OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 12, 2004 00:00
Konuşurken, papağan da dilini kullanıyorPapağanlar zor sesleri dil hareketleriyle çıkarıyorlar. Indiana Üniversitesi bilim adamlarından Gabriel Beckers’ın araştırmayla ilgili yazısı Current Biology dergisinde yayımlandı. Kuşların ses organı soluk borusu ve bronşlardan oluşan alt gırtlak yani sirinkstir. Dilin, seslerin üretilmesindeki önemini incelemek isteyen bilim adamları ölü Myiopsitta monachus papağının sirinksi yerine geniş bantlı bir hoparlör yerleştirmişler. Bu şekilde dilin bir milimetrelik bir pozisyon değişimiyle bile hoparlörün sabit sesini değiştirebilmişler. ‘Bu şekilde elde edilen sesler insan dilindeki A ve O harfi kadar farklı diyor Beckers. Ornitologlar daha önceleri de dilin sadece insan da değil bazı kuş türlerinde de seslerin akustik özellikleri üzerinde etkili olduğunu tahmin ediyorlardı. Bu tahminin nedeni ise papağanın zor sözcük ve cümleleri tekrarlamasına dayanıyordu. Bilim adamları ayrıca papağanlarda ilk kez dört farklı formant (ses yolunda titreşen sesler) saptadıklarına inanıyorlar. Sesteki bu karakteristik frekans alanları insan dilinde de vardır ve bireyden bireye belirgin bir şekilde değişen ve parmak izinde olduğu gibi kişisel özellikler yansıtan ses motifleridir. Beyinde
rüya bölgesi saptandıZürich Ãœniversitesi’nden Claudio Bassetti’nin araÅŸtırması rüyaların art kafadaki beyin loplarında oluÅŸtuÄŸunu gösterdi. Nörologlar, felç geçirdikten sonra rüya görmemeye baÅŸlayan bir hastayı incelediler. Konuyla ilgili araÅŸtırma yazısı Neurology dergisinde yayımlandı. 73 yaşındaki hastanın saÄŸ alt lingual girus bölgesindeki kan dolaşımı yetersiz hale gelmiÅŸti. Ve beyin enfarktüsünden kısa bir süre sonra görsel uyarıların iÅŸlenmesinde genel sorunlar ortaya çıktıysa da bunlar çabucak yok olmuÅŸtu. Ancak hasta birkaç gün sonra hiç rüya görmediÄŸini fark etmiÅŸ. AraÅŸtırmacılar bunun üzerine hastanın beyin etkinleri üzerinde alt hafta çalıştılar. Fakat ne var ki doÄŸal uyku döngüsüyle ilgili herhangi bir bozukluk bulamadılar. Bilim adamları için özellikle de en fazla rüyanın göründüğü REM evresinin de tamamen normal görünmesi ÅŸaşırtıcıydı. Bu bilgi bilim adamlarını, REM evresi ve rüyalardan sorumlu beyin bölgelerinin ayrı olduÄŸu düşüncesine götürdü. Daha önceki araÅŸtırmalarla yapılan karşılaÅŸtırmalar da söz konusu beyin bölgesinin yüz ve manzara gibi görsel veriler olduÄŸu kadar duygusal verilerin ve görsel anıların da iÅŸlenmesinden sorumlu olduÄŸunu göstermiÅŸ. Bilim adamlarının görüşüne göre tüm bu özellikler rüyaların oluÅŸması için gerekli. Ä°ngiltere’de Viking mezarlığı bulunduÄ°ngiltere’nin kuzeybatısında Cumwhitton yakınında ortaya çıkarılan 1000 yıllık Viking mezarlığında içleri 10.yy’a ait mücevher, silah ve aletlerle dolu toplum altı mezar bulundu. Bölgede yaÅŸayanlar bölgede iki bakır broÅŸ bulunca uzmanlar kazı çalışmalarına baÅŸlamışlardı. ‘Bu iki broÅŸun Vikingler dönemine ait bir kadına ait olduÄŸunu tahmin ettiysek de 6 tane iyi korunmuÅŸ mezar beklemiyorduk’ diye konuÅŸtu arkeolog Rachel Newman.Dinozorlarda anne ÅŸefkatiÇin’de ortaya çıkarılan yeni kalıntılar doÄŸrultusunda dinozorların da yavrularına ÅŸefkatle yaklaÅŸtıkları tahmin edilmekte. Bilim adamları yarım metrekarelik bir alanda yetiÅŸkin bir dinozora bitiÅŸik olarak 34 yavru iskeleti buldular. Çok iyi koruna gelmiÅŸ dinozor fosilleri Çin’in Liaoning bölgesinde ortaya çıkarıldı. Montana Eyalet Ãœniversitesi ve Heishijao DoÄŸal Bilimler Müzesi bilim adamlarının Nature dergisine yaptıkları açıklamaya göre dinozor fosilleri yarım metrekarelik bir alanda koruna gelmiÅŸ. ‘Büyük bir olasılıkla bir dinozor ailesi bulduk. SaÄŸlam iskeletlerin rastlantı sonucu bir araya gelmiÅŸ olmaları zayıf bir olasılık ‘ diyor kazıya katılan bilim adamlarından David Varriccio. Yaklaşık üç santim uzunluÄŸundaki üst baldır kemiklerinin geliÅŸimlerini tamamlamış olması fosillerin yeni doÄŸmuÅŸ dinozor yavrularına ait olmadıklarını kanıtlamakta. Ayrıca yavruların aÅŸağı yukarı aynı boyda ( 20cm) olması da aynı kuluçkaya iÅŸaret ediyor. Söz konusu dinozor fosilleri bugüne kadar sadece DoÄŸu Asya’da bulunan PapaÄŸan dinozoruna ait. Ä°ki metreye kadar büyüyebilen ince yapılı hayvanlar diÅŸsiz ve gagaya benzer çenelere sahipti ve tehlike anında iki ayak üzerinde kaçıyorlardı. Bilim adamları 34 yavru dinozor fosilinin köpeklerinkine benzer doÄŸal oturma pozisyonunda bulunduÄŸunu söylüyorlar. ‘Sanki canlıyken üzerlerine bir kaya parçası düşmüş gibi görünüyor ama lavların altında da kalmış olabilirler’ diyor araÅŸtırmacılar. KuÅŸ ve timsahlarda yavruların anneleri ( ve babaları) tarafından çok iyi bakıldıkları bilinmekte, bilim adamları ÅŸimdi yeni bulgulara dayanarak aynı davranış motifinin hayvanların atalarında da var olduÄŸunu tahmin ediyorlar.Erkekler de regl öncesi sendromu yaşıyor!Ä°ngiliz psikolog Aimee Aubeeluck’un son araÅŸtırması, erkeklerin de tıpkı kadınlar gibi regl öncesi sendromu (PMS) yaÅŸadığını gösterdi. 50 erkek ve 50 kadınla gerçekleÅŸtirilen araÅŸtırmaya göre erkekler de kadında normalde regl döngüsüyle iliÅŸkilendirilen sendromu aynı sıklıkta yaşıyorlar. Bunlara aÄŸrılar, keyifsizlik ve dikkat bozukluÄŸu da dahil. Aubeeluck, PMS ile ilgili sonuçlarını Ä°ngiliz Psikoloji BirliÄŸi’nin konferansında sundu. aynı yaÅŸtaki 50 erkek ve kadına bir ay içinde ne sıklıkta PMS sendromu yaÅŸadıklarını sormuÅŸ ve yanıtların deÄŸerlendirilmesiyle ilginç bir ÅŸekilde PMS semptomlarının erkek ve kadınlarda aynı sıklıkta yaÅŸandığını hatta bazı erkeklerde daha bile fazla ortaya çıktığı görülmüş. Psikolog bu fenomen için iki açıklama getirdi: 1- Kadınlarda regl öncesi sendromu bulunmuyor, semptomların kaynağı hatalı olarak regl dönemi olarak gösterilmekte 2- semptomlar, her iki cinste de tamamen farklı sebeplere dayanmakta.ArkadaÅŸ seçiminde ilk dakikalar önemliÄ°ki kiÅŸinin dost olup olmayacağı karşılaÅŸmanın ilk dakikalarında belli oluyor. Ä°lk izlenimin genelde önemli olduÄŸunu psikologlar aslında uzun bir süredir biliyorlardı. Ancak bu deÄŸerlendirmenin çok daha kısa bir süre içinde tamamlandığı ve iliÅŸkinin geleceÄŸini belirlediÄŸini Amerikalı bilim adamları buldular. Ohio Devlet Ãœniversitesi’nden Artemio Ramirez ve Minnesota Ãœniversitesi’nden Michael Sunnafrank, üniversiteye yeni baÅŸlayan 164 öğrenciyle gerçekleÅŸtirdikleri araÅŸtırmalar sırasında aynı cinsiyetten olan katılımcıları karşı karşıya getirerek üç, altı ve on dakikalık konuÅŸma süreleri vermiÅŸler. Öğrenciler kısa konuÅŸma süresinden sonra soru formları yardımıyla yeni tanıştıkları kiÅŸilerle ne gibi ortak yönlere sahip olduklarını ve ne tür bir iliÅŸki kurabileceklerini yanıtlamışlar. Bilim adamları dokuz hafta sonra öğrenciler arasında ne tür bir arkadaÅŸlığın geliÅŸtiÄŸini kontrol etmiÅŸler. Sonuçlara göre çok kısa süre içinde iliÅŸkilerinin olumlu bir yönde ilerleyeceÄŸini tahmin edenler haklı çıkmış. Bir insanla iyi arkadaÅŸ olabileceÄŸini sanan kiÅŸi daha farklı davranıyor diye açıklıyor araÅŸtırmacılar. Mesela kendisinden daha fazla söz ediyor. Bir iliÅŸkinin gidiÅŸatı hakkında karar vermek, arkadaÅŸlık için ne kadar çaba göstermemiz gerektiÄŸini öğretiyor bize. Bilim adamlar ÅŸimdi diÄŸer araÅŸtırmalarla aynı ÅŸeyin aÅŸk iliÅŸkileri için de geçerli olup olmadığını araÅŸtıracaklar. Ramirez’e kalırsa romantik iliÅŸkiler de yakın arkadaÅŸlık iliÅŸkilerine benzer bir ÅŸekilde geliÅŸmekte.Genesis kapsülü parçalandı, ama yıldız tozları saÄŸlam‘Genesis’ sondası tarafından dünyaya gönderilen kapsül Utah çölüne düşerek önemli ölçüde zarar görmüştü, ama her biri on santim büyüklüğünde olan 270 altı köşeli güneÅŸ tozu kolektöründen bazıları saÄŸlam. ‘Hepsine deÄŸil ama bilimsel hedeflerin birçoÄŸuna ulaÅŸabiliriz’ diyor proje yöneticisi Roged Wiens. Uzmanlar ayrıca parçalanmış güneÅŸ kolektöründe de güneÅŸ rüzgarı partikülleri bulabilmeyi umuyorlar. Bilim adamlarının en büyük kaygısı muhafazanın parçalanması nedeniyle kolektörlerin kirlenmiÅŸ olması. Milyarlarca atomdan oluÅŸan ve sadece birkaç tuz tanesi ağırlığındaki güneÅŸ rüzgarı partikülleri aslında iniÅŸten hemen sonra hermetik bir laboratuarda incelenecekti. Ancak kapsülün içini inceleyen bilim adamları malzemenin sürpriz bir biçimde temiz olduÄŸunu görmüşler. Bilim adamlarının ayrıca tüm kolektörlere ihtiyaçları yok, analizler için tırnak büyüklüğündeki parçalar bile yeterli. Ä°sviçreli bilim adamı Rainer Wieler, ilk aÅŸamada güneÅŸ rüzgarı içindeki asal gaz atomlarını inceleyecek. Asal gazlar kimyasal olarak diÄŸer maddelerle tepkimedikleri için düşüş sırasında meydana gelen kirlenmeler bizim için sorun deÄŸil diyor. Wieler. Genesis kapsülü geçtiÄŸimiz ÇarÅŸamba günü (8.9.04) paraşütlerin beklendiÄŸi gibi açılmaması yüzünden düşmüştü. Arızanın sorumlusu ilk incelemeler sonucunda bozuk bir batarya olarak açıklandı. Bundan üç yıl önce uzaya fırlatılan ‘Genesis’ sondasından Nasa pek umutlu deÄŸildi ve projenin boÅŸa gitmesinden endiÅŸeleniyordu. Oysa Genesis üç yıllık yolculuÄŸu boyunca dünyadan 1,6 milyon kilometrelik uzaklıkta güneÅŸ tozları toplamaya baÅŸardı. Bilim adamları yeni bulguların güneÅŸ sisteminin 4,6 milyar yıl yaşında olduÄŸunu kanıtlamasını umuyorlar. Horlayanlar cinsel sorunlar yaşıyorÇiftlerden birinin horlaması sadece uykusuzluk deÄŸil cinsel sorunları da beraberinde getiriyor. Almanya’da gerçekleÅŸtirilen ve ‘Apothenmagazin’ dergisinde yayımlanan araÅŸtırmaya göre horlayanların %50’i libido kaybı ve iktidarsızlıktan yakınmakta. Prof. Martin Konermann, horlayanların sayısı sandığımızdan çok daha fazla diye konuÅŸtu. Horlama erkeklerde daha çok görülürken, horlayanlar genelde iyi uyuyamadıkları için hep yorgun oluyorlar ve bu durum da cinsel isteksizliÄŸe neden olmakta. Konermann, horlamanın tedavi edilmesi halinde cinsel sorunların ortadan kalkabileceÄŸini söyledi. Aşırı spor çocuklara zarar veriyorKendilerine örnek aldıkları kiÅŸilere yetiÅŸmek isteyen çocuklar haftada birden fazla antrenman yapıyorlar. Fakat uzmanlar çok fazla sporun çocuklara yarardan çok zarar getireceÄŸi konusunda uyardılar. Gerçi spor beden geliÅŸimi üzerinde olumlu bir etki yapıyor, ayrıca çocuklar yarışmalar sayesinde güven kazanıyorlar ama toplum pedagogları çocuÄŸun spordan baÅŸka hiçbir ÅŸeyle ilgilenmemesinin alarm olarak algılanmasını öneriyorlar. Ve çocuÄŸun kendisini çok güçlü arkadaÅŸlarıyla kıyaslayıp strese girmesi halinde de gerekli önlemlerin alınması gerekiyor. Bu durumda çocuklara sporun yalnızca yarış olmadığını aynı zamanda eÄŸlence olduÄŸunu anlatmak iÅŸe yarayabilir diyor uzmanlar. Ebeveynler ayrıca çocuklarını müzik veya el sanatları gibi hobilere de özendirmeliler. Çocuk, aile, okul ve hobiyle eÅŸit oranda baÅŸa çıkabiliyorsa ve kendini zorlamıyorsa doÄŸru yolu bulmuÅŸ demektir. Â
button