Güncelleme Tarihi:
TUTUKLA, TUTUKLAMA
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Keçiören’deki evinde ve resmi konutundaki çalışma ofisinde bulunan dinleme cihazlarıyla ilgili ‘siyasal ve askeri casusluk’ suçlamasıyla sürdürülen soruşturma kapsamında, 17 Haziran’da operasyon düzenlenmiş ve 11 polis gözaltına alınmıştı. Savcı Durak Çetin, polisler Ali Özdoğan, Sedat Zavar, Ahmet Türer, Enes Çiğci ve İlker Usta’yı tutuklama istemiyle mahkemeye sevk etmişti ancak polisler Ankara 9. Sulh Ceza Mahkemesince serbest bırakılmıştı. Savcı Çetin’in itirazı üzerine ise Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi, şüpheli polisleri hakkında tutuklama kararı vermişti. Polislerin avukatları üst mahkeme olan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde karara itiraz etti. Başvuruyu dün görüşen mahkeme, tutuklama kararını kaldırdı.
SOMUT DELİL YOK
Kararda, Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nce tutuklamaya gerekçe olarak gösterilen dinleme cihazı alımına ilişkin şüphelilerden Enes Çiğci adına düzenlendiği iddia edilen faturada, şüphelinin adı ve soyadı olmadığı belirtilerek, şöyle denildi: “Faturanın ne zaman kesildiğine dair bilginin, bu faturadan önceki ve sonraki faturalar ile dip koçanlarının da bulunmadığı görülmüştür. Gizli tanık ‘Hançer 2014’ ise ‘Cihazlar üzerinde yapılan tahrifatlardan dolayı söz konusu ürünlerin benim çalıştığım firmadan alınmış olduğuyla ilgili şu an için net bir şey diyemem’ şeklinde beyanda bulunmuştur. Fatura bilgileri ve tanık beyanlarına göre söz konusu fatura ile Enes Çiğci’nin dinleme cihazı aldığına ilişkin somut bir delil bulunmamaktadır. Dinleme cihazı alındığının kabul edilmesi halinde bu cihazın suça konu cihazlardan olduğuna dair yine somut bir delil bulunmamaktadır.”
ARAMA USULSÜZ
Erdoğan’ın çalışma ofislerinde bulunan dinleme cihazları için yapılan aramaların usulüne uygun olmadığı da vurgulandı. “Suça konu dinleme cihazlarının bulunması ile sonuçlanan aramanın da usulüne uygun olduğundan bahsedilmez. Çünkü dinleme cihazları görüntü kayıtlarının Başbakanlık Başdanışmanı olan sivil bir şahıs tarafından cep telefonu ile tespit edildiği, MİT görevlileri tarafından arama sırasında kamera kaydı yapılmadığı tespit edilmiştir” denildi.
TARİHLER UYUŞMUYOR
Kararda, savcının dinleme cihazlarının şüpheliler tarafından 24-25 Aralık 2011 tarihinde konulduğunu iddia ettiğine de dikkat çekilerek, “Fakat TÜBİTAK raporunda suça konu dinleme cihazlarının konulduğu prizlerde dolgu malzemesi olarak kullanılan poliüretan dolgu malzemenin kullanıldığı tarihin 4-5 Aralık 2011 tarihi olduğu belirtilmiştir. Bu durum karşısında şüphelilerin suç tarihinde dinleme cihazlarını koymaları fiilen imkansızdır. TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz, TÜBİTAK raporunda belirtilen dinleme cihazlarının konulduğu tarihin değiştirilmesi için kendisine baskı yapıldığını belirtmiştir” değerlendirmesi yapıldı. Şüpheliler hakkında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delilerin bulunmadığı, kaçma kuşkularının da olmadığı Ankara 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nin tutuklamaya yönelik yakalama kararının kaldırıldığı belirtildi. Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından 9 Ocak 2014’te TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Makine Mühendisliğinden yeni bir rapor alındığı da anlatılarak, “Savcılık tarafından bu raporu veren bilirkişinin konunun uzamanı olamayacağı dikkate alınmamış ve ayrı bir rapor alma yoluna gidilmemiştir” denildi.