Araları düzeldi mi?

Güncelleme Tarihi:

Araları düzeldi mi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 16, 2002 01:58

Başında bulunduğu BDDK, Hazine Bakanı Kemal Derviş'e bağlandığında Başbakan Bülent Ecevit'e istifasını verip Almanya'ya gitmişti.

Ancak, bu olay Ecevit ile Temizel'in ilişkisinde bardağı taşıran son damlaydı.

Ecevit'le aralarının soğumasına asıl işadamı Kamuran Çörtük'ün Bükreş'teki bankası Banco Turco Romana yol açmıştı.

Bu bankanın nakit sıkıntısı içine girmesi ve Romanya'daki bütün bankacılık sistemini tehdit eder hale gelmesi Türkiye'nin Romanya'daki -görüntüsünü bozunca, Başbakan Ecevit, çareyi bir kurtarma operasyonunda bulmuştu.

Plan şuydu: Vakıfbank, 25 milyon doları bu bankanın içine konmak üzere Romanya Merkez Bankası'na gönderecek; karşılığında da Çörtük'ün Türkiye'deki bir yatırımının hisselerini teminat olarak alacaktı.

Temizel, BDDK Başkanı olarak bu operasyona karşı çıktı, Ecevit'in bütün ricalarını geri çevirdi.

Ecevit'in kendisine direnmesi yüzünden Temizel'e ciddi bir şekilde içerlediği biliniyor.

Temizel, bir buçuk yıl süren bir kopukluktan sonra geçen ay Ecevit'in ‘‘size ihtiyacımız var’’ şeklindeki davetine uyarak yeniden DSP'ye döndü, DSP'nin seçim bildirgesinin hazırlayan ekibin en önemli kurmaylarından biri oldu.

Artık Kemal Derviş, aralarında bir gölge olmaktan çıkmıştı.

Banco Turco Romana da Temizel'in karşı çıktığı kurtarma operasyonu sonuçlandırılamadığı için çoktan kapanmıştı.

Ancak milletvekili aday listeleri açıklandığında, bütün bunların buzların çözülmesine yetmediği görüldü.

Adaylık başvurusu yapmadığı halde kendisinden aday olması istenen Temizel, İstanbul'da Ecevit'in eski koruma müdürü Recai Birgün'ün altında beşinci sıraya konularak kamuoyu karşısında sıkıntılı bir durumla düşürüldü.

Üstelik, Ecevit de bu duruma üzüldüğünü açıklayacaktı.

Belli ki, Rahşan Hanım, Temizel'i henüz affetmemişti.

Gürel ANAP’la çalışan elçileri biçti

Koalisyon, içten aldığı darbelerle çatırdamaya devam ederken, Dışişleri Bakanlığı'ndaki yeni büyükelçiler kararnamesi de bu çatırtıdan nasibini aldı. Görevleri gereği koalisyonun ANAP kanadıyla çalışmak durumunda olan büyükelçiler, DSP'li Dışişleri Bakanı Prof. Şükrü Gürel'in hışmına uğradılar. Bunların başında TBMM'den geçen son AB uyum yasalarının mimarı olan AB Genel Sekreteri Büyükelçi Volkan Vural geliyor. Büyükelçi Vural'ın kıdemi itibarıyla Londra'ya atanması beklenirken, Vural kendisini İspanya'nın başkenti Madrid'de buldu. Yurtdışına çıkış sırası gelmiş olan Mesut Yılmaz'ın dış politikadan sorumlu Başdanışmanı Büyükelçi Barlas Özener ise hiç listeye konmadı. Keza ANAP'lı Rüştü Kazım Yücelen'e İçişleri Bakanlığı döneminde dış politikadan sorumlu başdanışmanlığını yapan Büyükelçi Ferhat Ataman da liste dışı kaldı. Dışişleri kulislerinde, Türkiye'nin Stockholm Büyükelçisi Selim Kuneralp'in buradan Kore'ye kaydırılmasında ise İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in bu büyükelçi aleyhinde yürüttüğü kampanyanın da etkili olduğu konuşuluyor. Perinçek, Kuneralp'in AB Temsilcisi Karen Fogg'a gönderdiği bir e-mail'i açıklayıp, kendisini ‘‘vatan haini’’ ilan etmişti. Kuneralp, bu mesajında, Stockholm'e gitmeden önce AB Genel Müdürü olarak yakın çalışmak durumunda olduğu Fogg'a, kendisine göndereceği elektronik posta mesajlarını büyükelçilik adresine değil, özel adresine yollamasını istemekteydi. Perinçek'e göre, bu mesaj her şeyi açıklamaya yeterliydi.

Dışişleri'ne dönüyor

TBMM'nin son dönemde en renkli, en çok ses getiren milletvekillerinden biri olan Mehmet Ali İrtemçelik, siyaseti bırakarak, sessizce Dışişleri Bakanlığı'na dönmeye hazırlanıyor. İrtemçelik, gazetecilere bu kararıyla ilgili olarak ‘‘Benim tek kutsalım vardır; o da Türkiye'dir, Türkiye'nin çıkarlarıdır, esenliğidir. Mevcut koşullarda ülkeme hizmet açısından mesleğime dönmemim daha isabetli olacağını, orada daha verimli olabileceğimi değerlendirdim’’ demekle yetiniyor. İrtemçelik, 1999 seçimlerinde yakın arkadaşı ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın daveti üzerine ANAP'tan İstanbul'da liste başı olarak TBMM'ye girmiş, insan haklarından sorumlu Devlet Bakanlığı'nı üstlendikten sonra Mayıs 2000'de bu görevinden ayrılmıştı. Daha sonra Yılmaz'la yolları tümüyle ayrılan İrtemçelik, Ekim 2001 tarihinde de ANAP'tan istifa etmişti. Kasım seçimlerinden sonra Dışişleri'ne dönecek olan İrtemçelik, kendisine yeni bir büyükelçilik görevi verilmesini bekleyecek. İrtemçelik, daha önce Türkiye'yi Ürdün ve Bulgaristan'da büyükelçi olarak temsil etmiş, merkezde Müsteşar Yardımcılığı görevinde bulunmuştu. İrtemçelik, soranlara siyaset anılarını basına anlatmak niyetinde olmadığını söylüyor. Nedeni çok basit. O, 4 Kasım'da bir devlet memuru.

Evde var, büroda yok

İlk bakışta görüntüde hiçbir değişiklik yok.

Ekip, aynı ekip.

Örneğin, Başbakanlık Eski Müsteşarı Ahmet Şağar çalışma masasının hemen sağ tarafındaki koltukta oturuyor.

Masanın sol ucundaki koltukta ise TBMM Eski Başkan Vekili Ali Ilıksoy.

Tam karşıdaki kanepede ise Ardahan Milletvekili, bağlama üstadı Faruk Demir pozisyon almış.

Odası başka katta olmakla birlikte İstemihan Talay da arada bir içeri giriyor.

Bir başka deyişle, Hüsamettin Özkan'ın Başbakanlık'taki eski makam odasındaki kompozisyon, Hoşdere Caddesi'ndeki YTP merkezinin üçüncü katındaki yeni odasında da aynen karşınıza çıkıyor.

Gelip giden trafiği, telefon yoğunluğu da pek değişmiş sayılmaz. Konuklara masadaki tabaktan Aydın inciri ikram ediliyor.

Ama arada şu önemli fark var:

Duvarda, Ecevit'in fotoğrafları asılı değil.

Aslında yeni makam odasının duvarında hiçbir fotoğraf ya da tablo asılı değil. Duvarlar herkese tarafsız bir çizgide duruyor.

Gelgelelim, çalışma masasının hemen arkasındaki iki dar pencereden arkadaki apartman ve yüksek binaların silûeti ve biraz da Ankara'nın çanakta kalan bölümünün manzarası gözüküyor.

Ama, Özkan'ın Oran'daki evinde, Ecevit'in fotoğrafları hálá duvarları süslemeye devam ediyor.

İşin bu kısmı galiba buruk bir öykü.

Dili, yumruğundan beter

TBMM Kampusu'nde polis tokatlamasıyla ünlenen MHP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, fındık taban fiyatı açıklanmadığı takdirde, Başbakanlık önünde açlık grevi dahil protesto eylemi gerçekleştireceğini duyurduğu açıklamada ‘‘Evlere şenlik’’ yanlışlar yaptı.

Enginyurt, baştan aşağı imla ve maddi hatalarla dolu yazılı açıklamasına da 12.09.2002 yerine 12.10.2002 tarihini attı. ‘‘19 Eylül Pazartesi’’ gününe kadar fındık taban fiyatının açıklanmasını isteyen Enginyurt, ‘‘17 Eylül Salı’’ günü eylem yapacağını bildirdi. Oysa Enginyurt'un açıklamasında ‘‘19 Eylül Perşembe’’ demesi gerekiyordu.

Enginyurt, Devlet Bakanı Masum Türker'den de ‘‘Mahsun Türkel’’ diye söz ederken, ‘‘Bu kadar da olamaz’’ dedirtti.

Enginyurt metinde, ‘‘trilyon’’ kelimesini de, ‘‘tirilyon’’ biçiminde yazdı.

Bu gidişle, Enginyurt'un en kısa zamanda MHP parti okulunda Türkçe ve imla kurslarına kaydolması gerekiyor.

Web sözlükte en çok bakılan kelime: İttifak

PARTİLER
arasında çapraz bulmacaya dönüşen ittifak bilmecesi, Türk Dil Kurumu'nun (TDK) internetteki Türkçe Sözlük'ünde de en çok anlamına bakılan kelime oldu.

TDK'nın Güncel Türkçe Sözlük sayfasını iki ayda 300 bin kişi ziyaret etti. İnsanların sözlükte ‘‘ittifak’’tan sonra en çok baktığı ikinci sözcük ise, halkın yıllardır altında ezildiği ‘‘enflasyon’’ kelimesi.

Bu kelimeyi ‘‘iltihak’’ ile, kadın ve erkek cinsel organlarının adı izledi.

‘Liberal’in sözlük anlamı da, en çok aranan kelimeler arasında yer aldı.

TDK, hem dildeki gelişmeler, hem de vatandaşlardan gelen istekler doğrultusunda, sözlüğe derin devlet, otel faresi, taşlanmış kot gibi bin 146 yeni sözcük de eklemiş.

Belki de vatandaşın sözlüğe ilgisi, Türkiye'de birçok sözcük ve kavramın anlamını yitirmesi, içinin boşalması ile ilgili.

Olur da, bir sözcük artık size bir şey ifade etmez, anlamı belirsiz gelirse, sözlüğe http://www.tdk. gov.tr/sozluk.html adresinden ulaşabilirsiniz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!