Güncelleme Tarihi:
Yirminci yüzyılın başlarında Güney Kutbu'na ulaşmaya çalışan İngiliz kaşif Yüzbaşı Robert Falcon Scott'un kulübesi, bugün Antarktika'da hâlâ eskisi gibi korunuyor.
Antarktika'da Cape Royds'taki bir kulübe, kaşifler ve bilim adamları anısına bugün bir müze olarak korunuyor. Neredeyse 100 yıllık kulübenin her köşesi, Güney Kutbu'nu keşfetmek isteyen ilk kutup kaşiflerinin izleriyle dolu. İngiliz kaşif Robert Falcon Scott ve Ernest Shackleton, 1902 yılında Güney Kutbu'nun keşfedilmesi için düzenlenen ilk ciddi girişime birlikte katıldılar. Ancak bu ilk girişim başarısızlıkla sonuçlandı. Bunun üzerine Scott ve Shackleton, çok zor şartlar altında ayrı ayrı ekiplerle Güney Kutbu'na varmaya çalıştılar. İki kaşif arasında Güney Kutbu'na ilk varan olmak için kıyasıya bir yarış başladı.
1909 yılının Ocak ayında Shakleton'un hedefine ulaşmasına 180 km kaldı. Ancak kötü hava şartları ve gıda stoğunun azalması, sağlık sorunları 4 kişilik ekibi geri dönmeye zorladı. Toplam 128 gün ve 2736 km'lik yürüyüşünün ardından 4 Mart 1909'da kaşifler, Cape Rodyshut'taki bu kulübeye sığındılar.
Shakleton'un başaramadığını başarmak için, 1912 yılında Scott ve adamları yola çıktılar. Ancak ekip Güney Kutbuna ulaşmadan bir ay önce, Norveçli kaşif Roald Amundsen, Güney Kutbu'na ilk bayrağı diken kişi oldu. 17 Ocak 1912 tarihinde Bill Wilson, Oates, Edgar Evans ve ‘‘Birdie’’ Bowers ile Güney Kutbu'na ulaşmayı başaran Scott, not defterine ‘‘Ulu Tanrım, burası korkunç bir yer’’ diye not düştü.
En büyük hayallerinden birini gerçekleştiren ekip, dönüş yolculuğunda kötü hava şartlarına mağlup oldu. 17 Şubat tarihinde önce Evans yaşamını yitirdi. Mart ayının ortasında Oates, ‘‘Biraz dışarı çıkacağım, bir süre sonra dönerim’’ diye çadırdan ayrıldı ve bir daha geri dönmedi. Martın sonunda ise Scott, Wilson ve Bowers ‘‘beyaz ölüm‘‘e yenik düştüler. Cesetleri 8 ay sonra bulundu. Shakleton'un 1916 yılındaki benzer girişimi de aynı akibete uğradı.
İngiliz kaşiflerden arda kalan küçük kulübe, bugün yolu Antarktika'ya düşenler için bir ‘‘Kâbe’’ özelliği taşıyor. Soğuk ve nemsiz ortam nedeniyle kulübe, 100 yıl önceki haliyle duruyor. Scott'un masadaki notları, raflardaki minyatür visi şişeleri, negatif filmler, hepsi kaşiflerin bıraktığı gibi. Sanki onların geri dönmesini bekler gibi...