Aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor çünkü onun cep telefonu yok

Güncelleme Tarihi:

Aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor çünkü onun cep telefonu yok
Oluşturulma Tarihi: Kasım 14, 2010 00:00

Gazetedeki arkadaşlarıma, “Cep telefonu kullanmayanlarla ilgili haber yapmak istiyorum” dediğimde kimi, “Yok öyle kimse” dedi, kimi “Yani imkansızı haber yapacaksın” diye dalgasını geçti. Tam ümitsizliğe kapılıyordum ki, yavaş yavaş “Şu da kullanmıyor, bu da kullanmıyor” diye haberler gelmeye başladı. Ama çoğu asılsız ihbardı!

Zira kullanmıyor sanılan herkes “Beni arıyormuşsunuz buyurun” diyerek, cep telefonlarından beni geri arıyordu. Nihayet kullanmayan beş kişiye ulaştığımda, görüşmelerimizi dijital kayıt cihazıma kaydettim. Ancak iki gün sonra, dijital cihazımdaki tüm kayıtlar manyetik alan etkisinde kaldığı için uçuverdi. Galiba, cep telefonu kullanmayan birilerini aradığım için teknoloji tanrıları beni cezalandırıyordu. Daha da kötüsü, tekrar bu insanlara ulaşmak o kadar zordu ki, çünkü cep telefonları yoktu!

Adalet AĞAOĞLU (Yazar)
Tüketime rap rap ayak uydurmayacağım


Cep telefonu kullanmıyorum. Oysa, benim 20. yüzyıl için söylediğim plastik çağını aştık, elektronik çağı dahi aşmak üzereyiz. Şimdi artık, insanın ses hızına eşit bir hızla buradan oraya göç eyleyebileceği üstünde çalışılıyor. Buna rağmen ne cep telefonum var, ne e-mailim. İnsanın kimlik, kişilik haklarına saygım sonsuz fakat tek tipleştirilmesine fazlasıyla karşıyım. Tüketimin emirlerine rap rap rap adım uydurmak, bir sürü üyesi haline gelmek bana göre değil. Yalnızlığı göze almak bana yabancı gelmemekte. E-mail ya da cep telefonu kullanırsam, yazarlığıma ayıracağım zaman da elden çıkar. Teknolojiye güvenmiyorum. Bilgisayarla mecburen dostluk kurdum. Daktilomu onaran usta birden ortalıktan yok oldu. Elimde makine oradan oraya kapı kapı dolaşacak halim de kalmadı artık. Bilgisayarı daktilo gibi kullanıyorum. Ve yine de her zaman olduğu gibi tekrar tekrar yazdığım 30 sayfalık başlangıç bölümü kaybolup gitti. Üstelik kaybeden ve yeniden bulamayan da bilgisayar uzmanı. Sanırım artık en başa, el yazısına dönmek üzereyim.

Erol MÜTERCİMLER (Yazar)
Benimki tövbe değil, ilke


2008 yılında gözaltına alındığımdan beri cep telefonu kullanmıyorum. Devlet unsurlarının, hiç tanımadığım insanlar tarafından 47 telefon konuşmamı burnuma dayaması, kendimi çırılçıplak hissettirdi. Özel yaşamın canına okudular. Cep telefonu yaşamı sabote ediyor. Son iki yıldır o kadar rahatım ki, hiç eksikliğini hissetmiyorum. Beni bulmak isteyen ofise notlar bırakıyor, yine beni buluyor. Zerre eksikliğini hissetmiyorum, nasıl mutluyum anlatamam. Etrafımdakiler telefon kullanayım diye baskı yapıyor. Dört-beş kez telefon getirenler, hatta sonu 1923’le biten telefonları bulup getirmek zahmetine bile katlananlar oldu. Arabam arıza yapsa, Karayolları’nın yollarda kurduğu telefonları kullanıyorum. Yolda sizi görünce duran oluyor. Bu ülkede demokrasi kurulana, devlet kişiden delile gitmeyi bırakana kadar elime cep telefonu almayacağım. Benimki cep telefonu kullanmamaya bir tövbe değil, bir ilke. Demokrasi sadece benim meselem değil. Devlet, bunu hayatımı kolaylaştırmak için kullanmamı bana hissettirene kadar kullanmayacağım.

Mustafa Alabora (Tiyatrocu)
Eksikliğini hiç hissetmiyorum

Cep telefonuna ısınamadım. 1980 yılında Şehir Tiyatrosu’ndan kovuldum. Dokuz yıl işsiz kaldım ve bir buçuk yıl balıkçılık yaparak hayatımı kazandım. O zamanlar ev telefonları çok para ediyordu ve ev telefonunu iyi bir paraya satıp, bir buçuk ay evi geçindirmiştim. Yani aslında telefonların hayatımdaki yeri önemlidir. Sonra tiyatroya döndüğümde, bütün arkadaşlarımın cep telefonu aldığını gördüm. Özel hayatım yok olacak dedim ve herkesin yaşadıklarını görünce haklı çıktım. Hayatımda cep telefonum yok diye hiçbir eksiklik hissetmiyorum. Şimdi de bulmak isteyen buluyor. Evimde telesekreterim var, sürekli mesaj var mı diye kontrol ediyorum. Ya da siz kime ulaşmak istiyorsanız ulaşıyorsunuz. Kaldı ki, cep telefonu olduğu halde ulaşılamayan insanlar var. Aslında oğlum Mehmet Ali de kullanmıyordu. 10 ay önce evlenip şehir merkezinden uzağa taşınınca onun da artık bir cep telefonu oldu.

Tolga Meriç (Editör)
Geçen yıl hattımı kapattım


Zamanın cep telefonlarından önceki aheste akışını özlüyordum. Bir yıl kadar önce, hattımı kapattım. Yakın çevremde buna sevinenler ya da imrenenler kadar, tuhaf bir alınganlığa kapılanlar da oldu. Kimileri de dünyanın öteki ucuna gittiğimi sanıp, bir daha görüşemeyecek miyiz, diye endişelendi. Ev telefonu ya da bilgisayar aracılığıyla da her şeyin pekâlâ eskisi gibi yürüyebileceğine inanamadılar önce. Fakat kısa bir kaos döneminin ardından her şey normale döndü.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!