OluÅŸturulma Tarihi: Mart 02, 2004 00:00
ErkeÄŸi aldatmak daha kolayAmerikalı psikologlar David Schmitt ve Todd Shackelford, dikkat çekmeden aldatmanın formülünü buldular. Åžimdi ise aldatma tekniklerini içeren bir liste sunuyorlar. Kadın ve erkeklerle yapılan anketlerle ilk baÅŸta 91 farklı yöntem ortaya çıkmış. Bilim adamları bunlar arasında en uygun olanlarını seçmiÅŸler ve ortaya çıkan sonuca göre erkeÄŸi aldatmak daha kolay. Aldatılan erkek her ne kadar eÅŸinin kendisine daha fazla bakım yapması ve daha çok para harcaması halinde şüphelense de kadın davranışlarını deÄŸiÅŸtirmez ve hatta cinsel yönden daha aktif hale gelirse erkeÄŸin kuÅŸkuları yok oluyor. ErkeÄŸin aldanması daha kolay ise de kadının da zayıf yönü yok deÄŸil. ErkeÄŸin birdenbire duygusal sohbetler yapmaya baÅŸlaması ve bunları çocuklarla ilgili gelecek planlarıyla iliÅŸkilendirmesi kadındaki kuÅŸkuları gideren taktikler. Öte yandan kadın ve erkeÄŸin aldatma nedeni evrimsel motiflere baÄŸlıdır diyor bilim adamları. Buna göre kadın duygusal iliÅŸki ve seçeneklerden yararlanmak için erkek ise kolay ulaşılabilir seks için aldatıyor. Sigara bağımlılığında kalıtsal özellikler mi etkiliIrwin Ãœniversitesi bilim adamları sabırsız ve sinirli karakterli insanların, nikotine sakin insanlara göre daha güçlü reaksiyon gösterdiklerini buldular. DoÄŸuÅŸtan varolan davranış özellikleri böylece neden bazı kiÅŸilerin sigaraya bağımlı kalırken diÄŸerlerinin nikotinden kolayca uzak durabildiklerini göstermekte diyor Steven Potkin, Cogntitive Brain Research dergisinde. Bilim adamları araÅŸtırmaları sırasında 86 kiÅŸiyi saldırganlık, tartışmaya ve korkmaya eÄŸimli karakter özelliklerine göre iki gruba ayırmışlar. Her iki grupta da sigara içen ve içmeyen denekler bulunuyordu ve araÅŸtırma süresince tüm deneklere 3,5 veya 21 miligram nikotin içeren ve nikotinsiz bant yapıştırılmış. Bilim adamları beyindeki metabolizma etkinliÄŸini pozitron emisyon tomografisiyle saptamışlar. ‘Sakin’ gruptaki kiÅŸilerin beyin metabolizmasında herhangi bir deÄŸiÅŸiklik saptanmazken, ‘sinirli’ gruptaki deneklerde her ÅŸeyden önce sosyal davranışların kontrol edildiÄŸi beyin bölgelerindeki metabolizma etkinliÄŸi önemle ölçüde deÄŸiÅŸmiÅŸ. Ancak bu grup özellikle de yüksek oranda nikotin aldığında reaksiyon gösterirken, ‘sakin’ grupta düşük oranda nikotin yeterli olmuÅŸ. Potkin, elde edilen sonucun, nikotine doÄŸuÅŸtan reaksiyon gösteren kiÅŸilerin bağımlı olmaya neden daha eÄŸimli olduÄŸunu gösterdiÄŸini söylüyor. Bundan sonraki araÅŸtırmalarda diÄŸer karakter özelliklerinin ve cinsiyetin nikotin bağımlılığı üzerindeki etkisi araÅŸtırılacak. Yeni bir yıldız sistemi bulunduUluslararası bir araÅŸtırma ekibinin yeni bulduÄŸu yıldız sistemi dünyamızdan 13 milyar ışık yılı uzaklıkta bulunuyor. AraÅŸtırmacılar galaksinin evrenin ilk dönemlerinde oluÅŸtuÄŸunu tahmin ediyorlar. Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nden Jean-Paul Kneib, yeni yıldız sistemini Hubble ve Hawaii’deki teleskoplardan biriyle bulduÄŸunu bildirdi. Hubble bu amaçta milyonlarca yıldızdan oluÅŸan Abell 2218 galaksisini zum olarak kullandı. Bu galaksi arkasında bulunan galaksinin ışınını doÄŸal bir ayna gibi yansıtarak görünür kılmış.Astronomlar son görüntülerle evrenin oluÅŸumu için yeni bilgiler edebilmeyi umuyorlar. Tahminlere göre galaksi, ilk patlamadan bir milyar yıl sonraki ‘Karanlık çaÄŸda’ yani ilk yıldızların ve galaksilerin oluÅŸtuÄŸu dönemde geliÅŸmiÅŸ. Konuyla ilgili araÅŸtırma sonuçları ‘Astrophysical Journal’ dergisinde yayımlanacak. Dinozorların yok olması kuramında şüphelerMeksika’daki Yucatan Yarımadası’ndaki Chicxlub’da dünyaya çarpan meteroitin (göktaşı) oluÅŸturduÄŸu, 180 kilometre çapında bir krater var. Bu çarpışma sonucu dinozorları yok eden iklimsel deÄŸiÅŸikliklerin ve yangınların baÅŸladığı kabul edilir. Åžimdi Claire Belcher ve ekibi, buradan 2.000 kilometre uzakta bile büyük bir yangın olmadığını önesürüyor. Grup, Kretasen döneminde türlerin % 85’inin yok olmasına neden olan döneme ait kayalarda hiç mangal kömürü bulmadı. DiÄŸer jeologlar, meteroitin yangın çıkaracak denli sıcaklık yaydığına iliÅŸkin iÅŸaretler olduÄŸunu tartışmıştı.Çarpmanın izleri dünyanın bir çok yerindeki kalıntılarda bulundu. Kretasen-Tersiyer dönemindeki kayalar, meteroitten yayıldığına inanılan iridyum elementi içeriyor. Aynı zamanda, erimiÅŸ kayanın çarpma bölgesinde havaya püskürmesi sonucunda oluÅŸmuÅŸ, küçük camsı kabarcıklar var. Åžimdi, çarpma bölgesindeki petrol, kömür ve gazdan üretilen parçacıklar rüzgarla sürüklenmiÅŸ olabileceÄŸi ileri sürülüyor. Canlıların kitlesel yok oluÅŸlarının bir baÅŸka olası nedeni, meteoritin atmosferde bıraktığı tozun GüneÅŸ ışığını ve sıcaklığını soÄŸurması olabilir. DiÄŸer bir deyiÅŸle, dinozorlar kızarmış deÄŸil, donmuÅŸ olabilir.Telefonda konuÅŸurken daha fazla yalan söyleniyorBilim adamları telefonda e-postalara kıyasla daha fazla yalan söylendiÄŸini saptadılar. Ve her telefon görüşmesi sırasında birden fazla yalan söyleniyor. Cornell Ãœniversitesi psikologu Jeff Hancock’un araÅŸtırmasına göre deneklerin %37’si telefonda yalan söylerken, e-postalarda bu oran sadece %14’te kalıyor. Yüz yüze yapılan konuÅŸmaların ise %27’sinde yalan bilgiler bulunuyor. Bilim adamı New Scientist dergisinde yayımlanan yazısında sonuçların kendisi için sürpriz olduÄŸunu söyledi. Çünkü psikolog e-posta mesajlarında daha fazla yalan söylendiÄŸini tahmin ediyormuÅŸ. Hancock, e-posta mesajlarında daha az yalan söylenmesinin nedenini bilgilerin beyaz üzerine siyahla yazılması ve belleÄŸe kaydediliyor olmasına baÄŸlıyor. Sonuçta yazılı bilgiler ileride geçerli kanıt olarak kullanılabiliyor. Petrol atıkları bakterilerle temizlenecekBatan tankerlerin ardından genelde sahil bölgelerinde petrol birikir. Bilim adamları ÅŸimdi bunları petrol yiyen bakterilerle temizlemek istiyorlar. Bunun mümkün olduÄŸunu Ä°spanyol bilim adamları batık ‘Prestige’ tankeriyle yayılan petrolü temizleyerek kanıtladılar. AraÅŸtırmacılar petrol atıklarında petrolü zehirsiz karbondioksit ve su olarak indirgeyebilen bakteriler bulmuÅŸlar. Fakat laboratuarda yapılan deneyler sırasında temizlik için farklı bakteri türlerinden oluÅŸan grupların gerekli olduÄŸu ortaya çıktı. Yeni araÅŸtırmalar sayesinde zehirsiz bakteri karışımının sudaki, kumdaki ve kayalar üzerindeki petrolü ne kadar sürede indirgediÄŸi belli olacak. Soluk alınca küçük parçacıklar beyne giriyorABD’li araÅŸtırmacılara göre, daha hızlı bilgisayarlar yapımında ve ilaç üretiminde kullanılan küçücük madde öbekleri, soluduÄŸumuzda beynimize gidiyor. Bulgu, hem nanoteknoloji için bir ikaz olarak, hem de dizel motorların saÄŸlığımıza etkilerini daha iyi anlamamıza yararlı olabilir. Günter Oberdörster ve ekibi, fare beyninde 35 nanometrelik karbon parçacıklarının izini sürdü. Beynin kokuyla ilintili bölümü olan koklama yumrusunda solumadan bir gün sonra izleri saptandı ve deney bittikten sonraki yedi gün boyunca da maddeler artmayı sürdürdü. Ä°laçlar gibi maddeler kandan beyine geçebilir ama Oberdöster karbon nanoparçacıkların beyne kokuları toplayan ve sinyalleri ileten hücreler aracılığıyla ulaÅŸtığına inanıyor. Farelerdeki koku alma ile ilgili yayınlanmamış bir çalışmanın bunu doÄŸruladığını belirtiyor.Nanoparçacıkların beyni nasıl etkilediÄŸine iliÅŸkin çok az ÅŸey biliniyor. Nanoölçekli elektronik devreler yapımında kullanılan karbon nanotüplerinin etkileri dünyada henüz esaslı biçimde araÅŸtırılmış deÄŸil. Edinburgh Ãœniversitesi’nden Ken Donaldson, dizel egzozları gibi kaynaklarca üretilen nanoparçacıkların bedenin baÅŸka bölümlerine de zararının düşünülmeye baÅŸlandığını belirtiyor. Kentlerde yaÅŸayanların her defasında 25 milyon nanoparçacık soluduÄŸu tahmin ediliyor. Bunların akciÄŸerlerde iltihaplanmayı baÅŸlatarak solunum yolları ve kalp hastalıklarına neden olduÄŸuna inanılıyor.2050 yılında çok daha fazla insan açlık çekecekAmerikalı tarım ekologu David Pimental’ın öncelemesine göre elli yıl içinde açlık ve kıtlık dünyanın büyük bir kısmına yayılacak. Cornell Ãœniversitesi bilim adamı dikkate alınan tüm faktörlerin günümüzdeki koÅŸulları iyice kötüleÅŸtireceÄŸi konusunda uyardı. Güncel araÅŸtırma sonuçlarına göre 6,3 milyarlık nüfusun neredeyse yarısı yetersiz besleniyor. Dünya tarihinde ilk kez bu kadar kötü bir sonuç elde edildiÄŸini söyleyen Pimentel, açlık çeken insan sayısının artmasından endiÅŸeli. Dünya nüfusu 50 yıl içinde 12 milyara çıkarken, kültüre alınabilecek alanlar da hızla yok olacak. Hesaplara göre erozyon yüzünden her yıl 10 milyon hektarın üzerinde kültür alanı yitirilmekte. GeçtiÄŸimiz on yılda ise kiÅŸi başına düşen tarım alanı %20’nın üzerinde azalmış. Oysa besinlerin %99,8’i tarımdan elde ediliyor. Gerçi tahıl üretimi 1985 yılından bu yana biraz arttı ama bu artış, hızla büyümekte olan dünya nüfusu için yeterli deÄŸil. 12 milyarlık nüfus, verimli toprak, içme suyu ve fosil yakıt gibi en deÄŸerli rezervleri önemli ölçüde yok edecektir diyor bilim adamı. Öte yandan yetersiz beslenen insanların hastalıklara daha duyarlı olmaları da durumu iyice kötüleÅŸtirecektir. Dünya nüfusu ve besin üretimi arasındaki dengenin korunması için tek çözüm, halihazırdaki tarım alanları, içme suyu ve yakıt gibi rezervlerin etkin bir ÅŸekilde korunmasıdır diyen Pimentel, ayrıca daha fazla gıda üretimine izin veren ekolojik tarım yöntemlerinin de geliÅŸtirilmesi öneriyor. Boy-ağırlık indeksi Asya nüfuslarına uymuyorDoktorlar hastaları saÄŸlıklı ya da saÄŸlıksız olarak nitelemek için, kilo olarak ağırlığın santimetre olarak boyun karesine bölündüğü bir indeks kullanır. Dünya SaÄŸlık Örgütü, 18,5’u zayıf, 20,0-24,9’u normal, 25,0-29,9’u çok kilolu, 30 ve yukarısını ise ÅŸiÅŸman (obez) olarak niteler. Bu aralık, Avrupa ve Amerika nufüsları için tasarlanmıştı. Shiriki Kumanyika baÅŸkanlığındaki bir panelde sunulan rapora göre buna uymayan veriler var. Göreli düşük indeks oranlarındaki Asya nüfuslarında tip-2 ÅŸeker hastalığı ve kalp-damar hastalıkları riski var. Bu gruplar için 26-31 yüksek risk demek.Panelde halk saÄŸlığı ölçüsü olarak 23,0 , 27,5 , 32,5 ve 37,5 olarak kullanılması önerildi. DSÖ beslenme uzmanı Chizuru Nishida daha çok veri toplamak için bir çalışma grubu oluÅŸturulduÄŸunu belirtti.Uzmanlar bu indeksin saÄŸlığı ölçmede mükemmel olmadığını daha önce de belirtmiÅŸti. Bazı araÅŸtırmalar yaÅŸlı nüfus için uyumsuzluÄŸun daha çok olacağını gösteriyor. Doktorlar ve hastalar indeksin, sadece kan basıncı ve kan ÅŸekerinin yanısıra kullanılabilecek bir veri olduÄŸu yönünde tavsiye alıyor.Kumanyika indeksin hangi hastaların izleme testine yollanacağı konusunda hala iyi bir ölçüt olduÄŸunu ve karar için bir zemin oluÅŸturduÄŸunu belirtiyor. Uzmanlar yaÄŸ oranını gösterdiÄŸi için bel ölçüsünün yakında saÄŸlık ölçütü olarak kullanılacağını belirtiyor. Yeni optik kablolar sinyal kayıplarını engelliyorYeni süper ince optik kablolar, ışık sinyallerini daha kalın benzerlerinden daha emniyetli bir biçimde taşıyor. Yeni tasarım zayıf bir sinyalin bile kilometrelece taşınabilmesini saÄŸlayacak. Kabloların kenarları o kadar düz ki düğüm bile atılabiliyorlar. Normal kablolar köşelerde bükülmekte zorlanırken, bunlar zorlanmayacak. Elektrik sinyali yerine ışığın kullanıldığı, fotonik çiplerin üretimine yardımcı olacaklar. Yeni üretilen kablo bir milimetrenin 50 milyonda biri kalınlıkta. Bu, saç teli kalınlığındaki bugünkü kablolardan 10.000 kez daha incelik demek. Aynı boyuttaki optik kablolar daha önce ışığı taşımada verimli olamamıştı. Åžu andaki uzun mesafeli optik kabolar her 50 kilometrede bir yükselticiye gereksiniyor. Bu da deniz dibi benzeri koÅŸullarda zorluk demek. Düşük kayıplı kablolar bu gereksinimi ortadan kaldırabilir.ÇoÄŸu ticari optik kablolar cam-silisyum dioksitten ve daha kalın kabloların çekilerek inceltilmesiyle yapılıyor. Daha ince kablo daha zor bir iÅŸlem demek. Bir bölümü geri kalanından daha sıcaksa yumuÅŸuyor ve kolayca kalınlaşıyor.Â
button