Güncelleme Tarihi:
FP Genel Başkanı Recai Kutan, kongrede rakibi olacak Abdullah Gül'e meydan okudu. Kutan, eskiden güreş yaptığını anımsatarak, ‘‘Mindere çıksak kafakol çekip, acı kavun gibi yere sererim’’ dedi. Kutan, dün memleketi Malatya'da bir grup gazeteciyle yaptığı kahvaltıda şu ilginç açıklamaları yaptı:
ÇEKİLMESİN Abisi olarak Abdullah Gül'e bu noktadan sonra adaylıktan çekilmemesini tavsiye ediyorum. Çünkü açıkça çıktı adayım dedi. Bunu Gül'ün kişiliği bakımından söylüyorum. Zaten çekileceğini de zannetmiyorum. Kesin bir yüzde veremem ama bu kongreden benim ismimim çıkacağı kanaatindeyim. Bir hayli oy alır ama biri 500, diğeri 550 oy almış gibi bir netice de çıkmaz.
ERBAKAN EŞİT Erbakan'ın, Gül'e aday olma diye bir açıklaması olmadı. Yalnız ortada o istikamette sözler var. Erbakan, Kutan'a da Gül'e de eşit mesafededir. Partinin kararlarında Balgat faktörü çok etkilidir iddiasının gerçekle uzaktan yakından alakası yok. Ben Erbakan'ı en son bir umreden dönüşünde, bir de hapis cezası aldığında ziyaret ettim. Bu ziyaretlerde de çok sayıda teşkilat mensubumuz vardı. Yani başabaş görüşmedik. Ancak kamuoyunda bu anlamda bir kanaat var. Benim de hissettiğim o. Şunu açıkça ifade etmek lazım. Erbakan'la ilişkiler bütünüyle kopmuştur deseniz de, kimseyi inandırmanız mümkün değil. Ancak partiyi yönetiyor seviyesinde bir ilgisinin, müdahalesinin olmadığını da çok açık ve kesin bir şekilde ifade edeyim. Kaldı ki Erbakan uzun süredir kendi davalarıyla o kadar meşgul ediliyor ki, istese de ilgilenecek vakti yok.
REFERANS İSLAM: Elbette kişisel olarak referansınız, eğer bir dini inancınız varsa tabi müslüman olduğunuza göre, kişisel hayatınızda referansınız islamdır. Ama devlet yönetimi o ayrı bir şey.''
DİNİ MOTİFLERİ DEMİREL KULLANDI
Kutan, siyasi islam tartışmasına ilişkin de, ‘‘Bazıları 'Dini siyasete alet ediyorlar' diyor. Ben de 'Bazıları da siyaseti dine alet ediyor' diyorum. Bir müslüman ülkede yaşıyorsunuz, madem parti olarak halkın isteklerini dillendiriyorsunuz eğer dini hayatla ilgili problemler varsa bunu gündeme getirmek her partinin hakkıdır’’ dedi. Türkiye'de dini motifleri en çok Demirel'in kullandığını savunan Kutan, ‘‘Ben şimdiye kadar hiç kürsüde bayrağa sarılı Kuran'ı alıp, öperek başıma koymadım’’ dedi.
NE DEMEK, ORDUYA SADAKAT ŞEREFİMİZDİR
Kutan, 28 Şubat süreciyle ilgili olarak da şöyle konuştu: ‘‘İç ve dış etkilerle 28 Şubat şartlarında ciddi yumuşama var. Bu işin tabiatında var. Belli bir süre geçince yumuşama başlıyor. 28 Yubat sürecinde basına resmi bir sansürün uygulanmaması, bu icraatların rahatlıkla münakaşa edilebilmesi de bu yumuşamada etkili oldu.’’ Hürriyet'te dün manşette yer alan ‘‘Çevik Bir döneminde kışlalara asılan orduya sadakat şerefimizdir’’ yazısının kaldırılmasıyla ilgili haberi, bu yumuşamaya örnek gösteren Kutan, ‘‘Çeşitli istikametlere çekilen bir beyandı. Ne demek ‘Orduya sadakat şerefimizdir’’ dedi.
Acı kavundan beter edecek
Abdullah Bey'le güreş için mindere çıksak, şimdi elbette o gerek kilo, gerek kuvvet itibarıyle benden güçlü. Ancak özel olarak güreş çalıştığını zannetmiyorum. Ben güreş çalıştığım dönemde, mesela tam usulüne göre kafakol uyguladığınızda en güçlü adamın dayanması mümkün değil. Eğer karşındaki kafakola karşı özel tedbir almıyorsa. Şöyle bir örnek vereyim. Üniversitede okurken, şimdi tıp doktoru olan amcazadem Şazi Kutan da öğrenciydi. Boyu herhalde 1.80 ve kilosu da iyidir. Bir gün denize gidelim denildi. Bir ara meşhur olan şarkıcı kardeşler, halamın torunları Selçuk ve Rana Alagöz'ün babası çok yakınımız olan Bahattin Alagöz de bizimle beraberdi. Sakin bir deniz kenarına gittik. O sırada benim güreş çalıştığımı bilmiyorlar. Amcazadem 'Gel bakalım' dedi. 'Şazi git işine, bak şu kadar adamın içinde' dedim. 'Bak şuna, hadi gel' dedi. Ondan sonra bir kafakol çektim, güm. Sonra yıllar boyunca hep dalga geçtiler. 'Yahu seni Malatya tabiriyle acı kavun gibi yere serdi' diye.
Demirel Güniz Sokak'ta birilerine zarar verebilir
FP lideri Recai Kutan, Cumhurbaşkanı Demirel'in yeniden seçilemeyip Güniz Sokak'taki evine dönmesi halinde mutlaka siyaset yapacağını ileri sürdü. Kutan, ‘‘Yapısı öyle. Yasaklı olduğu doönemde dahi en aktif siyasi çalışmaları yapıyordu. Güniz Sokak bir parti merkezi gibi çalışıyordu. Siyasetin içinde olur ama statüsü ne olur kestiremiyorum’’ dedi. Demirel'in ‘‘Anasından doğduğuna pişman ederim’’ sözü anımsatılınca da Kutan, şunları söyledi: ‘‘Geçmişe bakıyorum. Bazı kişiler ne kadar güçlü olursa olsunlar dönemin siyasi şartlarına göre başarılı olamayabiliyorlar. Mevcut bir partinin tabanını hedef alan çalışmalar şimdiye kadar başarılı olamadı. Nasıl bir netice verir orasını bilemem. Ancak bu tip hareketlerle başarılı olmak ayrı şey, karşıya zarar verip etkileme ayrı şey. Çoğu kez zarar verme etkileme ayrı oluyor. Tabi bu konjonktüre de bağlı.’’
69'LA HALLEDİLİR
Kutan, Çankaya Köşkü'ndeki görüşmelerinde partisinin cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin tavrını Demirel'e şöyle açıkladığını söyledi: ‘‘Bizim grubumuzun bir numaralı meselesi partinin kapatılıp kapatılmayacağıdır. En hassas oldukları konu bu. Eğer partinin kapatılacağı konusunda bir endişe devam ederse onların gözünde Çankaya'ya kim çıkmış hiç önemli değil. Dolayısıyla arkadaşlarımızın rahat bir karar verebilmesi için bu hususta bir rahatlama içinde olmalarında zaruret var. Biz FP olarak 69'uncu madde tabiriyle meselenin halledilebileceğini düşünüyoruz.’’
Köşk'e 2 adayımız olacak
FP Genel Başkanı Recai Kutan, cumhurbaşkanlığı için kendi adaylarını çıkaracaklarını belirterek, ‘‘İlla o aday kazanacak diye değil. Ama ilerde ortaya öyle hadiseler çıkar ki, sizin de bir adayınızın olmasında fayda olabilir’’ dedi. Adaylarının kim olacağı konusunda Vecdi Gönül ve Süleyman Arif Emre isimlerini telaffuz eden Kutan, Demirel'in cumhurbaşkanlığı konusunda hükümet üzerinde etkili olamadığı kanaati taşıdığını da bildirdi. Kutan, ‘‘Hükümetin homojen bir yapısı yok. Her birinin ayrı bir hesabı var. Bazı meselelerde cumhurbaşkanının ağırlığı gayet tabi olur. Ama parti menfaatleri sözkonusu olduğunda bazılarının çok etkilenmemesini de doğal görüyorum’’ dedi.
Hoca'ya danışırım
Liderler arasında danışmaya ençok önem verenlerden biriyim. Çünkü dünyanın en ucuz ve kolay işi akıl danışmaktır. Dolayısıyla Erbakan'a da danışıldığı olmuştur. Ancak başkalarına da danışıyorum. Dolayısıyla bunu talimat değil, danışma olarak değerlendirmek gerekir. Gayet tabii gerektiğinde danışılır, bu kadar geniş tecrübesi olan bir zat. Mesela aday olurken Erbakan'la iştişare etmedim. 'Kutan zaten genel başkanlığı istemiyor, hem isteksiz hem yoruldu' diye beyanlar çıkmaya başlayınca, açıklama ihtiyacı doğdu. Zaten aday olma görevim devam edecek diye düşünüyordum. Yorulmadım, kimin ne enerjisi var belli olmaz.