Oluşturulma Tarihi: Aralık 20, 2004 00:00
Arjantin’de 10’uncusu düzenlenen Ä°klim DeÄŸiÅŸikliÄŸi Konferansı’na ilk kez bir Türk ÅŸirketi davet edildi. Arçelik, konferansta dünyanın en az enerji tüketen ödüllü buzdolabını anlattı. ARÇELÄ°K tarafından üretilen dünyanın en az enerji tüketen buzdolabı, dünyanın çevre konusundaki en önemli etkinliklerinden biri olarak kabul edilen 10. Ä°klim DeÄŸiÅŸikliÄŸi Konferansı’na damgasını vurdu. Arjantin’in baÅŸkenti Buenos Aires’te 6-17 Aralık tarihleri arasında düzenlenen 10. Ä°klim DeÄŸiÅŸikliÄŸi Konferansı’na 170 ülkeden gelen 6.000 kadar katılımcı ile 70 ülkeden çevre bakanları tarafından izlendi. Türkiye’den Buenos Aires’teki konferansa davet edilen ilk ve tek Türk ÅŸirketi Arçelik oldu. Åžirket, BM’nin düzenlediÄŸi bu konferansa, doÄŸal kaynakların ve çevrenin korunması için geliÅŸtirdiÄŸi teknoloji ve çalışmaları nedeniyle davet edildi. Arçelik Ãœretim ve Teknoloji Grup Direktörü Turgut Soysal, 14 Aralık Salı günü konferansta yaptığı konuÅŸmada ÅŸirketinin AB Enerji Komisyonu’nun 2004 Åžubat ayında düzenlediÄŸi Energy+ yarışmasında dünyanın en az enerji tüketen Türk yapımı buzdolabını üretmekle ödül kazandığını, bu buzdolabının yıllık tüketiminin yaklaşık 137 Kwh olduÄŸunu, aynı hacme sahip bir buzdolabına kıyasla yüzde 300 daha az elektrik tükettiÄŸini söyledi. Turgut Soysal’ın konuÅŸmasını Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından gelen Türk delegasyonu da izledi.Turgut Soysal konuÅŸmasına şöyle devam etti:‘2003 yılında dünyada 90 milyon buzdolabı satılmış. Bunların hepsi eÄŸer Arçelik A.Åž.’nin ödüllü buzdolabı seviyesinde enerji tasarruf etseydi, 21,451 GWh’lik global bir tasarrufta bulunmuÅŸ olurduk. Bu rakam Arjantin’in 2001 yılı konut enerji tüketimine eÅŸittir. Türkiye’nin ise aynı dönem için konut enerji ihtiyacı 23,557 GWh yerine sadece 2,106 GWh olurdu.’83 KEBAN’A EŞİTElde edilecek elektrik tasarrufuna dünya çapında bir projeksiyon uygulanırsa bunun 2 yıl içinde, gücü 500 MWh’lık bir nükleer santrala eÅŸit olacağını belirtiliyor. Türkiye açısından bakıldığında ise elde edilecek tasarruf 83 tane Keban Barajı’na eÅŸit. Türkiye’de satılan buzdolabı sayısına göre yapılacak bir projeksiyonda ise her buzdolabı başına 2000 m2’lik orman alanının CO2 temizleme gücünü elde etmiÅŸ olurduk.Konferansta iklim uzmanları kömür, petrol ve doÄŸal gaz gibi fosil kökenli enerji kaynaklarının kullanılmasında artık frene basma zamanının geldiÄŸini önemle belirttiler. 2050’ye kadar atmosfere atılan karbon dioksit yarıya inmeliKUZEY kutbundaki buzları delerek 3.500 metre derinlikten havuç ÅŸeklinde buz çıkaran uzmanlar hava kirliliÄŸinin 1750 yıllarından bu yana kömürün kullanılmasıyla baÅŸladığını ve dünya ısısının son 100 yıl içinde her yıl düzenli olarak yıllık ortalama 0,6 derece arttığını açıkladı. Kömür, atmosfere atılan karbon dioksit gazının yüzde 50’sine sebep olurken, daha sonra kullanılmaya baÅŸlanılan petrolün yüzde 40’ına, doÄŸal gazın da yüzde 10’una neden olduÄŸu ve günümüzde hálá elektrik üretmek için kömür yakan çok sayıda termik santral bulunduÄŸu söylendi (Türkiye’deki YataÄŸan Termik Santralı örneÄŸi gibi). Uzmanlar sanayileÅŸmiÅŸ ülkelerin yılda atmosfere 20 milyar ton karbon dioksit gazı bıraktıklarını ve bu rakamın 2010 yılında 38 milyar ton olabileceÄŸini bildirdi. Sadece nakliyecilikte her araç, yıllık olarak en az kendi ağırlığının 2 misli oranında karbon dioksit gazı üretiyor.Sera etkili gaz ne demektir?1827 yılında, varsayımı fizikçi Jean-Baptiste Fourier tarafından ortaya atılan sera etkili gazlar (SEG) aslında kötü bir ÅŸey deÄŸil. GüneÅŸ ışınlarının atmosferde kısmen tutulmuÅŸ olması dünyada hayatın baÅŸlamasının ve sürmesinin gerekli bir koÅŸulu. EÄŸer tersi olsaydı genelde hava sıcaklığı +15 derece olacağına, -18 derece olurdu. Sorun insan kaynaklı SEG’ların giderek artmasında bulunuyor. Son onlarca yılda dünyada sıcaklığın artması bu olguya baÄŸlıdır. Petrol, doÄŸal gaz, kömür vs... gibi fosil enerjilerin yakılmasından doÄŸan, kokusu olmayan ve gözle görülmeyen karbon dioksit (CO2) sera etkisinin yüzde 60 sorumlusu olarak gösteriliyor. ‘DoÄŸal karbon dioksit kuyuları’ adı verilen okyanuslar ve ormanlar atmosfere yayılan bu gazın yarısını yok edebiliyor. DoÄŸal olarak bu temizleme iÅŸleminin devam etmesi için ormanların yok edilmemesi ve okyanusların temiz kalması ÅŸart. Uzmanlar her yıl 7-10 milyar ton CO2 atmosfere bırakıldığını ve bunun yok olması için 150-200 yıl gerektiÄŸine dikkat çekiyor. Ayrıca tarımda kullanılan gübre ve sanayi kaynaklı azot protoksit (N2O), hayvancılık, pirinç üretimi ve açık hava çöplüklerinden kaynaklanan metan (CH4) ile klima ve buzdolaplarında kullanılan hidroflüokarbür (HFC) baÅŸlıca SEG’lar arasında.-Â
button