OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 03, 2005 00:00
Ä°drarla elektrik enerjisiÄ°drarla çalışan bir pil gelecekte hastalıkların erkten tanısında kullanılabilecek. Mesela idrardaki glikoz yoÄŸunluÄŸunun ölçülmesinde test edilen beden sıvısı aynı zamanda enerji kaynağı olarak kullanılabilecek. Kağıt kadar ince olan pil, tek damla idrar ile 1,5milivat elektrik üretiyor. Ä°drarla çalışan pil bakır kloritine batırılarak bir magnezyum ve bir bakır ÅŸerit arasında sıkıştırılan bir filtre kağıdından oluÅŸmakta. Son olarak plastik folyoyla kaplanmış. Pilin çalışma mekanizması çok basit: Ãœzerine bir damla idrar konduÄŸunda, kağıt tarafından emiliyor, bakır klorit çözülerek magnezyumla reaksiyona giriyor ve bu ÅŸekilde elektrik üretiliyor. Pil, 0,2 mililitre idrar ile yaklaşık olarak 1,5voltluk gerilim ve 1,5milivat enerji üretebiliyor. Singapur BiyomühendisliÄŸi ve Nanoteknoloji Enstitüsü’nden Ki Bang Lee’nin açıklamasına göre malzemedeki geometrinin deÄŸiÅŸtirilmesi sayesinde gerilim, enerji ve pilin kullanım süresi farklı koÅŸullara göre deÄŸiÅŸtirilebilmekte. Ä°drar, kimyasal bileÅŸimi nedeniyle farklı hastalıkların tanısı için test edilir. Mesela idrardaki glikoz yoÄŸunluÄŸuyla diyabet hastalığı tanınabilmekte. Multiple Skleroz araÅŸtırması için 15.6 milyon dolarDört araÅŸtırma ekibi beÅŸ yıllık proje için destek aldı.Amerikalı ve Avrupalı bilim adamlarından oluÅŸan araÅŸtırma ekipleri, Amerikan Ulusal Multiple Skleroz BirliÄŸi’nden 15,6 milyon dolarlık destek aldı. Organizasyon, beÅŸ yıllık projeden MS araÅŸtırmalarında çığır açacak sonuçlar bekliyor. AraÅŸtırma ekipleri arasında Johns Hopskins Ãœniversitesi, Wisconsin Ãœniversitesi, Cambridge Ãœniversitesi ve Londra College Ãœniversitesi’nin bilim adamları yer almakta. AraÅŸtırmacıların hedefi MS hastalığında hasar gören miyelin tabakasının yenilenmesini saÄŸlayacak yöntemler bulmak. Bu sayede MS semptoları taşıyan hastaların da tedavi edilebileceÄŸi umulmakta. Bilim adamları öte yandan hastalığın geliÅŸmesini önleyen sistemler üzerinde de çalışıyorlar. Erken tanısı mümkün olmayan MS hastalığı genelde 20 ila 50’li yaÅŸlar arasında ortaya çıkmakta. MS hastası kadın sayısı iki misli fazla. Tahminlere göre Amerika’daki MS hastası sayısı 400.000, dünya genelindeki ise 2,5 milyon civarında. KuÅŸ gribi aşısı bu sefer tavuklaraAlmanya’daki Friedrich-Loeffler Enstitüsü bilim adamları kuÅŸ gribini önleyecek bir etki maddesi geliÅŸtirdiler. Enstitü müdürü Thomas Mettenleiter tarafından yapılan açıklamaya göre ilk deneyler baÅŸarılı. KuÅŸ gribine karşı geliÅŸtirdikleri serum için bilim adamları moleküler biyolojideki sonuçlara inerek, genetik yöntemlerle bir virüs proteininin kalıtım bilgilerini deÄŸiÅŸtirdiler. Yöntemin en olumlu tarafı aşılanmış hayvanların, hastalıklı hayvanlardan ayırt edilebiliyor olması. KuÅŸ virüsü sadece kümes hayvanlarına bulaÅŸtığı için genetik deÄŸiÅŸimden geçen virüsün yabani kuÅŸlara geçmesi mümkün deÄŸil diye konuÅŸtu Mettenleiter. Aşı, sprey, göz damlası veya içme suyuna karıştırılarak ağızdan uygulanmakta. Ä°lk testler tavukları grip virüsüne karşı koruduÄŸunu göstermiÅŸ. Yeni aşı kullanılmaya baÅŸlanmadan önce doku kültürlerinde deneyler yapılacak. KuÅŸ gribi yüzünden bugüne deÄŸin en az 26 kiÅŸi yaÅŸamını yitirdi ve salgınların önlenmesi için 20 milyonu aÅŸkın tavuk öldürüldü. Akıllı plaj ÅŸemsiyesiBir Fransız lise öğrencisi tarafından geliÅŸtirilen plaj ÅŸemsiyesi, güneÅŸlenenlere ek bir konfor sunacak. Akıllı ÅŸemsiye tıpkı ayçiçeÄŸi gibi otomatik olarak güneÅŸe doÄŸru ayarlanarak güneÅŸin zararlı ışınlarından korumakta. 16 yaşındaki öğrenci bu buluÅŸu sayesinde "Science-et-Vie Junior" dergisinin açtığı yarışmayı kazanarak 2500 Avroluk ödülün sahibi oldu. Dokuz voltluk bir pille çalışan akıllı ÅŸemsiye Fransızca parasol (güneÅŸ ÅŸemsiyesi) ve tournesol (ayçiçeÄŸi) kelimelerinin bileÅŸiminden oluÅŸmakta. Para-tournesol, ışığa duyarlı bir sensor, devre mekanizması ve bir de motora sahip. Ãœniversitede mühendislik okumak isteyen öğrenci, pahalı olduÄŸu için buluÅŸunun patentini almadı. İçkulağımızdaki denge organı sanılandan daha becerikliÄ°ngiliz sinirbilimciler, içkulağımızdaki denge organının, beden hareketlerini de ayarladığını buldular. Organın bu iÅŸlevi özellikle karanlıkta ve zor hareketlerde önem taşımakta. Karanlıkta yürüdüğümüzde etrafı göremeyiz, beyin bu yüzden kulaklardan, kaslar ve ciltten gelen bilgilerden yararlanmakta. College Ãœniversitesi’nden Brian Day ve Raymond Reynold ÅŸimdi bu konuda denge organımızın da önemli bir rol oynadığını buldular. Denge organımız kafa hareketlerini dolayısıyla da kafamızla baÄŸlantılı olan her hareketi de kaydetmekte ve bu veriler sayesinde beyin, hareketleri doÄŸru yapmamızı saÄŸlıyor. Day ve Reynolds araÅŸtırma sırasında altı kiÅŸiden gövdelerini 10 derece kadar yana doÄŸru eÄŸmelerini istemiÅŸler. Katılımcılar görmelerini engelleyen ve gövde ve kafanın aynı anda hareket ettirilmesini zorunlu kılan bir baÅŸlık takmışlar. AraÅŸtırmacılar denge organının duyu sinirini daha az veya daha çok sinir uyartısı gönderecek ÅŸekilde uyararak, beyni "aldatmışlar". Şöyle, beyin bu uyartılar yüzünden, kafanın daha yavaÅŸ veya daha hızlı bir ÅŸekilde yana doÄŸru hareket ettiÄŸini algılamış. Bu da katılımcıların hareketlerini düzeltmelerini saÄŸlamış. Ayrıca deney, denge organından yansıyan sinyallerin gerçekten de düzeltici etkisi olduÄŸunu göstermiÅŸ. Denekler hareket etmediklerinde yapay uyartılar etkili olmamış. Anlaşıldığı üzere bedenimiz, diÄŸer sinyallerin yeterli olmaması halinde denge organımızı devreye koyuyor.Biyolojik antibiyotik fabrikalarıyla antibiyotik üretimiBakteriler yardımıyla daha etkili antibiyotiklerin geliÅŸtirilebileceÄŸi bildirildi. Bazı bakteri türlerinin, doÄŸal antibiyotik ürettikleri proteinlerin parçalarını farklı kombinasyonlarda birleÅŸtiren Amerikalı bilim adamlar, bunları daha sonra canlı fabrikalara aşılıyorlar. Her kombinasyon sonunda, antibakteriyel etkiye sahip farklı maddelere dönüşmekte. Günden güne çoÄŸalan bakterilerin halihazırdaki antibiyotiklere dirençli olmaları büyük bir sorun yaratmakta. GeliÅŸmiÅŸ ülkelerde bile on binlerce kiÅŸi hastanelerden kaptıkları enfeksiyon yüzünden yaÅŸamını yitirmekte. Tıp uzmanları bu yüzden antibiyotiklere dirençli bakterileri tedavi etmenin farklı yollarını arıyorlar. Antibakteriyel maddelerin en etkilileri poliketidlerdir. Bunlara örneÄŸin akne ilaçlarında kullanılan Erythromycin de dahildir. Poliketidler doÄŸada, poliketid sentezleÅŸtirici enzimlerin belli baÅŸlı proteinlerinden yararlanan streptomis olarak bilinen bakterilerce üretilir. Kosan Biosciences kurumundan Daniel Santi, ÅŸimdi bu enzimlerin farklı türlerinin hızlı bir ÅŸekilde üretilmesine izin veren genetik bir yöntem geliÅŸtirdiler. Bu amaçta sentez enzimlerinin parçalarına bilgi taşıyan farklı bakteriler için DNA parçaları birleÅŸtiriyorlar. ÇeÅŸitli DNA kombinasyonları daha sonra küçük fabrika iÅŸlevini görmeleri için üretim bakterilerine aşılanmakta. Her üretim kökü kombinasyona göre farklı bir poliketid türü üretiyor. Yeni yöntem sayesinde ilk kez farklı bakterilerin kalıtım maddesinden büyük parçalar elde etmek ve birbirleriyle birleÅŸtirmek mümkün oldu. Bilim adamları yeni yöntemle, antibiyotik sorununa çözüm getirebileceklerinden eminler. Ä°ÅŸitme kaybı, yaÅŸlılarda bellek sorunlarına neden olabiliyorSonuç, iÅŸitme kaybı yaÅŸayan yaÅŸlıları normal duyan yaÅŸlılarla karşılaÅŸtıran Waltham, Brandeis Ãœniversitesi’nden Arthur Wingfield’e ait. Ä°nsan yaÅŸlılıkta yüksek frekansları iÅŸitme yetisini kaybediyor. Bu sağırlık özellikle de konuÅŸulanların anlaşılmasını zorlaÅŸtırmakta. Çünkü konuÅŸulanlarla çevre gürültüsünü ayırt etme yetisi zayıflamakta. Ayrıca hızlı konuÅŸmalar da anlama zorluÄŸuna yol açıyor. Ä°ÅŸitme kaybı yaÅŸayanlar buna raÄŸmen konuÅŸmaları takip etmek istediklerinde kısıtlı iÅŸitme yetisiyle çok fazla konsantre olmak zorundalar. Wingfield daha önceki araÅŸtırmalarıyla da bu zihinsel çabanın diÄŸer biliÅŸsel yetileri zayıflattığını bulmuÅŸtu. Bunu daha ayrıntılı bir ÅŸekilde inceleyebilmek için deneklere on beÅŸ sözcük dinletmiÅŸ. Hafif ve orta dereceli iÅŸitme kaybına sahip olanlardan son üç sözcüğü tekrarlamaları istenildiÄŸinde, üç sözcükten sonuncusunu hatırlamalarına raÄŸmen, ilk ikisini normal duyanlar kadar iyi hatırlamadıkları ortaya çıkmış. Bilim adamları bu sonuca göre iÅŸitme kaybı yaÅŸayan insanların, sözcükleri doÄŸru anlamak için daha fazla zihinsel çaba harcadıklarını düşünüyorlar. Bu kapasite de çalışma belleÄŸine bilgilerin kaydedilmesi veya bilgilerin iÅŸlenmesi için yeterli olmuyor. Bilim adamları bu yüzden iÅŸitme kaybı olan insanlarla daha anlaşılır bir ÅŸekilde konuÅŸulmasını ve cümleler arasında küçük aralar verilmesini öneriyorlar.GüneÅŸ de bağımlılık yapıyorAmerikalı bilim adamları tarafından gerçekleÅŸtirilen bir araÅŸtırmaya göre birçok insan güneÅŸ bağımlısı ve tıpkı uyuÅŸturucu bağımlıları gibi davranıyor. Testlerden anlaşıldığı üzere sürekli güneÅŸlenenler kızılötesi ışının etkisine baÄŸlı kanser tehlikesinden haberdarlar ama yine de güneÅŸlenmeden edemiyorlar.Ä°lginç araÅŸtırma Galveston Texas Ãœniversitesi’nden Molly Warthan tarafından gerçekleÅŸtirildi. Warthan’la çalışan araÅŸtırmacılar Meksika körfezinde güneÅŸlenen 154 kiÅŸiyle anket yapınca gerçekten de insanlarda bir tür güneÅŸlenme bağımlılığının bulunduÄŸunu saptamışlar. Ruhsal bozukluklar üzerinde etkili olan madde kriterlerine göre güneÅŸlenenlerin %53’ü bağımlı. Bununla birlikte kızılötesi ışınının ne ÅŸekilde bağımlılık yaptığı henüz kesin olarak bilinmemekte.Daha önceki bir araÅŸtırmada bundan mutluluk hormonu endorfinin daha fazla salgılanması sorumlu tutulmuÅŸtu. Fakat sonuç, diÄŸer araÅŸtırmalarla kanıtlanamadı. Bilim adamları ÅŸimdi bağımlıların beyin akımlarını güneÅŸlemeden önce ve sonra ölçerek bu davranışın mekanizmasını çözmeye çalışacaklar. Ayrıca güneÅŸlenme bağımlılığı diÄŸer bağımlılıklarla da karşılaÅŸtırılacak.Â
button