Mehmet Hakkı ÖZBAYIR- İlker KILIÇASLAN/MANİSA, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ekim 16, 2009 17:14
DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye ile İsrail arasında krize neden olan, TRT'de yayınlanan ‘Ayrılık’ dizisiyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Ayrılık’ın aşk dizisi olduğunu, kesinlikle İsrail ve Yahudi karşıtlığı içermediğini savunan Arınç, “İsrailli yöneticilerle görüşeceğiz. Bu dizinin böyle bir anlam taşımadığını, sonuna kadar yayınlandığında kendilerinin de mutlu olacağını ifade edeceğiz. TRT özerk bir kuruluş. Dizileri yaptırır, reyting aldığı müddetçe diziler yayınlanır. Bu dizinin ilk bölümünü birçok kişi izlemedi. Ama bundan sonra reyting patlaması olacak belli” dedi. CHP Lideri Deniz Baykal'ı eleştiren Arınz, “Baskılara dayanamadı. ‘Evet görüşebilirim ama kamera ile’ dedi. Sayın Başbakan kameraların altında sanki sorgulamaya alınıyormuş gibi. Böyle bir davranış olmaz. Bu görüşme olmayacak gibi” diye konuştu.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, memleketi Manisa'daki Anameon Otel'de katıldığı 18'inci Yerel Basın Semineri'nin ikinci günü öncesinde basın mensuplarının krize neden olan ‘Ayrılık’ dizisi ile ilgili sorularını yanıtladı. TRT'nin kamu yayıncılığı yapan bir kuruluş olduğunu savunan Arınç, şunları söyledi:
“TRT, İsrailliler'in dediği gibi bir devlet televizyonu değil. Türkiye'de çok şeyler değişti. TRT'nin kendi kanunu var ve özerk bir kuruluş. Televizyon yayıncılığında pek çok diziler müzik ve eğlence programları olabilir. TRT bunların bir kısmını kendi imkanları ile yapar. Bir kısmını satın alır. İnceleyebildiğim kadarı ile bu dizi özel bir kuruluşa yaptırılmıştır. Ve ilk gösterime de geçtiğimiz salı günü başlanmıştır. İlk bölümü yayınlanmıştır. Ancak tanıtım fragmanlarının yayınlanış şekli ile İsrailli yetkililerden tepki almıştır.”
Arınç, devlet televizyonu olamayan TRT'ye kimsenin ‘Şunu yap, bunu yapma- bunu al, bunu alma’ diyemeyeceğini söyleyerek, şöyle devam etti:
“TRT'nin kendi yönetimi var. Ama kanunda kendisine kamusal yarar doğrultusunda yayın yapması konusunda yetki verilmiştir. Dolayısıyla başbakan veya bir başkası, ‘Şöyle yayın yap veya böyle yayın yap diyemez. İkincisi bu tür diziler, özel kuruluşlardan satın almak sureti ile de gösterilebilir. Bu dizi Filistin ve İsrail arasında geçtiği bilinen, artık dünyada hiçkimsenin görmezden gelmediği bir konu üzerinde değil, bir aşk dizisidir. Biliyorsunuz bu diziler 13 bölümden oluşur. İlgi görürse bir 13 bölüm daha çekilir. Daha başındayız bölümler ilerledikçe, çekimler yapılacaktır. Ancak senaryosu, masrafları açısından incelenmiştir ve yayınlanmasında bir sakınca görülmemiştir.”
DİĞER BÖLÜMLER FARKLI ÜLKELERDE GEÇECEKDizinin 2, 3 ve 4'üncü bölümlerdeki senaryosunun incilenmesi halinde, yapılan eleştirilere gerek kalmayacağını söyleyen Arınç, “Çünkü insani olaylar bu dizinin içerisinde konu ediliyor. Ve Filistin'de geçtiği iddia edilen 1- 2 bölüm dışında, diğer bölümler farklı ülkelerde ve farklı mekanlarda çekilecek. Yalnız şunu söylemek istiyorum; bu dizide kesinlikle Yahudi düşmanlığı yoktur. Antisemitizim bizim de reddettiğimiz bir insanlık suçu olarak anlaşılması gereken bir konudur. İkincisi, Türkiye ile İsrail hükümetleri arasında geçmişten bu yana iyi ilişkiler vardır. Şu an ise İsrail'le arası iyi olan ve bozmak istemeyen bir hükümet vardır” dedi.
İYİ İLİŞKİLERİ BOZMAYANİYETİMİZ YOKZaman zaman yönetimden kaynaklanan çekişmeler olsa bile, İsrail'le geçmişten bu yana iyi ilişkilerin yürütülmesine çalışan ve bunun için uğraş veren bir hükümet olduklarını dile getiren Arınç, şunları söyledi:
“Bunu bozmaya da niyetimiz yok. Bu ilişkilerin bozma amacıyla da bu dizi yayınlanmıyor. Böyle bir düşüncemiz yok. Buna da müsaade etmeyiz. Biz elbette Filistin de meydana gelen olaylara büyük bir üzüntü ile bakıyoruz. Gazze’de Ramallah’ta ve diğer bölgelerde çocuklar ve ölen insanlar bizi ilgilendiriyor. Lübnan bombalandığında bombalar başımıza düşmüş gibi üzülüyoruz. Bunlar dünyanın gerçekleri. Bu gerçekler bütün dünyanın televizyonlarında sinemalarında dizi ve
film oluyor. Gerçeğe ne kadar yakın ise de o kadar ilgi topluyor. Bunların yayınlanması diyelik ki ABD ile Vietman arasındaki savaşın yıllarca televizylorda filmlere konu olması Hitler'in Yahudilere karşı uyguladığı soykırımın yıllarca tiyatrolarda ve fimlerda senoryalaştırılmış olması dünyada bilinen olaylardır. Kaldı ki bu Ayrılık dizisi sonununda sevgi, aşka dönüşecek olan, insanların barış ve huzur içinde yaşamasını ve buna duyulan özlemin senaryo haline getirilmesidir.”
REYTİNGLER PATLARİsrail Büyükelçisi'nin kendisinden randevu istediğini hatırlatan Arınç, şöyle devam etti:
“İsrail Büyükelçisi randevu istemiş. Resmen böyle bir talepte bulunmuş. Biz İsrail Büyükelçisi ile arkadaşlık ilişkisi içerisindeyiz. Çünkü o büyükelçi olmakla birlikte Bergama doğumlu, hemşerimiz diye bildiğimiz, hatta Ramazan ayı içerisinde büyükelçilikte benim onuruma bir iftar yemeği vererek pek çok dostla bir arada olduğumuz insandır. Kendisi ile görüşüp, yanlış anlamaları gidereceğim. Endişelerinin ne kadar haksız olduğunu, bir yanlışlık içine düşmemesi gerektiğini anlatacağım. Ancak İsrail’deki bazı yöneticiler, özellikle Liberman gibi, onlar zaten dünyanın her yerindeki olaylara bu gözlükle, bu pencereden bakıyorlar. Dolayısıyla onun sözleriyle değil ama gerçek olan pencereden bakıp İsrailli yöneticilerle görüşeceğiz. Ve kesinlikle bu dizinin böyle bir anlam taşımadığını, sonuna kadar yayınlandığında kendilerinin de mutlu olacağını ifade edeceğiz. Belki bu dizinin ilk bölümünü bir çok kişi izlemedi. Ama bundan sonra reyting patlaması olacak belli. Mesele ticari açıdan bakıyoruz. Bütün özel televizyonların baktığı gibi.”
Arınç, Birleşmiş Milletler'in İsrail'i suçlayan raporuyla ilgili soruya da “Bu raporun sıkıntısıyla, Türkiye'deki Ayrılık dizisine karşı bir tavır içindeler. Yaptığımız işin doğru olduğuna inanıyoruz. İtirazları şikayetleri endişeleri neyse biz bunları dinleriz. Büyükelçi'yi de İsrailli yetkilileri de dinleriz. Yaptığımız işin ne anlama geldiğini söyleyebilmek için Yahudi Musevi düşmanlığı yaratacak bir dizinin içinde değiliz, bundan sonra da olmayacağız” yanıtını verdi.
BAYKAL'A YÜKLENDİCHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın demokratik açılımlar konusunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile kameralı bir ortamda görüşmede ısrar etmesini de değerlendiren Arınç, “Böyle bir şey ilk defa duyuyorum. Baykal'ın başından beri bizimle görüşme isteği yoktu. Kamuoyundan gelen baskılara dayanamadı. ‘Evet görüşebilirim ama kamera ile’ dedi. Daha önce ‘Hiçbir şekilde onlar ile görüşmeyeceğim. Onların yaptığı yalnıştır. Onlarla bir masaya oturmam’ diyordu. Sonra döndü, ‘Kameralar olsun, sonra ne zaman yayınlanacağına birlikte karar veririz’ dedi. Bu çok yakışıksız” diye konuştu.
Bugüne kadar hiçbir siyasetçiden böyle birşey duymadığını söyleyen Arınç, şunları söyledi:
“Tecrübesi ve yaşı bizden büyük olan sayın Baykal'dan gelen bir teklif. Heralde bir görüşme olmayacak. Yani bir Başbakan'a güven duymayabilirsiniz ama bir Başbakan'a bu kadar çıplak sözlerle böyle bir davranış içerisinde bulunamazsınız. Bu davranış hiç yakışmıyor. Sayın Başbakan kameraların altında sanki sorgulamaya alınıyormuş gibi. Böyle bir davranış olmaz. Konuşursunuz, konuşmazsınız. Madem ki bire bir konuşmak istiyorsunuz, buna kameranın şahitlik yapmasına gerek olmaz. Böyle bir kurgu ile ilk defa karşılaştık. Bu görüşme olmayacak gibi.” dedi.
EMEKLİ MAAŞLARIArınç, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın emekli maaşlarının artışları ile ilgili çalıştığını, az ücret alanların 2000 öncesi ve sonrası durumlarının değerlendirildiğini, yakında müjde vereceklerini söyledi.