OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 11, 2004 00:00
Pirinç atığı asfaltı dayanıklı kılıyorPirinç tanesini kabuğundan ayıran kepek ve yapay reçineden elde edilen bir karışımın, asfalttan yayılan gürültüyü kesebileceği ve asfaltı daha esnek ve daha dayanıklı kılabileceği bildirildi. Genelde çöplüklerin sıkıştırılması için kullanılan pirinç kepeği bazen büyükbaş hayvan yemi olarak da kullanır. Fakat epoksit reçinesi gibi plastiklerle karışıldığında son derece sert bir madde ortaya çıkıyor. Japon Minebea firması tarafından kepek seramiği olarak adlandırılan bu malzeme kaygan ve gözenekli. Bu özelliklerinden dolayı da asfalt yapımı için çok uygun bulundu. Kepek seramiği asfalttan daha dayanıklı olmasının yanı sıra %25 daha az gürültü üretiyor. Yeni malzeme öte yandan kötü hava koşullarına da daha dayanıklı. Kepek seramiği önemli sıcaklık oynamalarında esneyip büzülmediğinden çatlama olasılığı da çok düşüktür diyor araştırmacılar. Hatta küçük değişimlerle malzemenin iletken hale getirebileceğini ve yolların bu şekilde dev bir vericiye dönüştürülebileceğini düşünen bilim adamları yeni malzeme sayesinde bilgisayar destekli
trafik kontrolünün de kolaylaşacağına inanıyorlar. Evlilik uyuşturucu gibi bağımlılık yaratıyorAmerikalı bilim adamlarının yeni bir deney sonucuna göre evlilik bağımlılık yapıyor. Araştırmacılar Journal of Comparative Neurology dergisinde, su sıçanının (arvicola terrestris) beyninde, karşı cinsle yaşanan bağlılık sırasında uyuşturucu alımında etkinleşen ödüllendirme mekanizmalarının etkinleştiğini açıkladılar. Yaşam boyu bağlılığa giden romantik aşkın en azından incelenen sıçanlarda vazopresin ve oksitosin uyarı maddeleriyle ilişkili olduğunu Emory Üniversitesi’nden Miranda Lim ve Georgia Devlet Üniversitesi bilim adamları aslında daha önceki deneylerde saptamışlardı. Fakat yeni araştırma sayesinde araştırmacılar, buna uygun molekülleri yani su sıçanının beynindeki reseptörleri de buldular. Bunlar uyuşturucu bağımlılığında da önemli bir rol oynayan iki bölgede yer alıyor. Bu merkezler etkinleştiğinde keyif verici bir duygu yaratıyorlar. Araştırmacılar deneyler sırasında ayrıca dişi ve erkek sıçanlarda büyük bir farklılığa şahit olmuşlar. Dişi su sıçanlarında bir beyin bölgesi oksitosin tarafından etkinleştirilirken, erkek sıçanlarda diğer bir beyin bölgesinde vazopresin etkili oluyor. Ancak ikisi de aynı sonucu veriyor. Çünkü sağlam bir ilişkiden yaşanan keyif verici duygu, ortak bir sinir mekanizmasının bu iki bölge tarafından etkinleştirilmesiyle gelişiyor. Bu beyin bölgeleri uyuşturucu alımı ve evlilik dışında mizah, iyi bir
yemek ve seksi de ödüllendirmekte. Her balığın bir yüzme stili varFransız ve Amerikalı bilim adamlarından oluşan bir araştırma ekibinin gözlemlerine göre her kırmızı balığın kendisine özgü bir yüzme stili var. Konuyla ilgili araştırma The Journal of Experimental Biology dergisinde yayımlandı. Yeshiva Üniversitesi’nden Heike Neumeister, beş kırmızı balığı yaklaşık 50cm çapındaki yuvarlak bir akvaryumda izlemiş. Neumeister, yüzme stilini saptamak için beş dakika içinde yapılan 75 hareketi altı matematiksel parametreye göre hesaplarken, hayvanların hızlarını ne derecede değiştirdiklerini de dikkate almış. Buna göre her balığın kendine özgü bir yüzme tarzı var. İki balığın benzer hareketlere sahip olma olasılığı %1’den daha düşük diyor araştırmacı. Kör fare yolunu nasıl buluyor?Kör fareler yeraltındaki dallı budaklı tünellerinde kaybolmamak için dünyanın manyetik alanını izliyorlar. İsrailli ve İsviçreli bilim adamları farelerin bu biyolojik pusuladan özellikle de uzun mesafelerde yararlandıklarını buldular. Konuyla ilgili araştırma yazısı PNAS dergisinde yayımlandı. Zamanlarının büyük bir kısmını yer altında geçiren kör fareler, görme yetilerinin zayıf olması yüzünden diğer duyularına göre hareket etmek zorundadırlar. Mesela göçmen kuşların dünyanın manyetik alanına göre yön buldukları bilinir. Bilim adamları balinaların da aynı yetiye sahip olduklarını düşünüyorlar. Tel Aviv Üniversitesi bilim adamı Tali Kimchi şimdi Spalax ehrenbergi türü kör farenin de labirentlerinde yön bulabilmek için dünyanın manyetik alanından yararlandığını buldu. Biyolog bu amaçta kemirgenlerin konumlama yetisini yuvarlak ve kare biçiminde bir labirentte test etmiş. Sekiz bölmeli tekerlek biçimindeki labirentin ortasına duran fareler belli bir bölmeye ulaşmak istediklerinde araştırmacı manyetik alanı değiştirmiş ve hayvanlar bu durumda doğru bölmeyi bulmakta zorlanmışlar. Kare biçimindeki ikinci teste fareler normalde bir uçtan diğer uca giderken bir kestirmeden yararlanıyorlardı. Manyetik alan değiştirildiğinde fareler kestirme yolu bulamamışlar. Labirentteki yolun çok dönemeçli ve uzun olması halinde fareler dünyanın manyetik alanından daha fazla yararlanıyorlar diyor bilim adamı. Manyetik alana göre konumlama sayesinde fareler yanlış dönemeçlere sapmadan doğru yolu buluyorlar. E vitamini için yulaf ezmesi yiyinVitaminler başlıca iki gruba ayrılırlar: suda ve yağda çözülenler. E vitamini ikince gruba dahildir. E vitamini bu nedenle düşük yağlı besinlerle iyi etkimiyor. Bilim adamları düşük yağlı gıdalarla beslenerek E vitamini almak isteyenlere yulaf ezmesi veya mısır gevreği yemelerini öneriyorlar. Vitamin katkılı bu kahvaltı ürünleriyle E vitamini beden tarafından daha iyi emilmekte. Oysa tahıl gevrekleriyle birlikte tüketilmesi halinde bile vitamin hapları tavsiye edilmiyor. Amerikalı bilim adamlarının E vitamini alımıyla ilgili farklılıklar hakkındaki yazıları American Journal of Clinical Nutrition dergisinde yayımlandı. E vitamini, kalp hastalıkları, kanser ve Alzheimer’e karşı korunmada büyük bir rolü olan önemli bir antioksidandır. Yağda çözülen vitamin ceviz, balık, belli başlı sebzeler ve zeytinyağında bulunur. Oysa düşük yağlı modern beslenme tarzıyla insanlar yeterince E vitamini alamıyorlar. Bu yüzden E vitamini içeren besin takviyesi akılcıdır diyor bilim adamları. Kaliforniya Üniversitesi’nden Maret Traber, bedenin E vitaminini hangi besinlerle daha iyi aldığını araştırmış. Sonuca göre yüksek dozda alınan E vitamini hapı bir bardak yağsız sütle birlikte alındığında kandaki E vitamini oranı hemen hemen hiç artmıyor. E vitamini buğday gevreğiyle birlikte alındığında daha etkili olmasıyla birlikte, vitaminin bu tür kahvaltı ürünleriyle yüksek dozda alındığında çok daha etkili olduğu saptanmış. Araştırma sonucu E vitaminiyle ilgili çalışmaların neden farklı sonuçlar verdiğini kanıtlamakta diyor araştırmacılar. Bulgu, ayrıca yağda çözülen vitaminlerin bir bardak suyla boş mideye almanın hiçbir yararı olmadığını da göstermesi açısından önem taşımakta. 80 kiloluk tümör alındıAmerikalı doktorlar bir kadından 80 kiloluk tümörü başarıyla aldılar. Tümörün neredeyse yarısı ağırlığındaki Romen kadında ender bir kalıtım hastalığı söz konusu.Mediafax
haber ajansından yapılan açıklamaya göre 46 yaşındaki Romanyalı hastanın durumu gayet iyi. Sırtının önemli bir kısmını kaplayan 130 cm çapındaki tümör üst baldırlarına kadar devam ediyordu. Durmadan büyümeye devam eden tümör, kadının kanını ve besleyici maddeleri dev bir parazit gibi emiyordu diyor doktorlar. Tümör ÇarÅŸamba günü Bükreş’teki bir hastanede Amerikalı ve Romen doktorlar tarafından saatler süren bir ameliyattan sonra alındı. Ameliyatı gerçekleÅŸtiren Chicago Ãœniversitesi estetik cerrahı McKay MacKinnon, bunun ÅŸimdiye dek insandan alınan ikinci büyük tümör olduÄŸunu söyledi. Doktor daha önce bir Amerikalı kadından yaklaşık 110 kilo ağırlığında bir tümör almış. Romanyalı hasta Recklinghausen sendromu olarak bilinen çok ender rastlanan genetik bir hastalığa sahip. Hastalık doÄŸuÅŸtan varolsa da belirtileri ilerleyen yaÅŸla birlikte ortaya çıkar. En önemli belirtileri deri üzerindeki açık kahverengindeki pigment lekeler ve düğüm benzeri oluÅŸumlardır (nörofibrom). Sinirlerin etrafında geliÅŸen bu iyi huylu kistler sinir ve baÄŸdokusu hücrelerinden oluÅŸurlar. Bazı hastalarda geliÅŸen aÄŸ biçimindeki nörofibromlar, yakındaki dokulara sızarak iyice büyürler. Yeni endoskop sadece yarım milimetre kalınlığındaAvustralyalı bilim adamları 0,5 mm kalınlığında bir endoskop geliÅŸtirdi. Yeni endoskopla içkulak veya damarların içi incelenebilecek. New Scientist dergisindeki yazıda da endoskopun iÅŸitme cihazının içkulaÄŸa yerleÅŸtirilmesi sırasında yararlı olabileceÄŸine deÄŸinilmekte. Zar inceliÄŸindeki tıp aleti, sentetik lif üzerinde uzanan minik deliklerle donatılı. Yapay lif Sydney Ãœniversitesi optik uzmanlarından Martijn von Eijkelenborg tarafından geliÅŸtirildi. Bilim adamı sekiz santim kalınlığındaki plastik blok üzerine açmış olduÄŸu 112 deliÄŸi, lifin 0,5mm haline gelmesine dek iyice uzayacak ÅŸekilde çekmiÅŸ. Bu yöntemle üretilmiÅŸ endoskoptaki delikler ve bunların arasındaki alanlar lifin bükümünü de izleyen ışık iletkeni görevini görür. AraÅŸtırmacılar bu sayede içkulaÄŸa ışık yansıtmak dışında, içten dışa doÄŸru görüntü de alıp ekranda izleyebilecekler. Lifin üzerindeki her delik ve aralık bir piksele eÅŸit. Gerçi 224 piksellik çözünürlük henüz yeterli deÄŸil ama Eijkelenborg ve ekibi 1000 delikli lifler üzerinde çalışmaya baÅŸladı bile. Lifler içkulak operasyonları dışında örneÄŸin damarların incelenmesinde de yararlı olabilecek.Lutein hormonu tembelmiÅŸAmerikalı bilim adamları kısırlık tedavisinde etkili olabilecek bir sonuca ulaÅŸtılar. Yumurta atımında önemli bir rol oynayan lutein yapıcı hormon (LH), yumurtalık hücreleri üzerinde doÄŸrudan doÄŸruya etkimek yerine diÄŸer uyarı maddelerini ‘çalıştırıyor’. Çünkü yumurta atımını baÅŸlatacak süreçleri harekete geçirenler bu uyarı maddeleri. Science dergisindeki yazıya göre yeni bulgu yepyeni terapilerin yolunu açacak. LH, kadının döngüsündeki en önemli hormonlardan biridir. Aylık döngünün ortalarına doÄŸru hipofiz bezinde üretilen hormon, yumurtalıklardaki folikülün olgunlaÅŸma sürecini baÅŸlattıktan sonra, yumurtanın atılmasını ve foliküldeki sarımsı maddenin oluÅŸmasını saÄŸlar. LH örneÄŸin doÄŸum kontrol hapıyla engellendiÄŸinde yumurta atılımı gerçekleÅŸmez. Lutein yapıcı hormondaki bozukluklar genelde kısırlığa yol açar. Bilim adamları uzun bir süredir, yumurta hücresi ve onu çevreleyen dokunun LH anahtarına uygun bir kilide sahip olmamalarına raÄŸmen hormonun ne ÅŸekilde etkidiÄŸini araÅŸtırıyorlar. Bu sorunun yanıtı ÅŸimdi Stanford Ãœniversitesi’nden Marco Conti’den geldi: LH bu görevi kendi yerine getirmiyor. Bunun yerine büyüme faktörlerine dahil olan bir grup uyarıcı proteini iÅŸ başına gönderiyor. Bu proteinler foliküldeki yumurta hücresinin olgunlaÅŸmasını ve dokudaki deÄŸiÅŸimleri takip ediyorlar. Bilim adamları sorumlu uyarı maddelerini embriyon geliÅŸimi ve kanser oluÅŸumundan biliyorduysalar da döngüdeki rolünü yeni öğrendiler. Derinlemesine ve güvenli temizlikKirli yüzeyler, su ve deterjan olmadan nasıl temizlenir? Hassas yüzeylerde organik temizlik maddeleri ve kum püskürtme makineleri de pek iyi etki yapmazken, basınçlı hava da yeterince iyi temizlemiyor. Stuttgart Fraunhofer Ãœretim Teknikleri ve OtomatikleÅŸtirme Enstitüsü’nden Dieter Werner, ÅŸimdi bu soruna bir çözüm getirdi: Kar süpürgesi. Aletin ana parçası ‘JetWorker’, ince bir iÄŸneden yüksek basınçla karbondioksit püsküren ikili bileÅŸik supap. Bu ÅŸekilde azottan oluÅŸan ÅŸemsiye biçiminde bir ışından veya temiz basınçlı havada odaklanarak ışık hızına yakın bir süratle püskürtülen nanometre boyutunda buz parçacıkları oluÅŸmakta. Kum ışınlarına karşın katı karbondioksit, alçı kadar ‘yumuÅŸaktır’ ve iz bırakmaz. Çünkü kar havada eriyor. ‘Yeni aletle en karmaşık yapılar bile hızlı ve güvenirli bir ÅŸekilde temizleniyor’ diyor Werner. Äž78 santigrat derecedeki karbondioksit püskürtüldükten sonra yüzeyi çabucak soÄŸutuyor. Kir ve yüzey malzemesi bu iÅŸlem sırasında farklı bir biçimde büzüşürken kirler düzenli olarak temizlenmekte. Hızlı kar parçacıklarının yüksek çelik baskısıyla ayrıca bunlar yüzeyde tıpkı buz pateninin altındaki buz gibi kolayca eriyor. Bu ÅŸekilde sıvı karbondioksitin diÄŸer bir temizleme gücü ortaya çıkıyor ve en küçük kırıntılar dışında kir tabakaları da temizleniyor. Kar süpürgesi özellikle de hassas ve suya dayanıksız parçaların temizlenmesi için çok uygun. Mesela optik merceklerin tıraÅŸlanmasında, plastik üretiminde metal kalıplara yapışan artıkların ya da mikroelektronikte lehim ve tel artıklarının temizlenmesinde yararlı olacak.Kırmızı ÅŸarap hapı sarhoÅŸ etmeden etkiyecekÅžarabın içindeki alkolden rahatsız olanlara müjde. Ä°talyan bilim adamları alkol sevmeyenlerin de kırmızı ÅŸarabın yararlı özelliklerinden yararlanabilmeleri için bir bardak ÅŸarabın içindeki antioksidan miktarını içeren bir hap geliÅŸtirdiler. Konuyla ilgili araÅŸtırma yazısı New Scientist dergisinde yayımlandı. Pavia Biyokimya Enstitüsü araÅŸtırmacıları hapın üretiminde, ÅŸaraptaki yüksek dereceli alkolün damıtılması sırasında oluÅŸan ÅŸurup kıvamındaki ‘Vinasse’ den yararlanıyorlar. Kırmızı ÅŸarabı saÄŸlıklı kılan polifenoller bu ÅŸurupta birikir. Buna ÅŸeker ve aminoasit ve diÄŸer konserve maddeleri ilave edildikten sonra süzülüp küçük kaplara boÅŸaltılıyor ve dondurma/ kurutma iÅŸlemiyle de hap ÅŸekline dönüştürülmekte. Polifenoller bedendeki serbest radikalleri yakalıyorlar. Son derece tepkisel olan bu oksijen parçacıkları yoÄŸun stres, çevre faktörleri ve saÄŸlıksız beslenme yüzünden oluÅŸurlar ve hücrelere hasar verdikleri için de örneÄŸin yaÅŸlanma sürecinde önemli bir rol oynarlar. Yeni ÅŸarap hapı, alkolün tehlikeli yönlerinden etkilenmeden bedenin antioksidan savunma mekanizmasını güçlendirecek.Â
button