Güncelleme Tarihi:
Sağlık nedenleriyle tahliye edilen emekli albay Arif Doğan için mahkeme, 11 Kasım 2010 tarihindeki ara kararında savcılığa yazı yazılarak sağlık durumunun kötü olduğu bilinen Arif Doğan’ın getirilmesi için ambulans sağlanmasını ve duruşmada hazır bulundurulacak bir doktorun görevlendirilmesini istemişti.
"BU SUÇLARA İNANSAM KENDİ KAFAMA SIKARDIM"
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün’ün, iddianamede hakkındaki suçlamaları okuduğu Arif Doğan, vatan haini olmadığını, 21 yıl dağlarda PKK ile mücadele ettiğini belirterek kendisine itham edilen suçlarla alakası olmadığını söyledi. Doğan, "Bu suçlara inansam kendi kafama sıkardım" dedi. "Ben vatan haini değilim. İsterseniz bir kez daha öldürün beni" diyen Doğan sözlerine şöyle devam etti:
"Daha önceden 21 PKK’lının meclise girdiğinde ve PKK’lıların Habur’dan yurda giriş yaptıklarında ben parmaklıklar arasındaydım ve o zamanlarda iki kez ölmüştüm. Sedat Peker ve Veli Küçük paşam ile beni irtibatlandırmışlar. Ben istihbaratçıyım. Herkes ile görüşürüm. Sedat Peker ile generaller ve devletin bakanları da görüşüyordu 21 yıl ben dağlarda yaşadım ama hayvanlaşmadım. Ben öyle ölümler gördüm ki bu suçlamalar az kalır"
Annesinin de Kürt olduğunu ve Kürtçe’yi çok iyi bilen bir subay olduğunu belirten Doğan, "Keşke tek beni alsaydınız. Herkes istediğini söyleyebilir. Ben her fikri ve düşünceye saygılıyım. Benim kapımdan alevisi sünnisi, komünisti faşisti, sağcısı solcusu herkes girebilir. Siyasi irade içinde hiç kimseye bir tek lafım yok" dedi.
"JİTEM BENİM. JİTEM BENİMLE VARDIR"
Hayatı boyunca kimsenin öldürülmesi için emir vermediğini ve öldürmediğini, JİTEM’in olmaması halinde asker sayısının 80 bine ulaşacağını iddia eden Doğan, şunları söyledi:
"JİTEM benim ve JİTEM benimle vardır. Diyeceksiniz ki Arif Doğan, devletin içerisinde devlet misin sen? Ben akıllı olduğum için asker de Kürt de öldürtmedim. Silah ve uyuşturucu ticaretiyle suçlandım. Oysa Yalova’da 1,5 ton eroini ben ihbarsız olarak aldım. Bir ihbarcı soksaydım olaya 10 trilyon alırdım. Ben aptal değilim."
"BEN BÜYÜĞÜME ASLA SAYGISIZLIK ETMEM"
"JİTEM’İ sormuşsunuz, Genelkurmay ve Jandarma inkar ediyor" diyen Doğan, "Ben büyüğüme asla saygısızlık yapmam. Ben aşiret kültürü aldım. Avşarbey aşiretinden geliyorum. JİTEM kadrolu bir kuruluş değildir. Geçici bir süre için deneme amacıyla kurulan operatif bir birimdir. Yani Operasyon artı istihbarat anlamına gelir. Ancak oraya buraya silah gömüldüğünü söyleyenler var" dedi.
"ABDULKADİR AYGAN’I BEN ÖLDÜRTTÜM"
Doğan, "Abdulkadir Aygan’ı ben öldürttüm. Bu adamı PKK doğurdu. Askeri de sivil vatandaşı da suçluyor. Kim bu adam ya? İsviçre’de ailesiyle yaşıyormuş. Yalan söylüyor. İnanmazsanız getirin DNA testi yapın. Bu kişi Aygan değildir" diye konuştu.
“BEN İSTİHBARATÇIYIM. HER KONUŞTUĞUM SUÇLU MU DEMEK”
Doğan, ölecek de olsa sorulması durumunda cevaplayacağını dile getirerek, “JİTEM'i bilen bir kişi varsa çıksın, size yazı vereyim beni iğneyle öldürsünler” dedi.
Hakkındaki iddialara değinen Doğan, “Veli Küçük paşamla irtibatta bulunmuşum. Sedat Peker'e reis demişim. Ben istihbaratçıyım. Her konuştuğum suçlu mu demek. Benim görevim suçlularla irtibata geçmek. Peker ile herkes görüşüyor. İnternete düşen ses benim sesim değildir. Ben aptal değilim. 21 yıl dağlarda yaşadım. Hayvanlaşmadım. İnsanları yaşatmaya çalıştım” diye konuştu.
'JİTEM'İN HEPSİ SİVİLDİR'
Doğan, JİTEM'in esrar, eroin, uyuşturucu kaçakçılığı ile uğraşmadığını, PKK'ya karşı en az 100 kişilik gruplarla çalıştığını belirterek, “JİTEM'in hepsi sivildir. Bir tek asker benim. 10 bin kişi vardır. Ama 20'den fazlası bir araya gelmez. PKK'nın ölüm bölgesine giren birimdir. Buradaki subaylara sorun ölüm bölgesinin ne olduğunu bilmezler” dedi.
“JİTEM'İ KURDUĞUMA, KURACAĞIMA PİŞMAN ETTİLER”
Doğan, JİTEM olmasaydı bugün 80 bin askerin ölmüş olacağını belirterek, “JİTEM'i kurduğuma kuracağıma pişman ettiler. JİTEM'i lağvettik” dedi.
Kalbinde mermi yediği için pil olduğunu şeker, panik atak gibi hastalıkları bulunduğunu belirten Doğan, kendisinde bulunan 2 kalaşnikof silahın da birinin kendisine ait olduğunu, diğerinin de bir Korgeneral Hulusi Sayın'ın bir çarpışmanın sonucunda hediye olarak verdiğini söyledi.
Doğan, OHAL bölgesinde öğretmenler de dahil 10 bin tane tabanca dağıttığını belirterek, kendisinde bulunan uyuşturucu maddenin de 20 yıl öncesine ait olduğunu, kendisinde çıktığı belirtilen 3 av tüfeğinin ise barut izlerinin olmadığını anlattı.
Subayların her silahta yılda 150 tane mermi istihkakı olduğunu, kendisinin ise 3 silahı bulunduğunu belirterek, silahlardan birini Genelkurmay Başkanının hediye ettiğini, birinin ise kendisinin olduğunu, diğerini de satın aldığını kaydetti.
Doğan, mermi istihkakına göre 10 yılda 3 bin mermi olacağını belirterek, 1000 mermiyle kendisinin silah kaçakçısı yapıldığını anlattı.
İstihbaratçı olduğu için üst düzey örgüt mensubuyla irtibatlı olmasının doğal olduğunu dile getiren Doğan, “Bana 100 yıl ceza verseler fark etmez. Adalete inanıyorum. Türk adaletine sığınıyorum, PKK adaletine değil. Onlar ben olsaydım Habur'dan geçemezlerdi” dedi.
Bir istihbarat sonucu 78 kelle aldığını ifade eden Doğan, Güneydoğu'da görev yaptığı dönemde Mesut Barzani ve Celal Talabani'ye Meclis Başkanı ile görüşmelerinde tercümanlık yaptığını kaydetti.
Doğan, Kandil'e yürüyerek giden 21 kişinden biri olduğunu da söyledi.
'KOZMİK BELDE DEĞİL'
Kendisine bırakılması halinde çok üzücü şeyler hatırladığını anlatan Doğan, “Siz sorun ben cevap vereyim” dedi.
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'ün “Savunmanız bitti mi?” demesi üzerine Doğan “Evet” diye yanıt verdi.
Başkan Şengün de bunun üzerine Doğan'ın emniyetteki ifadesini okudu.
Kendisine ait olduğu ileri sürülen deponun, 20 yıllık olduğunu anlatan Doğan, JİTEM'den ayrıldıktan sonra bu eşyaların orada kaldığını ancak içeriğini kimsenin bilmediğini söyledi.
Zabıtlar olmasaydı kendisinin de o depoda nelerin olduğunu bilmeyeceğini dile getiren Doğan, söz konusu depoda kendisi, kızı ve eşinin eşyalarının da bulunduğunu anlattı. Şengün'ün, depoda bazı gizli ibareli belgeler bulunduğunu söylemesi üzerine Doğan, ele geçen belgelerin “kozmik belge” olmadığını belirterek, askeri konuları içeren bir belgenin bir askerde olmasının normal olduğunu söyledi.
Doğu ve Güneydoğuda aşiretlerle ilgili bilgilerin yer aldığı bir belgenin ele geçirildiği hatırlatılan Doğan, o belgenin Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan bir belge olduğunu dile getirerek, “Bunun bu bölge için hazırlanmasını tehlikeli buldum. Emniyet, bununla mücadelede büyük bir zayıflatmaya sebep olmuştur. Bu ihanettir. Hiç bir aşirete potansiyel devlet yanlısı ya da örgüt yanlısı diyemezsiniz. Dediğinizde bir potansiyel yaratırsınız” dedi.
Doğuda teröre karşı cansiparane savaşan polis ve askerlerin yanı sıra oradaki Kürtlerin de mücadelesinin bulunduğunu anlatan Doğan, bölgedeki aşiretleri kendisinden iyi bilen kimse olmadığı aktardı.
“...ÇOK ÜZÜLÜYORUM”
Doğan, JİTEM'in çok gizli bir kuruluş olmadığını dile getirerek, şunları söyledi:
“JİTEM'in arşivi bende. Kimse bulamaz. Onlar kahraman gibi savaştılar. JİTEM'de 10 bin kişi vardı. İsimlerini söylesem onları da mı yargılayacaksınız? Onlar 100 kişilik bir gruba 10 kişiyle gidiyorlardı. Tek bir asker, Türk halkı ölmesin diye ölüme gidiyorlardı.”
Konuşması sırasında ses tonunu yükselten Doğan'a Mahkeme Başkanı Şengün “sakin konuşun” dedi. Doğan da “Ama çok üzülüyorum” diye yanıt verdi.
'HİZBULKONTRA'YI BEN KURDUM'
JİTEM'in varlığını iki kuvvetin beyanından sonra açıkladığını dile getiren Doğan, “Hizbulkontra'yı da ben kurdum. Şimdiki Hizbullah değil. Hüseyin Velioğlu'nun ilk kurduğu teşkilatı ben kurdurttum. Ben herkesten iyi mücadele ettim. Ben baş koymuşum, bu vatana hizmet etmişim. JİTEM'i kurdum da hata mı ettim” dedi.
SEDAT PEKER İLE İLİŞKİSİ
Peker'le ilişkisine de değinen Doğan, polis tutanaklarında Peker'e yönelik “Reis” dediğinin kayda geçirildiğini belirterek, heyete yönelik “Siz şimdi mahkeme başkanısınız. Size Başkan demek suç mu?” diye konuştu.
Peker'le ilk defa bir uyuşturucu kaçakçısının yakalanmaması için bir araya geldiğini belirten Doğan, Peker'in kendisine uyuşturucu işiyle uğraşmadığını söylediğini kaydetti.
Başka bir görüşmesinin Şile'de bir astsubayın öldürülmesiyle ilgili olduğunu anlatan Doğan, “O adamın çok önemli ve çok gizli hizmetleri olmuştur. Şimdi burada anlatamam onları. Peker'e 'Patron'da derim 'Reis' de derim, ne olmuş?” şeklinde konuştu.