Güncelleme Tarihi:
Öcalan'ı 24 saat evinde saklayan Yunanlı kadın yazar Damianaku, bu saatlerin rüya gibi geçtiğini anlattı. Damianaku, ‘‘Banyoda unuttuğu tişörtünü kutsal bir hatıra olarak saklayacağım’’ dedi.
Bölücübaşının Atina'daki evinde 24 saat saklayan Yunanlı kadın yazar Vula Damianaku, Öcalan'ın banyosunda unuttuğu tişörtünü, ‘kutsal bir hatıra’ olarak saklayacağını söyledi.
Güney Kıbrıs'ta haftalık yayımlanan Periodiko Dergisi'ne Öcalan'la Nea Makri semtindeki evinde geçirdiği 24 saati anlatan yazar, ‘‘Bir rüya gibiydi’’ dedi. Damianaku öyküsünü şöyle anlattı:
‘‘Kızımla evimizin bahçesinde otururken hızlı adımlarla birilerinin bize yaklaştığını gördük. İki kez ‘Kim o' diye bağırdım. Cevap alamadım. Korkmuştuk. Derken Antonis Naksakis (PKK'ya desteğiyle tanınan emekli Yunan amiral) belirdi. Öcalan'ı evimizde saklamamız gerektiğini söyledi. Başımızın üstünde yeri olduğunu söyledim. Evin önünde park etmiş arabasına koştu. Öcalan, karşımdaydı. Müteşekkir bir ifadeyle karşımda durdu. Üstünde gri bir kostüm ve koyu mavi bir paltosu vardı. Öcalan, bayan tercümanı, Naksakis, ben ve kızım odaya geçtik.’’
TÜRKÇE RADYOYU DİNLEMİŞ
‘‘Naksakis gittikten sonra Öcalan ‘Korkuyor musunuz' diye sordu. Kendim için değil onun için korktuğumu söyledim. Öcalan'a kitaplık olarak kullandığımız, içinde küçük bir yatak olan odayı verdik. İçeri bir soba koyduk, battaniye verdik. Bu sırada Naksakis’le koruma için iki Kürt genci de geldi. Bir ara cep radyosundan bir Türk istasyonunu dinliyorlardı. Ertesi gün Öcalan'ın uyanmasını bekledik. Saat 12.00'ye yaklaşıyordu. Sobadan başına birşey geldiği korkusuna kapıldık. Nihayet kapıda belirdi. Sırtında lacivert bir eşofman vardı. Duş yapmak istediğini söyledi. Banyodan dönüşte üzerine spor bir kıyafet giymişti. Uzun zamandır bu kadar iyi uyumadığını anlattı. Türkiye'yi, mücadelelerini anlattı. Karşı tarafın güvenini hemen kazanabilen bir insan. Yunanlılar'ın kendisine bir tuzak hazırlayıp hazırlayamayacağını sordu. Ona Yunanlılar'la Kürtler'in dost olduğunu anlattım. Naksakis onu almaya Herşey bir rüya gibiydi. Banyoda unuttuğu tişörtünü bir kutsal hatıra olarak saklayacağım.‘‘