki yine bir kadının elindeki, hanımefendilerden özür diliyorum, Taksim Meydanı'ndaki bir afiş; 'Babası ayyaş, annesi çapulcu, çocuğu devrimci.' Arkadaşlar bu Türkiye toplumu için biçilen bir rol değil. Ayyaşlık, Türk toplumunda değer bulan bir şey değil. Ayyaşlık, ölçüsüz içenler için kullanılan bir tabirdir. Sayın Başbakan bir kelime söyledi ama, 100 kişiden 90'ı anlamadı. Ben anlıyorum, 'şaribül leyli ven nehar' demek sabah akşam içen demektir. Sabah akşam içmek doğru bir şey değil. İç de ölçüsüyle iç kardeşim. Bunun bir ölçüsü var değil mi? Bu ölçüde, sağlığına zarar vermeyecek kadar, senin hoşuna gidecek kadardır. Sabah başlayıp akşam bitirecek kadar değil. Çok güzel bir latife var da başka yerlere çekerler diye korkumdan söyleyemiyorum. 'Şaribül leyli ven nehar' bir toplum olamaz. İçilecekse usulünce içilecek, edebiyle içilecek."
''Bir köyde muhtar bile yapmazlar''
Arınç, bunlarda da toplumun belli kurallar koyduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Her şey açık, kolay olsun. Size bir tavsiyem; mesela herkes evindeki pencereleri, duvarları kaldırıp evinin içinin dışarıdan rahatlıkla görülüp içine girilebilmesini arzu eder mi? Biz bu duvarları kapıları niye yapıyoruz? Bu pencereleri, storları, jaluzileri niye koyuyoruz? Dışarıdan içerisi rahat görünmesin diye. Ailemizi muhafaza etmek, aile mahremiyetini korumak için yaptığımız şeyler var. Ama 'babası ayyaş, annesi çapulcu, çocuğu devrimci' derseniz siz, biz böyle bir toplum istemiyoruz ve bunu hayal etmiyoruz ve bu afişi teyit eden Sayın Kılıçdaroğlu, yeni evlenen gençlere 'çapulcu' diye iltifat ediyor. Allah'ım aklımızı korusun. Böyle bir Genel Başkan Cumhuriyet Halk Partisine de yakışmıyor, ana muhalefet partisi lideri olmaya da yakışmıyor. Bakınız siz böyle giderseniz, bırakınız genel başkanlıkta kalmayı, o bile şüpheli, ama kesinlikle iktidar partisi olamaz, Başbakan da olamazsınız ve emin olun bu zihniyetle sizi Tunceli'nin Ovacık'ın da bir köyde muhtar bile yapmazlar."
"Tunceli'nin hiçbir köyünde, hiçbir köylü ve muhtar çocuğunu çapulcu olarak tarif etmez"
"Salonu güzel bulunca dilim çözüldü" diye espri yapan Arınç, şunları kaydetti:
"Çünkü Tunceli'nin Hozat'ını, Çemişgezek'ini, Ovacık'ını biliriz. Bilmediğimiz yer yoktur. Munzur'unu da biliriz öz Munzur'unu da biliriz, çok şükür hizmetlerimiz de gitti oraya. Ama Tunceli'nin hiçbir köyünde, hiçbir köylü ve muhtar çocuğunu çapulcu olarak tarif etmez ve ona çapulculuk rolü biçmez. Türk toplumunun reddettiği bir sıfatı, yeni evlenen iki gence söyleyen bir genel başkan kendisine çekidüzen versin kardeşim. Bursa İl Başkanlığımızda kendisine tavsiyede bulunuyoruz; Berat Kandili'ndeyiz, akşam dua et, 'Yarabbi dilim sürçtü, aslında ben bunu söylemek istememiştim, ne olur beni bağışla, Türk toplumundan özür diliyorum, bu gençlerin geleceğini de çapulcu olarak değil topluma değer katan insanlar olarak görmek istiyorum' de Rabbim gafuri rahimdir. Biz de akşam inşallah Karabaş'i Veli Tekkesine gittiğimizde orada dua edelim, Allah bu memleketi çapulculardan korusun."
Toplumun inancı doğrultusunda ortak değerleri ve genel geçer kuralları olduğunu ifade eden Arınç, "Mesela edepli olmak toplumda çok saygın bir ilkedir. Haya sahibi olmak. İnsanın üslubuna dikkat etmesi, argodan kaçınması gelişi güzel kötü sözler söylemesi ayıplanır. İnsanlar birbirlerine daima nezaketle kibar muamele ederler. Ahlak değerlerine, aile değerlerine sahip olmak çok önemlidir" diye konuştu.
Arınç, siyasi hüviyeti ne olursa olsun 7'sinden 70'ine insanların paylaştığı ortak değerleri bulunduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Mesela bir insana 'edepsiz' denirse bu alkışlanacak bir şey değildir. Çünkü edepsiz olmak toplumda kötü görünen bir şeydir. 'Hayasız' denilmesi bir insana kötü görülen bir şeydir. 'Ahlaksız' denilmesi Allah korusun yükseltici bir vasıf değil, alçaltıcı bir vasıftır. Bir insanın hırsızlıkla, uğursuzlukla suçlanması sözünü bilmemesi, patavatsız olması teşvik edilecek bir değer değildir, kötü şeylerdir. 'Allah, evlatlarımızı edepli, ahlaklı yapsın güzel bir yuva kursun, annesine babasına saygılı olsun küçüğüne şevkatli olsun' diye hepimiz dua eder ve bekleriz. Bir kimse evladının edepsiz, hayasız olmasından hiçbir anne ve babanın ben memnuniyet duyacağını zannetmiyorum."
Bu konuya neden değindiğini anlatırken, gelirken iPad'ine baktığını ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dün akşam bir nikaha katıldığını gördüğünü belirterek, kendisinin de Manisa'da bir nikaha katıldığını, Bursa'da da Manisa'da da başka yerlerde de nerde olursa olsun nikahlara katıldığım zaman, gençleri ve ailelerini tebrik edip, mutluluklar dilediğini ve evliliğin önemini anlattığını söyledi.
"Hasbinallah diyelim canım, başka bir şey demeyelim"
“İnancımız evliliği teşvik eder” diyen Arınç, şunları kaydetti:
"Başbakanımız sayı vermeye başladı, ama biz sayı vermeden diyoruz ki; 'Allah gönlünüzden geçtiği kadar ve nasip ettiği kadar hayırlı evlat versin... Ama sayın Kılıçdaroğlu dün akşam farklı bir şey yapmış. Hiç kendisinden beklemediğimiz ümit etmediğimiz ve açıkça söyleyeyim; kendisine hiç yakışmayan bir dilekte bulunmuş. İki tane birbirinden güzel delikanlı ve hanımefendi, hepimizin çocukları evlatları gibi oradaki gençlere "iki tane çapulcu" diye hitap etmiş. 'İki çapulcuyu tebrik ediyorum' demiş ve 'bu iki çapulcudan yeni çapulcular bekliyorum' demiş. 'Hasbinallah' diyelim canım başka bir şey demeyelim. Ben iPad'de okudum, onun yalancısıyım. Yani var öyle bir şey değil mi?"
Çapulculuğun güzel bir şey olmadığını, toplumda da çapulcu sayısının, Başbakan Erdoğan'ın dediği gibi 3-5'i geçmeyeceğini ifade eden Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Başbakanımızın sözünü alarak bunu eğip bükenler, şunu düşünsünler; Başbakanımız '3-5 tane çapulcuya bu meydanı bırakmayız' dedi. Kendisini bu 3-5 tanenin içinde görenler müstesna, ama 76 milyonda, 76 milyon küsür insan çapulcu değildir ve çapulculuğu benimsemez, kendisini çapulcu olarak tarif etmez çocuğunun çapulcu olmasını arzu etmez, torunlarına çapulcu gelecek diye de hiçbir şey tavsiye etmez. Doğru muyum? Şimdi fidan gibi bir delikanlıyla çok güzel bir genç kıza ana muhalefet partisi lideri, yani yarın iktidara gelme adayı olarak görünen bir partinin genel başkanı, bu güzellikler karşısında 'iki tane çapulcuyu teprik ediyorum' diye söze başlıyor ve biz 'Birbirinden güzel hayırlı evlatlar' derken, 'bu iki çapulcudan daha çok çapulcu bekliyoruz' diyor. Arkadaşlar bu yanlış, bu Türk toplumunun ne aile yapısında vardır, ne geleneklerinde vardır, ne örf ve adetinde vardır ne de toplumun değerlerinde böyle bir şey yoktur."
"Atatürkçü nesil, gençler yetiştirmek vardır da çapulcu gençlik yetiştirmek var mıdır?
Arınç, çapulculuğun özenilecek değil, reddedilecek bir şey olduğunu vurgulayarak, şöyle dedi:
"Hiç kimse çocuğunun çapulcu olmasını istemez bu toplumda. Hiçkimse, çapulcu insanlar yetişmesini istemez. Bizim milli eğitimin temel ilkelerinde kanununda, çapulcu yetiştirmek var mıdır? Atatürkçü nesil, gençler yetiştirmek vardır da çapulcu gençlik yetiştirmek var mıdır? Hangi değerlerimizin içinde bu olabilir. Allah korusun, ama bu Taksim'de iyi niyetlerle başlayan eylemlerin, sonunda vardığımız nokta, ana muhalefet partisinin karşısında herkesi çapulcu olarak görme noktasıdır. O zaman Sayın Genel Başkan siz bu sıfatı benimsediğinize ve yeni bir genç evlilere bu nasihatte bulunduğunuza göre, siz kendiniz için de bu sıfatı uygun görüyor musunuz? Görüyor ki bunu söylüyor da ben de nezaketen soruyorum; görüyor musunuz kardeşim? Bir kızınız bir oğlunuz var, onların da çapulcu olmasını mı istiyorsunuz? İki tane güzel torununuz var, onlara da çapulcu gelecekler mi dua ve temennisinde bulunuyorsunuz. Hayır, böyle bir şey olamaz. Böyle bir şey kimseye bırakılamaz."