OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 27, 2004 00:00
İğne yerine plaster İğne ve haplar yakında tarihe karışabilir. Amerikalı bilim adamları tarafından geliştirilen plaster, ilaçların doğrudan doğruya ciltten bedene girmesini sağlıyor. INSIGHT ( In vitro Skin Impedance Guided High-Troughput) olarak adlandırılan yeni yöntem ‘Nature Biotechnology’ dergisinin web sitesinde tanıtıldı. Plaster yöntemi şimdilik sadece doğum kontrol ürünü olarak ve nikotin bağımlılığına karşı kullanılmakta. İlaçların çoğu tablet şeklinde alınıyor. Ancak protein gibi bazı etki maddeleri sindirim sisteminde bozuldukları için bu şekilde verilemiyor, iğneyle enjekte ediliyor. Santa Barbara Üniversitesi’nden Samir Mitragotri şimdi INSIGHT ile ilaçları etkili bir şekilde derinin altına aktarabilecek bir yöntem geliştirdi. İki kimyasaldan oluşan karışım, belli başlı deri tabakalarında etkidiğinden düşük dozda ilaç yeterli oluyor. Yeni yöntemin bildik yöntemlerden yüz kat etkili olduğunu söyleyen Mitragotri, daha büyük moleküller için cildin geçirgenliğini arttıran ilaç kombinasyonunu da buldu. Farelerde denenen maddelerle de başarılı sonuçlar elde edilmiş. Mükemmel taş sektirme formülüTaş sektirmek antik dönemlerden beri sevilen bir oyundur. Oyunun hedefi yassı bir taşı suyun üzerinde çok kez sektirmektir. 1992 yılından beri geçerli olan dünya rekoru 38 sektirmeye dayanıyor. Fransız fizikçi Christoph Clanet, şimdi taş sektirmenin formülünü bilimsel yöntemlerle keşfetti. Taşın, suyun üzerine 20 derecelik açıyla düşmesi sektirme sayısı üzerinde etkili oluyor. Bilim adamı aynı boydaki taşın ağırlığına sahip bir alüminyum diskle atış sırasında önemli olan faktörleri değiştirerek her atışı görüntülemiş. Görüntülerin değerlendirmesiyle ortaya çıkan sonuca göre taş ve suyun arasındaki açının 20 derece olması halinde taş daha iyi sekiyor. Çünkü suyla temas ne kadar az olursa daha fazla enerji kayboluyor ve taş daha uzun süre sekiyor. Clanet şimdi yeni formülü sayesinde dünya rekorunun yenilenmesini bekliyor. Kumaşta kalıcı kokuRus bilim adamları kumaş ve sentetik dokumalara hoş bir koku veren yöntem keşfettiler. InformNauka dergisindeki habere göre gül veya inciçiçeği kokusu kumaşın yıkanmasından sonra bile çıkmıyor. Moskova Tekstil Üniversitesi kimyacıları dokumaları özel bir parfüm karışımı ve silisyum organik bileşimlerle işliyorlar. Sıvı koku karışımı, oda sıcaklığında kurutulduktan sonra 140 santigrat derecede ısıtılmakta. Bu şekilde işlenmiş kumaşlar suyla temas ettiklerinde hoş bir koku yayıyorlar. Bunun için de havadaki nem yeterli oluyor. Araştırmacıların açıklamasına göre kumaş üzerindeki koku, 20 kez yıkanmasına rağmen dokuz ay kadar kalıcı oluyor. Aynı işlem sentetik dokumalarda ikinci bir etki daha yapıyor. Polietilen on üç misli, polipropilen üç misli ve poliasetilen bir buçuk misli daha dayanıklı hale geliyor. Kuzey kutbuna çok önce yerleşilmişBilim adamları arktik bölgenin buz devrinin bitmesinden sonra yerleşildiğini sanıyorlardı. Oysa Rus bilim adamları son araştırmalarıyla insanların son buzul devri sırasında bu bölgelerde yaşadıklarını kanıtladılar. Doğu Sibirya’da bulunan 31.000 yıllık buluntular bugüne değin bilinen en eski arktik yerleşmeden iki kat eski. Rus Bilimler Akademisi’nden Vladimir Pitulko, Yana nehri yakınında yüzlerce ok ucuyla birlikte Rhinozeros boynuzu ve mamut dişlerinden üretilen mızrak sapları bulmuş. Doğu Sibirya’da bulunan en eski yerleşme buluntuları yaklaşık olarak 14.000 yıllık oldukları için arktik bölgenin en fazla 22.000 yıl önce yerleşildiği sanılıyordu. Yeni buluntuların keşfi Amerika’nın, Sibirya bölgesinde yaşayan insanlar tarafından iskan edildiğiyle ilgili tartışmayı yeniden başlattı. Buna göre insanlar Bering boğazının henüz oluşmadığı dönemde Alaska’ya geçerek Amerika’ya yerleşmiş olabilirler. Bu tahmin Sibirya’da bulunan mızrak sapları ve kuzey Amerika’nın ilk yerlileri olduğu sanılan Clovis Kızılderililerinin mızrak sapları arasındaki benzerlikle desteklenmekte. Ancak bilim adamları bu bağlantının diğer buluntularla kanıtlanması gerektiğini söylediler. Dondurma mutluluk verecekİngiltere’de Jetlag etkisini gideren süt ve insanları mutlu kılacak dondurma üretildi. Jetlag’e karşı etkiyen sütü üreten Red Kite Farms firması inekleri belli saatlerde sağıyor ve melatonin hormonu ilave ediyor. ‘Süt içen uzun mesafe yolcuları böylece melatonin hormonu almaktan kurtulacaklar’ diye konuştu Red Kite Farms firmasından Claire Pool. Melatonin hormonu Amerika’da katkı maddesi olarak her yerde bulunabilirken, İngiltere’de sadece ilaç olarak eczanelerde satılıyor. Eleştirmenler, yan etkisinin yeterince bilinmemesi yüzünden hormon alımı konusunda uyarmışlardı. Mesela Hale Klinik’ten Angela Falaschi’nin kısa bir süre önce yapmış olduğu bir açıklamaya göre bu tür hormonlar özellikle de epilepsi ve Parkinson hastaları için tehlikeli. Ayrıca akyuvar oluşumunu da uyardıkları için lösemiye yol açabiliyorlar. Mackies of Scotland firması ise mutluluk veren dondurmanın kremasını orkide esansıyla hazırlıyor. Bitki özünün, tüketicileri stresten kurtarıp mutlu edeceği iddia edilmekte. Süt ve krema üreticileri yeni ürünleriyle ayrıca bisküvi çeşitleri ve bir de çikolata üretecekler. Çikolata, kırmızı şarap ve yeşil çay kadar sağlıklı Dünyanın ikinci büyük çikolata üreticisi Barry Callebaut tarafından desteklenen bir araştırmayla, kakao çekirdeğinin sağlık üzerindeki olumlu etkisi hayvan deneyleriyle kanıtlandı. Kakao hücre yaşlanmasını önlüyor. Amerikalı beslenme uzmanları kakao çekirdeğinin sağlık üzerindeki etkisini, içerdiği yoğun polifenol maddesiyle açıklıyorlar. Kırmızı şarap ve yeşil çayda da bulunan polifenoller, strese iyi geldiği gibi, kemik yoğunluğunu arttırarak, kandaki yağ oranını düşürüyorlar. Araştırmanın kesin olarak kanıtlanabilmesi için şimdi Fransa ve Kanada’dan 36 gönüllü 6 ay süreyle üç farklı çikolatayla özel bir
diyet uygulayacak. Suçlular kulak iziyle tespit edilecekSuçlular kalıtım bilgileriyle kesin bir şekilde saptanabiliyorsa da olay yerinde DNA izi bulmak her zaman kolay olmuyor. Hollandalı bilim adamları şimdi suçluları kulak iziyle yakalamak istiyorlar. Emniyet görevlileri parmak izi ve DNA örnekleriyle delil bulmada problemler yaşıyorlar. Çünkü olay yerinde genelde suçla ilgisi olmayan kişilerin parmak izleri de bulunuyor ve bazı kurnaz kişiler polisleri şaşırtmak için olay yerine yabancı kişilerin DNA malzemesini bırakıyorlar. Hollanda’daki Zutphen Kriminoloji Bilimleri Enstitüsü bilim adamları, şimdi her insanda farklı olan kulak izinden yararlanarak yeni bir yöntem geliştirecekler. Suçlular evde birilerinin olup olmadığını anlamak için genelde kulaklarını kapıya veya pencereye dayarlar. Kulak izi parmak izi gibi rastlantısal bir şekilde meydana gelmediği için de yöntemin daha kesin sonuç vereceği sanılmakta. Bununla birlikte yöntemin ne kadar bir süre için işleyeceği tartışmalı. Sonuçta yöntemin varlığından haberdar olan hırsızlar bundan sonra kulaklarını kapıya dayamaktan vazgeçebilirler. Katkı maddesi cinselliğimizi etkiliyor Gündelik yaşamda her an bu maddeyle temas halindeyiz. Çünkü DEHP maddesi, yer kaplamaları, kablo, plastik şişe, ayakkabı tabanı, cilada ve gıda paketlerinde bulunuyor. New York Biyotıp Araştırmaları Enstitüsü araştırmacılarından Matthew Hardy, DEHP maddesinin hormon seviyesi üzerinde etkili olduğunu fare deneyleriyle kanıtladı. Daha önceki araştırmalar sayesinde aynı maddenin uzun vadede zararlı olduğu biliniyordu, ama yeni sonuçlar yüksek dozda bulunduğunda kısa vadede de tehlikeli olduğunu gösterdi. Bilim adamının Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde açıkladığı gibi hayvanlarda dört hafta sonra dişi estradiol hormonu ve erkek testosteron hormonunda önemli bir artış yaşanmakta. İnsan ve fare arasındaki psikolojik farklara rağmen uzmanlar DEHP değerinin yeniden belirlenmesini önerdiler. Cinsellik hormonun aşırı salgısı yüzünden örneğin ergenlik çağı zamanından önce başlayabiliyor. DEHP en iyi araştırılmış kimyasallardan biri olmasına rağmen etkisi ve limiti üzerine sık sık tartışmalar yaşanmakta.Kansere bağışıklık sistemiyle mücadelede başarıChicago Üniversitesi bilim adamları bağışıklık sistemiyle, bedende gizlenmiş tümörlerin mücadelesinde başarılı oldular. Farelerle yapılan deneyler, tümörün tedavi edilmesiyle, bedenin diğer bölgelerinde ikinci bir büyümeyi önleyen bir bağışıklık reaksiyonunun başladığını gösteriyor. Araştırma sonuçlarını Nature Immunology dergisinde yayımlayan bilim adamları, şimdi aynı etkinin kanser hastalarında da işlemesini umuyorlar. Bir tümörün içinde LIGHT kimyasalı üretiminin etkinleştirilmesi, tümörle savaşımda ortaya çıkan zorluklarda önemli ölçüde rol oynamakta. Deneyler sırasında tedavi edilen tümör önemli ölçüde küçüldüğü gibi bedenin diğer bölgelerindeki tümörler de azalmış. Yeni bir Sars virüsü mü?Çin’deki yeni Sars vakası bilim adamlarını kuşkuya düşürdü. İlk test sonuçları, 32 yaşındaki hastaya şimdiye dek bilinmeyen bir virüs biçiminin bulaştığını gösteriyor. Guangdong eyaleti sağlık dairesinin Xinhua
haber ajansına yaptığı açıklamaya göre virüs yeni bir gen sekansına sahip. ‘Sonuçlar gerçi hastaya bir Sars corona virüsünün bulaÅŸtığını gösteriyor ama, sekans testlerine göre Sars geninin sekansı farklı. Enfeksiyon ÅŸekli ve bulaÅŸma riski henüz bilinmediÄŸinden kesin tanı yapılamıyor. Hastayla temas eden 81 kiÅŸide henüz semptomlar ortaya çıkmamış. WHO, Çin’de ÅŸimdilik yeni bir salgının beklemediÄŸini, hastanın tedavi olduÄŸu Guangzhou kentinde de durumun kontrol altına alındığını bildirdi. Â
button