Güncelleme Tarihi:
Arınç, Radyo Klas'ta sunuculuğunu Michael Kuyucu'nun yaptığı “Michael Show” adlı programa katıldı.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Bedelli askerlik çıkacak mı” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Ben çıkmasından yanayım. Bunun çok doğru olacağını düşünüyorum. Bu eşitsizlik de değildir. Türkiye'de geçmişte de uygulanmıştır. Askerliğin de süresinin giderek kısaltılmasını ve bedelli askerliğin olması gerektiğini düşünüyorum ama şu anda silahlı kuvvetler kendi ihtiyaçları açısından bedelli askerliği uygun görmüyor, hükümet de bu kanaati şimdilik paylaşıyor. Sonrası için ümitli olduğumu söyleyebilirim.”
"TERÖR ÖRGÜTÜYLE GÖRÜŞMEDİK"
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç "Terör örgütüyle konuşmadık, konuşmayız. Böyle bir bilginiz varsa onu açıklamanın zamanı şimdidir. Önümüzdeki 15 günlük süreci etkilemeye çalışıyorlar" dedi.
"TOP,TÜFEK DEĞİL, SEÇİM VE KAMUOYU"
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye'yi seçilmiş hükümetlerin yöneteceğini belirterek, “Demokraside balans ayarı topla, tüfekle olmayacak, seçimle, kamuoyuyla olacak. Entrikayla, hileyle, kan dökerek olmayacak” dedi.
Kuyucu'nun, “12 Eylül referandumundan 'evet' sonucu alınırsa 12 Eylül darbesi başta olmak üzere darbelerde mustarip olan insanlara karşı sembolik bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz” sorusu üzerine Arınç, 27 Mayıs 1960'ın üzerinden 50 yıl geçtiğini, 60 darbesinin büyük ve çok kötü bir darbe olduğunu belirterek, hükümetin yargılandığını, hepsinin siyasi haklarından mahrum edildiğini, başbakan ve 2 bakanın idam edildiğini anımsattı.
O dönemde Türkiye'nin, başbakanı idam edilen çok geri ülkelerden biri olduğunu ifade eden Arınç, şunları söyledi:
“Bu büyük bir üzüntüdür ama yıllar sonra o insanların mezarları İstanbul'a nakledildi, iade-i itibar edildi. Ama acılarını hala vicdanlarımızda hissediyoruz. O kişinin hayatta kalan tek oğlu, emaneti Aydın Menderes'in 12 Eylül referandumuyla ilgili söyledikleri çok önemli. Menderes, 'Bir defa değil, bin defa evet diyeceğim. Verilecek her evet babamın ruhuna okunacak fatihadır' diyor.”
Arınç, 30 sene geçtikten sonra darbecileri koruyan hükümlerin Anayasadan çıkarıldığını belirterek, şöyle devam etti:
“Bu şu anlama geliyor. Biz bundan sonra darbe, cunta, müdahale istemiyoruz. Demokratik bir ülkeyiz, demokrasiyi doya doya yaşamak istiyoruz. Demokrasiye dışarıdan yapılacak müdahalelerin her türlüsüne de karşıyız. Hiç kimse aklından darbeyi, cuntacılığı, artık demokrasi dışı müdahalelerde rol oynamayı geçirmesin. Yunanistan bile yıllarca darbecileri ve cuntacıları cezaevinde tuttu. Biz Anayasa değişikliğini yaparak, bundan sonra darbeyi düşünmek veya icra etmek bir tarafa, onları korumak, Cumhuriyeti korumak veya kollamak adına darbe yapmayı meşru gören insanlara karşı 'Artık Türkiye'de böyle bir şey mümkün değil, eğer böyle bir şeye cesaret edersen sonunu iyi düşün' diyoruz. Sembolik anlamı bu olsa bile demokraside geldiğimiz noktayı gösteriyor.
Türkiye'yi seçilmiş hükümetler yönetecek. Demokraside balans ayarı topla tüfekle olmayacak, seçimle olacak, kamuoyuyla olacak. Entrikayla, hileyle, kan dökerek olmayacak. Demokrasi ile olacak, onun kurallarıyla olacak, çoğulculuk ve katılımcılık, demokrasinin temel kuralları bu olacak.”
Geçmişe yönelik sadece o insanların çektikleri çilelerin hatırlanmasının, şimdi onların bittiğini görmelerinin bile büyük bir kazanç olduğunu belirten Arınç, “Bunun bir anıtı, kitabesi, anma günü olabilir ama bunların hepsi semboliktir. 70 milyon insan bilecek ki, Türkiye'de artık darbeler dönemi kapandı. Siyasi rakipler mücadelelerini demokrasi içinde yapacaklar. Seçilen gelecek ülkeyi yönetecek, seçilemeyen de muhalefette iktidar yolunu arayacak. Darbe, entrika, silah, kan dökmek, cuntacılık, müdahale yok. Böyle bir dönem inşallah 12 Eylülde başlayacak” dedi.