OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 02, 2004 00:00
Uzun yaşamın sırrı mikroplarYaşamın ilk dönemlerini mikroplu ortamlarda geçirmiş olmak yaşamı uzatabiliyor. İlginç sonuç, sirkesinekleriyle araştıran Californiya Teknoloji Enstitüsü (Caltech) bilim adamların ait. Bilim adamlarının PNAS dergisindeki yazılarına göre, yaşamın daha sonraki evrelerinde mikroplardan kaçınmak gerekiyor. Araştırmacılar mikroorganizmaların sağlık üzerindeki olumlu etkisini Ğ özellikle de sindirim, bağışıklık sistemi ve uzun yaşam üzerindeki etkisini uzun bir süredir tahmin ediyorlardı. Ekip, şimdi sirkesineğinin yaşam süresi ve bakteriler arasındaki bağlantıyı araştırdı. Sinekleri mikroorganizmalarla temas etmeyecek şekilde steril koşullarda yetiştiren araştırmacılar, daha sonra bazı sinekleri farklı tarihlerde yeniden doğal yaşam ortamlarına bıraktıklarında dört ila yedi günlükken mikroorganizmalarla temas eden sineklerin en uzun yaşadıklarını görmüşler. Fakat bundan sonraki dönemlerde bilim adamları mikropların herhangi bir olumlu etkisini görmemişler. Ancak belli bir dönemden sonra steril ortama alınan sinekler ortalama yaşam süresini %10 aşmışlar. Bu da belli bir yaştan sonra mikropların yarardan çok zarar verdiğini kanıtlamakta. Uyuşturucu kullanıma bağlı beyin bozukluğuAmerikalı tıp uzmanları, uzun yıllar Methamphetamin tableti alan kişilerde beyin dokusunun önemli ölçüde bozulduğunu saptadılar. Söz konusu madde Ectasy tabletlerinde de bulunmakta. Çekirdek spin tomografisiyle yapılan incelemeler sonucunda uyuşturucu kullanan kişilerde limbik sistemdeki beyin dokusunun %11’inin bozulduğu görülmüş. Genelde depresyonda olan bağımlılar ürkek olduğu kadar konsantrasyon zorluğu da çekiyorlar. Özellikle de limbik sistemde anıların kısa vadeli bellekten uzun vadeli belleğe aktarıldığı bir tür işletme mekanizması sayılan hipokampüs çok fazla zarar görmekte. Araştırmaya katılan kişilerde bu dokunun % 8’i hasarlıydı ki bu kayıp Alzheimer hastalığının ilk evresindeki bozukluğa eşittir. Kenevirle beyin tümörü tedavisiBilim adamları kenevirle kötü huyla beyin tümörlerini tedavi etmek istiyorlar. İspanyol araştırmacılar uyuşturucu maddenin, tümörü, besleyici maddelerle besleyen damarların büyümelerini yavaşlattığını buldular. Glioblastomlar, hastaları bir ila iki yıl içinde ölüme götüren kötü huylu tümörlerdir. Madrid’deki Complutense Üniversitesi bilim adamları araştırmaları sırasında beyin tümörü bulunan laboratuar farelerine tetrahidrokanabinol (tetrahydrocannabinol/THC) vermişler. Kenevire uyuşturucu etkisini veren bu madde tümörlerin büyümesini önemli ölçüde yavaşlatmakta diyor araştırmacılar Canser Research dergisindeki yazılarında. Bir beyin tümörünün pratikte tamamen temizlenmesi mümkün olmadığı için ameliyatlar genelde ışın tedavisi ve kemoterapiyle tamamlanmakta. Ama ne var ki tümör tedaviyi atlatarak büyümeye devam ediyor. Ve besleyici maddelerle beslenmesi için de tümöre doğru yeni damarlar gelişmekte. Moleküler biyolog Manuel Guzm n yönetiminde çalışan araştırmacılar, THC’yi, damarların büyümesini tetikleyen 267 gen üzerinde test ederek, kenevirin bu genlerdeki etkinlikleri önemli ölçüde düşürdüğünü fark etmişler. Böylece damarların büyümesinden sorumlu daha az uyarı maddesi oluşmakta. Kenevir ayrıca seramid oluşumunu da arttırmakta. Seramidler, damarların gelişimini tetikleyen hücreleri öldürmekte. İnsanlar üzerinde yapılan diğer bir deney de başarıyla sonuçlandı. Kemoterapinin etkisiz olduğu iki hastanın tümörlerine THC aşılandığında damar gelişimini tetikleyen hücrelerin önemli ölçüde azaldığı görülmüş. Saman nezlesine karşı burun kremiRusya Federe Bilimsel Araştırmalar Merkezi doktorları, saman nezlesini önleyebilecek bir krem geliştirdiler. Polenleri bloke eden krem günde dört kez burun deliklerine sürülmekte. Hastalarla yapılan deneyler sonucunda saman nezlesi ve nazal mukoza hastalıklarına bağlı diğer alerji semptomlarında %60’lık bir azalmanın olduğu anlaşıldı. Bilim adamları The Archives of Otolaryngology dergisinde kremin etkili bir tedavi alternatifi olabileceğinden söz ediyorlar. Alman Phyt-İmmun firması tarafından finanse edilen araştırma çerçevesinde krem, Rusya ve Almanya’daki iki grupta test edildi. Araştırmayı yöneten bilim kadını Svetlana Schwetz, deneyler sırasında kremin etkisiz ilacı göre önemli ölçüde etkili olduğunun kanıtlandığını söyledi.Kütle çekimi ve kızamık arasındaki ilişkiPennsylvanIa Devlet Üniversitesi’nden bir grup araştırmacı, normalde gezegenler arasındaki çekim kuvvetlerinin hesaplandığı kütle çekim modeliyle, kızamık salgınını başarıyla tasarladı. Bilim adamlarının The American Naturalist dergisindeki yazılarına göre enfeksiyon hastalıkları yoğun nüfuslu bölgelerden yayılıyor. Cambridge Üniversitesi’nden Andrew Cliff henüz geçtiğimiz yüzyılın yetmişli yıllarında bir salgının belli bir ölçüde kütle çekim kanuna göre yayıldığını öncelemişti. Buna göre salgınlar tıpkı uzaydaki küçük topakların göreceli olarak uzakta bulunmaları halinde bile büyük topaklara çekilmesine benzer şekilde yayılıyordu. Ve bu teoriyle o tarihlerde salgınların mekansal dinamiği araştırılacaktı. Pennsylvania Üniversitesi’nden Ottar Bjornstad ve ekibi şimdi kütle çekim kanuna benzer bir modelin yardımıyla İngiltere ve Wales’teki kızamık salgınını başarıyla tasarladı. Araştırma sonucu, örneğin bir enfeksiyon hastalığının neden bir bölgeden diğerine yayılmak yerine genelde salgın merkezine en yakın küçük kentlere yayıldığını açıklamakta. Cilt kanserine erken tanı Amerikalı bilim adamlarının geliştirdikleri yeni bir cilt kanseri testi lenf düğümlerinden alınan doku örneklerinin kanserli olup olmadığını gösterecek. Bu şekilde ikinci bir ameliyat önlenmiş olacak diyor Wisconsin Tıp Koleji’nden Vinod Shidham. Test sonucu yarım saat içinde hazır oluyor. Böylece narkozla alınan doku, kanserli olduğu halde narkozun etkisi geçmeden hemen alınabilecek. Üç farklı antikorla işleyen test lenf düğümü dokusundan alınan bir örnek üzerindeki kanser hücrelerini saptamakta. Testin çok az kanser hücresi bulunması halinde bile bunları saptıyor olması gelişmeye ayrı bir önem kazandırmakta. İsimleri A, 0, U içeren erkekler seksi değilAnne babalar çocuklarına isim koyarken daha dikkatli olmalılar. Yeni bir araştırma sonucuna göre çekiciliğimiz adımıza bağlı. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü kavram psikologlarından Amy Perfors, Nature dergisinde adımızı çekici kılan sadece ve sadece sesli harfler diyor. Bilim kadını araştırması için 24 arkadaşının fotoğrafını ‘Hot or Not’ isimleriyle birlikte bir İnternet sitesinde sergileyerek izleyenlerden fotoğrafları birden ona kadar değerlendirmelerini istemiş. Aynı fotoğraflar daha sonra farklı isimlerle sunulmuş. Sonuç: Değerlendirme, resimlerle birlikte verilen isimlere göre yapılmakta. İsimlerin ‘Hot’ veya ‘Not Hot’ olarak değerlendirilmesini sesli harflere bağlayan Perfors, erkekler için içinde ‘i’ ve ‘e’ harflerinin bulunduğu isimleri öneriyor. Araştırmacıya göre ‘a’, ‘u’ ve ‘o’ gibi yumuşak sesli harfleri içeren erkek isimleri seksi bulunmamakta. Kadınlar içinse tam tersi bir durum söz konusu. Yumuşak sesli isimler kadınları seksapel listesinde en üst sıraya taşımakta. Somonda yine zehirli maddeler saptandıÜretim çiftliklerinde yetiştirilen somonlarda yoğun oranda alevlenmeyi önleyici maddelerin bulunduğu bildirildi. Bulgu, Amerikalı araştırmacılara ait. Bilim adamları bu yılın başında da somonda diğer bazı zehirli maddeler saptamışlardı. İndiana Üniversitesi bilim adamları Ocak ayında somon etinde yoğun oranda dioksin ve PCB maddesi (Poliklorobifenil) bulmuşlardı. Saptamaya göre üretim çiftliklerinde yetiştirilen somonlar söz konusu kanser uyarıcı maddelerini daha yoğun oranda içermekte. Son olarak tüm dünyadan 700 somonu inceleyen Ronald Hites ve ekibi, balıklarda, elektronik cihazlarda ve mobilyalarda kullanılan alevlenmeyi önleyici PBDE maddesinin (poli brom difenil eter) yine çiftlik balıklarında, doğada yaşayan türlere göre çok daha fazla bulunduğunu gördüler. Enviromental Science & Technology dergisinde yayımlanan sonuçlara göre en yüksek PBDE değeri Chinook’da saptanmış. Bilim adamları yüksek zehir oranından yeniden çiftliklerde kullanılan yemi sorumlu tutuyorlar.
Balık yemleri genelde zehirli balıkyağı içermekte. Alevlenmeyi önleyen katkı maddelerin saÄŸlığa ne kadar zararlı olduÄŸu hala tartışmalı olsa da uzmanlar tüketicilerin somon alırken yine de çok dikkatli olmaları gerektiÄŸini vurguladılar. Her dokunuÅŸ aynı deÄŸilFarklı dokunuÅŸ biçimleri beynin çeÅŸitli bölgelerinde iÅŸlenmekte: Baskı, titreÅŸim veya birbirini takip eden dokunuÅŸların ciltteki farklı reseptörleri uyarmakla kalmayıp, farklı beyin bölgelerinde kaydedilip iÅŸlendiÄŸini kurukafa maymunlarıyla (Saimiri sciureus) araÅŸtıran Robert Friedman buldu. Daha önceki araÅŸtırmalarla ciltteki üç reseptörün dokunuÅŸlara tepki gösterdiÄŸi anlaşılmıştı. Birinci tip reseptörler, yüzeyin ve dokunulan objenin biçimi hakkında bilgi veren art arda yapılan yavaÅŸ dokunuÅŸları algılamakta. Ä°kinci tip, birbirini takip eden hızlı dokunuÅŸları algılayarak objenin hareketleri ve yüzeyin parlaklığı hakkında bilgi verir. Üçüncü tip ise çok hızlı hareketlere reaksiyon gösterir. Fakat bu reseptör bilgilerinin beyinde de ayrı ayrı iÅŸlediÄŸi son araÅŸtırmayla anlaşıldı. Â
button