Güncelleme Tarihi:
Rize Valisi Kasım Esen, bölgede 1990'lı yıllardan sonra gelişmeye başlayan yayla ve dağ turizminin odağında olan Rize'nin son yıllarda rafting, heliski, termal turizm, trekking gibi alternatif turizmin hemen hemen bütün alanlarında gelişme gösterdiğini, özellikle iç turizmde günden güne artan bir taleple karşılaştığını belirtti.
Rize'de turizmi 12 aya yayarak gelen turistlere daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla Ovit Dağı'nda kış sporları yapılması, yöredeki kale ve tarihi eserler ile mağaraların turizme kazandırılması gibi çalışmalar yürüttüklerini vurgulayan Esen, “Rize ve yöresi yeşil vadileri, dereleri, buzul gölleri ve muhteşem doğası ile insanlara dinlenme imkanı sunmaktadır. Rize'nin doğası, insanları şehrin gürültüsü, stresi, iş yoğunluğundan uzaklaştırıp doğa ile baş başa kalma imkanı sağlamaktadır. Yörenin doğal klima özelliği insanları çağırıyor. Bu da Rize turizmi için büyük bir fırsattır” dedi.
Esen, turizm çeşitleri içinde yer alan “elit turizmin”, özel hobileri olan insanlara hitap ettiğini, bu insanların etkinliklerin doğada nasıl gerçekleştiğini görmek istediklerini vurgulayarak, şunları söyledi: “İkizdere ilçesinde yapılan dağ horozu şenliklerinde, katılımcılar saatlerce dağ horozunu görebilmek için gözlem yapıyor. Bazı insanlar bunun gibi etkinliklere ilgi gösteriyor. Bunun gibi Rize'nin Anzer Yaylası'nda üretilen dünyaca ünlü Anzer balını yapan arıları, arıların hangi tür çiçekleri tercih ettiğini, balı nasıl ürettiklerini merak eden, bunu gözlemlemek isteyen insanlar olacaktır. Bunu, arılara ve polene zarar vermeden iyi değerlendirmemiz ve Rize'ye katkı sağlayacak hale getirmemiz gerekiyor. TEMA Vakfı'nın öncülüğünde düzenlenecek olan 'arı safari' turlarının Rize için önemli bir kazanım olacağına inanıyorum.”
İLK ARI SAFARİ TURU 2 AĞUSTOS'TA BAŞLAYACAK
TEMA Vakfı Rize Temsilcisi Nevzat Özer de arıcılığın, kırsal çevredeki insanlara doğal kaynaklardan gelir elde etmek için değerli ve uygulanabilir bir fırsat yarattığını, aynı zamanda arılar tarafından gerçekleştirilen tozlaşma ile biyolojik çeşitliliğin devamının sağlandığını söyledi.
Türkiye'nin coğrafik konumundan dolayı iklim ve biyolojik zenginliğiyle arıcılık faaliyetlerine liderlik yapabilecek bir ülke olduğunu vurgulayan Özer, TEMA Vakfı tarafından yürütülen arıcılık projeleriyle yerel halkın bilgilendirip desteklenerek ek gelir kaynakları sağlanması ve doğal kaynaklar üzerindeki baskıyı azaltarak ülke ekonomisine katkıda bulunulmasının amaçlandığını kaydetti.
Özer, eko turizm anlayışının Türkiye'de yayıldığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Biz de bu kapsamda Türkiye'nin ilk ve tek arı ve arıcılık bilimsel gezisini düzenlemeye karar verdik. Düzenleyeceğimiz arı safari gezisi, Türkiye'nin en doğusundan en batısına kadar yapılan tüm arıcılık çalışmalarını ve arı ırklarının özelliklerini akademik rehberler eşliğinde gezip incelerken, ülkemizin biyolojik, tarihi ve kültürel zenginliklerinin de görülebileceği farklı ve özel bir gezi olacak. Bu tür geziler ile Rize ve diğer illerin turizm potansiyellerine de dikkat çekmek istiyoruz. Bu geziye katılmak isteyenler için kayıtlara TEMA Genel Merkezi'nde devam ediliyor.”
İlk gezinin 2 Ağustos'ta Rize'den başlayacağını bildiren Özer, ziyaretçilerin Rize İkizdere Vadisi, Anzer Yaylası, Hopa, Artvin Camili bölgesi, Ardahan, Posof, Çıldır Gölü, Kars, Ani Harabeleri, Erzurum güzergahını takip edeceğini ve ardından geri döneceklerini kaydetti.