OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 12, 2005 00:00
EÄŸitimli kadın daha iyi uyuyorKadınların daha fazla uykusuzluk çektikleri zaten biliniyordu, fakat Tayvanlı bilim adamları ÅŸimdi yüksek eÄŸitim seviyesinin kadınlarda en etkili uyku ilacı olduÄŸunu öne sürdüler. Fakat erkeklerde tam tersi bir durum söz konusu deniyor www.pressetext.at sitesindeki haberde. Çünkü aptal erkekler daha iyi uyuyorlar. EÄŸitim seviyesi ne kadar yüksek ise iyi uyku çekme olasılıkları da düşüyor. 40.000 katılımcıyla gerçekleÅŸtirilen araÅŸtırma 15 yılda tamamlanmış. AraÅŸtırmacılar Dünya SaÄŸlık Organizasyonu’nun uykusuzluk testinden yararlanmışlar. Bu testte katılımcılar uykusuzluk derecesini bir cetvel üzerinde birden beÅŸe kadar sınıflandırırlar. AraÅŸtırmacılar bu ÅŸekilde özellikle de yaÅŸlılarda, boÅŸanmış veya ayrı yaÅŸayan, eÄŸitim seviyesi düşük olan, saÄŸlığı bozuk olan yoksul erkek ve kadınlarda uykusuzluÄŸun çok yaygın olduÄŸunu saptamışlar. Ayrıca uykusuzluk çeken kadınların iki misli fazla oldukları da ortaya çıkmış. Özellikle de boÅŸanmış ve düşük gelirle çocuk yetiÅŸtiren kadınlar en fazla uykusuzluk çekenler arasında yer alıyorlar. Konuyla ilgili araÅŸtırma sonucu Journal of Epidemiology and Community Health (http://jech.bmjjournals.com) dergisinde yayımlandı. Depresyona karşı mutluluk piliNervus Vagus olarak adlandırılan uyarıcı, psikoterapi veya ilaçlarla tedavi edilemeyen ağır depresyon vakaları için umut oldu. Mutluluk pili Amerika’da büyük ilgi görmesine raÄŸmen, Amerikan Gıda ve Ä°laç Dairesi (FDA), aletin güvenliÄŸine duyduÄŸu kuÅŸku yüzünden üretici firma Cyberonics’e onay vermedi. Klinik testlerden geçen 28g ağırlığındaki alet, beÅŸ dakikada bir 30 saniye süreliÄŸine Nervus vagus sinirini (onuncu kafa siniri olan Nervus vagus siniri, kafatasından çıktıktan sonra mide, bağırsak sisteminin bir kısmında, kalp ve akciÄŸerlerde dallanır) uyarmakta. =Bu geniÅŸ sinir demeti, beynin farklı yerlerindeki bilgi iletiÅŸimi ve kiÅŸinin keyif ve uyku durumunu kontrol etmekte. Alet hastanın sol göğsünde deri altına yerleÅŸtiriliyor. Ameliyat sırasında ayrıca Nervus vagus sinirinin etrafına minik teller sarılmakta. Alet ilk önceleri epilepsi tedavisi için geliÅŸtirilmiÅŸti. Ancak araÅŸtırmalar sırasında Nervus vagus sinirini uyardığı anlaşılınca, mutluluk pili olarak deÄŸiÅŸtirilmiÅŸ. Yumurta hücrelerine ÅŸok dondurmaMichigan Ãœniversitesi bilim adamları, yumurta hücrelerinin daha güvenli bir ÅŸekilde saklanmasına izin verecek bir yöntem geliÅŸtirdiler. Halihazırdaki teknikler, buz kristali oluÅŸumu yüzünden yumurta hücrelerine zarar verebiliyor. Åžimdi vitrifikasyon sayesinde farelerde gayet iyi sonuçlar elde edildi. Bu ÅŸok dondurma sisteminde kristal oluÅŸmamakta. Yeni yöntem sayesinde iki misli yumurta hücresi zarar görmeden hayatta kalmış. Vitrifikasyon sırasında yumurta hücreleri, bir anda sıvı halinden katı haline dönüşecek kadar hızlı dondurulmakta. Farelerden alınan yumurta hücrelerinin %80’i döllenme için kullanılabilir durumda kalmış ve bu ÅŸekilde bunların %30’undan yavru fareler geliÅŸmiÅŸ. Döllenmedeki baÅŸarı oranı, dondurulmamış yumurta hücreleriyle yapılan yapay döllenme giriÅŸimindekiyle eÅŸit. Yöntemin insanlarda yaygın olarak kullanılabilmesi için daha birçok araÅŸtırma yapılacak. Astım ve saman nezlesi, regl döngüsü üzerinde etkili8500 kadının incelenmesi sonucunda, düzensiz regl döngüsü yaÅŸayan kadınlarda astım ve saman nezlesinin daha fazla görüldüğü anlaşıldı. Alerjik hastalıklarda kadındaki hormonların da etkili olabileceÄŸini düşünen bilim adamı Cecilie Svanes, alerji tedavisinin regl düzensizlikleriyle ilgili olmadığını söylüyor. Çünkü diyor Svanes, alerjileri tedavi edilmeyen kadınların regl döngüsünde de düzensizlikler söz konusu. AraÅŸtırma sonuçlarına göre regl döngüsü düzensiz olan genç kadınlar genelde çok uzun, çok kısa veya ÅŸiÅŸman olanlar. Daha yaÅŸlı olanlar arasında ise düzensiz regl döngüsü en çok sigara içenlerde görülmekte. AraÅŸtırmacılar regl döngüsündeki düzensizliÄŸin polisistik yumurtalık rahatsızlıklarına baÄŸlı olarak da geliÅŸtiÄŸini vurguluyorlar, www.bbc.co.uk (28.5.05) haberinde. Bu hastalıkta baÅŸlıca sorun, normal yumurtalık döngüsü dolayısıyla da regl döngüsünde düzensizliklere neden olması. Aylık yumurta olgunlaÅŸması gerçekleÅŸmediÄŸi için yumurta atılmamakta. Bununla birlikte yumurtalıklardaki deÄŸiÅŸimin metabolizma bozukluklarına neden mi olduÄŸu, yoksa bu bozukluÄŸa baÄŸlı olarak mı geliÅŸtiÄŸi henüz bilinememekte. Bilim adamları daha önceki araÅŸtırmalarda, akciÄŸer fonksiyonları ve ensülin dirençliÄŸi arasında bir baÄŸlantı saptamışlardı bu da metabolizmaya baÄŸlı bozuklukların temel problemi oluÅŸturduklarını kanıtlamakta. Yüksek sesle konuÅŸmanın mekanizması belirlendi30 katılımcıyla gerçekleÅŸtirilen bir araÅŸtırma sonucunda, insanların seslerini farklı stratejilere göre yükseltebildikleri ortaya çıktı. KonuÅŸma sırasında ses basıncı derin solukla ya da solunum sistemi kaslarını gererek veyahut da iki mekanizmayı birlikte kullanarak sesimizi yükseltiyoruz. Hangi stratejilerden yararlanacağımızı bilinçli olarak karar vermiyoruz. Sonuçlar, sesimizi içinde bulunduÄŸumuz koÅŸullara göre bilinçsiz olarak ayarladığımızı göstermekte. Ä°lk deneyde, katılımcılara önce normal ses tonuyla daha sonra ise yüksek sesle konuÅŸmaları istenmiÅŸ. Ä°kincide, denekler gürültülü ortamda seslerini ayarlamakta özgür bırakılmış. Sesleri özel ölçüm aletleriyle kontrol eden Purdue Ãœniversitesi’nden Jessica Huber yönetiminde çalışan ekibin elde ettiÄŸi ilginç sonuç şöyle: Yüksek ses gerektiren koÅŸullarda tüm katılımcılar aynı seviyede konuÅŸmuÅŸlar. Denekler normalden daha yüksek sesle konuÅŸabilmek için, derin bir soluk alıyorlar. Bu ÅŸekilde büyüyen akciÄŸer hacmi sayesinde havayı ses tellerinden daha yüksek bir basınçla dışarı verebiliyorlar. Ä°ki misli yüksek sesle konuÅŸmak daha zor. Beyin ani bir reaksiyon vererek karın kaslarını yükseltmekte. Åžiddet, enfeksiyon kadar bulaşıcıSilahlı çatışmaya ÅŸahit olan gençler, silah kullanmaya daha eÄŸimli. Sonuç, Chicago’daki ÅŸiddet davranışlarının kökünü araÅŸtıran Harvard Ãœniversitesi bilim adamlarına ait. Åžiddeti enfeksiyon hastalıklarıyla karşılaÅŸtıran Felton Earls, "EngellediÄŸimiz tüm ÅŸiddet olaylarıyla, gelecekteki olası vakaları önleyebiliriz" diye açıklıyor bu durumu bilim adamı. KiÅŸisel ÅŸiddet deneyimi gençlerin iki yıl içinde ÅŸiddete baÅŸvurma olasılığını ikiye katlamakta. Science dergisinde (27.5.05) yayımlanan araÅŸtırma sonuçları Chicago’nun farklı semtlerinde yaÅŸayan 1500 çocuÄŸun beÅŸ yıl süreyle incelenmesine dayanıyor. AraÅŸtırma, ÅŸiddet deneyiminin, yoksulluk, uyuÅŸturucu kullanımı veya aile içinde sorunlar gibi diÄŸer faktörlerden çok daha etkili olduÄŸunu göstermesi açısından önem taşımakta.Ä°nsanlığın doÄŸum yeri yoksa Asya mı?Asya’da bulunan primat buluntularının incelenmesi sonucunda, Asya’nın insanlığın ortaya çıkışında bugüne kadar sanıldığından çok daha önemli bir rolü olabileceÄŸi saptandı. Montpellier Ãœniversitesi’nden Laurent Marivaux yönetiminde çalışan uluslararası araÅŸtırma ekibi, Pakistan’daki Beluçistan bölgesinde Oligosen dönemine ait çok sayıda primat fosili bulmuÅŸtu. Yaklaşık olarak 34 ila 23 milyon yıl öncesine ait primatlar Amphipithecediae ve Eosimidae familyalarına sınıflandırıldı. Oligasen döneminde ait Güney Asya’daki fosil buluntuları boÅŸluklarla dolu olduÄŸu için bu iki familyanın Asya’da soylarını devam ettiremediÄŸi hipotezi hakimdi. Bu nedenle de insanın ataları olma ihtimali yoktu. Ä°ÅŸte Marivaux ile birlikte çalışan ekibin sonuçları, Güney Asya’daki ilk insansıların (antropoid) günümüzdeki Yeni ve Eski dünya maymunlarının, dolayısıyla da insanın ataları olabileceÄŸini göstermekte. Bu primatlar ilk çıkış bölgeleri olan Çin, Burma ve Tayland’dan diÄŸer bölgelere yayılmışlardı. Bilim adamlarının yeni inceledikleri fosilleri, ellerindeki bilgilere göre Amphipithecidae ve Eosimidae familyalarına sınıflandırabilmeleri, bunların Afrika’dan çok Asya kökenli olabileceÄŸi tezini güçlendirmekte. Mayalı yiyecekler yaÅŸam süresi üzerinde etkiliGıda ürünlerindeki maya miktarının azaltılması halinde insanın yaÅŸam süresi %50 oranında artabiliyor. Bu ÅŸaşırtıcı sonuç, sirkesinekleriyle araÅŸtırma yapan College London Ãœniversitesi bilim adamlarına ait. Sonuçların insanlar için de geçerli olup olmadığı henüz bilinmese de araÅŸtırmacılar, aldığımız gıdanın miktarından çok türünün yaÅŸam süresi üzerinde daha etkili olduÄŸunu ve gıdalar tarafından etkinleÅŸtirilen metabolizma yollarının önemli bir rol oynayabileceÄŸini düşünüyorlar. AraÅŸtırmayı yöneten Linda Partridge’e göre maya ve ÅŸeker farklı metabolizma yollarını farklı ÅŸekillerde etkilemekte. Maya tüketimi düşürüldüğünde proteinlerin ve yaÄŸların, sineklerin yaÅŸam süresi üzerinde ÅŸekerden daha etkili olduÄŸu ortaya çıkmış. Sonuçlar, kalorilerin tek başına yaÅŸam süresi üzerinde önemli bir rol oynamadığını gösteriyor. Â
button