Güncelleme Tarihi:
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu sonrası açıklamalarda bulundu. Arınç, bazı gazetelerde yer alan ve 7 bin kişinin dinlendiği iddialarına ilişkin şunları söyledi; "Konu Bakanlar Kurulu'nda görüşüldü. Adalet Bakanı konuyla ilgili bilgilerini dinledik. Üzücü bir olay. Türkiye kamuoyu oldukça duyarlı. İsimleri geçen bazı siyasetçilerin, yazarların, sanatçıların bu dinleme sırasında bazen soyadları olmadan bazen rumuzlar verilerek dinlenilmiş. Konu soruşturma kapsamı içersindedir. Maalesef çok üzücü bir gelişme. Bugünkü haberlerle ilgili kısa bir bilgi verebilirim. 2 savcının ismi geçiyor bildiğimiz kadarıyla. Cumhuriyet Savcısı Adem Özcan ve Adnan Çimen. İkisi de TMK 10'uncu maddesine göre yetkili savcılardır. Bir hayali ihbar üzerine, 4 sayfalık. 'Selam ve Tevhid Terör Örgütü' ile ilgili bir soruşturma başlatarak, aldıkları hakim kararlarıyla bazı dinlemeler yapmışlar. Burada kapsamı, niteliği, şüphelilerin kimliği, çok sayıda kişi hakkında teknik ve fiziki takip kararı alınmış. Dosya, ellerinden alındıktan sonra, yerlerine gelen savcılar tarafından ortaya çıkarılmış."
"Böyle bir terör örgütünün olmadığı, dosyanın incelenmesinde de bir terör eylemi ya da terör planlamasının olmadığı görülmesine rağmen, 2011'den bu yana, teknik ve fiziki takiple birçok kişinin takip edilmesi sonunda, dosyaya dahil edilen ve bir kısmı kamuoyunda tanınan kişiler olması sebebiyle, farklılık arz eden ve başsavcılarının da haberi olmayan bu soruşturma her yönüyle dikkat çekmiştir. Esas numarası 2011/762. Bu sadece bir soruşturma dosyasıyla ilgili olan, diğerleri üzerinde incelemeler devam etmektedir. Teslim alınan hard disklerin incelenmesinde aynı zamanda mahkeme kararı alınarak, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nün yaptığı tape dökümleriyle de bugün gazetelerde bir kısmı neşredilen bir olay ortaya çıkmış bulunuyor. Şu anda inceleme konusu yapılan 107 klasör var. 107 klasörde 2280 kişinin telefon numaraları da dahil olmak üzere dinlendiği anlaşılıyor. 3 yıldan beri devam eden bu soruşturma konusun, sadece ilgili savcıların takibinde olduğu ve bunların bir ihbar mektubuna dayalı olarak herkesi dinledikleri, bunların içerisinde bilim adamları, sanatçılar, yazarlar, siyasetçilerin bulunduğu ortaya çıkmış."
"Bu klasörlerde ismi bulunanların sayısının daha da artabileceği incelemeyi yapan savcılar tarafından, hakim kararıyla tapeleri yapılan incelemeler sonunda anlaşılabilecek. Belki Adalet Bakanımızın inceleme bittiğinde yapacağı geniş bir açıklamayla, kim, niçin, ne maksatla bu işlemleri yaptığını kamuoyuna açıklayabileceğiz. Bunlar tamamen kanunsuz dinleme talepleri ve kararlarıdır. Demekki savcı ve hakim birlikteliğiyle hayali bir örgütün, ilgisi yada ilintisi bulunabileği şu anda 2280 kişi ve telefon dinlemesi üzerinde 3 yıldan beri dinlemeler yapıldığı, ve bu dinlemelerden bazılarının bugüne kadar geldiği, bir kısmı hakkında da geçmişte dinleme bitmesine rağmen yine kanun gereğince herhangi bir bilgi verilmediği de ortaya çıkmış bulunuyor. Her kişiden, o kişilerin yakınlarından ve bu konuya dahil edilen isimleri belli her şahıstan özür dilenmesi gerekiyor.
''HABERLİ OLMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL''
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarını eleştiren Arınç; ''Kılıçdaroğlu, kendisince mükemmel bir açıklama yapmış 'bunlar dinlenirken hükümet neredeydi?" diye. Hükümet buradaydı. Ama bu dinlemeyi talep eden savcı ve kararı veren hakime bizim etki yapmamız ve haberli olmamız mümkün değil. Yasama, yürütme, yargı birbirinden bağımsız hareket eder. Ortaya çıkan bir tek büyük gerçekte budur; HSYK değişikliğinin özellikle bu gelişmeler karşısında ne kadar acil, önemli ve haklı olduğu ortaya çıkmıştır. İnternet kanunu ve MİT kanunuyla ilgili tartışmaları, kimlerin daha çok yaptığını ve kimlerin daha çok zarar görebileceklerini düşünerek kimlerin yurtiçinde ve yurt dışında ihbarlarla bulunduklarına dikkat edersiniz, bu konuda birilerinin büyük bir telaş içerisinde olduğunu gösteriyor'' diye konuştu.
ERDOĞAN-OBAMA GÖRÜŞMESİ
- Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler hep düzeyli ve iyi ilişkilere dayanan bir gelişmeyi gösterdi. Ancak son dönemde Sayın Başbakan ve Obama arasındaki ilişkilerin soğuduğu iddia edildi. 20 Şubat’ta bu görüşme oldu. Konuşulan konu Kıbrıs’ta görüşmelerin başlaması, Suriye, Mısır ve Ukrayna ilgili gelişmelerdir.
- Şu Ukrayna’nın haline bakın… Sayın Başkan Obama bu konuda Türkiye’ye güvendiklerini ifade etmişlerdir. Olumlu bir görüşmedir.
SORU: SAHTE ÖRGÜT DAVASINI HÜKÜMETİNİZE KARŞI BİR DARBE GİRİŞİMİ OLARAK DÜŞÜNÜYOR MUSNUZ?
- 17 Aralık öncesi ve sonrasında yaşananların AK Parti hükümetlerine karşı bir darbe girişimi olduğunu Sayın Başbakan ifade ediyor. Benim burada tekrar etmemin gereği yok.
- Özel konuşmaların bile takibe alınması bunların birilerine karşı kullanılacağımı akıllara getiriyor.
SORU: 4,5 MİLYON DOLAR HALK BANKASI GENEL MÜDÜRÜ'NE İADE EDİLDİ Mİ?
- Hiç bilmiyorum. Bunu da ilk defa sizden duyuyorum.
DEMİRTAŞ’IN ÖZERKLİK KURACAĞIZ AÇIKLAMASI
Eylül sonunda sayın başbakanımızın açıkladığı demokratikleşme paketi son çalışma haftasında yasalaştırılacak. Burada düşündüğümüz konu özel kurumlarda ana dilde eğitimin serbest olacağı. devlete bağlı okullarda seçmeli dersler var.
Sayın Demirtaş’ın konuştuklarını elbette takip ediyoruz.
Çözüm süreci devam ediyor. Yaşanan bazı olumsuzluklar var ama bunlar tolere edilebilir düzeyde.
Şiddete yönelecek herhangi bir çağrı yoksa propaganda konusunda özgürlüktür esastır.
MİT DÜZENLEMESİ
MİT kanunu teklif olarak gelmişti komisyonda da birkaç değişiklik yapıldı. Genel kurulu bekleyelim.
SAVCILARIN DİNLEME İDDİALARINI YALANLAYAN AÇIKLAMASI
Herkes her şeyi söyleyebilir. Bizim ilk incelememizde 107 klasör ve 2280 kişinin dinlendiği ortaya çıktı. Savcın ve hakim derken yasadışı dinlemelerden bahsetmemiz gerekir. Burada ortaya çıkan bir olay var inceleme yapılıyor. Ama diğer dosyalar üzerinde de inceleme yapılacaktır.
Her iki savcının bunun reddetmesini olumlu görmek lazım. Ama reddi savunmaya yönelik olarak da düşünebiliriz.
Herkese saygı gösteririz ama ortada bir de gerçek var.
HİZMET HAREKETİNE YÖNELİK SİZİN VE SAYIN BAŞBAKAN’IN ÜSLUBUNDA TEZATLIKLARI NASIL YORUMLARSINIZ?
İyi ki bu soruyu bana soruyorsun. Doğrudur ben İngiltere’de faydalı temaslar yaptım.
Ben bir siyasetçiyim ve AK Parti hükümetinin üyesiyim. Sayın Başbakanımızın yanında olma ve her yönüyle bu hükümeti savunmak durumundayım.
Evet bazı konularda üslup farklılığımız olabilir.
Ben bir başkasının üslubunu kendime benimseyerek konuşmak zorunda değilim.
Esasta ve özde ayrılmayız ama bazen kelimeleri seçerek kullanırız bazen de iyi netice almak zorundayız.
Siyasetçi ütmekle meşgul olur kaybetmekle değil.
Benim de o kişilere gönül açmak zorundayım.
Ama bugün öğrendiğim bu olaylar sayın başbakanımızın bu konularda ne kadar haklı olduğunu gösteriyor.
Ama ben buna rağmen aynı kelimeleri kullanır mıyım. Onları da bir kenara koymak durumundayım.
Polislikten atılmış bir kişinin kaçtığı söylenen biriyle görüşme yaptığı yönünde mesajları var.
Peki bu adam kim. Suç örgütü elemanlarından menfaat temin ettiği yönündeki suçlarla ilgili başlatılan soruşturma sonucunda yetkisini başkalarına çıkar sağlaması sonucu meslekten çıkarma cezası verilmiş re 6 Ocak 2014’te polislikten çıkarılmış.
Böyle bir insan şu kadar yurt dışına gidiyor da bunun başındakiler ne yapıyorlar. Görmüyorlar mı bilmiyorlar mı şimdi onu araştırmak zorundayız.
Ama sonradan öğreniyoruz ki bunların varlıklarına belki iyi niyetle göz yumulmuş
17 Aralık’ın çok şer tarafı var ama hayır tarafı da var her şey ortaya çıkmış oldu.