Arınç, CNN Türk'te yayınlanan “Editör” programına katılarak soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in 5 parti tarafından aday gösterildiğini hatırlatan Bülent Arınç, “Sezer, 500 kişi tarafından seçilmeliydi, 300 oyla seçildi. Süleyman Demirel'in cumhurbaşkanı seçilmesi sırasında 2 parti içeri girmedi. Bir parti 'bende çoğunluk var, grubumdan çıkması doğrudur' derse buna yanlış demenin anlamı yok” diye konuştu.
Siyasi liderlerin çok daha uyumlu ve anlayışlı olmaları gerektiğini belirten Arınç, “Anavatan Partisi cumhurbaşkanı seçimine katılmış olsaydı, bugün tartışılan konular gündemde olmayacaktı” dedi.
Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül'ün ilk oyda aldığı 357 oyun son 25 yılın en yüksek rakamı olduğunu kaydeden Arınç, “Bunu gözardı edemeyiz. Ben şundan korkuyorum, 'uzlaşma arayacaksın benimle, benim ayağıma geleceksin, önümde diz çökeceksin' diyecekse, 'Şunu isteyeceğim senden, bunu da yapacaksın' diyecek çıkarsa buna ram olan iktidar parti, uzlaşmayı kabul etmiş bir iktidar mı olur? Makul, anlayışlı, görüşerek, bazı isimler üzerinde görüş alışverişinde bulunarak görüşme yapılmasını hatta sıfır noktasında meseleye olumlu yaklaşmanın fevkalade doğru olacağına inanıyorum” diye konuştu.
“NE ADAYIM NE ADAY DEĞİLİM”TBMM Başkanı Arınç, seçimden sonra Abdullah Gül'ün adaylığının devam edip etmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine, “Bugünden yarına hiç kimsenin adaylığı söz konusu değil. Ne benim, ne Abdullah Gül'ün ne sizin ne de bir başkasının. O ayrı bir süreç. Cumhurbaşkanını halk seçecekse ayrı bir süreç. Parlamento seçecekse ayrı bir süreç” dedi.
Abdullah Gül'ün adaylığında hiçbir eksiklik olmadığını vurgulayan Arınç, Gül'ün aldığı oy, Parlamentodaki birleşme, kamuoyundaki olumlu izlenimin kendisine “iyi bir aday olarak kabul edildiği noktasında” tam bir fikir verdiğini söyledi.
Bülent Arınç, “Ama hayatın olağan akışı içinde, siyasetin doğası içinde adaylığı 2 ay, 3 ay, 6 ay sonrasına taşımak siyaseten doğru bir şey değil. Bunu belki bugünden ilan etmek lazım. Sayın Erdoğan, Sayın Gül açısından da benim bugünden yarına adaylığım söz konusu değildir. O günün şartları neyi gerektirirse; aday olabilirim de olmayabilirim de... Önümüzdeki siyasi süreci mutlaka görmemiz lazım. 'Ne adayım ne aday değilim' diyorum. Bugünden yarına hayatta kalıp kalmayacağımı bilmeyen insanım.”
SEÇİM SONRASI ÇALIŞMA TAKVİMİ...Bülent Arınç,
seçim sonuçları konusunda ise iki partili parlamentonun oluşabileceğini, ama 3 partili bir Meclisin de sürpriz olmayacağı yönünde tahminde bulundu.
22 Temmuz Milletvekili Genel Seçimlerinden sonra Meclisin tahmini çalışma takvimi hakkında bilgi de veren Arınç, Yüksek Seçim Kurulunun kesin sonuçları 29 Temmuzda ilan edeceğini, 5 gün sonra yani 3 Ağustosta Meclisin olağan toplanarak milletvekillerinin yemin edeceğini bildirdi.
En yaşlı milletvekilinin geçici başkan olarak görev alacağını, yeminden sonraki ilk 5 gün içinde TBMM Başkanı adaylarının belli olacağını belirten Arınç, sonraki 5 gün içinde yani 13 Ağustosta Meclis Başkanının seçileceğini söyledi.
Daha sonra partilerin başkanvekili, idare amiri, katip üyeleri seçmeleri sonucu Başkanlık Divanının oluşacağını anlatan Arınç, Hükümetin istifası, yeni Başbakanın yeni Hükümetin görevlendirilmesinin yaklaşık 6 Ağustos günü olacağını, 11 Ağustosta program okunup, güven oylamasının ise 16 Ağustosta tamamlanacağını, bu işlerin en fazla 22 Ağustosa kadar sarkabileceğini bildirdi.
“BU SARMALDAN ÇIKMANIN YOLU...”TBMM Başkanı Arınç, Hükümetin güvenoyu almasından sonra Mecliste Cumhurbaşkanı seçimine gidileceğini belirterek, “Önümüzde iki engel var. Madem Parlamento seçemedi halk tarafından seçilmesi kabul edildi. Bunun için de Anayasa Mahkemesine başvurdular. Anayasa Mahkemesinin vereceği karar doğrultusunda cumhurbaşkanının nasıl seçileceği kesinlik kazanacak” dedi.
Anayasa Mahkemesinin, Anayasa değişikliklerini esas bakımından değil, şekil bakımından inceleyebileceğine dikkati çeken Arınç, şöyle devam etti:
“Anayasa Mahkemesi, seçimden önce karar vermek durumunda. Anayasa değişiklik paketinin bir maddesi de 11. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçimi öngörülüyor. Anayasa değişikliği netleşmemişken, 'cumhurbaşkanını Mecliste seçeriz' diyemiyorum. Anayasa Mahkemesinin bunu ya kabul etmesi ya ret etmesi lazım.
Seçimlerden sonra oluşacak Meclisin, 'referandum tarihini mi bekleyelim, yoksa cumhurbaşkanını mı seçelim' demek için Anayasa Mahkemesinin kararını beklemesi lazım. Referandum 4 ay içinde yapılıyor. Onun akıbeti de meçhul. Bu sarmaldan çıkmanın yolu, Mahkemenin vereceği kararlara bağlı. Eğer Anayasa Mahkemesi başvuruyu kabul ederse, Meclis 22 Ağustostan sonra cumhurbaşkanı seçimi sürecine girecek.”
“BU TÖKEZLEMEYİ İSTEYENLERİN OLDUĞUNA İNANIYORUM”
Bülent Arınç, “Cumhurbaşkanı seçimi sürecinin yönetiminde herhangi bir hata yapılıp yapılmadığına” ilişkin bir soruyu ise şöyle cevaplandırdı:
“Hata varsa müşterektir. Bazı partilerin, bazı genel başkanların, uzlaşmaz tutum takınması, isim belirtmesi, o partinin içerisine bazı isimler telaffuz etmek suretiyle acaba bölebilir miyim endişesine düşmesi... Çünkü bir yıl öncesinden 'bu Meclis bunu seçmesin' diyerek başladılar. Daha sonra 'şu adam mutlaka sıkıntı çıkaracak' diyerek beni işaret ettiler. Daha sonra 'eşinin başı örtülü olursa şunlara bunlara karşı olmak anlamına gelir' dediler. Askere yönelik sorular sordular.
O süreç içerisinde Meclisteki siyasi parti gruplarıyla, oy verecek milletvekilleriyle belki birebir görüşmeler yapılabilirdi. Ama sıkılı yumrukla el sıkılmaz. Siyasi parti liderlerinin de bu konuda bunu arzu eder durumda olması lazım. Bu süreç içerisinde bu tökezlemeyi isteyenlerin olduğuna inanıyorum. Sürecin iyi gitmemesini arzu eden bir takım çevrelerin, bir takım komplikasyonlar meydana getirmek istediklerini hem tahmin ediyorum biraz da hissediyorum. Dolayısıyla bir kişiye sorumluluk vermek ya da 'başarısızdı' demek doğru olmaz.”
“BEN O KADAR KORKUNÇ İNSAN DEĞİLİM”“Kendisinin dışlanmış olduğuna ilişkin yorumlar yapıldığının” hatırlatılması üzerine Arınç, “Hayır, hiç hissetmiyorum. Ama, bu özlem, bu korku bazılarında var” dedi.
Bir televizyon kanalında yayınlanan Liderler Zirvesine katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a bir gazetenin genel yayın yönetmeninin “Bülent Arınç, yine Meclis Başkanı olacak mı?” diye sorduğunu belirten Arınç, “Benim yeniden Meclis Başkanı olmam, birilerinin uykularını kaçırtıyor. Halbuki ben o kadar korkunç insan değilim. Son 20 yılda en uzun süreyle Meclis Başkanlığı yapmış biriyim. Dolu dolu yaptım, hiçbir gram boş yerim yok. Bu işi başarıyla yaptım. Tekrar Meclis Başkanlığı yapıp yapmamak hem benim talebime bağlı hem de Parlamentoya bağlı” diye konuştu.
TBMM Başkanı Arınç, “cumhurbaşkanı adaylığı sürecinde 'Ya sen, ya ben ya Abdullah Gül' sözünü söyleyip söylemediğine” ilişkin bir soruya ise “Bu bizim ahlakımızda, terbiyemizde yok. Abdullah Gül, benim gönlümün Cumhurbaşkanı adayıdır. Onu tavsiye ederken de özellikleriyle tavsiye ettim. Sayın Başbakan da 'ben de öyle düşünüyorum' dedi. Bugünden yarına kim hangi noktada olacaktır hiçbirimiz bilemeyiz. Türkiye'nin siyasetinde bütün dengeler, şartlar değişebilir. O şartlar önümüze geldiğinde en doğrusu neyse ona karar vermeliyiz” yanıtını verdi.