Arı ve karıncalarda erkek olmak zor

Güncelleme Tarihi:

Arı ve karıncalarda erkek olmak zor
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 01, 2001 00:00


Ayda KAYAR
Haberin Devamı

Devlet kurabilen kimi hayvan türlerinde dişilerin borusu ötüyor

Hayvanların dünyası da, insanlarınki gibi. Onların da bireysel yaşayanları, bir ömrü aileleriyle birlikte geçirenleri ve hatta devlet kuranları var. Hayvan devletleri, genellikle anaerkil çizgi üzerinde kuruluyor. Arılar ve karıncalar, devletleri ve kraliçeleri en ünlü olanlar. Her iki tür de ‘düğün dansı' yaparak çiftleşiyor. Olanlar bundan sonra oluyor ve erkeklerin sonu geliyor. Karınca erkekleri çiftleşme sonrasında kendiliğinden ölürken, arı erkekleri çiftleşerek ‘kraliçe' yaptıkları dişi tarafından kovana sokulmayıp, ölüme terk ediliyor.

Kolonileri 10 milyonlara varan bireyi barındıran termitler (bir tür karınca) ise yaşam olarak daha ilkel olmalarına rağmen, devletlerini ‘kadın-erkek eşitiği' üzerine kuruyorlar. Termitler, çiftleşmeden önce nişanlanıyor, anlaşıp anlaşmadıklarını anlayabilmek için ‘aşk gezisi'ne çıkıyorlar. Doç. Dr. Rüştü Şahin'in 1986 yılında yayımlanan ‘Hayvanlarda Sosyal Davranışlar' adlı kitabında, ‘hayvan devletleri' enine boyuna incelenmiş.

KOVAN DAR GELİNCE

‘Balarısı devletleri'nde kovan dar gelmeye başlayınca, ‘işçi arılar' peteklere, birkaç tane ‘ana memesi' ya da ‘kraliçe odacığı' denilen büyük göz yapıyorlar. Kraliçe, yeni kraliçe adayları olacak yumurtaları bu gözlere bıraktıktan sonra, kovandaki topluluğun yarısıyla birlikte yeni bir yuva bulmak üzere ayrılıyor. Önce kovan yakınında barınan kraliçe ve beraberindekiler, uygun bir yer bulduklarında yerleşiyorlar.

Kovandan yeni çıkan genç kraliçe adaylarından ilki hemen kovan dışına çıkıp, kendisini takip eden erkeklerle birlikte ‘evlilik' veya ‘düğün uçuşu' yapıyor. Evlilik uçuşu, kraliçe adayı erkek arıların birkaçı tarafından dölleninceye kadar sürüyor.

Döllendikten sonra kovana dönen kraliçe adayı arının davranışı, Osmanlı padişahlarının, saltanat için kardeşlerini öldürmesini hatırlatıyor. Kraliçe adayı, kovana girer girmez, çıkmış ve çıkabilecek olan diğer kraliçe adayı kızkardeşlerini öldürüyor. Kraliçeliğini ilan eden arı, 5 yıla varabilen ömrü boyunca tek görevi olan yumurtlama işine başlıyor.

ERKEK KATLİAMI

Bu sırada, döllenmiş olan genç kraliçenin peşinden kovana girmek isteyen ve hazır yiyeceği dahi kendi kendilerine alma yeteneğinden yoksun olan erkekler, kovan girişinde bekçilik görevini üstlenmiş olan işçi arılar tarafından durduruluyor. Kovana girmek için direnen arılar ise işçi arılar tarafından öldürülüyorlar. Kovanda asalak olarak yaşamlarını sürdüren ve çiftleşme sonrasında işe yaramayan erkek arılar katliama uğruyor.

40-100 bin bireyden oluşan balarısı (Apis mellifera) topluluklarında işbölümü en ileri düzeyde kendini gösteriyor. ‘Balarısı devleti'ni ‘kraliçe' yönetiyor. Kovanda, çoğalmayı sağlayan birkaç yüz erkek ile sayıları 40-100 bin arasında değişen kısır dişi işçiler bulunuyor. Bir işçinin hayatı üç devreye ayrılıyor.

Genç arı ilk görev olarak temizliği üstleniyor ve boşalan petek gözlerini temizliyor. Çünkü kraliçe, temizlenmemiş gözlere hiçbir zaman yumurta bırakmıyor. 3 günlük temizlik görevinden sonra genç işçi arı, larvaları beslemeye başlıyor. Larvalara, bal ve çiçektozuna ek olarak başında bulunan bir salgı bezinden salgıladığı arı sütünü de vererek, sindirimlerini kolaylaştırıyor. Arılar yaşamdaki ilk 10 günlerinde kovanın sıcaklığını da ayarlarlıyorlar.

KARINCALARIN DEVLETİ

10'uncu günden sonra genç arı uçma ve dışarı çıkma cesaretini bulmaya başlıyor. Bu sırada ev işlerine yönelen genç işçi arı, kovana gelen yiyecekleri depoluyor ve pislikleri dışarı taşıyor. 18-20'nci günler arasında kovan ağzında nöbet tutan işçi arılar, devletlerini düşmanlardan koruyor. İşçi arılar, 20'nci günden sonra da son görevleri olan toplayıcılığa başlıyorlar. Kimi bol yiyecek olan yerleri keşfediyor, kimi çiçektozu, kimi de balözü taşıyor. Kovandaki işbölümü, şartlara göre değişebiliyor. Tüm karınca türleri, gerçek bir ‘toplumsal yaşam' geliştiriyorlar. On bine yakın türü olan karıncalar, birey sayıları 1.5 milyona varabilen topluluklar halinde, yeraltı ve yerüstü yuvalarında yaşıyorlar. Karınca kolonileri, tek bir dişi yani kraliçe ile başlıyor. Karınca devletinde, bir kraliçe ile kısır dişiler ve ‘bir miktar' erkek yaşıyor.

KARINCANIN DÜĞÜN UÇUŞU

Yazın sıcak günlerinde, karınca yuvalarının yakınlarında, kanatlı karıncaların uçuştuğu görülür. Bu, karıncaların ‘evlilik' ya da ‘düğün uçuşu'dur. Kraliçe olacak dişileri dölleyen erkekler, çiftleşmeden bir süre sonra ölüyorlar. Dişiler ise yere konarak, kanatlarını kaybediyorlar. Döllenmiş ve kanatlarını kaybetmiş dişi karınca, ‘kraliçe' oluyor.

Kraliçe önce yeraltında bir odacık açıyor, odacığı kapatıp, yumurtalarını bırakıyor. Kraliçe, yumurtalardan çıkan larvalardan birini özenle besleyerek, ilk işçi karıncayı yetiştiriyor. İlk işçi karınca, odacığın kapısını açıp, karınca devletinin barınağına yiyecek taşımaya başlıyor. Bu aşamadan sonra kraliçe, 10 yılı aşabilen ömrü boyunca sadece yumurtlamakla meşgul oluyor. Tüm diğer işleri, bundan sonra peş peşe çıkmaya başlayan ve birkaç yıl yaşayabilen kanatsız ve kısır dişilerden oluşan işçiler yapıyor. Bazı karınca türleri ise tüm işleri kölelerine yaptırıyorlar. Kölelik sistemini, devletleri varoldukça sürdüren bu karıncaların, işçi sınıfları bulunmuyor, koloni bir kraliçe ile askerlerden oluşuyor. Askerler, zaman zaman diğer türlerin yuvalarına akınlar düzenleyip onların gençlerini kendi yuvalarına taşıyorlar. Yabancı bir türe ait bu köleler, asker devletin tüm diğer hizmetlerini görüyor. Böylece, kölelik müessesesi karıncalarda sürekli bir yaşam şekli alıyor.

Bazı karınca türleri kış uykusuna yatarken (messor, pogomyrmex), bazılarında (Myrmecocytus, Proformica nasuta) ise işçilerin bir bölümü, tatlı bitki özsuları ile tıka basa beslenerek, bal küpü gibi şişiyorlar. Tavana tutunarak bekleyen bu işçiler, yiyecek isteyenlere, depo ettikleri yiyecekleri ‘ağızdan ağıza' veriyorlar.

Termitler önce nişanlanıyor

Arı ve karıncalara oranla daha ilkel olan termitler ise devletlerini kadın-erkek eşitliğiyle kuruyorlar. Nişanlanma ve birbirini tanıma süreci geçiren termitler, bir ev bulmadan yani evlenmeden önce çiftleşmiyorlar. Bir anne ve baba ile başlayıp süren termit kolonisi ya da devletinde, eşit sayıdaki kısır erkek ve dişilerden oluşan işçiler ve askerler yaşıyor. Kanatsız ve çoğu kez kör olan termit kolonileri, bazen sayıları 10 milyona ulaşabilen topluluklar halinde yaşıyorlar.

Çifleşecek termitler, yuvalarını terk ettikten sonra birlikte uçuyorlar. Ancak bu safhada çiftleşmiyor, tanışıp, nişanlanıyorlar. Bu nedenle uçuşlarına ‘nişan uçuşu' deniliyor. Daha sonra yere inerek, kanatlarını atan termitler, yerde buluşarak, dişi önde olmak üzere 20 dakika ile 2 gün arasında değişen süreyle ‘aşk gezintisi'ne çıkıyorlar.

Bu gezintiden sonra ‘anlaşan' çiftlerden ağaç kovuklarında yaşayan türler ağaçlarda, yerde yaşayanlar yerde birer yuva yeri aramaya başlıyor. Eşler uygun bir yuva yeri bulduktan sonra ‘gerdek odacığı' açıyorlar ve ağzını da kendi üzerlerine kapatıyorlar. Çiftler ancak bundan sonra, kapalı kapılar ardında çiftleşiyorlar.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!