OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 04, 2005 00:00
Felaketzedeler için betonlu çadır üretildi Doğal afetlerden sonra evsiz barksız kalanlar için acilen başlarını sokacak yapılara ihtiyaç duyulmakta. Betonla sağlamlaştırılmış branda bezinden üretilen çadır iyi bir alternatif gibi. İngiliz araştırmacılar tarafından geliştirilen çadırın kurulması için su ve hava pompası yeterli. Yumurta kabuğu statikçiler arasında gerçek bir mucize olarak kabul edilmekte. İncecik kireç tabakası son derece sağlamdır çünkü. Londra Kraliyet Koleji’nden iki endüstri tasarım öğrencisi şimdi yumurta kabuğundan esinlenerek beton çadır konseptini geliştirdiler. William Crawford ve Peter Brewin, kullandıkları çimentoyu düzenli olarak brandanın üzerine uygulanmış. Katlanmış çadır su geçirmez bir paket içinde saklanmakta ve ihtiyaç halinde suyla doldurulmakta. Paketin büyüklüğü, su ve çimentonun doğru ölçülerde kullanılmasını garanti ediyor. Bundan sonra pompalanarak kurulan çadır kubbe şeklinde açılıyor. Maddenin on iki saat içinde kurumasından sonra çadır kullanıma hazır hale geliyor. Crawford ve Brewin bu fikirleri sayesinde İngiltere’deki Cement Association’den bir ödül de almışlar. Yardım kuruluşlarının ilgi gösterdiği çadır paketi 230kg ağırlığında ve uçakla kolayca taşınabilmekte. Kurulduktan sonra 16 metrekare olan çadırın fiyatı 2000 euro civarında olacak. Aynı boyda normal bir çadır yarı fiyata satılmakta. Beton çadırının yakında endüstriyel olarak üretilmesini uman iki öğrenci şimdi yatırımcı arıyor. Dağlarda yaşam daha uzunYunanlı bilim adamlarının Journal of Epidemiology and Community Health dergisindeki yazılarına göre yüksek bölgelerde yaşayan insanlarda kalp/dolaşım hastalıklarına bağlı ölümlere daha az rastlanıyor. Ve ortalama yaşam süresi de daha uzun. Atina Üniversitesi’nden Nikos Baibas ve ekibi, 15 yıl boyu üç Rum köyündeki 1.150 kadın ve erkeğin yaşamını izlemiş. Köylerden ikisi yaklaşık bin metre yükseklikteki bir ovada yer alıyordu ve tüm köylerdeki insanların yaşam biçimleri aşağı yukarı aynı idi. Sonuç olarak, dağ köylerinde yaşayanlarda kalp/dolaşım hastalıklarına bağlı ölümler, insanların kalp/dolaşım hastalıkları için tehlikeli sayılan yüksek kan basıncı ve yüksek kan yağı değerine eğimli olmalarına rağmen daha az. Sonuçlar, uzmanların yaş, beden ağırlığı, sigara içme alışkanlığı ve alkol tüketimi gibi faktörleri dikkatte almaları halinde bile değişmemiş. Bilim adamları dağ köylerinde yaşayanların zorunlu olarak engebeli yollarda yürümek zorunda oldukları ve düşük oksijenli havada yaşamaya alışkın olmaları nedeniyle de daha sağlıklı olduklarını sanıyorlar. Kirlenmiş sular yüzünden yılda 4000 çocuk ölüyor22 Mart 2005 tarihinde kutlanan dünya su gününde hayvanları koruma organizasyonları sular için tehlike oluşturan faktörler konusunda uyarırken, UNICEF de özellikle de Üçüncü Dünya ülkelerindeki su ihtiyacının giderilmesini istedi. UNICEF’ten yapılan açıklamaya göre yetersiz içme suyu ve kötü temizlik koşulları birçok ülkede çocuk ölümlerinin çokluğundan sorumlu. Kirlenmiş sular yüzünden günde 4000 çocuk ölüyor. Yarım milyardan fazla insan, içme su ihtiyacını kirlenmiş kaynaklardan, kuyulardan, göl veya ırmaklardan karşılamakta. Dünya nüfusunun neredeyse yarısı kadar insan (yaklaşık 2,6 milyar) hala tuvalet veya kanalizasyona sahip değil. Bu nedenle de her yıl beş yaşın altında 1,8 milyon çocuk ishal ve ishale bağlı hastalıklar yüzünden yaşamını yitirmekte. Dünya Hayvanları Koruma Organizasyonu WWF son tatlı su yunuslarının kurtarılması için girişimde bulundu. Kirlenmiş sular, barajlar ve suyu azalmış ırmaklar kör memelilerin hayatını zorlaştırmakta. Stres ölçen çatal bıçakMum ışığında ilk kez yenen romantik bir akşam yemeğinden sonra güzel kadının veya çekici erkeğin neler hissettiğini kim merak etmez ki? Bir İngiliz meraklı şimdi kişilerin içinde bulunduğu ruh halini ölçebilen çatal bıçak üretti. Çatal ve bıçağın içindeki elektrotlar yalan detektörünün ilkesine göre işlemekte. Yani cildin elektrik direncini belirliyorlar. Ancak yeni buluşun henüz önemli bir dezavantajı var. Nature dergisindeki haberde çatal ve bıçaktan sarkan çok sayıda kablonun sistemin çok fazla göze batmasına yol açıyor deniyor. Larsson aslında çatal bıçağını gizli elektrotlarla üretmeyi planlamıştı ama ne var ki üretim sırasında bazı zorluklar ortaya çıkmış. Yalan detektörüyle yapılan testler sırasında denekler sakin bir şekilde oturuyorlar oysa
yemek sırasında durmadan hareket edilmekte. İşte Larsson bu soruna bir çözüm getirmek için dokunulan elektrotların verilerini değerlendiren özel bir yazılım programı geliştirmiş. Ayrıca kullanım sırasında bıçak ve çatala yansıyan değişken basınç da ölçümü bozmakta. Larsson bu yüzden saplara, bilgisayara,yüksek stres ve yüksek basınç arasındaki farkı görmeye yardımcı olan basınç sensorları yerleştirmiş. Ölçümlerin sonuçları böylece bilgisayar ekranında bir diyagram şeklinde gösterilmekte. Sistem sadece çatalla yemek yiyen kişilerde işlememekte. Virüslerden korunmanın en iyi yolu su ve sabun köpüğüElleri sabunlu suyla yıkamanın örneğin Hepatit A ve Gastroenteritis gibi viral hastalıklardan korunmanın en iyi yolu olduğu bildirildi. Bakterilere karşı en çok etkili olanlar, antibakteriyel bileşimler. Sonuç 14 farklı temizlik maddesini test edilmesine dayanan bir araştırmayla elde edildi. American Journal of Infection Control dergisindeki yazıya göre en kötü çözüm elleri su kullanmadan alkol bazlı çözeltilerle temizlemek. Bu şekilde bakterilerin sadece %50’si temizlenmekte. North Carolina Üniversitesi’nde Emily Sickbert-Bennet başkanlığında çalışan ekip, 62 gönüllüyle yaptıkları araştırmalarla, tıp personelinin ellerini düzenli olarak ama sadece 2 saniye süreyle yıkadıklarını saptamışlar. Alkollü ve ıslak mendilli temizlik de uzun vadeli etkili olmamakta diyen araştırmacılar, birkaç kez tekrarlanan temizlikten sonra etkinin iyice azaldığını söylüyorlar. İyi huylu rahim tümörlerine alternatif tedaviCharité Kliniği’nde gerçekleştirilen bir araştırma sonucunda iyi huylu rahim tümörlerinin "aç bırakılması" ameliyat için iyi bir alternatif olarak ortaya çıktı. Klinik, geçtiğimiz iki yıl boyu alternatif girişimin uygulandığı seksen hastayı incelemiş. Doktorların açıklamasına göre kadınların %90’ında rahatsızlıklar uzun vadeli olarak iyileşmiş.Kadınların hemen hemen dörtte birinde miyom olarak bilinen iyi huylu rahim tümörü görülmekte. Bu oluşumlar sadece ağrılı, rahatsız edici kanamalarda ve sık sık idrara çıkma ihtiyacı gibi durumlarda ameliyatla temizlenmekte. Yeni yöntemde kasık bölgesinden ince bir plastik hortum rahmin atar damarına itilmekte. Bu şekilde miyomun kan damarlarına ulaşıldığında, kum taneciği boyutundaki plastik kürecikler aşılanıyor damarlara ve bu şekilde tümöre giden kan akışı engellenmekte. Bu yöntem rahimlerini kaybetmek istemeyen veya ameliyattan korkanlar için gerçek bir alternatif diye konuştu Charité uzmanı Thomas Kröncke. Teröre karşı kozmik ışın11 Eylül saldırılarından bu yana dört yıl geçmesine rağmen Amerikalı parlamenterler saldırıların önlenmesinde hala boşlukların bulunduğuna inanıyor. Amerikan pilot birlikleri de uçuş güvenliğinin ihmal edildiğinden yakındı. Sonuçta ABD’deki hava alanları ve sınırlarından geçen milyonlarca yük konteynırından sadece %5’i kontrol edilebilmekte Radyoaktif bir bombanın bu yollardan şimdi ABD’ye girmesini önlemek isteyen bilim adamları kozmik ışından yararlanacak. Halihazırda kullanılmakta olan geliştirilmiş detektörlerle de araştırmacılar metal konteynırları açmadan kontrol edebilmesini umuyorlar. Özel aletler, kozmik ışınların dünya atmosferine girmesinde oluşan en küçük parçacıkları (miyonları), plütonyum, uranyum, kurşun, çelik, alüminyum ve petrolün içindeki karbon ve hidrojen moleküllerin bile saptayabiliyor. GPS’siz güvenli konumlamaRadar sinyallerini akılcı bir şekilde değerlendiren İsveçli araştırmacılar GPS’ye alternatif bir sistem bulduklarına inanıyorlar. Sistem gerçi yalnızca kıyılara yakın bölgelerde çalışıyor ama uydu konumlaması kadar kusursuz işlemekte. Uydu konumlaması bulunmayan bir dünya artık imkansız gibi bir şey. Yük gemileri,
trafik uçakları ve hatta kamyonlar bile artık GPS (Global Positioning System/ Küresel Konumlama Sistemi) ile yola çıkıyorlar. Bununla birlikte uzaydan gelen sinyallere yüzde yüz güvenmeleri mümkün deÄŸil tabii. ABD tarafından çalıştırılan sistem her an devre dışı kalabilir. Mesela savaÅŸ anında düşmanın yolunu ÅŸaşırtmak için. Sistem öte yandan kötü hava ÅŸartlarında da kullanılmaz hale gelebiliyor. Mesela uydularla aynı frekansta iÅŸleyen vericiler gibi. Irak ordusu bu tür verilerle özellikle de Amerikan silahlarının yönlerini deÄŸiÅŸtirmeye çalışmakta. Ä°sveç’teki Linköping Ãœniversitesi’nden bir öğrenci ÅŸimdi diÄŸer vericilerden etkilenmeyen ve en azından gemileri GPS’den bağımsız kılacak bir konumlama sistemi geliÅŸtirdi. Kontrol ve Ä°letiÅŸim Merkezi’nden Rickard Karlsson, sadece radar ve iÅŸlem gücünden yararlanıyor. Gemi radarıyla devamlı olarak kıyı hatları arasındaki mesafe ölçülmekte. Bir yazılım programı, ölçümleri dijital haritalarla karşılaÅŸtırarak, geminin yerini kesin bir ÅŸekilde belirlemekte. Bu doktora çalışmasını yöneten Fredrik Gustafson, sistemin sadece kıyılara yakın bölgelerde iÅŸlediÄŸini ve geminin sahilden en fazla 700km uzaklıkta olması gerektiÄŸini söyledi. Sistemin güvenli bir ÅŸekilde çalışması ayrıca kıyı hatlarının deÄŸiÅŸkenliÄŸine de baÄŸlı. Benzer bir yöntemin denizaltılarında da kullanılabileceÄŸine deÄŸinen Karlsson, bu durumda radar yerine sonarın kullanılabileceÄŸini ve ses ölçümlerinin deniz dibinin üçboyutlu bir haritasıyla karşılaÅŸtırılması gerekecektir dedi. Defensin, ÅŸarbon zehrini nötrleÅŸtiriyorBilim adamları ÅŸarbonla mücadelede yakında insan bedeninde bulunan maddelerden yararlanacak. Defensin olarak adlandırılan bu maddeler, ÅŸarbon bakterilerini bedene zarar vermeden önce nötrleÅŸtiriyor. Yeni bağışıklık terapisi, Max-Planck Enfeksiyon Biyolojisi Enstitüsü’nde Stefan Kaufmann yönetiminde geliÅŸtirildi. AraÅŸtırmacılar antibakteriyel savunma moleküllerinden oluÅŸan defensinleri ÅŸarbon mikrobunun üzerine salıyor. Bakterilerin hücre duvarına delikler açarak mikropları öldüren defensinler ÅŸimdi yepyeni bir antibiyotiÄŸin geliÅŸimi için bir temel oluÅŸturdu. Bilim adamları araÅŸtırmaları sırasında bedendeki defensinlerin öldürücü ÅŸarbon mikrobunu nötrleÅŸtirdikleri, dolayısıyla da ÅŸarbonun etkisini yok ettikleri ilk kez saptandı diyor Kaufman, "Proceeding of the National Academy of Sciences" dergisinde.Defensinlerin ne zaman ilaç olarak kullanılabileceÄŸi konusunda enstitü kesin bir ÅŸey söylemiyorsa da bilim adamları endüstrinin desteÄŸiyle ÅŸarbon zehrine karşı önümüzdeki yıllarda uygun bir ilacın geliÅŸtirebileceÄŸini tahmin ediyorlar. Åžarbon mikrobu özellikle de 11 Eylül saldırılarından sonra dikkat çekmeye baÅŸladı. Åžarbonlu mektupları açan beÅŸ kiÅŸi yaÅŸamını yitirirken, binlerce kiÅŸi antibiyotik tedavisi görmüştü. Åžarbon domuz, sığır, at, koyun ve keçide doÄŸal enfeksiyon hastalığı olarak ortaya çıkar. Bu durum özellikle de hayvancılığın yoÄŸun olduÄŸu sıcak bölgelerdeki insanlar için tehlikelidir. Åžarbon hastalığıyla ilgili mücadele kolay deÄŸil. Gerçi ABD’de yetmiÅŸli yıllardan bu yana onaylı bir aşı bulunmakta fakat etkisi tartışmalı. Åžarbon hastalarının ölme olasılığı hala çok yüksek. Antibiyotik tedavisi enfeksiyondan hemen sonra baÅŸlatılmadığı taktirde pek etkili olmamakta. Çünkü mikropların öldürülmesinden sonra bakteriyel zehirlerin etkisi sürmekte. Ä°ÅŸte bu nedenle yeni tedavi stratejilerine acilen ihtiyacımız var diye konuÅŸtu Kaufmann. Â
button