Arapsaçı Osmanlı’ya pahalıya patlamıştı

Güncelleme Tarihi:

Arapsaçı Osmanlı’ya pahalıya patlamıştı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 14, 2008 00:00

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın, Arap Ekonomi Forumu’nda, konukların Arap olduğunu unutup, "İşler arapsaçına döndü" demesi, tarihten bir meseleyi de akıllara getirdi. Arap milliyetçilerin Birinci Dünya Savaşı’nda çıkardıkları isyanın gerekçelerinden biri, Osmanlılar’ın ’arapsaçı’ deyimiydi. Arap milliyetçilerin kanını beynine sıçratan Osmanlı deyimlerinden diğeri de, "Ne Arabın yüzü, ne Şam’ın şekeri"ydi...

BİR Arap olan Aziz El Masri, Birinci Dünya Savaşı öncesinde Osmanlı Ordusu’nda görevli bir subaydı. Masri’nin bir diğer özelliği de, Osmanlı Devleti’ni Birinci Dünya Savaşı’na sokan Enver Paşa’nın Harp Okulu’ndan sınıf arkadaşı olmasıydı. Enver ve Talat Paşa’yla İttihat ve Terakki’nin en güçlü 3 adamından olan ve Birinci Dünya Savaşı’nda 4. Ordu Komutanı olan Cemal Paşa’nın Çağdaş Yayınları’ndan Nisan 1977’de çıkan "Hatıralar, İttihat ve Terakki, 1. Dünya Savaşı Anıları" adlı eserinde yazdığına göre, Aziz El Masri bir Arap milliyetçisiydi. Cemal Paşa, Aziz Bey’i, 1904’te stajyer Yüzbaşı olduğu dönemden tanıyordu. Hareket Ordusu’nda da görev alan Aziz Bey’le bir gün rastlaşıp konuşurlarken, Cemal Paşa, Osmanlı birliği ve hilafeti için Arap milliyetçilik akımının tehlikelerinden bahsediyordu.

Köpeklere bile Arap dediniz

Aziz Bey’in yüzü birden değişti. Soğuk bir tavırla: "Arapların, yerden göğe kadar hakları var. Siz Türkler, biz Araplar hakkında şimdiye kadar imhadan, tahkirden, tezyiften başka ne yaptınız ki, şimdi bizden dostça muamele bekliyorsunuz. Unutuyor musunuz ki, İstanbul’da köpekleri çağırmak için "Arap!.... Arap!... Arap!..." dersiniz. En muğlak meseleleri izah için "Arap saçı gibi" dersiniz, "Ne Arabın yüzü! Ne Şam’ın şekeri!" tabiri daima kullandığınız sözlerdendir. (...) Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, Bağdat ve umumiyetle Irak bölgesinin yıkıcısı Hülagü’nün neslinden bir ahlaksız Tatarı, Şam Ordusu’na müşir (mareşal) tayin ettiniz. Arapların Tatarlar aleyhindeki hislerini ve kinini bilmez değilsiniz. Hal böyle iken Osman Paşa’yı 5. Ordu Müdürlüğü’ne göndermek, Arapları aşağılamaktan başka bir amaç taşıyamaz" dedi.

Osmanlı’dan isyancılara geçti

Cemal Paşa, Aziz Bey’i dinledikten sonra Anadolu Türklerinin Araplar hakkındaki büyük hürmetinden bahsederek, her birisi kim bilir ne gibi hadiseler tesiriyle halk dilinde küçük düşürülmüş olmaktan başka bir mahiyete haiz olmayan bu sözleri dikkate almanın, İslam alemi için telafisi imkansız bir felakete neden olabileceğini söyledi. Aziz Bey, bir süre sonra patlayan Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı’ya ihanet eden Mekke Şerifi Hüseyin’in birliklerine karıştı. Aziz El Masri, Şerif Hüseyin’in isyanına yardım ettikten sonra, İbni Suud’un Hicaz Krallığı’nı yıkmasından sonra Mısır’a kaçtı. Mısır’da Arap milliyetçileri arasında saygın bir yer edindi. Mısır Ordusu’na girerek, ordunun modernleştirilmesine çalıştı. Mısır Ordusu’nda Genelkurmay Başkanlığı’na kadar yükseldi. Bu arada Araplar’ın "arapsaçı" potunu kıran Maliye Bakanı Unakıtan’ın aynı zamanda Tatar Ağası olduğunu ve hatta geçtiğimiz günlerde Eskişehir’de Tatar anıtı açtığını duymalarının da ilişkileri daha da gerebileceği konuşuluyor..
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!