Güncelleme Tarihi:
Önceki yıllarda Avrupa’ya giden Cengiz Ünder Roma’da uyluk, kas ve lif yırtılması gibi problemler nedeniyle 2 ay sahalardan uzak kalmıştı. Cengiz gibi Altınordu altyapısından yetişen Çağlar Söyüncü, İngiltere’nin Leicester City takımıyla sözleşme imzaladıktan sonra 3 ayı bulan kas sakatlıkları yaşamıştı. Galatasaray altyapısından yetişen Ozan Kabak da kiralık gittiği Liverpool’da yaşadığı sakatlıklar nedeniyle çok sayıda maç kaçırmıştı. Arda Turan’ın ise kasık sakatlığı kronik denebilecek boyutlara ulaşmış kariyeri boyunca bu sakatlığın getirdiği sorunlarla boğuşmuştu. Avrupa’da ülkemizi temsil eden oyuncularımızın ilk kamp döneminde ya da kısa süre sonra ciddi sakatlıklar yaşamasının Türkiye’de onları yetiştiren antrenörlerin aldığı eğitimle ya da uygulanan antrenman metotlarıyla ilgisi olabilir mi? Bu soruyu konunun uzmanlarına yönelttik.
ANTRENMAN METOTLARI DOĞRU DEĞİL
Köln Spor Bilimleri Üniversitesi’nde doktora yapan ve aynı zamanda ders verecek olan Dr. Onur Tütüncü, Göztepe, Malatyaspor gibi takımlarda çalışarak saha tecrübesi kazanmış bir isim. Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’nde doktorasını tamamlayan ve ‘Futbolda Maç ve Performans Analizi’ kitabını kaleme alan Dr. Tütüncü konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Bu sakatlıkların altında yatan nedenleri araştırırken altyapıda uygulanan antrenman metotlarına ve antrenörlere iyi bakmak gerekir. İngiltere’den çıkan 100 oyuncudan 3’ü ilk etapta sakatlık yaşarken bizden giden 10 oyuncudan 5-6’sı bu sakatlıkları yaşıyor. Eğer siz 12-16 yaş arasında çocuğun kas dayanıklılığını destekleyen doğru antrenmanlar yapmazsanız bu çocuğun ileride yüksek tempolu liglerde sakatlanması kaçınılmaz oluyor.
ALTYAPIYA PARA HARCANMIYOR
Tesis ve saha konusunda da sıkıntılar var. Arda Güler Fenerbahçe kariyerine başlamadan önce yani 15 yaşına kadar, bir fitness salonunda sunulan imkanlara erişebilmiş midir merak ediyorum. Çünkü fitness salonu olmayan profesyonel kulüp akademileri bile var. Bayern Münih her yıl akademisine 10 milyon Euro’dan fazla yatırıyor. Oralarda yetişen Türk asıllı oyunculara baktığımızda benzer sakatlıkları görmüyoruz.”
AKADEMİ VAR AKADEMİSYEN YOK
- Marmara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Antrenörlük Bölüm Başkanı Prof. Dr. Niyazi Güven Erdil ise akademi ve saha ilişkisini şöyle değerlendiriyor: “Uzun süre Alman Futbol Federasyonu’nda yetenek değerlendirmesi ve gelişimi konusunda görev yaptım. 2013 yılında Türkiye Futbol Federasyonu’nda Gelişim Direktörü’ydüm. Genç futbolcularla nasıl bir çalışma yapılması gerektiğiyle ilgili planlama yapıp kulüplere sunduk. Ancak bu iş seminerlerde kalmamalı, sahada karşılık bulmalı.
GELİŞİM SÜRECİNE UYGUN DEĞİL
Arda özelindeki hata tamamen yanlış antrenmanla ilgili. Büyüklerin antrenman programlarının küçültülmüşünü çocuklara uyguluyorlar. Çocuğun gelişme sürecine uygun olmayan yüklenmeler ilerde eklem ve kas sakatlıklarına sebep oluyor. Erken yaşlarda sertleşen kas, eklemlerin hareketliliğini kısıtlar buradaki gerginlikler yırtıkla ya da menisküsle sonuçlanır. Arda’nın başına gelen de bu, durmak isterken sakatlandı. Bu sakatlığın muhakkak mikro travmalarla öncesi var ve fark edilmemiş.
ANTRENÖRLERİN MAAŞI DÜŞÜK
Bizden giden çocukların sakatlıklarını incelediğimizde altyapılardaki yanlış antrenmana bağlı yanlış gelişimi görebiliyoruz. Kulüpler asgari ücretin biraz üstünde maaşla antrenör çalıştırıyorlar ve milyonlarca Euro’luk değeri olan futbolcular yetiştirmelerini bekliyorlar. Bütün kulüplerin kapısında futbol akademisi yazıyor ama içeride bir tane akademisyen yok. Kulüplerin altyapı antrenörlerini geliştirecek akademisyenler olmalı ve akademisyenler o antrenörlerden sorumlu tutulmalı.”