AraÅŸtırma Dünyasından

Güncelleme Tarihi:

Araştırma Dünyasından
OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 13, 2005 00:00

Delikanlının karnındaki ölü cenin Doktorlar, ÅŸiddetli karın aÄŸrısı nedeniyle tedavi görmek isteyen 16 yaşındaki BangladeÅŸli bir gencin karnında ölü bir cenin buldular. EÄŸer anne karnındaki geliÅŸimi normal olsaydı, cenin, erkeÄŸin ikiz kardeÅŸi olarak dünyaya gelecekti. Ancak bu durumda ceninlerden biri diÄŸerini "yutmuÅŸ". Çok ender olarak görülen bu fenomen tıp dilinde "foetus in foeto" olarak bilinmekte. Spiegel Online’daki (www.spiegel.de, 27.6.05) habere göre 16 yaşındaki Ebu Raihan, ÅŸiddetli karın aÄŸrısı nedeniyle Dakka’daki Bangabandhu Tıp Ãœniversitesi hastanesine getirildikten kısa bir sonra ameliyata alınınca doktorlar kötü bir sürprizle karşılaÅŸmışlar. Gencin karnında yaklaşık olarak iki kilo ağırlığındaki ikiz kardeÅŸi bulunuyordu ve cenin kafasına kadar geliÅŸmiÅŸti. Görme sorunları, omuz ve ensedeki kasılmalarla iliÅŸkiliÄ°sveçli ve Amerikalı bilim adamlarından oluÅŸan bir nöroloji ekibi, boyun/ense aÄŸrıları ve görme yetisi arasında bir baÄŸlantının bulunduÄŸunu saptadılar. Gözlerdeki kaslar gevÅŸediÄŸinde, bu sinir uyartıları boyun ve omuzları etkilemekte. Bild der Wissenschaft dergisindeki (www.wissenschaft.de, 27.6.05) habere göre Avrupa BirliÄŸi’nde her gün bilgisayarla çalışan 60 milyonu aÅŸkın kiÅŸi, göz yorgunluÄŸu, göz yanması ve geçici olarak yakını görememekten ÅŸikayetçi. Ayrıca genelde baÅŸ aÄŸrısı, boyun ve omuz aÄŸrıları da söz konusu. MerceÄŸin odaklanmasında gözlerde, boyun ve omuz bölgesinde farklı sinirler ve kas grupları aynı anda çalışmakta. G„vle Ãœniversitesi’nden Hans Richter yönetiminde çalışan bilim adamları bu baÄŸlantının ne ÅŸekilde iÅŸlediÄŸini öğrenmek için bir kameranın radyoaktif maddelerin yardımıyla beyin etkinliklerini kaydeden Pozitron Emisyon Tomografisinden yararlanmışlar. AraÅŸtırmaya katılanlar farklı optik koÅŸullarda farklı objelere odaklanmışlar. Tomografiden anlaşıldığı üzere gözün odaklama kası zayıfladığında, boyun ve omuz bölgesindeki kas hareketlerinden sorumlu serebral korteksteki (beyin kabuÄŸu) etkinlik de duruyor. Bilim adamları bundan sonraki çalışmalarında boyun, ense ve omuz kaslarındaki gevÅŸemenin ve kasılmanın gözler üzerindeki etkisini ve gözdeki rahatsızlıkların giderilmesiyle boyun ve omuzlardaki aÄŸrıların yok olup olmayacağını araÅŸtıracaklar. Hidrojen otomobilinden dünya rekoruÄ°sviçre Federal Teknik Yüksekokulu’nda geliÅŸtirilen özel bir araç, Fransa’daki Ladoux bölgesindeki pistte bir dünya rekoru kırdı. Otomobil bir litre benzine denk gelen 1,07 gramlık hidrojenle 5134 km yol aldı diyor bilim adamları. 30 kilo ağırlığındaki otomobil, hidrojenden elektrik enerjisi elde eden ve bununla iki elektromotoru çalıştıran bir yakıt hücresine sahip. Çevreye duyarlı otomobilin ürettiÄŸi tek emisyon saf su. Bilim adamlarının hesaplarına göre sekiz litre benzine eÅŸit hidrojenle dünyanın etrafını dolaÅŸabilir. C vitamininin pabucu damaElliyi aÅŸkın araÅŸtırmanın deÄŸerlendirilmesi sonucunda C vitaminin soÄŸuk algınlığından korumadığı ortaya çıktı. Yaygın kanının aksine, düzenli C vitamini alımı soÄŸuk algınlığını önlemiyor. Son 65 yılda gerçekleÅŸtirilen 55 araÅŸtırma sonucunu deÄŸerlendiren Avustralyalı tıp uzmanı Robert Douglas ve Finli bilim adamı Harri Hemil„, C vitamininin sadece kayakçılarda ve maratoncularda çok hafif bir önleyici etki yaptığını saptadılar. Ayrıca C vitamini alımı sayesinde soÄŸuk algınlığının daha çabuk atlatıldığı kanısı da hala geçerliliÄŸini korumakta. C vitamininin soÄŸuk algınlığından koruyup korumadığı tartışması aslında 60 yıldan bu yana sürmekte. Nobel ödüllü kimyacı Linus Pauling’in 1970’li yıllarda "C Vitamini ve Nezle" adlı kitabını yayımlamasından sonra konu, kamuoyunun da ilgi odağına oturdu. O zamandan bu yana C vitamininin soÄŸuk algınlığından koruduÄŸu ve septomları hafiflettiÄŸi inancı kabul görüyordu. Ne var ki Douglas ve Hemil„’nin araÅŸtırma sonuçlarıyla bu etki kanıtlanamamakta. Gerçi düzenli C vitamini alımı hastalığın daha çabuk atlatılmasında iÅŸe yarıyor ama bu etki yetiÅŸkinlerde %8, çocuklarda ise %14 ile sınırlı. C vitaminin koruyucu etkisi kayak, maraton, vb uç sporları yapan kiÅŸilerde en çok hissedilmekte. C vitamini ve Placebo (etkisiz ilaçla) ile yapılan deneyler sonucunda, C vitamini alan sporcularda yaklaşık olarak %50 oranında daha az soÄŸuk algınlığı görülmüş. C vitaminin uç koÅŸullardaki etkisi ve hastalık süresini kısaltıcı etkisi bundan sonraki araÅŸtırmalarda daha ayrıntılı bir biçimde incelenecek. Konuyla ilgili araÅŸtırma raporu PLos Medicine dergisinde (http://medicine.plosjournals.org, sayı 2, 6 Haziran) yayımlandı.Sera gazının etkisini keÅŸfeden iklimci öldü1950’li yıllarda atmosferdeki sera gazının (CO2) artışını kanıtlayan ve bu artışı bir buçuk yüzyıl kadar takip eden ilk bilim adamı David Keeling 77 yaşında yaÅŸamını yitirdi. Keeling’in araÅŸtırmaları atmosferdeki karbondioksit oranının endüstri çağından sonra arttığını gösteriyordu. Keeling, fosil yakıt kullanımı ve atmosferdeki karbondioksit miktarının artışı arasındaki iliÅŸkiyi ortaya koydu. Keeling ilk karbondioksit ölçüm aletini geliÅŸtirmiÅŸti. Keeling’in verileri sera gazı oranının kuzey yarımkürede kış mevsiminde en yüksek seviyeye ulaÅŸtığını ve ilkbaharda bitkilerin büyümeye baÅŸlamasıyla birlikte yavaÅŸ yavaÅŸ düştüğünü de göstermiÅŸti. Siyahlara özel kalp ilacına onay Siyahlar üzerinde etkili olan ilk ilaç, Amerikan Gıda ve Ä°laç Dairesi (FDA) tarafından onaylandı. Söz konusu ilaç, araÅŸtırmalarda Afroamerikalılarda kalp hastalığına baÄŸlı ölüm riskini yarı yarıya azaltırken beyazlarda hiç etkili olmamıştı. Amerika’da "ırkçı tıp" tartışmalarına neden olan Bidil, Amerikan ilaç piyasasında belli baÅŸlı etnik gruplara yazılacak ilk ilaç. Bundan sonraki araÅŸtırmalarda, Siyahların dışında, Latin Amerikalılarda veya Asyalılarda da etkili olup olmadığı kontrol edilecek. Ä°lacın siyahlar üzerinde neden etkili olduÄŸu henüz ayrıntılı bir ÅŸekilde araÅŸtırılmadı. Bidil bedendeki azot dioksit seviyesini yükseltmekte. Ä°leri derecede kalp bozukluÄŸuna sahip hastaların bedenindeki azot dioksit seviyesi düşüktür ve maddenin eksikliÄŸi özelliklede de Siyahlarda daha yaygındır. Ä°lacın siyahlar üzerindeki etkisi bir rastlantı sonucu ortaya çıkınca üretici firma NitroMed Inc. 1050 Afroamerikalı ile bir inceleme yapmış. Böylece ilacın kalp hastalıklarına baÄŸlı ölüm riskini %43 oranında düşürdüğü ve hastalıkların %39 oranında azaldığı ortaya çıkmış.Yaz aylarında gribe dikkatSıcak yaz günlerinde kim aksırıp hapşırıp ateÅŸler içinde yatmak ister ki? Oysa tam da yazın artan virüsler gribe neden olur. SaÄŸlık uzmanları örneÄŸin havalandırma aletlerine baÄŸlı soÄŸuk algınlığı konusunda uyarıyorlar. Dışarıdaki hava sıcaklığı ile havalandırma cihazlarıyla soÄŸutulan iç mekanlar arasındaki sıcaklık farkı, bağışıklık sistemini zayıflatarak soÄŸuk algınlığı riskini yükseltmekte diyor uzmanlar. Yaz sıcaklarında beden terleme yüzünden zaten beden sıcaklığını ayarlamak için çalışmakta. Havalandırma cihazlarıyla soÄŸutulan iç mekanlarda cilt daha çabuk soÄŸuduÄŸu için virüslerin iÅŸi kolaylaşıyor ve yaz gribine yol açıyorlar. Uzun süre soÄŸutulmuÅŸ mekanlarda kalacak kiÅŸilere yanlarında bir hırka veya kazak bulundurmaları önerilmekte. Uzmanlara göre dışarıdaki hava sıcaklığı ve soÄŸutulan iç mekanlar arasındaki sıcaklık farkı en fazla beÅŸ derece olmalı. Oysa hava sıcaklığı 32 derecedeyken, iç mekanlar 20 dereceye kadar soÄŸutulmakta. Ayrıca havalandırma cihazları havayı da kuruttukları için bedeni virüslere karşı dirençsiz kılıyor. Yaz aylarında terlemeyle birlikte suda eriyen vitaminler kaybolmakta. Bu yüzden bunların gıdalarla telafi edilmesi gerekiyor. GüneÅŸ enerjisini depolayan santralÄ°sviçreli bilim adamları güneÅŸ enerjisini depolayabilen bir santral geliÅŸtirdiler. Santral, güneÅŸ ışığını odaklayan bir dizi aynadan oluÅŸmakta. Bu ÅŸekilde meydana gelen 1.200 santigrat sıcaklıkta buharlaÅŸan çinko oksit,metalik çinkoya ve oksijene dönüşmekte. Toz olarak saklanabilen çinko daha sonra örneÄŸin pillerde kullanılabilmekte. Paul-Scherrer Enstitüsü (PSI) bilim adamlarının birçok Avrupa ülkesindeki partner kuruluÅŸlarla birlikte geliÅŸtirdikleri güneÅŸ enerji santralı bu ÅŸekilde saatte yaklaşık olarak 45 kilo çinko üretebiliyor. Santral, çinkonun dolaşım içinde yeniden deÄŸerlendirilebileceÄŸi ÅŸekilde planlanmış. Mesela bir pilin içine doldurulduÄŸunda yine çinko oksit oluÅŸmakta ve bu da güneÅŸ enerji santralında metalik çinko ve oksijene dönüştürülmekte deniyor www.psi.ch, sitesindeki haberde. GüneÅŸ enerji santralının prototipi Rehovot’ta (Ä°srail) kurulu ve yansımakta olan güneÅŸ enerjisinin yaklaşık olarak %30’unu depolanabilir enerjiye dönüştürmekte. Bilim adamlarının hedefi bu etki derecesini yükseltmek. Büyük tesislerle bu etki derecesinin %60’a ulaÅŸabileceÄŸi sanılmakta. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!