AraÅŸtırma dünyasından

Güncelleme Tarihi:

Araştırma dünyasından
Oluşturulma Tarihi: Aralık 28, 2003 00:00

Utangaçların Aids’a yakalanması daha mı kolay?Çekingen insanlar, vejetatif sinir sistemlerinin stresli durumlara daha fazla tepki vermesi nedeniyle AIds gibi virüs hastalıklarına daha kolay yakalanabiliyorlar. Amerikalı bilim adamlarının Biological Psychiatry dergisindeki yazılarına göre devam eden bilinçsiz gerginliÄŸin bağışıklık sistemini zayıflatmakta. Henüz antik Yunanistan’da bile doktorlar, melankolik insanların bulaşıcı hastalıklara daha kolay yakalandıklarını gözlemlemiÅŸlerdi. Bu gözlemler AIds salgınının baÅŸlamasından sonra kanıtlanmış oldu. Bilim adamları içekapanık insanların daha çabuk hastalandıklarını ve daha erken öldüklerini saptadılar. Bu biyolojik mekanizmayı daha iyi anlamak isteyen Kaliforniya Ãœniversitesi araÅŸtırmacılarından Steve Cole, 54 HIV hastasını 12-18 ay kadar yakından izlemiÅŸ. AraÅŸtırmacı ilk önce hafif stresli durumlara ne derecede reaksiyon gösterdiklerini anlamak için vejetatif sinir sistemini belirleyen kalp frekansını, ciltteki nem oranını ve damarların geliÅŸimini ölçmüş. Hastalar, bu ölçümler sırasında beklenmedik gürültülerle rahatsız edilerek bazı test sorularını yanıtlamak zorundaydılar. Böylece test sonuçlarıyla her hasta için kiÅŸisel stres duyarlılığı çıkarılmış. Buna göre çekingen insanlar strese karşı daha duyarlılar. AraÅŸtırmacı bundan sonraki 12-18 ay içinde hastaların kanlarındaki HI virüsü oranını ve bağışıklık sisteminin ne derecede deÄŸiÅŸtiÄŸini kontrol etmiÅŸ. Strese duyarlı olan çekingen hastaların kanlarında giriÅŸken insanlara oranla yüz kat virüs saptandığı gibi ilaçlar da etkili olmamıştı. Bilim adamları bu geliÅŸmeyi çekingen insanlarda noradrenalin olarak bilinen stres hormonu seviyesinin yükselmesine baÄŸlıyorlar. Noradrenalin de tıpkı adrenalin gibi bedeni alarm durumuna sokarak zamanla bağışıklık sistemini zayıflatmakta. Bir kiÅŸinin strese ne ÅŸekilde tepki verdiÄŸi hastalıklara yakalanma konusunda stresin kendisinden daha büyük bir önem taşımakta diyor Cole. Noradrenalin ve bağışıklık sistemi arasındaki iliÅŸkinin daha kesin bir ÅŸekilde anlaşılması halinde virüse baÄŸlı enfeksiyonların daha iyi tedavi edilebileceÄŸi umulmakta. Gevezeler daha sık hastalanıyorÇok konuÅŸan kiÅŸilerin soÄŸuk algınlığına yakalanma riskleri iki misli fazla. Alman ‘Vital’ dergisindeki yazıya göre bunun nedeni geveze insanlar ağızlarını daha sık açıp kapatarak virüslere davetiye çıkarıyorlar. Daha sonra boÄŸaza yerleÅŸen virüsler buradan bronÅŸlara veya burna ulaşıyor. Dergi gerek gevezelere gerekse az konuÅŸanlara soÄŸuk algınlığından korunmak için adaçayıyla gargara yapmalarını öneriyor. Spor, kemikleri neden güçlendiriyor?Kemik iliÄŸindeki kök hücreleri yayılacak kadar geniÅŸ bir mekana sahipseler kemik hücrelerine dar alanda sıkıştıklarında ise yaÄŸ hücrelerine dönüşüyorlar. Amerikalı bilim adamları konuyla ilgili sonuçlarını geçtiÄŸimiz hafta düzenlenen Amerikan Hücre Biyolojisi BirliÄŸi’nin konferansında açıkladılar. Bedendeki yeni hücrelerin üretilmesinde, kemik iliÄŸinde bulunan ve mezenkimal kök hücre olarak bilinen hücreler kıkırdak, kas veya kemik oluÅŸturabilirler. Johns-Hopkins Ãœniversitesi’nden Christopher Chen ÅŸimdi kök hücrelerin bu dönüşümünden içinde bulundukları mekanın etkili olduÄŸunu kanıtladı. Hücreleri farklı büyüklüktü alanlara yerleÅŸtiren bilim adamı, hücrelerin geniÅŸleyecek kadar yeterli alana sahip olduklarında kemik hücrelerine, dar alanlarda ise yaÄŸ hücrelerine dönüştüğünü görmüş. Sonuçlar, yürüyüş ve koÅŸma gibi sportif etkinliklerle kemiklerin neden güçlendiÄŸini açıklıyor. Chen’in tahminine göre hareketli kiÅŸilerde kök hücreleri daha iyi yayıldıklarından daha fazla kemik hücresi geliÅŸmekte.Ä°drar testiyle böbrek kanseri tanısıTanısı zor olan böbrek kanserinin basit bir idrar testiyle ilk geliÅŸim aÅŸamasında teÅŸhis edilebildiÄŸi bildirildi. Amerikalı bilim adamlarının konuyla ilgili araÅŸtırmaları Cancer Research dergisinde yayımlandı. Böbrekte meydana gelen kanser hastalıkların tümü görüntüleme teknikleriyle saptanabiliyordu. Böbrek kanseri sinsi bir ÅŸekilde geliÅŸir. Hastalık henüz herhangi bir rahatsızlık vermeden önce, metastazlar oluÅŸur ve bedende yayılmaya baÅŸlar. Daha sonra idrarda kan gibi aÄŸrısız belirtiler ortaya çıkmaya baÅŸladığında kanser tedavi edilmeyecek kadar ilerlemiÅŸ olur. Bu tür kanser bilgisayarlı veya manyetik rezonans tomografisiyle saptanır. Fox-Chase Kanser AraÅŸtırma Merkezi’nden Paul Cairns tarafından geliÅŸtirilen yeni bir idrar testiyle hastalık kolay bir ÅŸekilde teÅŸhis edilebiliyor. AraÅŸtırmacı, hastanın idrar örneÄŸiyle, kalıtımda ölen hücreleri kontrol ediyor. EÄŸer hastada böbrek kanseri var ise, normalde hücrelerin büyümelerini engelleyen tümör önleyici genler iÅŸlevlerini yitirmiÅŸ oluyor. Ä°ÅŸte bu genlerin etkinlik motifleri araÅŸtırmacılara böbrekte kanserin varlığı (veya yokluÄŸu) hakkında bilgi veriyor. Yeni idrar testi ilk deneylerde gayet güvenirli sonuçlar vermiÅŸ. 30 böbrek kanseri vakasından 27’si henüz birinci evresinde yani tümörün henüz yayılmadığı evrede saptanabilmiÅŸ. Yeni tanı yöntemi hastalar için de avantajlı. Sonuçta, çok fazla zaman ve para gerektirmeyen test ayrıca geliÅŸkin aparatlar olmaksızın uygulanıyor. Bilim adamları ÅŸimdi sonuçların kesin olarak kanıtlanmasından sonra testin erken tanı kontrollerinde rutin olarak kullanılmasını umuyorlar. Parkinson’a baÄŸlı hasarlar deney tüpünde göründü Bira mayasıyla gerçekleÅŸtirilen deneyler sayesinde Parkinson hastalığına baÄŸlı olarak geliÅŸen bozukluklar deney tüpünde görünür kılındı. AraÅŸtırmanın yeni tedavi yöntemlerin testi için bir temel oluÅŸturması bekleniyor. Whitehead Biyotıp AraÅŸtırmaları Enstitüsü bilim adamları bira mayası hücrelerini Parkinson’la iliÅŸkili olduÄŸu sanılan bedensel kimyasallarla yükleyerek Parkinson benzeri hasarların oluÅŸumunu izlemiÅŸler. Sonuçlar Science dergisinde yayımlandı. Bilim adamları alpha-Synuclein (aSyn) proteininin beyinde önemli bir rol oynadığını düşünüyorlar. Az miktarda protein bile komÅŸu proteinlerin normal biçimini kaybedip düzensiz kümeler oluÅŸturmasına neden oluyor. Bir proteinin biçimi doÄŸru iÅŸlevi için belirleyicidir ve kümelenmelerin beyin hücrelerini öldürerek titreme ve kaslarda sertleÅŸme gibi tipik Parkinson belirtilerinin geliÅŸmesine neden olduÄŸu sanılmakta. Bilim adamları, farklı oranda aSyn proteiniyle deÄŸiÅŸtirilen bira mayası grubu üreterek, bir hücrede aşırı aSyn proteinin bulunması halinde nelerin yaÅŸandığını kontrol etmiÅŸler. Elde edilen sonuçlara göre düşük miktarda aSyn proteinin bulunması normal. Hasarlar doÄŸrudan doÄŸruya proteinin çoÄŸalmasıyla ilgili. Kobay fareler tüberkülozu koklayarak tanıyacakBilimsel adı Cricetomys gambianus olan iri kobay farelerinin yakında insan tükürüğündeki tüberküloz bakterilerini de teÅŸhis edebilecekleri bildirildi. Konuyla ilgili proje Dünya Bankası’nın desteÄŸiyle Temmuz ayından beri Tanzanya’da yürütülmekte. Söz konusu fareler Afrika’daki kara mayınlarını da algılıyorlar. Proje baÅŸkanı Bart Weetjens bu projenin toplum üzerinde önemli etkiler yapacağını vurgulayarak, tüberküloz büyümekte olan bir sorun, insanlar sanki mücadeleyi kaybetmiÅŸ gibi hissediyorlar dedi. Weetjens’e göre fare 30 dakika içerisinde 120-150 tükürük örneÄŸini inceleyebiliyor. Oysa laborantlar günde ancak 20 kadar örneÄŸi kontrol edebiliyorlar. Bu nedenle farelerin kullanılması hem daha ucuz olabileceÄŸi gibi kısa sürede daha fazla örneÄŸin incelenmesine izin verecek. ÅžiÅŸmanlamayı önleyen ilk ilaç onaylandıSaÄŸlıksız beslenme yüzünden Amerikan gençliÄŸinin günden güne ÅŸiÅŸmanlaması ilaç endüstrisini bu yönde çalışmaya itti. Ve ilk baÅŸarılı sonucun ardından Amerika’da ÅŸiÅŸmanlığı önleyen ilk hap onaylandı. Roche firması tarafından üretilen Xenical, Amerikan Ulusal Gıda ve Ä°laç Dairesi (FDA) tarafından 12-16 yaÅŸ arası gençler için onaylandı. Yeni ilaç gençlerde ÅŸiÅŸmanlamayı önleyecek ilk ilaç. FDA, ilacın onaylanmasına Xenical ilacının gençler üzerindeki etkisini gösteren bir araÅŸtırma sonucundan sonra karar verdi. Mürekkepbalığında penis benzeri bir organ keÅŸfedildiBilim adamları ilk kez yumuÅŸakçalarda memeli hayvanlardaki gibi sertleÅŸen bir cinsel organ saptadılar. Geo’da yayımlanan habere göre cinsel uyarım sırasında sertleÅŸen organ, Octopus bimaculoides türü mürekkepbalığının kollarından bir tanesinin ucunda yer alan bir eklenti. Mürekkepbalığı uyarıldığında bu eklenti tıpkı bir penis gibi sertleÅŸiyor ve boÅŸalmadan sonra yeniden büzüşerek deri kıvrımları arasında kayboluyor. Chicago Ãœniversitesi bilim adamları, gündüz aktif olan bu mürekkepbalığı türünün dikkat çekecek kadar beyaz olan cinsel organını düşmanlardan korumak için sakladığını sanıyorlar. Üç parçalı nano mercek üretildiTek sıra halinde dizilen birkaç nanometre çapındaki metal kürecikler ışınlandıklarında aralarında enerji alışveriÅŸi yapabiliyorlar. Georgia Ãœniversitesi bilim adamları, tasarımlarıyla, bir ışık kaynağındaki yoÄŸunluÄŸun güçlendirilmesi için üç metal parçacığının yeterli olduÄŸunu buldular. Konuyla ilgili rapor Physical Review Letters dergisinde yayımlandı. Mark Stockman, büyüklüklerine (en küçüğü 5, en büyüğü 50 nanometre çapında) göre tek sıra halinde dizilen ve aralarında sadece birkaç nanometrelik mesafe bulunan üç metal parçacığın özelliklerini incelemiÅŸ. Bu tür metal parçacıkların, görünür ışıktaki güçlü elektron salınımlarıyla uyarıldıkları uzun bir süredir biliniyordu. Bu rezonans, sıranın sonundaki büyük parçacığın çevredeki ışığı yakalayarak ortadaki parçacığa iletilmesine yol açıyor. Ortadaki parçacık da enerjisini kısmen sıranın diÄŸer ucundaki en küçük parçacığa iletir. Bu süreç sayesinde ortadaki ve küçük parçacık arasında yoÄŸun ışık enerjili boÅŸluk oluÅŸmakta. Üç parçacık böylece üzerine düşen ışığı sadece birkaç atom çapındaki noktaya yansıtan bir mercek gibi iÅŸler. Metal parçacıklarının çevresindeki yüksek enerji alanları moleküllerin spektroskopik analizlerinde kullanılabilecek.AÄŸrı kesici yerine anti depresanAlmanya’daki Münih-Grosshadern KliniÄŸi doktorlarından Prof.Andreas Straube, baÅŸtaki belli baÅŸlı aÄŸrıların depresyonla ilgili olabileceÄŸini bildirdi. Straube’ye göre baÅŸ aÄŸrısının depresyonla iliÅŸkili olduÄŸu, her gün düzenli olarak tekrarlanan ve kiÅŸinin sinirli olmasına yol açmasıyla anlaşılmakta. Bu durumda aÄŸrı kesici yerine anti depresan alınmasını daha akılcı bulan doktor hastaların düzenli olarak hareket etmelerini de öneriyor. Dünyamızın koruyucu kalkanında yırtıklar varDünyamız, normalde kendisini güneÅŸten yansıyan enerji rüzgarları ve diÄŸer kozmik ışınlardan koruyan bir kalkanla çevrilidir. Fakat zaman zaman bazı yırtıklar oluÅŸabilir. Bilim adamlarının son bulgularına göre bu yırtıklar birkaç saat kadar devam ederek güneÅŸ rüzgarlarındaki elektron ve iyonların atmosferin üst tabakalarına ulaÅŸmalarına neden olabilmekte. Bu durum da kutup ışığı gibi gök olaylarını doÄŸurduÄŸu gibi telsiz ve uydu iletiÅŸimlerinin aksamalarına da yol açabiliyor. ‘Dünya, rüzgar alan eski bir ev gibidir’ diyor Berkeley Ãœniversitesi araÅŸtırmacısı Harald Frey. Manyetik alan her ne kadar dünyayı uzaydan yansıyan ışınlardan önemli ölçüde korusa da bazı ışınlar zaman zaman içeri sızabiliyor. Bilim adamları manyetosferdeki yırtık oluÅŸumuyla ilgili yeni bilgiler sayesinde güneÅŸteki patlamaların dünya üzerindeki etkisini daha iyi önceleyebileceklerini sanıyorlar. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!