OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 14, 2005 00:00
Sars enfeksiyonunun moleküler mekanizması çözüldüUluslararası bir araştırma ekibi, Asya kökenli akciğer hastalığı Sars gibi enfeksiyonları tehlikeli hale getiren bir mekanizma keşfetti. Araştırmayı yöneten Viyana Moleküler Biyoteknoloji Enstitüsü (Avusturya Bilimler Akademisi) bilim adamı Josef Penninger, yeni bulgu sayesinde Sars veya kuş gribine karşı terapi şansının arttığını bildirdi. Avusturyalı, Kanadalı, Japon, Alman ve Çinli bilim adamlarından oluşan ekip, beden hücrelerinin üzerinde, Sars virüsü tarafından bloke edilen bir enzim saptamışlar. ACE2 (angiotensin converting enzyme 2) enzimi Sars ve diğer hastalıklardan koruduğu gibi Sars virüslerinin ACE2 üretimini bloke etmelerini önlemek için Spike proteinini de desteklemekte. ACE2’nin kan basıncının ayarlanmasında ve kalp fonksiyonlarında önemli bir rol oynadığı biliniyordu. ACE2 için gerekli gene sahip olmayan farelerde, daha belirgin Sars semptomları görülmüş. Araştırmacılar diğer araştırmalarda hasta fareleri insandan alınan ACE2 aşılayarak tedavi etmişler. İşte bu sonuçlar, yaşamı tehdit eden akciğer hastalıklarına karşı etkili bir terapi umudu doğurdu. Akut akciğer bozuklukları Sars dışında kuş gribi ve şarbonda da görülmekte. Sars (Severe Acute Respiratory Syndrome) 2003 yılında Asya’da ortaya çıkmıştı. Hastalık yaklaşık olarak 8000 kişiye bulaşmış ve 800 kişinin de yaşamına mal olmuştu. Köpük ve ultrasonla varis tedavisiİngiltere’deki Ealing Hastanesi doktorları, varise karşı yeni bir tedavi yöntemi geliştirdiler. Damarlarda genişleyen köpüğün enjekte edilmesine dayanan tedaviyle George Geroulakos’un açıklamasına göre bugüne kadar 50’yi aşkın hasta iyileştirilmiş. Tedavi edici sıvının aksine köpük, enjeksiyondan sonra inceltilmiyor. Bu nedenle aşılanması gereken miktar daha az ve damarlarda daha uzun kalıyor. www.pressetext.at sitesindeki haberde, köpüğün etkisi kanın uzaklaştırılmasından ibaret ve köpük damar cidarlarına daha iyi temas ediyor. Ultrasonla köpüğün tam olarak nerede bulunduğu izlenmekte. Bir köpük enjeksiyonu yarım metrelik damar için yeterli. Hastalar, enjeksiyondan sonra iki üç hafta kadar özel çorap giyiyorlar. Ancak tedavinin başarısına rağmen doktorlar, etkisinin uzun vadeli olup olmadığını bilmiyorlar henüz. Varislerin ameliyatla alınmasından sonra hastalar genelde beş yıl içinde yeniden ameliyat edilmesi gerekiyor. Köpüklü tedavinin de aynı sonuçlar verip vermeyeceği belirsiz.Kandaki kolesterol seviyesinde genler daha etkiliGenlerin kandaki kolesterol seviyesi üzerindeki etkisinin, yaşam biçiminden daha büyük olduğu saptandı. Yağlı bir yemeğin, kolesterol seviyesini ne ölçüde yükselteceği, yaşam biçiminden çok genlere bağlı. Uzun süredir tahmin edilen bu ilişki şimdi Lawrence Berkeley Ulusal Laboratuvarı bilim adamlarının 28 tek yumurta ikizi üzerine yaptıkları bir deneyle kanıtlandı. Biri sportmen diğeri hareketsiz bir yaşam süren ikiz kardeşlere aynı oranda yağ içeren
diyet verildiÄŸinde farklı yaÅŸam biçimlerine raÄŸmen iki kardeÅŸte de LDL kolesterol seviyesi aynı ölçüde yükselmiÅŸ. Aynı zamanda kötü kolesterol olarak da bilinen LDL kolesterolü, kalp-dolaşım hastalıkları riskini arttıran baÅŸ faktörlerden biridir. Aynı genleri taşıyan ikiz kardeÅŸler tamamen farklı yaÅŸam biçimlerine sahip olmaları nedeniyle doktorlar kolesterol seviyesinin yükselmesinden genlerin daha önemli bir rol oynadığını düşünüyorlar. Ancak bilim adamları hangi genlerin etkili olduÄŸunu henüz bilmiyorlar. Ötzi’ye ameliyat yapılacakOn dört yıl önce bir Alman çift tarafından Avusturya’daki Ötztal vadisindeki Similaun buzulunda bulunan "buz adam" Ötzi ameliyat olacak. MumyalaÅŸmış iskeletin röntgen çekimlerinde dizkapağının üzerinde bir leke saptayan bilim adamları, bunun bir hava kabarcığı olabileceÄŸi gibi bakteri veya organik bozulma da olabilir diyorlar. Fakat kimi bilim adamı 5300 yıllık kalıntının üzerinde yapılacak yeni bir giriÅŸimin, onarılmayacak zararlar verebileceÄŸi konusunda da uyardı. Bilim adamları, bulunduÄŸundan bu yana Ötzi’yi defalarca incelediler. Özellikle de sol kürek kemiÄŸindeki ok ucu büyük ilgi uyandırmıştı. Daha sonraları ise midesinde tahıl, bitki ve daÄŸ keçisi etine ait kalıntılar bulundu. Analiz sonuçlarına göre 1.59 m boyundaki Ötzi öldüğünde 46 yaşındaydı. Otomobilde telefonda konuÅŸmak kaza riskini dörde katlıyorAvustralya’daki Western Ãœniversitesi bilim adamları, direksiyon başında telefonla görüşmenin kaza riskini dört misli yükselttiÄŸini saptadılar. AraÅŸtırma ekibinin sonucu, 456 sürücünün telefon görüşmesi sırasında kaza geçirerek hastaneye kaldırılanların verilerine dayanıyor. Sonuçlar British Medical Journal dergisinde yayımlandı. Kaza geçiren sürücülerin kazadan 24 saat, üç gün ve bir hafta önceki telefon görüşmeleri de araÅŸtırılmış. Kazada en etkili olan, kazadan on dakika önce yapılan görüşmeler ve görüşmenin doÄŸrudan doÄŸruya telefonla veya uzaktan konuÅŸma sistemiyle yapılması fark etmiyor. Aynı sonuçlar kazadan beÅŸ dakika önce yapılan görüşmeler için de geçerli. Bilim adamları uzaktan konuÅŸma sistemleriyle kaza riskinin düşmediÄŸi konusunda uyarıyorlar. Bu konuda seyir halindeyken çalışmayan cep telefonları çözüm olabilir ama bilim adamları üreticilerin seyir anında çalışmayan telefon üreteceklerine ihtimal vermiyorlar. Tekstil ürünlerine kimlik kartıOak Ridge Ulusal Laboratuvarı’nda geliÅŸtirilen görünmeyen bir gösterge sahteciliÄŸi önleyecek. Laboratuvarın internetteki haberine göre (www.ornl.gov/info) floresanlı kod, tekstilin kaynağı hakkında bilgi veriyor. Bilim adamlarının amacı, yasadışı ithalat ile yaygınlaÅŸan sahteciliÄŸi önlemek. Görünmez etiket olarak kumaÅŸların içine yerleÅŸtirilecek olan kod, üretim yeri, üretim ÅŸekli ve kullanılan malzeme hakkında bilgi verecek. Glenn Allgood yönetiminde gerçekleÅŸtirilen testler sonucunda gizli pamuklu etiketin temizlik ürünleri, çamaşır suyu vb maddelere karşı dayanıklılığı kanıtlanmış. Kodlar enfraruj ışıkla görünür kılmakta ve bu amaçta özel bir tarayıcı kullanılmakta. Akdeniz yemeklerinin ömrü uzattığı belirtildiBol sebze, meyve ve tahıldan oluÅŸan Akdeniz diyeti son bir araÅŸtırmaya göre gerçekten de yaÅŸamı uzatan bir etkiye sahip. Prof. Antonia Trichopoulou ve ekibinin hesabına göre Akdeniz diyetine göre beslenen altmış yaşındaki bir adam, bir yıl daha fazla yaşıyor. Atina Ãœniversitesi bilim adamları araÅŸtırma çerçevesinde dokuz Avrupa ülkesinden yaÅŸları en az altmış olan 74.000 kiÅŸinin verilerini deÄŸerlendirmiÅŸ. Bununla ilgili yazı, British Medical Journal dergisinde yayımlandı. Akdeniz diyetinin temeli bitkisel ürünler, zeytinyağı gibi doymamış yaÄŸlardan ve balıktan oluÅŸur. Bilim adamları alınan doymamış yaÄŸ miktarının yaÅŸam süresi üzerinde bir fark yaratmadığını da görmüşler. AraÅŸtırma sırasında Yunanistan, Ä°spanya, Danimarka, Ä°talya, Almanya, Ä°sveç, Fransa, Ä°ngiltere ve Hollanda’daki verileri incelemiÅŸler. Epilepsiye yol açan deÄŸiÅŸimler genetik olabilirAlman Ulusal Genom AraÅŸtırma Ağı (NGFN) bilim adamları bellek sorunu yaÅŸayan epilepsi hastalarında daha önce bilinmeyen bir mutasyon saptadılar. AraÅŸtırmacılar, belli baÅŸlı bir epilepsi türüne neden olan genetik deÄŸiÅŸimlerin belleÄŸi de etkilediÄŸini düşünüyorlar. Neurobiology of Disease dergisinde yayımlanan araÅŸtırma için bilim adamları bir proteinin yapı planını taşıyan CHRNB2 geninde daha önce bilinmeyen bir deÄŸiÅŸimi incelemiÅŸler. Bu protein belli baÅŸlı uyarı maddelerini ayarlayan sinir hücrelerinin kılıflarındaki bir iyon kanalının içeriÄŸi. Bugüne dek bilinmeyen mutasyonu araÅŸtırmacılar, beynin ön kısmında ve genelde hafif uyku evresinde meydana gelen epilepsi türünde saptamışlar. Ä°kiz kardeÅŸlerde fark edilen bu deÄŸiÅŸim, önemli konuÅŸma ve okuma zorluÄŸuna neden olmakta ve kızlar konuÅŸmaları neredeyse hiç akıllarında tutamıyorlar. Genetikçi Ortrud Steinlein bu tür deÄŸiÅŸimlere aynı epilepsi türüne sahip diÄŸer hastalarda rastlamadığı için bellek sorunlarının yeni keÅŸfedilen mutasyonlarla iliÅŸki olduÄŸunu düşünüyor. Bilim adamının bu tezi söz konusu gene benzer CHRNA4 geniyle yapılan incelemelerle de kanıtlanmakta. Çünkü bu gendeki belli baÅŸlı deÄŸiÅŸimler sadece epilepsiye deÄŸil, zihinsel bozukluklara, ÅŸizofreni ve diÄŸer sinir hastalıklarına da yol açabiliyorlar. "Anlaşıldığı üzere bu genler sandığımızdan çok daha fazla beyin iÅŸlevi üzerinde rol oynamakta" diyor Steinlein, Pressetext (www.pressetext.at, 12.7.05). Â
button