Arabesk dinlersiniz ya da dinlemezsiniz ama onun varlığını bilmelisiniz Hakkı Bulut

Güncelleme Tarihi:

Arabesk dinlersiniz ya da dinlemezsiniz ama onun varlığını bilmelisiniz Hakkı Bulut
OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 02, 2003 00:00

Hiçbir zaman Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur ya da Müslüm Gürses gibi olamadı. Yurdumun ücra köşelerinde stadyumları doldurdu, kimselerin ruhu duymadı. 'Henüz üç yaşında bir kardeÅŸim var / Seni ondan bile kıskanıyorum', 'Yazdığın son mektup ÅŸu an elimde / Okuyup aÄŸlıyorum her kelimede', 'Ä°kimiz bir fidanın güller açan dalıyız / Ben seninle sen benimle bu hayatı yaÅŸamalıyız' gibi hit ÅŸarkıların bestecisi. Hakkı Bulut, müzik yaÅŸantısının 34. yılında 50. albümünü çıkardı. Arabesk dinlersiniz ya da dinlemezsiniz ama kitleleri etkisi altına alan ilkokul öğretmeni Hakkı Bulut'un en azından varlığını bilmelisiniz. 3 Åžubat 1945'te Tunceli Ä°li, Mazgirt Ä°lçesi Aktarla köyünde doÄŸar. Bu köy ilerleyen yıllarında 'Ben Köylüyüm' adlı ÅŸarkısına 'Tertemiz duygularla seni sevdiÄŸim için bana köylü diyorsun, ben köylüyüm sevgilim' diye söz yazmasına vesile olacaktır. Altı koyunu, on ineÄŸi olan çiftçi bir babanın altı çocuÄŸundan biridir. Üç erkek, iki kız kardeÅŸi vardır. Hayatları köyle Adana arasında gidip gelmekle geçer. Babaları köyde geçimin zor olduÄŸunu bildiÄŸi için ailesini toplayıp, mevsiminde Adana'ya buÄŸday biçmeye gitmektedir. ‘KardeÅŸlerimin bir kısmı Adana'da doÄŸdu. Bizim köyde yaÅŸam iyice zorlaşınca biz temelli Adana'ya taşındık. Ama bu git gel içerisinde ben ilkokulu doÄŸduÄŸum köyde, orta biri Tunceli, orta ikiyi Mazgirt, orta üçü de Adana'da bitirdim.’Orta üçten sonra Adana'nın Ceyhan ilçesine temelli yerleÅŸirler. Adana Erkek Lisesi’nden mezun olduktan sonra, Adana öğretmen okulunu bitirir. Hakkı Bulut öğretmen olup, eli ekmek tuttunca Saadet Hanım'la evlenir. Tam 37 yıldır süren mutlu evliliklerinden dört kız (Özgül, Sevgi, Emel, Nazlı) bir erkek (Özbey) olmak üzere beÅŸ çocukları olur. Öğretmenlik yaptığı yıllarda bir taraftan da müzikle ilgilenir. Çünkü çiftçi babası yıllarca her akÅŸam günün yorgunluÄŸunu saz çalarak atmış, onu dinleye dinleye kulağında ve yüreÄŸinde müzik sevgisi yer etmiÅŸtir.GENCEBAY ARKASINDAYDIMüzikle yakın iliÅŸkisi 1969 yılında Adana'da yapılan Altın Ses Müsabakası’nda birinci olunca resmileÅŸir. Yarışmanın hemen ardından plak teklifi gelir. Büyüklerine akıl danışır, ilk plak için yetkililerden 500 lira ister. Sıkı bir pazarlığa tutuÅŸurlar. Fiyat düşe düşe 50 liraya kadar düşer. O da Ä°stanbul'a geliÅŸ gidiÅŸ için yol parasına harcanır. Ä°stanbul'a gelir gelmez stüdyoya kapanır. Arabeskin 'baba'sı Orhan Gencebay arkasında baÄŸlama çalar, o da ÅŸarkılarını söyler. Böylece 'Leylam' isimli ilk 45'lik piyasaya çıkar. Ama emekler boÅŸunadır. Leylam tutmaz, o da Adana'ya, öğrencilerine ve öğretmenlik hayatına geri döner.Ä°lk yenilginin üzerinden bir yıl geçer. Cesaretini, gücünü ve bestelerini toplayıp tekrar Ä°stanbul'a gelir. Ä°lerleyen yıllarda 7'den 70'e herkesin diline pelesenk olacak 'Ä°kimiz bir Fidanız' isimli ÅŸarkısını söyler (1970). Aslında bu ÅŸarkıyı 1965 yılında bestelemiÅŸtir: ‘‘O zaman evli de deÄŸildik. Birine bestelemiÅŸtik. Son derste talebeleri gönderdim. Ben okulun üst başındaki yola çıktım. Manevi bir kuvvetin etkisiyle söylemeye baÅŸladım. ‘‘Yola çıkmış arıyorum, kaybettim aÅŸkımı / Nolur bana ümit verme seveceksen baÅŸkasını...’’İkimiz Bir Fidanız, Elazığ, Erzurum, Diyarbakır, Van'da peynir ekmek gibi satılır. Ä°stanbul'daki plak firmaları, doÄŸuyu kasıp kavuran bu ÅŸarkının peÅŸine düşerler. Ä°lk olarak plak yapımcısı YaÅŸar Kekova ÅŸarkıyı alır ve NeÅŸe Karaböcek'e götürür. Karaböcek, 'Gülün dalında sevgili mi olur yahu' diyerek ÅŸarkıyı okumaz. Åžarkı Zerrin Özer'in ablası Tülay Özer'e kısmet olur. Özer'in okumasıyla 'Ä°kimiz Bir Fidanız' patlar. Åžarkının arabesk yorumunu ise Kamuran Akkor, kendi albümünde söyler.Aradan beÅŸ yıl geçer. BeÅŸ yıl sonra üçüncü denemeyi yapmak üzere tekrar Ä°stanbul'a gelir. Bu sefer yanında çok tutacağına inandığı 'Ben Buyum' isimli bir ÅŸarkı vardır: Yalanla kuramam aÅŸkın temelini / Allah'tan korkarım aldatamam seni/Yeminler uydurup çalamam kalbini / AÅŸkın öldürse de mahvetse de beni / Ben buyum seversen canım sana feda / Ben buyum sevmezsen bana de elveda... ONUNKÄ° ACISIZ ARABESKBen Buyum, onu şöhrete kavuÅŸturur. Şöhret olur ama öğretmenliÄŸi bırakamaz. Ä°stifa etmek, kolundaki altın bileziÄŸi bir kenara savurup temelli Ä°stanbul'a yerleÅŸmek zor gelir. Bu sebeple hayatının iki senesi Ä°stanbul-Adana karayolunda geçer. 1976 yılında öğretmenliÄŸi bırakır ve Ä°stanbul Yedikule'ye yerleÅŸir. Artık o Hakkı Bulut'tur. Falcı, Ben Köylüyüm, Dokunmayın Dünyama gibi eserleriyle bugünkü arabesk müziÄŸinin temellerini atar. Ä°lerleyen yıllarda 6 Altın Plak, 1 Altın CD, Ben Tövbemi Geri Aldım, Son Mektup isimli Long Play çalışması ile Altın Long Play alır.1988 yılında ülkede esen arabesk fırtınasını bir nebze kontrol altına almak için Kültür Bakanlığı Hakkı Bulut'tan 'örnek' bir parça ister. O sıralarda bir milyon adet satmış olan 'Seven Kıskanır' adlı ÅŸarkı, ufak deÄŸiÅŸiklikler yapılarak Kültür Bakanlığı'na sunulur. Åžarkı TRT ekranlarında halka ve Atatürk Kültür Merkezi'nde basına dinletilir. Ertesi gün Ankara'dan acar bir gazeteci haberine 'Acısız Arabesk halka dinletildi' diye baÅŸlık atar. Bu gazeteci 'Günaydın Türkiye' adlı haber programın yapımcısı, ekranların en komik habercisi Metin Uca'dan baÅŸkası deÄŸildir. 'Acısız arabesk' deyimi televole misali medyanın her alanına yayılır.AÇILIÅž KISKANIYORUM’LA‘Yıllardan beri çok büyük haksızlıklara uÄŸradım. Ben çok iyi beste ve güfte yaptığıma inanıyorum. Bunlar halkın dilinde marÅŸ gibi. Kültür Bakanlığı benden ÅŸarkı istediÄŸi zaman ülkede arabesk kötü durumdaydı. Her gün yeni bir çocuk ÅŸarkıcı türüyordu. Bakanlık bir komisyon kurup sanatçıları dinledi. Beni, Orhan'ı, Ferdi'yi, Müslüm'ü dinlediler. 'Halkın duygularına tercüman olabilecek ses tonu Hakkı Bulut'ta var' deyip benden eser istediler. Åžarkıyı eleÅŸtiren insanlar 'acısız arabesk' deyimini ortaya çıkarttılar. Yoksa ben acısız arabesk yapıyorum falan demedim.’ Seven Kıskanır'la TRT tarihinde bir ilk gerçekleÅŸir, TRT kapılarını bir arabeskçiye aralar. Ama bu durum pek de uzun sürmez. Dönemin kültür bakanı Tınaz Titiz görevden ayrılıp, yerine N. Kemal Zeybek geçince yasaklar tekrar devreye girer ve kapılar kapanır. 'Seven Kıskanır' TRT'de bir daha çalınmaz. Ama halk ÅŸarkıyı iyice benimser. Hakkı Bulut yıllardır her verdiÄŸi konseri 'Kıskanıyorum'la açar 'Kıskanıyorum'la kapatır. 'Henüz üç yaşında bir kardeÅŸim var / Seni ondan bile kıskanıyorum...' ‘Kıskanmak marazi olmamak kaydıyla iyidir. Kıskanma olmazsa o hayvani bir duygu olur. Onun adı sevgi deÄŸildir. Bu mecazdır. 'Seni o kadar çok seviyorum ki o sevgiyi hiç kimseyle paylaÅŸamam' demektir. Hatta üç yaşındaki masum kardeÅŸimden bile kıskanıyorumdur. Bir of çeksem karşıki daÄŸlar yıkılırda da aynı ÅŸey vardır. Bir ofla daÄŸ yıkılsaydı bu kadar dozere, dinamite gerek kalmazdı.’’ Dönemin sinema furyasına o da ayak uydurur. Dinleyici potansiyelinden faydalanmak isteyen film yapımcılarının tekliflerini kabul eder ve peÅŸ peÅŸe 12 film çevirir.‘Aslında bana ilk film teklifi 1971'de geldi. O zamanlar Adana'dayım. Filmciler gelip, beni sormuÅŸlar. Ben Osmaniye'nin Kumbarlı köyünde öğretmenlik yapıyordum. Köye ulaÅŸmak için bir dereyi geçmek gerekiyor. Mevsim ilkbahar, dere sel. Sele girip boÄŸulmaktan, Ceyhan Irmağı’na karışmaktan korkmuÅŸlar ve geri dönmüşler.’ Ä°lk filmi Dokunmayın Dünyama'yı 1977'de Aysun Güven'le çevirir. Ä°yi para kazanmaz ama şöhretine şöhret ekler. Hüseyin Peyda, Suna YıldızoÄŸlu, Nazan Berk gibi dönemin starlarıyla oynar. Sinema salonlarının önünde bir kilometrelik kuyruklar olur. Hatta bir gün Ä°zmir'de kendi filmini izlemek için iki saat kuyrukta bekler. Derken bir sinema görevlisi onu tanır ve halk parçalamasın diye makine dairesine götürür. (Yakında tekrar kamera karşısına geçmeye hazırlanıyor. Yılmaz ErdoÄŸan'ın yönetmenliÄŸini yaptığı 'Ölümsüz AÅŸk' adlı TV dizisinde mahallenin kasabını canlandıracak.) Çok ünlü, çok güçlüdür artık. Ama çok paralı deÄŸildir. Çünkü oyunu kurallarına göre oynamamıştır. Büyük prodüktörlerle çalışmadığı için küçük paralar kazanır. Son model arabalara binemez, Etiler'de villalar alamaz. (Hálá ailesiyle birlikte Ä°stanbul'a ilk geldiÄŸi yıllarda aldığı Åžirinevler'deki bir apartman dairesinde oturuyor.) MeslektaÅŸları 40 bin dolara konser verirken o iki bin dolar alarak stadyumları doldurur. Ä°ki günlük besteciler ÅŸarkılarını 20 bin dolara satarken o 'Canınız saÄŸolsun gönlünüzden ne koparsa onu verin' der. ‘Biz DoÄŸu'dan Adana'ya yerleÅŸtiÄŸimiz için Adana'yı Türkiye'nin merkezi kabul ettik. Kazandığım bütün paraları Ceyhan'a yatırdım. Açık konuÅŸayım Ceyhan'da apartman bile aldım. Ama hiçbiri para kazandırmıyor, ölü yatırım.’ MeslektaÅŸları gibi bir dönem ticarete de atılır. 'Sanatçı adamdan iÅŸadamı olmaz'ı yaÅŸayarak öğrenir. O gün bugündür dünyada mala mülke deÄŸil can saÄŸlığına ve insan saÄŸlığına önem veriyor. Yıl 2003. Hakkı Bulut müzikteki 34. yılını doldurdu ve 50. albümünü çıkardı. 650'ye yakın beste ve güftesi var. Zerrin Özer, Kibariye, Ä°brahim Tatlıses gibi birçok sanatçıya beste verdi. GeçtiÄŸimiz günlerde 'Ä°kimiz Bir Fidanız' adlı ÅŸarkısını da Sertab Erener'e sattı. Erener ÅŸarkıyı son albümünde okuyacak. Ve o okuyunca ÅŸarkı pop olacak. Hakkı Baba, ‘Bize arabeskçi dediler biz de kabul ettik. Ama benim ÅŸarkılarımı popçular okuyor. Onlar okuyunca mı pop oluyor?’ diye soruyor.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!