Bakanlar Kurulu'nda bazı tasarıların ele alındığını ve TBMM'ye sevk edilmek üzere imzaya açıldığını kaydeden Arınç, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün, TSE'nin faaliyetleri ve gelecek planları hakkında bilgi sunumu yaptığını açıkladı.
Hükümet Sözcüsü Arınç, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın, "Ödeme ve Menkul Kıymetlerde Mutabakat Sistemi ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun Tasarısı'nı Bakanlar Kurulu'na takdim ettiğini" belirtti. Buna göre, Babacan'ın özellikle son yıllarda bilgisayar korsanları tarafından kurulan, suç örgütü denilebilecek, kişilerin elektronik sistemlerde oynamalarla para transferleri yaptıkları ve kumar sayılabilecek bazı açıklamalarda bulunduklarına yönelik açıklamada bulunduğunu anlatan Arınç, bununla ilgili suistimallerin önlenmesi konusunda hangi kanuni düzenlemelerin yapılacağının Bakanlar Kuruluna takdim edildiğini ve imzaya açıldığını kaydetti.
|
GALATASARAY'I KUTLADI, FENERBAHÇE'YE 'KIZDI' |
Hükümet Sözcüsü Arınç, Galatasaray'ın Spor Toto Süper Lig'de 2012-2013 sezonunun bitimine 2 hafta kala şampiyonluğunu ilan etmesine ilişkin soruyu da yanıtladı. Bakanlar Kurulu toplantısında konunun gündeme gelmediğini, kendisinin ise basın toplantısına bu konuyla başlamayı planladığını ancak gazetecilerin gündeme ilişkin yoğun beklentileri üzerine kararından vazgeçtiğini aktaran Arınç, Galatasaray'ın şampiyonluğunu tebrik ettiklerini söyledi. Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Süper lig şampiyonluğu önemli bir şampiyonluk. Fenerbahçe'nin 2-0 yenilmesi çok garip. Onun 2-0 yenilmesi Akhisar Belediyespor'un işini zora soktu, kızmıyor da değilim ama Galatasaray'ın Süper Lig şampiyonluğunu kazanmış olması tabii muhteşem bir başarıdır. Bu başarıdan dolayı hem kulübün bütün futbolcularını, şüphesiz başkanını, teknik direktörünü ve milyonlarca Galatasaray sempatizanı, taraftarı olan insanımızı yürekten kutluyorum. Onlara inşallah Avrupa'da da büyük başarılar temenni ediyorum." |
Arınç, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'in de "Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname" ve engelli bireyler hakkında kanun tasarısının takdimini yaptığını belirterek, tasarı olarak Parlamento'ya sevk edilmesi kararı alındığını söyledi.
AFYON KURBANI 25 ASKER ŞEHİT SAYILACAK
Bülent Arınç, yaklaşık bir yıl önce Afyonkarahisar'da cephanelikte meydana gelen patlama sonucu 25 askerin şehit olduğunu hatırlattı. Patlamaya dışarıdan bir müdahalenin yol açmadığı, yani bir terör saldırısının söz konusu olmadığının açıklandığını anımsatan Arınç, mevcut yasal düzenlemeler içinde bu durumun Terörle Mücadele Kanunu kapsamında bulunmadığı, tabii şartlar dolayısıyla patlama olduğunu ve buna ilişkin parasal imkanların sunulacağının konuşulduğunu belirtti. Söz konusu olayla ilgili kamuoyunda büyük tepki oluştuğunu ifade eden Arınç, ölen askerlerin yakınlarının da 'çocuklarının niçin şehit sayılmadığına' yönelik şikayetleri bulunduğunu söyledi.
Bu tür olaylarda vefat edenlerin de Terörle Mücadele Kanunu kapsamında değerlendirileceği, terör şehidi sayılacağı ve mevcut yasal düzenlemeler içinde ailelere hangi imkanlar sağlanıyorsa bunların onlar için de geçerli olacağı sözünü verdiklerini bildiren Arınç, şehitlerle ilgili yapılan tüm düzenlemelerin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından bir daire tarafından görüldüğünü kaydetti.
Arınç, "60 maddelik sayabileceğimiz, yani bakanlığın kendi kuruluş kanununda yapılacak değişiklikler içerisine bir madde olarak da bu girmiştir. Bu tür olaylarda vefat edenler de terörle mücadele kapsamında şehit olmuş, dostlarımız, kardeşlerimiz, arkadaşlarımız bu kapsamda değerlendirilmiş olacaklar bundan sonrası için" diye konuştu.
KARARNAME MÜJDESİ
Arınç, iki kararnamenin bazı kesimleri yakından ilgilendirdiğini ve müjde olarak görülebileceğini dile getirerek, bunlardan birinin belediyelerle ilgili olduğunu kaydetti. Belediyelerin borçlarının kendilerine gönderilen ödeneklerden kesilerek ödendiğinin bilindiğini ifade eden Arınç, şöyle konuştu:
"Bugün aldığımız bir kararla da bu dört ay içerisinde, yani 2013 yılının haziran, temmuz, ağustos ve eylül aylarında kesinti yapılmayacağı karara bağlanmıştır. Kararnamedeki tarifiyle söylemek istiyorum: Belediyeler ve il özel idarelerinin borçlarına karşılık genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılacak paylardan, kesintiler yapılıyordu. Bu kesintilerin 2013 yılının 4 ayında, yani haziran, temmuz, ağustos ve eylül aylarında yapılmaması, kesintisiz olarak belediyelere ve il özel idarelerine ödenmesi kararlaştırıldı. Kararnamesi zannediyorum birkaç gün içinde yayımlanmış olacak."
İSRAİL'İN ÖDEYECEĞİ TAZMİNAT Başbakan Yardımcısı Arınç, Mavi Marmara saldırısı sebebiyle hayatını kaybedenlerin ailelerine ve yaralananlara ödenecek tazminat miktarlarının belirlenmesiyle ilgili olarak bugün İsrail'de, Türkiye ve İsrail yetkililerinin katılımıyla yapılan toplantıya ilişkin bir soru üzerine ise konuyla ilgili ilk toplantının Ankara'da 2 hafta önce yapıldığını hatırlattı. Arınç, "Sayın Müsteşarımızdan, oradaki delegasyon başkanımızdan bilgi aldım. Bugünkü gelişmeler de olumlu bir şekilde cereyan etmiş ancak süreç sonuçlanmamış" bilgisini verdi.
Görüşmelerin devam ettiğini, tamamlanamaması durumunda Türkiye'de üçüncü bir toplantı düzenlenebileceğini kaydeden Başbakan Yardımcısı Arınç, "Bu süreci tamamen sonuçlandırmak istiyoruz. Detayları hakkında bir şey söylemem mümkün değil. Bittiği zaman, şüphesiz size de yaptığımız anlaşmayı Parlamento'ya götürmek suretiyle Parlamentomuza sunmuş olacağız. Ondan sonra da inşallah sürecin nasıl sonuçlandığı kamuoyunun bilgisi dahilinde olacak" diye konuştu.
Arınç, tarımsal sulamayla ilgili düzenlemenin çiftçilerin beklediği bir konu olduğunu, Orman ve Su İşleri Bakanlığının çiftçiler lehine bir kararname hazırladığını bildirdi. Bülent Arınç, şunları kaydetti:
"Orman ve Su İşleri Bakanlığımız Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından sulama birliklerine devredilen sulama tesislerinin işletme ve bakım ücret tarifelerini yüzde 40 oranında düşürdü. Yani yüzde 40'lık bir tenzilat yapıldı. Bu ayrıca, daha önce 6 grup olan cazibe sulamaları 3 gruba, 4 grup olan pompaj sulamaları da 2 gruba düşürülmüş oldu. Yani bir düzenleme içerisinde daha organize bir şekle girerken, aynı zamanda işletme bakım ücret tarifelerinin yüzde 40 civarında düşürülmesinde sulama ücretlerinde hemen hemen yarıya yakın bir indirime getirmektedir. Özellikle Şanlıurfa ve Türkiyemizde tarımsal sulama içerisinde sulama birliklerinin tarifelerinin yüksek olmasından yakınan çiftçilerimiz için fevkalade iyi, hayırlı bir düzenleme olduğu kanaatindeyiz."
Arınç, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın da Türkiye'nin AB sürecinde gelinen noktayı Bakanlar Kuruluna açıkladığını ifade ederek, İrlanda'nın dönem başkanlığında daha önce bazı fasılların açılmasına yönelik engellemelerin bu dönem içinde yumuşayacağı ve özellikle Fransa'nın engel olduğu bazı fasıllarda açılmalar yapılacağının konuşulduğuna dikkati çekti. Arınç, "Umuyoruz ki bu 6 aylık dönem içerisinde Türkiye bugüne kadar önüne konulmuş olan engellerin büyük bir kısmını aşarak müzakere sürecini başarıyla götürmüş olacak" değerlendirmesini yaptı.
İstanbul'da yaşayan 150'ye yakın vatandaşın, kentin belli bölgelerinin tapusunun kendilerinde olduğu ve hukuki süreç başlatacakları yönündeki iddialarının gazetelerde yer aldığı ifade edilerek, değerlendirmesi sorulan Arınç, bu konu hakkında bilgi sahibi olmadığını belirtti. Ancak bir avukat olarak konuya baktığında tapu değerini kaybetmemiş ise mahkemelere başvurulabileceğini bildiren Arınç, "Hukuk her şeyden üstündür. Hak, haklının en mukaddes malıdır, vermezlerse alacaksın demişler" ifadesini kullandı.
'VALİLER KARARNAMESİNDEN BİLGİM YOK'
"Esed yönetiminin Suriye'de kimyasal silah kullandığı iddialarının araştırılması için özel bir komisyon kurulması yönünde talimat verdiği" şeklinde iddialar olduğunun hatırlatılması üzerine de Arınç, "Söylediğiniz konuda hiçbir şey bilmiyorum" yanıtını verdi. Arınç, bir başka gazetecinin "Valiler kararnamesi konusunda gelişme var mı?" sorusu üzerine ise "Valiler kararnamesi mi var? Bilgim yok. Bilse bilse Sayın İçişleri Bakanımız bilir, Sayın Başbakanımız bilir. İmzalasaydık, biz bilirdik" karşılığını verdi. Gazetecilerin kararnamenin Çankaya Köşkü'nde olduğu Diyarbakır ve İzmir valililerinin yer değişikliklerini kapsadığını ifade etmeleri üzerine ise Arınç, "Bundan başka söyleyebileceğiniz bir şey yok. Çünkü gazetelerde bu çıktı. İki kişi için kararname çıkmaz. Takip edelim, şu anda bir bilgim yok. En azından sizinle paylaşacağım bir bilgim yok" şeklinde konuştu.
ESED REJİMİ GİTTİKÇE GADDARLAŞTI
Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bir gazetecinin, Arap basınında Suriye'de meydana gelen bazı patlamaların arkasında İsrail'in saldırısının olduğuna dair iddialar yer aldığını, bu konuda bir duyum alıp alınmadığını sorması üzerine, "Suriye'de meydana gelen olaylar çok acı olaylardır. Özellikle Banyas kasabasında hunharca bir onlarca, hatta birkaç yüzü çocuk, kadın, masum sivilin hayatına kastedilmesi büyük bir cinayettir. Bunu Sayın Başbakanımız dünkü konuşmalarında büyük üzüntüyle ifade ettiler" diye konuştu.
"Esed rejimi maalesef gittikçe gaddarlaştı. Kendi halkını hiçbir vicdani kaygı vicdani duymadan elindeki tüm silahlarla öldürmeye başladı" ifadelerini kullanan Arınç, şunları söyledi:
"Şu anda 3 yıl içerisinde Suriye'de yaşanan olaylarda öldürülen kişilerin sayısı 100 bini geçti. Ülkesinden mülteci olarak başka ülkelere sığınanların sayısı da 1 milyonu buldu. Özellikle bu, kasaba ve benzeri yerlerde çoluk çocuk gözetmeksizin, evler, camiler insanların toplu olarak bulunduğu yerler, hatta evlerinden alınarak anne babalarının önünde hayatlarına kastedilen gençlerin acı hikayeleri trajik olaylar hepimizi fevkalade yarılıyor."
Bu olayların, İsrail tarafından kendilerine yönetilen bir ateşin veya bir bombalamanın karşılığı olmadığını dile getiren Arınç, şunları kaydetti:
"O olay farklı bir konudur. Bu yapılan katliam başka bir cinayettir. Dolayısıyla zaten bunun benzerleri de geçtiğimiz haftalarda, aylarda Suriye'de çokça yaşanmıştır. Biz kendi Cilvegözü hudut kapımızda bomba yerleştirilen bir araçla 14 kişinin hayatına son verildiğini biliyoruz."
Suriye'deki rejimin ayakta kalabilmenin son mücadelesini verdiğini ifade eden Arınç, şöyle devam etti:
"Hem ülkesini bölme konusunda adımlar atıyor hem de daha acı vermek suretiyle belki gidişini birkaç gün daha geciktirmek istiyor. Dışişleri Bakanımız toplantıda değildi. Sayın Cumhurbaşkanımız ile Portekiz ziyaretine katılmıştı ama aldığımız bilgiler, arkadaşımızın sorusuna şöyle cevap verilmesini gerektiriyor: Suriye'de yaşananlar trajik olaylardır. Bir rejiminin kendi insanını ne kadar ahlak dışı vahşi ve gaddar bir şekilde öldürebildiğini gösteriyor."
"İsrail tarafından Suriye'ye gönderilen füzeler, ateşler neyse bunlar Suriye ile İsrail arasındaki başka münasebetleri işaret ediyor. Onların açıklamasını kendi ülkeleri herhalde daha iyi yaparlar ama olayların seyrini biz Türkiye'den takip ediyoruz. Bunlar ilk değildir umarız ki son olsun ama gittikçe gaddarlaşmakta ve vahşilemektedir. Bütün temennimiz, bu rejimin bir gün dahi ayakta kalmaması, insanların ölümlerden bu şekilde kalabilmesidir."
BEDELLİ ASKERLİK GÜNDEMDE DEĞİL
Arınç, bir gazetecinin, AK Parti Kızılcahamam kampında Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın askerlik süresinin kısalabileceğine dair açıklama yaptığını, bu konuda bir somut bilgi olup olmadığının sorulması üzerine şu yanıtın verdi:
"Kampımız bildiğiniz gibi 2 gün sürdü. Soruları bakanlarımız cevaplarıyla sonuçlandırdı. Bu kapalı toplantı. Bu toplantıdan dışarı sızan doğru veya yanlış olduğu tartışmalı haberler bugün gazetelerde ve televizyonlarda yer alıyor. Bedelli askerlikle ilgili bir soru soruldu. Buna cevabımız kesindir. Yeni bir bedelli meselesini düşünmüyoruz. Hükümetimiz bu konuda kararlıdır."
Geçen yıl da yapılan düzenlemelerle bu konunun bir kapsam içerisine alındığını, daha sonra bu kanunun uygulanmasından doğan bir iki hususun da geçici maddelerle tamamlandığını ifade eden Arınç, şöyle konuştu:
"Bu süreç, müracaat edenler, yatırdıkları paralar ve 21 günlük askerlik de yapmamak suretiyle tamamlanmış bulunmaktadır. Bedelli askerlik konusunda yeni bir çalışma kesinlikle söz konusu değildir. Bu kanun geçmişte çıkarken de ifade etmiştik. TSK'nın asker ihtiyaçları göz önüne alınarak düzenleme yapılır. Bu düzenleme 30 yaş itibariyle 30 bin lira üzerinden yapılmıştır. Evet, beklediğimiz kadar müracaat olmamıştır ama kanun amacına ulaşmıştır. Yeni istekler, yeni talepler olabilir ama bu her gün, her yıl yapılacak bir düzenleme değildir. Yine böyle bir şeye ihtiyaç duyulduğu anda belki bir sene sonra 3 sene sonra 5 sene sonra Genelkurmay ile bu konu istişare edilir, onların ihtiyaç görmesi halinde gereken yapılır. Şüphesiz siyasi kararı hükümetimiz verir ama bu konuda TSK'nın kendi organizasyonları planlamaları da her zaman dikkate alınır. Kesinlikle bedelli konusu tekrar düşünülmemektedir. Gündeme gelmeyecektir."
ASKERLİK SÜRESİ KISALACAK MI?
Askerlik süresinin uzatılması veya kısaltılması konusunun geçmişten bu yana konuşulduğunu ve tartışıldığını anlatan Arınç, şunları söyledi:
"Bu konuda verilmiş bir karar da yok. Hatta bugün bir siyasi parti daha önce sordukları soru önergesine Milli Savunma Bakanımızın verdiği cevaptan bahsediyorlar, doğrudur o cevap. Şu an itibarıyla askerlik sürelerinin kısaltılması da gündemde değildir. Bugün verdiğimiz bir karar yoktur. Yedek subaylar için şu kadar olacak, er ve erbaşlar bu kadar olacak şeklinde dün, bugün, yarın için bir düzenleme söz konusu değildir ancak yine TSK'nın asker ihtiyacı Türkiye'nin geldiği nokta, konjonktür, bu sürelerin kısaltılması için uygun bir ortamı önümüze koyarsa askerlik süreleri konusunda yeni bir düzenleme yapılabilir. Dün, bugün yarın için söz konusu olmayan, ileride şartlar ortaya çıktığında gündeme gelmesi ve bu konu yine Genelkurmay, TSK ve Milli Savunma Bakanlığımız nihayetinde hükümetimizin vereceği kararla bir düzenleme haline gelmesi muhtemeldir."
SÜREÇ YAKINDAN TAKİP EDİLİYOR
Arınç, bir gazetecinin, çözüm süreci kapsamında teröristlerin çekilmesiyle ilgili polis ve askerin bazı çekinceleri olduğunu ifade ederek, buna ilişkin bir yasal düzenleme olup olmayacağını sorması üzerine, şu karşılığı verdi:
"Kandil'den yapılan açıklama 8 Mayıs'tan itibaren silahlı unsurların Türkiye dışına çıkacaklarını gösteriyor. Biz süreci baştan itibaren takip ediyoruz. Bu tarihler bizim verdiğimiz tarihler değildir ama 28 Aralık'tan bu yana devam eden süreç, bizim beklediğimiz ümit ettiğimiz ve doğru bir rotada ilerleyen süreçtir. Dolayısıyla eğer silahlı unsurların Türkiye'den çıkacağı gerçekleşecekse bunu hükümetimiz ve bu konuyla ilgili kurumlarımız yakın takip altında tutmaktadır."
"Herkes müsterih olsun. Türkiye bir hukuk devleti. Bu süreci de hukuk sınırları içerisinde götürüyoruz. Götürmekte de kararlıyız. 4 aydan beri bir yanlışımız olmadığına göre bu sürecin başarıyla tamamlandığını, gerekiyorsa sizlere
haber de veririz" diyen Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Esasen böyle bir sürecin başarıyla sonuçlandığı, hem örgütün alacağı tavırlarda ve davranışlarda hem de eylemlerine son verilmesiyle ve silahların susmasıyla değil bırakılmasıyla ortaya çıkmış olacak. Kimse, bu konuda, 'işte dün çıkıyorlardı, gördüm. 3 kişi 5 kişi gidiyorlardı veya Sayın Meclis Başkanımızın hangi anlamda söylediğini bilemediğimiz 'aslında çıkmıştırlar bile' sözü bizim gündemimizde yok. Olayı yakinen takip ediyoruz ama arkadaşımızın ifade ettiği konu bizim gündemimizde yok. Bunu kim söylüyor, yapıyor bilemeyiz.
Biz hükümet olarak kendi yetkilerimizi gerektiği zaman hiç tereddüt etmeden kullanmasını biliriz. Talimat veren bir noktadaysak İçişleri Bakanlığımız, Milli Savunma Bakanlığımız veya Başbakanımız yurt içi yurt dışı operasyonlar konusunda, bu direktif olduğu zamanda bu direktif verilir, bu talimat olduğunda bu talimat verilir, kararname çıkarmak gerekiyorsa bunu da yaparız. Bugüne kadar yapıldı bundan sonra yapılması gerektiğinde olacağı gibi. Ama bu konular herkesin önünde, herkesin bulunduğu yerlerde konuşacağı konular değil. Hükümetimize güvenin. Hükümet süreci gayet olumlu şekilde götürüyor. Türkiye'nin bu terör belasından sağlıkla kurtulması için bütün tedbirleri alıyor."