Arınç'tan açıklama

Güncelleme Tarihi:

Arınçtan açıklama
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 30, 2010 17:36

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “(27 Nisan'da biz yanlış yapmıştık' diyen Sayın Kılıçdaroğlu, Şemdinli Davası'nın savcısı hakkında da yanlış yapılmış mıydı? CHP olarak, 'Biz yanlış yapmıştık o savcının meslekten atılmaması gerekiyordu. O iddianame hukuki bir metindi onun suçlanmaması gerekiyordu' diyor musunuz?” dedi.

Haberin Devamı

Bir TV kanalında gündemle ilgili konuları değerlendiren Arınç, Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantılarıyla ilgili sorular üzerine bir kısmı muvazzaf, bir kısmı da emekli olan askerler hakkında yakalama kararını davaya bakan ilgili mahkemenin verdiğini vurgulayan Arınç, konunun yargı içinde nihayetleneceğini söyledi.

Yasama, yürütme ve yargı erklerinin birbirine müdahalesinin söz konusu olmadığını belirten Arınç, “Bu kararı veren ben değilim. Sayın Başbakan değil, sayın Kılıçdaroğlu ve Bahçeli de değil. Sayın Genelkurmay Başkanı ve Cumhurbaşkanı da değil” diye konuştu.
Mağdur pozisyonunda olan veya kendisine şüpheli sıfatıyla yaklaşılan insanların haklarını yargı içerisinde aradıklarını dile getiren Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Zaten arıyorlar. Her gün dilekçe yağdırıyorlar. Yine biz yokuz bu işin içinde, Genelkurmay yok, Başbakan yok, Cumhurbaşkanı yok. Yargı kendi içindeki mekanizmalarıyla bu olaya bir çözüm bulmaya çalışıyor. Şu ana kadar reddedildiğini biliyoruz. Bu süreç bittikten sonra ya gelip kendi kendilerinin teslim olmaları lazım veyahut nerede görülüyorlarsa yakalanıp gereğinin yapılması lazım. Bu irade yargının. Siyasetçi olarak biz bu meselenin hiçbir yanında yokuz, sadece seyirci noktasındayız.”

YAŞ'ın her yıl 1 Ağustosta toplandığını ve kendi kanununa göre çalıştığını anımsatan Arınç, Şura'nın terfi işlemlerini kendi kriterlerine ve ilgili kanuna göre yaptığına işaret etti.

Hakkında yakalama emri çıkan muvazzaf subayların YAŞ'ta terfi alamayacakları yönündeki değerlendirmelere de değinen Arınç, şunları kaydetti:

“İşin bir tarafında yargı var, bir tarafında şura var. Şuranın elinde de bir kanun var. O kanuna göre işlem yapacaklardır. Bu şuranın başında olan Başbakan, hemen yanında olan Genelkurmay Başkanı kendileriyle ilgili bu mevzuatı iyi biliyorlardır. Bu hukuku, bu mevzuatı göz göre göre çiğnemeyeceklerdir. Bu hukukun, bu maddelerin gereğini yapacaklardır. Eğer yapmazlarsa, şüpheler şunlar, bunlar devam edecek olursa, çok açık hükümlere rağmen bu hükümler uygulanmaz da başka türlü hareket edilirse, bu, eleştirilmeye devam edilebilir. Siyasi açıdan da, hukuki açından da, askeri açıdan da yanlış yapıldığı veya doğru yapıldığı söylenebilir. Bunu yapanlar da, eğer bu yanlışsa yaptıklarının altında kalırlar. Yok hukuki hareket etmişlerse, şu ana kadar konuşulan her şeyi toplayıp çöp sepetine atmak icap eder.”
Hakkında soruşturma olanların ister asker, ister sivil olsun görevinin başında bulunmalarının yasal ve hukuki bir gerekçesi olduğu takdirde kabul edilebileceğini belirten Arınç, “Ama, 'Biz böyle takdir ettik. Siz ne kadar suçlarsanız suçlayın, mahkeme ne kadar yargılarsa yargılasın bu kişi görevinin başında kalmaya devam edecek' derseniz yasal ve hukuki hiçbir gerekçe bulamazsınız. Kurumunuzu asıl o zaman yıpratırsınız” dedi.

“(TBMM'Yİ) TOPLAYABİLİYORLARSA TOPLASINLAR”

CHP'nin TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesinin değiştirilmesine ilişkin kanun teklifiyle ilgili soru üzerine Arınç, teklifi inceleyeceklerini, ne getirip götürdüğüne bakacaklarını söyledi. Arınç, teklifin “Biraz daha cilalanmış şekilde yeni bir üslupla” hazırlandığını ifade etti.

Teklifin ele alınması için TBMM'nin olağanüstü toplanıp toplanmayacağı sorusunu da Arınç, “Toplayabiliyorlarsa toplasınlar. Biz ne günlük şovlarla yola çıkarız ne de kafamızı yorarız. Ne şekilde başladıkları, ortasında ne söyledikleri, sonunda ne getirdikleri birbirinden farklı. Sayın Kılıçdaroğlu ve CHP'nin herhangi bir konuda sabit olduğunu şu ana kadar hiç görmedim. Sadece bir şey söylüyorlar, ondan sonra bir bakıyorsun 'Ben onu demek istemedim' diyorlar” diye yanıtladı.

Arınç, CHP'nin 35. maddedeki değişiklik konusunda “tekliflere açık olduğunu” belirtmesini memnuniyetle karşıladığını dile getirdi.

“BEN KİMSENİN BOYUYLA İLGİLENMİYORUM”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun “Geçmişin hatalarını telafi ediyoruz” sözlerinin hatırlatılarak, değerlendirilmesinin sorulması üzerine Arınç, “Kılıçdaroğlu'nu fazla konuştuk bugünlerde. Bu kadar konuşulacak bir kişi de değil. Onun hakkında ümitlerimi kaybetmek üzere olduğumu ifade ettim sadece” dedi.

Dün katıldığı bir televizyon yayınında ülkenin gündemi ile ilgili konuları konuştuğunu, ancak bugünkü gazetelerde sadece Kılıçdaroğlu'na yönelik “Şu kadar boyuyla bir şeyler söylüyor” sözlerinin manşetlere çıkarıldığını anlatan Arınç, şunları kaydetti:

“Bu bir saatlik konuşmada bir cümledir. Ben kimsenin boyunun kaç santim olduğuyla ilgili değilim. Boyu kısaymış, uzunmuş bunlar beni hiç ilgilendirmez. Ama maalesef bir kısım basın, çok dikkat edilecek konuların dışına çıkıp, sadece bu noktayı öne çıkarıyor. Eğer buradan küçültücü bir ifade sezmişlerse o zaman aynı basın Kılıçdaroğlu, Sayın Başbakanımız hakkında bugüne kadar hangi kelimeleri sarf etti, hangi cümleleri konuştu, eğer yüzleri kızarmıyorsa, biraz da bunlara baksınlar. Kılıçdaroğlu, Sayın Başbakan için 'kalpazan' diyor. Peki utanmıyor musunuz, bu kelimeyi duyduğunuzda? Ben 'Şu kadar boyuyla' demişim, bu bir imadır. Ama adam açıkça 'Kalpazan Başbakan olmayacak' diyor. 'Yalancı' diyor, 'dönek' diyor, 'kıvırtma' diyor. Ben bunları söylerken yüzüm kızarıyor.”

Kılıçdaroğlu'nun ülke meseleleri konusunda neyi, nasıl yapacağını açıklamadığını, “Geldiğimiz zaman düzelteceğiz” dediğini belirten Arınç, CHP liderinin “Geleceğe ilişkin bir vizyonunun” olmadığını öne sürdü.

Genel başkan olduğundan beri Kılıçdaroğlu'nun hakaret içeren kelimeler kullandığını belirten Arınç, şimdiye kadar ses çıkarmayan köşe yazarlarının dünkü ifadelerinin ardından çok incindiğini söyledi. Arınç, “Aman ne kadar terbiyeli insanlar. Ne kadar ahlaklı insanlar. Bu hakaretleri görmüyorsun da, utanmadan sadece bu kelimelerin üzerinde nasıl durabiliyorsun? Yazıklar olsun” diye konuştu.

“BİZ BÜYÜKANIT'IN AVUKATI DEĞİLİZ"

CHP'nin, Eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt hakkında suç duyurusunda bulunacağını hatırlatan Arınç, bugün bu düşüncede olan Kılıçdaroğlu'nun eğer samimiyse “e-muhtıranın” ardından “Genelkurmay'ın böyle bir bildiri ya da muhtıra koyması yanlıştır. Sivil iradeye, Meclisin iradesine müdahaledir. Bu Meclis kimi Cumhurbaşkanı seçeceğini bilir. Siz kendi işinize bakın” demesi gerektiğini söyledi.
CHP'de bulunan herkesin 27 Nisan “e-muhtırası”nı alkışladığını belirten Arınç, şunları kaydetti:

“Şimdi Kılıçdaroğlu, 'Bu yanlıştır' diyor. O zaman tamam. Biz bu sözüne itibar edelim. Ne yapacaksan yap, seni alkışlar destekleriz. Biz Büyükanıt'ın avukatı değiliz.

Sayın Kılıçdaroğlu samimi ve dürüstse kendisine bir sorum var. Yaşar Büyükanıt'ın talimatıyla, Genelkurmay'ın emriyle Şemdinli Davası'nın savcısı Ferhat Sarıkaya, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun kararıyla meslekten men edildi ve açlığa mahkum edildi. Bu adalet tarihinde bir ilktir. Şemdinli olaylarıyla ilgili iddianame hazırlayan savcı, Büyükanıt'ın ismini de iddianameye koyarak birtakım suçlamalarda bulunmuştur. Buna karşı Sayın Baykal'ın ve arkadaşlarının savcıyı itham eden sözleri var. Büyükanıt'ı ve TSK'yı alkışlayan sözleri var. '27 Nisan'da biz yanlış yapmıştık' diyen Sayın Kılıçdaroğlu, Şemdinli Davası'nın savcısı hakkında da yanlış yapılmış mıydı? CHP olarak, 'Biz yanlış yapmıştık o savcının meslekten atılmaması gerekiyordu. O iddianame hukuki bir metindi, onun suçlanmaması gerekiyordu' diyor musunuz?”

Arınç, bir soru üzerine Saadet Partisi'ndeki gelişmelerin bu partinin kendi iç işleri olduğunu belirterek, Genel Başkan Numan Kurtulmuş'u AK Parti'ye davet etmeleri gibi bir şeyin söz konusu olmadığını, bunun saygısızlık olacağını dile getirdi.

“YÜZDE 65 OLSA AĞANIN ELİ TUTULMAZ”

“Referandumdan ne beklediğinin” sorulması üzerine Arınç, Anayasa değişikliğinin büyük oranda kabul edileceğine yönelik inancını dile getirdi. Arınç, “Ben yüzde 60 demiştim, yüzde 59 da olsa hayır demem. Yüzde 65 olsa ağanın eli tutulmaz” değerlendirmesini yaptı.
Vatandaşlara bu değişikliğin kendi yararları için yapılacağını anlatacaklarını ve vatandaşın iradesine hiçbir şekilde ipotek koymayacaklarını kaydeden Arınç, “Keşke MHP de, CHP de, BDP de bunu söylese. 'Ey millet, sandığa gidin, istediğiniz gibi karar verin' dese, bugünkü gerginliklerin hiçbirisi olmayacak” dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!