Güncelleme Tarihi:
Arap Baharı’nın geldiği durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Arap Baharı, Tunus ve Mısır’daki insanların sosyal adalet ve özgürlük konusundaki beklentilerini karşılamadı. Teknik bir özgürlük kazansalar da hâlâ karınlarını doyuracak yiyecek veya iş bulamıyorlar. Bunun sonucunda “O halde neden bu devrimi yaptık?” görüşü ve ümitsizlik yaygınlaştı. Arap Baharı hızlıca bir kışa dönüştü.
Batı bu durum karşısında nasıl bir tavır alıyor sizce?
- Batı da bu ülkelerin kaderlerini yeniden kendi belirlemeye karar verdi. Bu Libya’da oldu; şimdi sıra Suriye’de. Türkiye de uzun yıllardır oynadığı rolü oynamaya devam ediyor.
Nedir bu rol?
- Şöyle sormak lazım: “Türkiye neden bir NATO ülkesi?” Türkiye’nin Batı dünyasındaki itibarı çok olumlu. Aynı Batı nasıl daha önce kuvvetli generalleri sevdiyse, şimdi de Tayyip Erdoğan ve onun ılımlı İslam modelini destekliyor. Arap ülkesi için örnek aldıkları model bu.
Peki Ortadoğu ülkeleri bu modeli benimsiyor mu?
- Osmanlı nostaljisinin Ortadoğu’da hiçbir önemi yok. Suudi Arabistan gibi en muhafazakâr ülkeler bile Osmanlı’dan nefret ediyor. Tayyip Erdoğan birçok ülkede tanınmıyor bile. Bu imaj, Batı tarafından pazarlanıyor.
Türkiye’nin model olma dışında bir rolü var mı?
- Ortadoğu’da Türkiye, Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri gibi ABD’nin politikalarını devam ettiren bir ülke gibi görülüyor. ‘Ilımlı İslam’ bir retorik olarak kalıyor. Eskisinden farklı hiçbir şey yapmıyorlar. Dış politika da ABD tarafından belirlenmeye devam ediyor. Erdoğan’ın Irak işgalini desteklemesi bunun bir örneğiydi.
Ama bu on yıl önceydi. O arada bir İsrail-Türkiye krizi yaşandı...
- Ne krizi? ‘Kriz’ fazlasıyla abartıldı. Türkiye, İsrail’e tavır konusunda ciddi olsaydı diplomatik bağları tümüyle koparırdı. Büyükelçinin gönderilmesi tümüyle bir şovdu. Sonunda da ilişkilerin düzelmesi için Başkan Obama’dan gelen “Evet, hepimiz yine arkadaşız!” telefonu yetti.
Türkiye’nin Batı’dan uzaklaştığını düşünenler de var...
- Bunun sebebi Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi üye yapmasını reddetmesi. Eğer Türkiye AB’nin parçası olsaydı Batı’dan uzaklaştığına kimse inanmayacaktı.
Sizce İslam ve demokrasi aynı anda yürüyebilir mi?
- Gayet iyi yürüyebilir. Bunun en güzel örneği dünyanın en büyük Müslüman ülkesi Endonezya. Bir diktatörlük vardı ama demokrasiye geçildiğinden beri sorunsuz ilerleniyor. Nitekim Pakistan’da İslamcı partiler yüzde 8’den az oy alıyor. Buradaki sorun, insanlar demokrasi isteyip istemediklerini bilmiyor. Yozlaşmış bir politikacıyı seçmenin diktatör altında yönetilmekten ne farkı var?
Kürdistan’la ilgili saplantılardan kurtulun
Gerçek bir barış süreci için Türkiye’nin son 50 yılda Kürtlere davranışından, 40 bin ölümden ve Kürtlere hiçbir kültürel otonomi vermediklerinden dolayı açık şekilde özür dilemesi gerekiyor. Beraberce ilerlemek için Kürtler dahil Türkiye’deki tüm azınlıkların hakların korunacağı anayasada garantilenmeli. Kürtlere kültürel ve bölgesel gerçek bir otonomi verilmeli. Irak’ta bile bu kadar sert kısıtlamalar yapılmamıştı. Kürdistan’la ilgili saplantılardan kurtulunmalı. Kürt partisi de ayrılıkçı politikalardan vazgeçmeli. Bugünün dünyasında Türk federasyonunun parçası olmak mı daha iyi yoksa Amerikan-İsrail devletinin kukla devletinin mi? Bölgesel otonomi ve anayasal haklarıyla mutlu olmalılar.